Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 AĞUSTOS 2011 / SAYI 1324 11 Hıyarın Hayrı ürkiye hıyar yetiştirmekte dünya ikincisiymiş. Hemen müstehzi bir ifadeyle, belli oluyor zaten demeyin. Hıyarın bol olması Türkiye için bir nimet. Ancak ciddi bir rakibimiz var. Açık ara ile Çin önde gidiyor. Ancak Çin çok geniş ve kalabalık bir ülke. Yüzölçümü, nüfus ve hıyar dengesine bakıldığında hangi ülke avantajlı konumda bir araştırmasını yapmak gerek. Metrekareye düşen hıyar sayısında Türkiye önde gidiyor olabilir. Hıyar çok hayırlı bir yiyecek. Hele hele yaz sıcaklarında her derde deva. Kalorisi az, açlığı bastırmakta üstüne yok. Üstelik hızınızı alamayıp bir kilo bile götürseniz topu topu 150 kalori alıyorsunuz. Neredeyse yüzde 98’i su olduğu için vücut AYL N sıvılarını dengeliyor, harareti ÖNEY TAN gideriyor, potasyum ve C vitamini içerdiği için akşamdan kalmalığa iyi geliyor. Böyle durumlarda alına ve şakaklara birkaç dilim hıyar koyup, serinletici etkisinin baş ağrısına deva olmasını beklemek de işe yarayabilir. Aslında en iyisi içkili bir gecenin sonunda sabah zinde ve diri uyanabilmek için yatmadan birkaç hıyar yemek. Söylemeye bile gerek yok, elbette ki şişen gözlere, T güneş yanıklarına da bire bir. Bilgisayara bakıp durmaktan, uykusuz gecelerden feri sönen gözlere birer dilim koyup bir süre gözleri dinlendirmek en iyi çare. Güneşte kalıp ıstakoz gibi kızaranlara, sıcaktan oluşan isilik gibi cilt tahrişlerine karşı en azından rahatlatıcı bir etkisi var. çindeki askorbik ve kafeik asit cildi rahatlatıyor. Silika sayesinde cilt sıkılaşıyor, canlı ve gergin bir görünüm alıyor. Makyaj temizlemekten, siyah noktalara kadar cilt üzerindeki tonik etkileri saymakla bitmiyor. SELÇUK EREZ HAYIRSIZ HIYAR Hıyarın en önemli etkisi çok affedersiniz, hıyarlığa karşı. Öfkesi burnunda, hıyarlık etme temayülünde insanlara biraz hıyar takviyesi yapmak gerekiyor. Hem yemesi, hem de rayihasını soluması tansiyona iyi geliyor, insanı sakinleştiriyor. Sadece sıcaktan değil, stresten, gerilimden, hiddetten, öfkeden yana kaynama noktasına gelenlere karşı mucizevi etkileri var. Gülsuyuna eşit değerde ruhi rahatlatıcı etkisi saptanmış durumda. Zaten eski Osmanlı tıp sistemine göre hem gülsuyunun, hem hıyarın sakinleştirici ve soğuk etkisi var. Bu yüzden topluma hayrı olmayan ve af buyurun hıyarlık edenlerin bizzat sebzenin kendisi ile tedavi edilmelerinde yarar var. Bu bir şaka değil, gerçekten de gerçek hıyar kokusu insana ferahlık ve mutluluk hissi veriyor. Ama bir gerçek var ki eski hıyarlar piyasada yok, nerede kaldı kokusunu bulmak. Tohumların genleri ile oynana oynana eskisi gibi gerçekten mis gibi ferah ferah kokan hıyarlar bulunmuyor. Bizim yerli türler Akdeniz hıyarı ve ran hıyarı olarak geçiyor, literatürde bir de Ermeni hıyarı var ki o aslında bildiğimiz acur. Artık hıyarlar da değişti, çağa uydu. Eskiden çoğu acı olurdu. Acısını çıkarmak için sap kısmından bir parça kesilir, kesik parça kesilen kısma çevire çevire sürtülür, kesik köpürünce acısı gitmiş olurdu. Yerli hıyar türleri giderek yok oluyor, piyasadakiler giderek dümdüz ve lezzetsiz ngiliz hıyarına benzemeye başlıyor. Bu gidişle sarmısaklı cacık yerine akşam çay saatinde ngiliz usulü “cucumber sandwich”, Türkçesi ile ‘ekmek arası hıyar’ yeme günlerimiz yakındır. Neyse buna da şükür. Büsbütün hıyarsız kalmaktansa! Şu yaz sıcaklarında hıyarın hayrını görün, bu memlekette pek hasretini çekmezsiniz ama siz gene de kıymetini bilin, sofranızdan eksik etmeyin! G aylinoneytan@yahoo.com Tanrım Bana Bir Putin Yolla! Gazetelerde sık sık yazıyorlar, TV söyleşilerinde nefes nefese konuşuyorlar: Bu disiplinsizlik sadece bir generale münhasır, tekil bir olay değildir. Elli yıllık darbe süreçlerinde, adeta birbirleriyle yarışarak biçimlendirdikleri ve aşındırarak yol yaptıkları, gelenekselleşmiş bir davranış kültürüdür. Halkın seçtiği sivil otoriteye karşı edepli bir tutum yerine, mağrur ve kibirli tavırlar takınmak, meziyetleri olup çıkmıştır. Ben de beğenmedim o heykeli, Başbakan haklı! Sol, 21. inci yüzyılda ne söyleyeceğini bilemez durumdadır. Onun için de çareyi, insan haklarını savunmaya sığınmakta bulmuştur. Oysa bu, her aklı başında liberal kapitalistin "zaten" kabul ettiği bir açılımdır. Sol, işsizliğe çare bulmaz, bulamaz. Başbakan gibi öğrenci olaylarının arkasında başka şeyler olduğunu düşünüyorum evet. Çünkü Tan gençliğinden itibaren böyle bir gelenek var. Eğitimle yapıyoruz bunu. Türkiye'de faşizm aileden değil eğitimden gelir. Eğer sen daha baştan onun seçtiği Cumhurbaşkanı'na milyonların önünde "Sen benim Cumhurbaşkanım değilsin" diye bayrak açar, milleti kışkırtmaya çalışırsan Başbakan senin nereni kucaklasın.. Başbakan haklı. Bekir Coşkun haksız. Kazançlı çıkan ise Hürriyet.. AK Parti'nin %50 oyunu hazmedemedikleri için Türkiye'yi..., milleti cezalandırma yoluna gittiklerini, Meclis’i kilitleme yoluna gittiklerini, kaosa yatırım yaptıklarını söyleyebiliriz. Orada topyekun lağvedilen bir yeniçeri ocağı vardı, burada kendi istekleriyle bir siyasi tavır koymak üzere topluca "emekliye ayrılan" komutanların bu hareketleriyle vesile oldukları bir değişim ufku var. Hıyar Taratoru Bu tarif 1844 yılında yayımlanmış. Özge Samancı 19. Yüzyıl Osmanlı Mutfağı kitabında tarifi ölçülendirmiş ama ben özgün tarifi de koymadan edemedim. Özgün tarifte fındık kullanılmış, bizim önerimiz ise ceviz ile ama siz badem de deneyebilirsiniz. “ Tariki: Kırılmış findığı bir toprak tava içine koyup ateşte iç kabuğunu çıkaralar. Ba’dehu havanda bir iyice dövüp ezildikte birkaç diş sarımsak ve tuz koyup tekrar hall edeler ve bir parça has ekmek içini suda gereği gibi ıslatıp onu dahi içine kodukta yine tekrar dakk edip gereği gibi inceldikte bir miktar sirke veya limonu bir miktar su ile sulandıralar. Ba’dehu hıyarı ince tekerlek gibi kesip bir kâse içinde tuz ile iyice karıştırıp sonra mamul taratoru üzerine dökeler ve bir miktarı vâfi zeyt yağı koyup tenavül buyuralar. Fındığın iç kabuğu çıkarılmasa da olur ama çıkarılsa daha ala olacağı bedîhîdir. Hıyar bulunmaz ise semizotunu yaprak yaprak ayırıp hıyar mahalline vaz’ oluna. Karnıbahar veya ıspanak kökünü suda iyice haşlayıp âdeta yapılmış taratoru üzerine vaz’ edilse yine zeyt yağı dahi konulsa pek latîf tarator olur.” Melceü’tTabbahîn (1844) Salatası için: 2 adet (yaklaşık 200 gr.) salatalık, ½ çay kaşığı tuz Ceviz taratoru için: ¾ su bardağı (50 gr) çekilmiş ceviz içi, 1 dilim (20 gr) ekmek (ufalanmış), 2 diş sarımsak, ezilmiş, 1 ½ çorba kaşığı (20 ml) limon suyu, 2 ½ çorba kaşığı (3040 ml) su, 1 çorba kaşığı (15 ml) zeytinyağı. Salatalığı soyun ve ince dilimleyin, bir kâseye koyun ve tuzla karıştırarak bekletin. Cevizleri, ekmeği, sarmısağı, limon suyunu, suyu ve tuzu mutfak robotuna koyun ve malzemeleri hamur olana dek karıştırın. Robotu çalıştırırken zeytinyağını ekleyin ve karıştırmaya devam edin. Taratoru salatalık ile karıştırın ve servis yapın. Taratoru yaparken ceviz yerine fındık, tatlı badem veya dolmalık fıstık da kullanabilirsiniz. Bu tarator ızgara balık, midye tava yanına da çok yakışır, salatalık yerine semizotu veya haşlanmış ıspanak ile de karıştırılabilir. G Bu yüzyılda, bu güzelim ülkede illa ki eleştirilmez, dokunulmaz yerli malı bir Putin oluşturmak için kendinizi niçin bu kadar çok yırtıyorsunuz? G selcukerez@gmail.com Ya yuvaya gitmek istemezse... kul öncesi eğitimin yazı, kışı yok! Küçük çocuğunuzu bu aylarda yavaş yavaş anaokuluna alıştırmaya başlayabilirsiniz. Yuvaya başlama, kimi çocuklar için çok kolayken, kimileri için çok zor olabilir. Kimi çocuk birkaç hafta ağladıktan sonra alışır, kimisinde ise gece kâbusları, evden çıkmaktan korkma gibi olumsuzluklar görülebilir ve mutlu sona bir türlü ulaşılamaz! Özel Zeynep Korkmaz Bilgiç Çocuk Yuvası b danışmanı, uzman psikolog Didem Doğan, “bu durumun oluşması nasıl önlenir ve olduğunda nasıl davranılmalı?” sorularını şöyle yanıtlıyor: Ç “Çocukların okula alışmaları aslında bir t ‘süreç’tir. Kimisinde uzun ve yaralayıcı, kimisinde fark edilmeyecek kadar kısa ve sorunsuzdur. Ailelerin sakin bir şekilde bu süreci izlemeleri F GEN uygun olur. Aslında çocukların okula alışmaları ATALAY aileler için de bir süreçtir. Aile artık ‘okul çocuklu bir aile’ formatına girmektedir. Çocuklar için evden ayrılmak ne kadar önemli bir aşamaysa aileler için de o ölçüde alışılması gereken bir dönemdir. Ancak unutulmamalıdır ki çocukların okula alışma süreçleri o gün oluşmaz, ailenin çocuğa yansıttığı duygusal ve ruhsal birikimin bir sonucu olarak o gün yaşanır. Çalışmalar onu gösteriyor ki anneden ayrılmakta zorlanan çocukların çoğunun anneleri de, çocuklarından ayrılmakta zorlanıyor. Çocuğun ve annenin ilk birkaç gün veya 12 hafta birbirlerinden ayrılmakta yaşadıkları zorluk, ürperme, hafif endişe veya birkaç damla Göksentır Misafir şair ESKİ ŞİİRLERİM Kapılarını yıllardır çalmadığım Eski dost evleri gibi Eski şiirlerim Kitaplarda bekler beni... Girip dinlendiğim olur İçlerinde Bir kahve içimi Çıkıp giderim sonra Buruk bir hüzün Bırakıp geride... Ataol Behramoğlu O gözyaşı gayet doğal olarak değerlendirilebilir. Çünkü çocuk ilk defa ev dışında bir kurumda bırakılacaktır, bir anlamda bağımsız bir şekilde kendi kontrolünü sağlamak durumundadır, artık içeride idare edilmeyecektir. Öte yandan daha önce hiç tanımadığı çocuk ve yetişkinlerle bir arada zaman geçirmesi beklenmektedir. Ancak çocuk birkaç tutarlı gün içinde oradakilerin iyi insanlar olduğunu, onlara güvenebileceğini, hatta oldukça eğlenceli olduğunu fark edebilecek duruma gelebilecektir. Ve her geçen gün azalan bir endişe tablosu beklenmektedir. Doğal olan budur.” KARARLI OLMAK ŞART Doğan’a göre, eğer çocuk anneyebabaya yapışıyorsa, annebaba da çocuğu bırakamıyorsa, okulun veya sınıfın kapısında dramatik sahneler yaşanmasına izin vermemek gerekiyor. Okuldan ayrılıp, bu konuyu ayrı bir yerde çocukla konuşup öyle getirmeleri ve kararlı bir şekilde bırakıp işlerine dönmeleri ya da ertesi gün başlayacaklarını söyleyip ertesi gün kararlı bir şekilde ayrılmaları daha uygun. Eğer bunun için zaman yoksa annebabanın, hemen kapı önünde güven verici cümlelerini söyleyip kararlı bir şekilde okulu terk etmeleri en uygun davranış olabiliyor. Çocuk yuvada bir saat bile kalsa, annebabanın bu durumu takdir s etmesi ve “seninle gurur duydum, ne kadar cesursun, bugün okulda bir saat durabildin” gibi cesaretlendirici sözlerle ödüllendirmesi de çok önemli. G Sahibinin Sesi Fırsat... Fırsat... Az kullanılmış 'ibik' ihtiyaçtan satılıktır. Kiraya da verilir. Üst Düzey Horoz Emeklisi Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince, diğerleri de yanlış gider. Petşop figenatalay@yahoo.com Ben koyun yetiştiriyorum, sürümden değil, sürüden kazanıyorum!.. Artık leyleğin ömrü bile, borç ödemekle geçiyor hacı!.. İbrahim Ormancı Minik liderler yaz kampında En güzel duvarı çocuklar boyar Lav Sıtori C MY B C MY B Kartal, Uğur Mumcu Mahallesi’nde yaşayan 16 ilköğretim öğrencisi, birlikte çalışmalar yapmak, çevrelerine yararlı olmak ve etkinlikler düzenlemek amacıyla “Koru Çocuk Kulübü”nü kurdular. Kulüplerine oylamayla başkan ve sekreter seçen, sık sık toplanarak çeşitli konularda tartışan çocuklar, birlikte bahçe duvarını resimlediler, gösteriler, sergiler düzenlediler. G Şişli Belediyesi tarafından her yıl düzenlenen ve ilköğretim okulları öğrencilerinin katıldığı “7. Etap Liderler Kampı“ Kumburgaz Artemis Marin Princess Otel’de başladı. Öğrenciler, kampa üçer günlük dönemler halinde katılıyor. Bugüne kadar ilçedeki 62 bin çocuğun eğitim gördüğü Liderler Kampı’nda, bu yaz döneminde 7 binin üzerinde çocuğa ulaşılması hedefleniyor. G Misafir çizer: Erdoğan Başol Off The Record İstanbul depremi yavaş yavaş geliyomuş!.. Acelemiz yok, bekleriz!.. bulutlar ya ağlayın ya da güneşimi güldürün.. Mehmet Tuncer