Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 N SAN 2011 / SAYI 1308 5 Yaşam pahasına gazetecilik yapmak Hikâyesi Press filmine konu olan Özgür Gündem gazetesi 17 yıl sonra yeniden yayın hayatına başladı. Peki Özgür Gündem’in basın tarihi için önemi neydi? Kürt halkının sesi olmak adına arkasında öldürülen 37 çalışanını bırakan ve iki yıllık yayın hayatında birçok baskıyla karşılaşan gazete Kürt basını için bir milat oldu. Korsan abla “Kezban” on dört yıldır huyum değişti. Öyle şıpsevdi oldum ki, okuduğum; okurken yazma isteğimi kabartan yazarlarla gizli aşklar yaşamaya başladım. Bir haftada dördüne birden heyecan duyduğum gibi, bazılarına kara sevdayla tutuluyorum. Mine Kırıkkanat böyle bir tutkunun ismi. Yılgın, yorgun uyandığım; yazısını gördüğümde canlandığım bir Çarşamba sabahıydı. Sevgilim, “Zenginler ve Enginler” yazısını kaleme almıştı. Coca Cola ve Gilette gibi devlerin ortağı Warren Buffet’in 2005’ten öteye, gelirinin yüzde 80’nini aşamalı olarak Gates Foundation’a aktarmaya başladığını yazıyordu. (Bill Gates, kişisel servetinin yalnızca yüzde 5’ini çocuklarına, kalanını Bill&Melinda Gates F. insani yardım vakfına devretmişti). Buffet, kararının gerekçesini soran gazetecilere “Çocuklarım, salt şanslı sperm kulübünde yer aldılar diye, niye benim topladığım paralardan yararlansınlar? Ben sıfırdan başladım, onlar da aynısını yapabilir” demiş. Sevgiliden aldığım ilhamla Türkiye’de “şansız vajina kulübü” olsa, acaba yüzde EBRU kaçımız bu gruba dâhil olurdu, düşündüm. Töre cinayetleri, gelir eşitsizliği, şiddet, GÜZEL toplumsal baskı, cinsiyet rolleri ve depresyonda başı çeken hangi cinsti? Tabii ki kadın! Peki, tüm baskılara rağmen soyun devamını sağlayan, işbirliğiyle yaşama tutunan cins, hangisiydi? Yine dişiler. Memeliler ailesinden hatırlarsak: Lider anne aslanlar, kraliçe arılar, dişi geyikler, başka bir dala tutunmadan ötekini bırakmayan dişi maymunlar ve Kezban ablalar. Kezban Abla? “O da kim?”, dediğinizi duyar gibiyim; maymunlardan özür dileyerek tanıtıyorum. Kezban abla, korsan taksicilik suçundan yakalanan 45 yaşında bir dişi. Edebiyat öğretmeni eşi, Boğaziçi Sosyoloji Bölümü mezunu bir oğlu ve lisede okuyan bir kızı var. 1988’de nakış atölyesi kuran Kezban Hanım, son iki yılını krizle boğuşarak geçirir. Oğlu yaşamını kazanmaya başlamıştır, ama 14 yaşındaki kızı için çalışmak zorundadır. Ek iş arar. Önce tatlı firmasında, sonra matbaada şoförlüğe başlar. Kâğıt kutularını S “Press” filminden. DEN Z ÜLKÜTEK N zgür Gündem gazetesi 4 Nisan’da yani kapanışından 17 yıl sonra yeniden yayın hayatına başladı. Bunun ne demek olduğunu anlamak için gazetenin yayınlandığı iki yıl boyunca 37 çalışanının öldürüldüğünü ve toplam 335 gün yayın durdurma cezası aldığını söylemek yeterli sanırım. O dönemde yaşananlara kulaklarını tıkayan basın da belki biraz Press filminin yakaladığı başarının etkisiyle şimdi gizli kalmış tarih sayfalarını karıştırmaya başladı. Gazetenin Ankara Temsilcisi Hüseyin Aykol (altta) Özgür Gündem’in bugünün Kürt basınının oluşmasında bir kilometre taşı olduğunu düşünüyor. Kendisi 21 yıllık gazeteci. Baskılarla ve düşünce suçuyla Özgür Gündem’den çok önce 12 Eylül sırasında tanışmış. Yaklaşık 10 yıl hapis yatmış. Tüm yaşananlara karşın umutlu, basında baskılara karşı bir dayanışma başladığını söylüyor. Özgür Gündem gazetesini yeniden çıkarmaya nasıl karar verdiniz? Özgür Gündem gazetesini yayınlayan Özgür Basın Geleneği, 1990 yılında yola çıktı. Önce iki tane haftalık gazete yayınladık: Halk Gerçeği ve Yeni Ülke. Haftalık gazetemiz Yeni Ülke’nin tirajı 50 bine kadar yükseldi ama haber ihtiyacını karşılayamaz hale gelince günlük gazeteye, Özgür Gündem’e geçmeye karar verdik. Özgür Gündem gazetesi kapatılınca değişik isimlerle gazete çıkardık ve o günden bu yana Kürt halkının, Türkiye’deki sol kamuoyunun haber ve yorum ihtiyacını karşılamaya çalıştık. Geri dönüş kararınızda Press filminin etkisi ne kadardı? Kimilerinde galiba şöyle bir kanı oluştu: Kuruluşundan 19, kapanışından 17 yıl sonra, Özgür Gündem yeniden çıkarıldı. Aradaki 17 yıl boyunca, o gazete yayımlanamıyordu, o kişiler gazetecilik yapamıyordu. Böyle olmadığının bilinmesinde yarar var. Biz gazetelerimizle hep buradaydık. Dahası Press filmiyle de gazetenin bire bir ilişkisi yok. Biz Günlük olan adımızı, Özgür Gündem olarak değiştirmeye karar verdiğimizde, henüz film gösterime girmemişti. Ancak gazetenin çıkışını daha önceden hedeflediğimiz tarihe yetiştiremedik. Gazetenin bölge halkı için önemini anlatabilir misiniz? Bugün Kürt halkına hitap eden gazeteler, dergiler, radyolar, televizyonlar var. Böylesine güçlü bir Kürt medyasını oluştururken başlangıçtaki ilk günlük gazetenin elbette bir milat değeri oldu. Ö Özgür Gündem, gerçekten çok iyi habercilik yaptı ve o dönem birçok sol, sosyalist yazar için önemli bir platform oldu. Yaptığımız habercilik, devleti o kadar korkutmuş olmalı ki, hakkımızda akla ziyan davalar açıldı. Gazeteci ve dağıtımcı arkadaşlarımız öldürüldü. Çok küçük yaştaki çocuklar gazete dağıtıyor diye öldürülürken 70 yaşındaki Kürt bilgesi Musa Amcamızı bile kurban verdik. Özgür Gündem Musa Anter’in gazetesidir. Musa Anter, Kürt halkının en sevdiği kişiliklerden biridir. Özgür Gündem’in böylesi bir simge durumu var. Özgür Gündem’in ardından çıkardığımız gazeteler de baskı gördü. Başbakan Çiller’in döneminde, aynı anda üç bürosu bombalanan bir gazetemiz Özgür Ülke bile oldu. Bu gazeteyi Babıâli bile unutmaz. Asla unutamayacağımız çok güzel bir dayanışma görmüştük. 199294 yılları arasında gazetenin uğradığı baskıları tekrar yaşayabileceğini düşünüyor musunuz? Özgür Gündem ismine yeniden döndüğümüz 4 Nisan günü, gazetemizde yitirdiğimiz 70 arkadaşımızın ismini yayınladık. Böylesine vahim bir tablo son yıllarda yok. Evet, yine davalar açılıyor. Örneğin haftalık bir gazetemiz var. Savcı o hafta dava açmayı unutmazsa, 30 günlük kapatma cezası alıyor. Sonraki hafta değişik isimli bir başka gazetemiz devreye giriyor. Öldürülen son arkadaşımız Metin Alataş’tır. Azadiya Welat gazetesinin Adana’daki çalışanlarından olan Metin’i 4 Nisan 2010'da yitirdik. Ölümlü saldırılar azaldı ama baskılar, davalar devam ediyor. Azadiya Welat gazetesinin eski yazıişleri müdürlerinden Vedat Kurşun, 167 yıl ceza aldı biliyorsunuz. Kürtçe yayınlarımıza karşı gösterilen tahammülsüzlük, belki bize karşı yok ama biz aynı geleneğin parçalarıyız. Gazetenin ilk çıktığı yıllarla bugünü karşılaştırdığınızda basın özgürlüğü anlamında ne gibi farklar ve benzerlikler görüyorsunuz? O yıllarda bizler canımız pahasına gazetecilik yaptık. O günlerle karşılaştırdığımızda, sanki ölümlü saldırılar azaldı gibi. Elbette Hrant Dink’i de unutmamamız gerek. Bugün medyaya yönelik baskının özellikleri, bana Menderes’in son dönemini hatırlatıyor. Tek parti iktidarları özellikle düşüşe geçmeye başladıklarında, medyaya karşı giderek acımasızlaşıyor. Ahmet Şık ve Nedim Şener’in bile tutuklanması, basılmamış bir kitabın bulunduğu her yerde imha edilme çabaları, haklı olarak çok geniş tepki topladı. ki gazeteci arkadaşımızla dayanışma arayışı, uzun bir süredir unutulan ya da yok sayılan hapisteki Kürt gazetecilerin de hatırlanmasına vesile oldu. Bu yüzden, Özgür Gündem'e yönelik eskisine benzer baskılar görürsek, çok büyük bir dayanışma göreceğimizi umuyoruz. G taşımakta zorlanınca, başka iş düşünür. Çocuklarının arkadaşlarından gelen istekle korsan taksiciliğe başlar ve 9 ayın sonunda öğrencilerin “Korsan abla”sı olur. 25 yıldır evli olan Kezban Hanım’ın çalışma temposuna aile bireyleri alışkındır. Benzin, sigara ve okul masraflarını çıkarır. Artanıyla kızını baskete yazdırır. Kezban Hanım’ın yaşamındaki tek yanlış korsandır, gel gör ki aileler için bir o kadar da güven kaynağı! Özellikle stanbul’da okuyan kız çocuklarıdır Kezban ablalarına teslim edilen. Taksim’e kızları almaya gittiği bir gün, gençlerin aralarında korsan kelimesini kullandığını duyan polisler tarafından yakalanır. Bu işe polisler de şaşırmıştır. “Abla” derler, “Erkek olsa bin dereden su getirmişti, sen suçunu hemen itiraf ettin”. Ceza keserler, 15 gün arabası bağlanır, sonunda işi bırakır. Kezban Hanım yaşadıklarını bir macera olarak değerlendirir. Taksicilerin kızacağını bilir, yine konuşur: “Müşteriye kaba davrananlar, güzergâh seçenler, trafikte saygısız davrananlar kendilerine çeki düzen vermeli. Ne kadar borcun varsa var, ama 810 saatten fazla çalışmak, hem şoföre, hem yolcuya zarar. Bunları düşünerek korsanla savaşmalı. Sadece düşük ücret değil, müşteriye ayrıcalıklı davranıldığı için korsan tercih ediliyor.” Bugünlerde, yeni siparişler yetiştirmek için atölyesinde sabahlayan Kezban Hanım’dan fotoğrafını çekmek için izin istiyorum. Eski günlerdeki gibi direksiyonun başına geçip poz veriyor. şte böyle bir çarşamba sabahı elimde fotoğraf, dilimin ucunda Kezban Abla, gazete sayfalarında gezinip duruyorum. Köşesinden kafasını uzatmış, parmak izli gözlük camlarının altından seslenen Mine Kırıkkanat’ı boşuna sevmediğimi anlıyorum. Sevgili, “Paradan başka savunacak idealleri olmalı insanın” diye haykırıyor. Kezban Abla’nın yanlışı toplumsal yanlışa, savaşı kadın direnişine dönüşürken, şanslı sperm kulübündeki insanları düşünüyorum. Taksiciler Birliğinin affına sığınarak… G guzel1977@gmail.com Aykırı mizahın kırk yılı C MY B C M Y B G ırgır sadece Türk değil dünya mizahının da en önemli dergilerinden biriydi. Bir dönem muhalif yayıncılığın simgesi haline gelen, satış rakamları 1 milyon sınırını zorlayan dergi kuruluşunun 40. yıldönümünü kutluyor. Airport Outlet Center Gırgır’ı bu önemli yılda bilenlere bir kez daha hatırlatmak, bilmeyenlere de tanıtmak amacıyla dergi kapaklarını ziyaretçilerle buluşturuyor. 1980’li yıllardan 2000’lere kadar ülke gündemine ışık tutan pek çok Gırgır kapağı bu sergi sayesinde derginin sevenleriyle buluşuyor. Geçmişte ve günümüzde mizah alanında isim yapmış çoğu mizahçı için çıkış noktası olan dergiyi hatırlamak isteyenler Airport Outlet Center’ı 22 Nisan’a kadar ziyaret edebilir. G Airport Outlet Center: Londra Asfaltı Kuleli Mevkii, E5 Karayolu Üzeri, Bakırköy