24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 Sokakta tacize uğramayan kaç kadın tanıyorsunuz? Belki de hiç. Bireysel olarak yaşanan taciz hikâyeleri bir yana yılbaşı geceleri Taksim’de yaşanan taciz vakalarını anımsayın. Üstelik bu sadece Türkiye’ye ya da stanbul’a özgü bir sorun değil. Dünyanın hemen her ülkesinde yaşayan kadınları çaresiz bırakan bir gerçek. şte 2005 yılında sokak tacizini afişe etmek, bu konuda farkındalık ve dayanışma yaratmak amacıyla başlatılan Hollaback hareketi “Canımız Sokakta” adıyla Türkiye’de. Hareketi başlatansa kendi yaşadıklarından yola çıkan bir Amerikalı. Her yılbaşı ismi tacizle anılan Taksim’de feminist kadınlar tacize karşı eylem yaparken... 11 EYLÜL 2011 / SAYI 1329 Kadınlar, tacizsiz sokak istiyor acie Lyn Kocher, Amerikalı ve yaklaşık bir yıldır stanbul'da yaşıyor ama stanbullu hemcinslerinin tarihi bir problemine el atmak onun aklına gelmiş. Sokak tacizi, aslında ülke ya da medeniyet gözetmeksizin daha çok kadınların yaşadığı büyük bir sorun. Kocher, 2005’te New York’ta başlayan sokak tacizi karşıtı hareket Hollaback’i Canımız Sokakta ismiyle Türkiye’ye getirdi. Canımız Sokakta her gün deneyimlerini paylaşan kadınlarla büyüyor ve sokak tacizine karşı tüm kadınları farkındalığa davet ediyor. Kacie Lyn Kocher (sağda) ile projeyi konuştuk. Hollaback’in hikâyesi nedir? Sanırım ilk olarak New York’ta başlamıştı. 2005’te sokak tacizinden bıkan ve bununla ilgili gerçek anlamda hiçbir şey yapılmadığını gören yedi kadın ve erkek, New York’ta Hollaback NYC’yi başlattı. O zamanlar tam da cep telefonlarının kameralı olmaya K başladığı dönemdi ve insanlar bu sayede yaşadıklarını görüntülü olarak da paylaşabilecekleri bir mecraya sahip oldu. Bugün dünya çapında 14 farklı ülkede ve 8 farklı dilde tam 37 Hollaback faaliyette. Sizin Türkiye’deki yaşamınız nasıl başladı ve Hollaback projesini buraya getirmeye nasıl karar verdiniz? Yaklaşık bir yıldır Türkiye’de yaşıyorum. Ancak asıl hikâyem Fas’ta başladı. Geçen yılın ağustos ayına kadar Fas’ta bir sene boyunca eğitmenlik yaptım ve açık söylemem gerekirse bu deneyimden nefret ettim. Arapça bilme avantajım olmasına karşın orada hoş karşılanmadığımı hissediyordum. Orada geçirdiğim zamanın en kötü kısmı evden Tacize uğrayanlar anlatıyor Türkiye’ye getirmek ve gönüllülerle birlikte çıktığımda sokakta uğradığım tacizlerdi. diğer mağdurların hikâyelerini paylaşmalarına Hemen her gün eve korku içinde bazen de yardımcı olmak için tam mesai çalışıyorum. ağlayarak dönüyordum. Çünkü erkekler beni Sadece bir buçuk haftadır sitemiz faaliyette sözle, takip ederek ve yoklayarak taciz ama hemen her gün düzenli olarak hikâyeler ediyorlardı. Sözleşmem bittiğinde orayı ilk ulaşıyor. uçakla terk ettim. Yine de hâlâ yeni insanları, Görünüşe bakılırsa sokak tacizi dünya kültürleri tanımaya ve Fas’ta edinemediğim genelinde yaygın bir sorun. Sizi huzurlu bir yaşantıyı aramaya istekliydim. DEN Z cesaretlendiren kendi deneyimleriniz mi oldu stanbul’u seçtim. Burada sadece bir yoksa başkalarının hikâyeleri mi? arkadaşım yaşıyordu. Ne bir işim ne de ÜLKÜTEK N Dünyanın farklı yerlerinde sokak tacizinin kalacak yerim vardı. Bugünse bir farklı şekilleriyle karşılaştım. Bunların hepsinin telekomünikasyon şirketi için danışmanlık ortak noktası bir erkeğin benim üstüme bir güç yapıyorum ve ngilizcede Hollaback olarak bilinen uygulaması, beni objeleştirmesi, sinirlendirmesi ve Canımız Sokakta kampanyasını yürütüyorum. Martta utandırmasıydı. Öte yandan benim hikâyelerimin Hollaback’in web sitesinde gezinirken projenin ne kadar yanında kendi hikâyelerini Canımız Sokakta ile muhteşem olduğunu fark ettim. Anlatılan bütün paylaşanların iki amacı var. Birincisi, hikâyelerini hikâyeler fazlasıyla vurucuydu. Bir erkeğin saygısız ve onur kırıcı davranışına yıllar sonra da olsa cevap göndermek istiyorlar, çünkü bunları yaşadıkları deneyimlere bir cevap olarak görüyorlar. kincisiyse verebilme olasılığı beni umutlandırdı. Sonrasında diğerlerini uyarmak ve farklı taciz yöntemlerinden tanıdığım herkese stanbul’da Hollaback tarzı bir haberdar etmek istiyorlar. Topluluğumuz içinde müthiş girişimin gerekli olup olmadığını sormaya başladım ve bir empati ve diğerlerinin bu yaşananları herkesin cevabı “evet” oldu. O günden beri kampanyayı yaşamayacağına dair bir umut hâkim. Canımız Sokakta sayesinde deneyimlerimizi paylaşmamız ve tacize karşı birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. C M Y B C MY B Ayşegül G.’nin hikâyesi Ağustos 2010. Bağdat Caddesi. Hepimizin alışık olduğu promosyon amaçlı veya belli bir kuruma bağlı dergi, gazete satan “gençler”. Engelli haftasının sebebiyle orada bulunduğunu açıklayan, benden beş adım önde yürüyen erkek arkadaşıma dergi satan kişi benim onunla bir bağlantım olduğunu anlamadan benim yanıma geliyor. Eşzamanlı yürürken ilgilenmediğimi belirtiyorum. Hâlâ benimle yürümeye ve lafla taciz etmeye devam ediyor. lgilenmediğimi tekrar sert bir tavırla belli ettiğimde çirkinleşiyor ve küfürle karışık devam ediyor. Bu arada yanımıza bir arkadaşı daha ekleniyor. En sonunda ağza alınmayacak küfürlere başladıklarında elimdeki su şişesini üstlerine boca ediyorum. Evet tam anlamıyla onları suluyorum! Tabi burada bana bağırdıkları küfürler ağza alınmayacak cinsten. Şaşkınbakkal Kazım Kulan Çarşı’sının önünde park edili polis aracını görüyorum bu arada. Hemen gidip bu insanların verdiği rahatsızlığı şikâyet ediyorum. Bu arada çocuklar arkamdan gelmeye devam ediyor. Mağdur gibi bu bize saldırdı diyorlar! Polisler oralı değil. En sonunda polislerle bana ettikleri küfürleri paylaşıyorum açık açık. O zaman işin rengi değişiyor. Şikâyetçi olacaksam karakola gelmemi istiyorlar ama ben uğraşmıyorum. Yoluma devam ediyorum. 27 senedir Erenköy’de yaşıyorum, promosyoncuların sözlü tacizlerine hep denk geldik ama bu kadar abartılısını hiç yaşamamıştım. Bundan sonra yapacağım tek şey nereye bağlı olduklarını anlayıp direk şikâyet etmek olacak. Deniz A.’nın hikâyesi Bir kız arkadaşımla Beşiktaş Kültür Merkezi’nden çıkmış Maçka’ya doğru yürümekteydik. Caddenin kenarındaki yaya yolunda kaldırımın daraldığı ve iki kişinin yakın olarak geçebileceği bir yer vardır. Tam buradan geçmekte iken yanımızdan aksi yöne doğru yürüyen bir adam, kalçamı elleme cesaretini gösterdi. Sanki hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam etti, ben durup onu izlerken buna hayretle şahit oldum. Ondan bir ses çıkmayınca bağırdım “Heey!” diye. Baktı, ellerini açtı, “Buyrun, ne vardı?” der gibi. Ne diyeceğimi şaşırdım. şte böyle insanlar yüzünden, ne tepki vereceğimizi şaşırıyoruz. G HER TAC Z IRKÇIDIR Canımız Sokakta ile ne gibi eylemler yapmayı amaçlıyorsunuz? Mücadeleniz sadece cinsel tacizle mi sınırlı. Yoksa ırk ve kimlik üzerinden yapılan tacizler de ilgi alanınıza giriyor mu? Hollaback sokak tacizinin tüm çeşitlerini sona erdirmeyi amaçlayan bir hareket. Sokakta tek başına yürürken kendini güvende hissetmenin bir insan hakkı olduğuna inanıyoruz. Her ne kadar sokak tacizlerinin çoğu kadınlara yönelik olsa da taciz her bakımdan homofobik ve ırkçı bir olgudur. Canımız Sokakta da stanbul’un herhangi saat ve yerde tacize uğramanın kabul edilemez bir yer olmasını amaçlıyor. Üyelerinin kendi deneyimlerini rahatça paylaşabileceği ve tacize tanık olduklarında hemen yardıma koşabileceği bir topluluk oluşturmak istiyoruz. Amacımız tacizciyi koruyan bir çevre oluşmasını engellemek. Bunun için de önce sokak tacizinin aslında ne olduğu hakkında farkındalık yaratmak gerekiyor. Taciz mağdurları ortaya çıktıkça farklı semtlerde sesimizi duyurmak için çalışma yapmayı istiyoruz. Ekleyeceğiniz... Sokak tacizini afişe edebileceğiniz çok yer var. Özellikle böylesi büyük, kozmopolit ve farklı semt yapıları olan bir şehirde. Bir yol hikâyenizi paylaşmak. Biz de olabildiğince çok hikâyeyi paylaşmanız için çalışıyoruz. Ayrıca hem fikir hem de işgücü anlamında yardıma ihtiyacımız var. G http://istanbul.ihollaback.org/
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear