01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 NU N BA V E Ü G ZÜLAL KALKANDELEN 17 TEMMUZ 2011 / SAYI 1321 Yunus Parklarındaki şkence Kimdir vicdan sahibi uygar kişi? Bu soruyu rasgele birilerine sorsanız, ortak D yanıt aşağı yukarı şöyle olur: “Demokrasiye, hukuka, insan haklarına saygılı, başkalarının sorunlarına da duyarlı birey.” Ancak 21. yüzyılda yaşıyoruz. Eksiği yok mu bu yanıtın? Elbette var; çağın sorunları sadece insan haklarıyla sınırlı değil artık. Çevre ve hayvan hakları konusunda da duyarlı olmayı gerektiriyor modern yaşam. nsanoğlu, dünyayı güdümüne alan kapitalizmin yarattığı hırsla yaşadığı gezegeni kirletti, kaynakları köreltti, canlı türlerini yok edip her şeyin dengesini bozdu. Bina dikmek için bir ağaç kesiliyor ve bu sizi rahatsız etmiyorsa, vicdan sahibi uygar insan değilsiniz. Eğlenmeniz için yunuslara işkence yapılıyor ve ses çıkarmıyorsanız, vicdan sahibi uygar insan değilsiniz. Banu Güven son günlerin en çok konuşulan ismi. NTV kimlik değiştirirken yeni kimlik tanımı içinde yer almayan isimlerden ilki. Gerisi gelecek mi? Güven, umarım olmaz, diyor ama var olan medya siyaset ilişkisi pek de olumlu bir tablo çizmiyor. Bugün asıl üzerinde durmak istediğim konu, yunus gösteri merkezi denilen ama gerçekte yunus işkence merkezi olan parklar. Bu merkezlerde daracık beton havuzlar içine hapsedilen yunuslar çok kötü koşullarda çalıştırılıyor ve sonunda hastalanarak ölüyor. Yerlerine yenileri konulduğundan insanlar orada yaşanan katliamın farkına bile varmıyor. Bir süre önce şehir fırsatları sunan Grupanya adlı şirket, stanbul’daki Dolphinarium için indirim kampanyası düzenledi. 2010 Eylül ayından bu yana tepkilere kulaklarını tıkayan bu şirketle bir kez de kendim muhatap olmaya karar verdim. Önce “call center”da karşıma çıkan görevliyle konuştum. Görüşebileceğim yetkilinin telefon numarasını uzun süre vermedi. Israrlarım sonucu bir başka telefon numarasından Müşteri lişkileri Sorumlusu Funda Gedik’e ulaştım. Kendisine konunun etik yönünden söz edip, Grupanya’nın bu işkenceyi neden desteklediğini sordum. Benden konuyu yazılı aktarmamı isteyip eposta adresini verdi ve mutlaka yanıt vereceğini söyledi. 16 Haziran’da aynı gün gönderdim epostayı ama hâlâ yanıt yok. Şirketin sahibi Alemşah Öztürk’e Twitter’da derdimi anlatmaya çalıştım, hiç ses yok. Duyduğuma göre yaklaşımları şu: Her rahatsızlığı dikkate alırsak o zaman dinci kesim itiraz eder diye içkili restoran promosyonu da yapamayız... Bu bakış açısının sakatlığı konuyu hiç anlamamış olmalarından kaynaklanıyor. Uzmanların yaptığı araştırmalar, bu merkezlerde çalıştırılan yunusların bir süre sonra koşullara dayanamayıp öldüğünü gösteriyor. Yani ortada kâr için katledilen yunuslar var! Bunu içkiden rahatsız olmayla kıyaslamak abesle iştigaldir. Yunus parklarını işleten ve onların promosyonunu yapan firmaların giderek artan tepki karşısında dayandığı nokta da, bunların “yasal” olması. Yunus terapilerini sağlık hizmetiymiş gibi göstermeye çalışsalar da, parkların sadece eğlence amaçlı olduğu ortadadır. Ayrıca Türkiye’nin taraf olduğu Bern (Yaban Hayatı Koruma Sözleşmesi) ve CITES’e (Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Flora ve Faunanın Uluslararası Ticareti Sözleşmesi) de uygun değildir bu parklar. SAD (Sualtı Araştırmaları Derneği) Kurucu Üyesi Cem Orkun Kıraç’ın bu konuyu özetleyen güzel bir yazısı var; internette bulup okumanızı öneririm. şin yasal kısmını yunus parklarını savunanlara karşı gündeme getirdim. Aslında vicdan sahibi uygar bir insanı rahatsız eden temel nokta, yunuslara uygulanan zulüm olmalıdır. Grupanya yunus parklarını destekleyen tek şirket değil, onun gibi şirketler çok. Acun Ilıcalı gibi Survivor’daki yarışmacılara ödül olarak sunanlar da var. Devletin ilgili kurumları bir an önce bu parklar konusunda harekete geçmelidir. Katalonya’da boğa güreşinin, ngiltere’de sirklerde hayvan kullanılmasının, bizde sokakta ayı oynatılmasının yasaklandığı gibi yunus parkları da yasaklanmalıdır! www.zulalkalkandelen.com / [email protected] Gazetecilik yapma zemini ortadan kalkıyor... istasyon kalmıyor. Herkes bireysel olarak kendi durumunu değerlendiriyor. Onlar adına bir şey söylemek istemiyorum ama bu, en azından bildiğim kadarıyla, Banu Güven’e işaret edilerek yayından el çektirilmesi durumu söz konusu değil. Gazetecilik yapmanın koşullarının ortadan kaldırılması söz konusu. anu Güven’le röportaj yapma isteğim aslında seçim öncesine dayanıyordu. Bu söylediğiniz sırf NTV özelinde mi geçerli yoksa tüm medya için mi? Çünkü bir hayli sivri konuklar ağırlıyor ve ana akım medyanın kırmızı Genel olarak medyada da birtakım sıkıntılar hissediliyor. Bir taraftan da son çizgilerinin üzerinde dolaşıyordu. Ben de memleketteki pek çok faaliyet gibi dönemde yapamadıklarımızın başka yerlerde yapılabildiğini de görüyorum. Erken bu talebimi seçim sonrasına erteledim. Ancak seçim sonuçları çok şeyi değiştirmişti. tatile çıkmama sebep olan yapamayacağım birtakım şeyler olduğu söylendi. “Bunu Sağda solda “NTV’den tasfiyeler olacak” söylentileri dolaşıyordu. Güven’le birkaç yapmayacağız artık” denildi. Oysa Vedat Türkali söyleşimizde Kürt sorununa dair defa konuştuk ama bir şeyler kesinleşmeden röportaj vermek istemiyordu. Sonrası söylediği şeylerin 2006’da hükümet programında olduğunu da görüyoruz. NTV’den bilinen hikâye... Banu Güven’in 14 yıldır çalıştığı ve özdeşleştiği NTV’den ayrıldığı ayrıldığım haberinin yayınlandığı gün her yerde Öcalan’ın devletle mutabakat haberi kesinleşti ve ben de hemen ardından kendisiyle röportaj yapma şansını sağlandığı açıklaması da vardı. Ortaya garip bir resim çıkıyor o zaman. NTV’de buldum. “Erken tatile çıkarıldı, kovuldu” söylentilerini bir kenara bırakın. NTV’de yaşadıklarımızın yanında başka kuruluşlarda neler oluyor, bunu da gözlemlemeye, yaşanan gerçekleri şimdi Banu Güven’den dinleyin. anlamaya çalışıyorum. Genel tablonun yanında her medya kuruluşunun da kendine Seçimler yaklaştıkça NTV’de nasıl bir ortam oluştu? Oluşan baskıyı tarif edebilir has koşulları var. NTV hep dengeli bir yayın politikası sürdürmeye özen gösterirken, misiniz? ‘sivri’ yayınlar yapılmasına da imkân vermiştir. On beş yılın sonunda neden böyle oldu Bu bir günde olan bir şey değil. Ortada şöyle bir tablo var; zaman içinde diye sormak gerek. “Şimdi durum değişti, Türkiye’de genelde siyasetçilerin kendinde hemen konumumuzu değiştirelim ve hemen hak gördüğü bir şeydir. Medyayı sürekli “bizi bu arkadaşların programlarını yayından niye sıkıştırıyorsunuz, bizi niye Evliliğiniz de aslında çok yeni. Bu olaylar kaldıralım” diye bir şey yok. Kimse bunların görmüyorsunuz, sadece olumsuz evliliğinize nasıl yansıdı? gamsızca yapıldığını düşünmesin. Acı tartışmaları görüyorsunuz” diye eleştirirler. Bir ay önce tansiyonumun biraz çekiliyor. Aslında bu her kesimden gelen bir eleştiridir. yükseldiğini söyleyebilirim. Birçok insan da Son konuşmanızda yöneticilerle nasıl Yıllar boyunca da bu siyasi kültürün de bir benzer sıkıntıları çekti. Eşimden çok iyi bir bir diyaloğunuz oldu? parçası aslında iktidarından, muhalefetinden destek gördüm. Hayatınızda sahip Aramızda geçenler özel şeyler ama çok ciddi sitemler duyduk. Eşit uzaklıkta olduklarınızın değerini iyi bilmek gerekiyor. genel olarak söyleyebilirim. Bir ay durup, eşit muamele göstersek de zaman Ben de kendimi şanslı hissediyorum. Bütün öncesinden de konuşmuştuk. Devam etmek zaman kimseyi memnun edemedik. sıkıntıları, her şeyi sağlam bir algıyla için bir hissiyat oluşur mu diye ben de Siyasetçilerde, bu memleketin siyasi değerlendirebilen ve beni de çok mutlu eden düşünüyordum. Bir ay önce sorun yaşadım. kültürüyle uyumlu bir siyaset medya ilişkisi biriyle geçirdiğim için çok şanslıyım. Leyla Zana’yı sözleşmiş olmamıza rağmen algısı var. Oysa gazetecinin muhalefet Evlilik hikâyeniz de çok ilginç. Yayına programa alamadım. lk kez böyle bir kabiliyetini asla yitirmemesi lazım. Bu çıkıp, sonra pasta kesmişsiniz. durumla karşılaştım ve benim için çok sadece iktidara karşı olmak anlamını Evet, normal bir günün akışı içinde oldu sarsıcıydı. Hiçbir zaman bir konuğumu taşımaz. Ben bu kurum içinde gerekli olan bitti. “Bak Aykut ben mesleğine düşkün bir anlaştıktan sonra geri çevirmek zorunda yerlerde muhalif tavrın gösterildiğini kadınım ve bu yayınımı iptal edemem. O kalmadım. Durum netleştikten sonra da söyleyebilirim. Çok güzel yayınlar yaptık. yüzden sabah evlenir, sonra yayına gideriz” tatile çıkmaktan başka bir şey yapamazdım. Bugün gelinen nokta değerlendirilirken demedim yani. Pastayı da evlendiğimizi Pekiyi yapamadığım yayını seçimden sonra geçmişi hep hatırlamak gerekiyor. yayından sonra öğrenen arkadaşlar yapabilecek miydim? Benim için devam Son bir yıl içinde 14 yıllık yayın hayatımın kafeteryadan getirdi. Ömer Özgüner’in etmenin koşulu da buydu. Olmadı. en verimli dönemlerini geçirdim. Ana akım odasında küçük bir kutlama yaptık. Konuşmamıza hâkim olan şey üzüntüydü. medyanın gündemine pek girmeyen Tasarlanmış bir şey değildi yani. Bizim Olacakları ne zaman öngörmeye konularda yayınlar yaptık. Bütün bunlar yayın ekibiyle de ve o gün başladınız? mevcut koşullara rağmen yapılabilen şeyler. konuğum olan Nedim Gürsel’le Bir ay kadar önce. Çünkü biz karşılıklı Dolayısıyla bir iyimserlik taşıyordum. de şampanya eşliğinde ayrıca samimiyetimize güveniriz, o yüzden bunları Seçim öncesinde oluşan atmosfer kutladık. Matrak bir gündü. da açıkça konuşabiliriz, sonra da yolumuza nasıldı? Bizim açımızdan çok devam ederiz. Yeni bir kimlik tanımı yapıldı. Öyle bir sınır çizilmiş ki seçim öncesinde, eğlenceliydi. Ben de o tanım içinde yoktum. Bu kadar o sınıra ayağımız takıldı. Bazı programlar Bu tip anılar basit. düşünülenden erken bitti ve bunları yapan da NTV’den Peki bu yeni kimliği nasıl tarif arkadaşlar açısından da sıkıntılar doğdu. ayrılmayı biraz zor edebiliriz? Ama onun da sebebi şu; alanınıza sürekli kılıyor olsa gerek. Onu NTV’nin tarif etmesi lazım. tecavüz edildiğini düşünün, o alanı Aile gibi Belki yapılacaklar üzerinden değil de kapatıyorsunuz. NTV’nin yaptığı aslında olunca zor tabii. yapılmayacaklar üzerinden konuşmak lazım. budur. ktidarın müdahale edebileceği Ben orayı hep Evet, yani onlar da ortada. seçim öncesi gergin günleri düşünürsekgüzel Peki daha genel olarak bakarsak alanlar kapatıldı. Bu nedenle olanların hatırlayacağım. önümüzdeki dönemdeki medya ve iktidar sadece kişisel bir mağduriyet olarak Yaşananlar yalan ilişkisi hakkında ne diyebilirsiniz? algılanmasını istemiyorum. Bu Banu değil ki. Ancak Bu sorunun cevabını bünyesinde medya Güven’in meselesi değil. Bu, NTV Fotoğraf: bugün olanlar da kuruluşları da olan sermaye belirleyecek. örneğinde, benzer işler yapan herkesin gerçek. G VEDAT ARIK Hangi alanlarda, nasıl faaliyetler içinde meselesidir, gazetecilikle ilgili bir meseledir. olmak, ne kadar kar etmek isteyecekler? Yıl boyunca hükümetten de muhalefetten de Bunun için iktidarlara ne kadar bağımlı olacaklar? Bu işin bir tarafı. Diğer bir tarafı da ağırladığımız isimlere sorgulanacak konularda aynı eleştirellikte yaklaştım. Bunları tabu olarak görülen bir konuların zamanla tartışılabilir hale geliyor olması. Kürt teker teker anlatmak da istemiyorum. Sadece gazetecilik yapmaya çalıştım. Girersin meselesinin çözümü gibi. Kürt meselesinde yol kat edilirse, bizim bir ay önce her alana konuşursun ve sorarsın. “Amma da sıkıştırdınız ha”. Bunu birbirine çok zıt yaşadığımız sıkıntıyı belki çok yakın gelecekte kimse yaşamayacak. Gazetecilik adına yerlerden eşzamanlı olarak duyduk. Sonuç olarak gazetecilik mesleğini gerektiği gibi getirilen kısıtlamalar bize iki yıl sonra şaka gibi gelecek belki. Ama sadece Kürt yapmak bir anda sizi muhalif konumuna getirmiş oluyor. meselesini ele alarak konuşmayalım. Aleviler’in sorununu, Sivas’ta bu yıl yaşananları, “Bitaraf olan bertaraf olur” sözünün bir yansıması mı bütün bunlar? çevre meselelerini, toplumsal olaylara yaklaşımı, Metin Lokumcu'nun ölümü üzerine Böyle ifadeler bir algı oluşturuyor. Bertaraf olmamanın koşulları dolaylı ya da yapılan tartışmaları konuşalım. Eğer gerçekten ileri demokrasi iddiası varsa, önce biz doğrudan yollarla bildiriliyor ve ortaya bir mecburiyet çıkıyor. Hat değiştiriliyor ve o gazetecileri buna inandırsınlar. G hattın üzerinde de benim ve benzer program yapan arkadaşların durabileceği bir DEN Z ÜLKÜTEK N B NTV’DE GÜZEL ANILARIM VAR HAYAT ŞTEN BARET DEĞ L Önümüzdeki dönemde nasıl planlarınız var? Valla ben hiç uzun dönemli plan yapan biri olmadım. Kendimi iyi hissettiğim şeyleri yapmak istedim. Kafamda çizdiğim kurumsal bir şey yok. Genele bakmam gerekiyor. Bugüne kadar yapabilmiş olduğum gazeteciliğin gerisine düşecek bir iş yapmak istemiyorum. Bu koşullar nasıl oluşur bilmiyorum. Blogumu değerlendirebilirim.. Kurumsal olarak işinizi hakkıyla yapacağınız bir mecra bulamama endişeniz var mı? Peşin hükümde bulunmak istemiyorum. Başka yayın kuruluşlarının içinden bakamadığım için haksızlık etmek istemem. Şöyle söyleyeyim, hiçbir şey ummuyorum ve hiçbir şeyden korkmuyorum. Ben NTV’yi çok sevdim. Bunu söylediğimde duygulanıyorum. Arada itişsen de uzunca bir zaman genelde iyi anılarla götürdüğün bir ilişkiyi anarken duygusallaşabilirsin. Ancak bugün ayrılık konusunda huzurluyum. Mesleğe bakışınız değişti mi? Yoo, pekişti. Evet iyimser değilim ama bir yol bulunur. Sadece yorgunum. Alternatifleriniz arasında müzik var mı? Bunu soracağınızı biliyordum. Müzik benim için alternatif değil, hep var. Sibel Köse caz vokal atölyesine devam ediyorum. Gitaraysa epey zamandır dokunmadım. Ona biraz daha zaman ayırabilirim. Hayat yalnızca işten ibaret değil. Evet gazeteciliği bir parçam olarak görüyorum ama beni bütünleyen farklı parçalar hep var olacak. G C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear