24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 ŞUBAT 2011 / SAYI 1298 9 Hazırlayan: HAKAN AKARSU (hakana@cumhuriyet.com.tr) Yaratıcılığınızı göstermenin kolay yolu EasyPen i405 Boyama ve çizim için tasarlanan EasyPen i405, çalışma alanı ve kablosuz kalemi ile Windows ve MAC kullanıcılarının yazma, çizme, taslak oluşturma ve eposta imzalamaları için ideal bir çözüm sunuyor. EasyPen i405’i kontrol etmek, fare kullanmaya kıyasla daha büyük rahatlık ve kolaylık sağlıyor. İmleç, kalemi dokundurduğunuz yerlerde yüksek hassasiyetle hareket ediyor. Office ve Internet fonksiyonlarına anında erişmek için tek yapmanız gereken, 28 programlanabilir kısayol tuşundan birine tıklamak. Bir fonksiyonu başlatmak içinse çizim veya yazım sırasında, 2 tuşa ve tüm şekiller ve kalınlık kontrolü için 1024 seviye basınç hassasiyetine sahip olan kalemi hafifçe dokundurmak yeterli. Kalem mandalı, tabletin sağında saklanabiliyor ve böylece taşıma ve depolamayı kolay hale getiriyor. Dijital fotoğrafları düzeltmek, el ile çizim yapmak, sanatsal çalışmalar ve resimler yaratmak ve hatta kendi el yazınızla yazmak artık EasyPen i405 sayesinde elinizin altında bulunan seçeneklerden sadece bazıları. ADNAN BİNYAZAR Pioneer BDP330 Blu Ray HD ses şifre çözücü özelliğine sahip olan Pioneer BDP–330 Blu Ray, üçüncü nesil duyarlı Quartz Kilit Sistemi teknolojisiyle üç boyutlu ses yaratıyor. Dolby TrueHD ve DTSHD Master Audio Essential formatlarını destekleme özelliği ile titreşimi neredeyse yok ediyor. Ürünün kablosuz internet bağlantısı sağlayan 1 gigabayt dahili hafızalı BDLive desteği, sinemaseverlere interaktif seçeneklerden faydalanma ve internetten içerik görüntüleme seçeneği sunuyor. Akıllı ağ güncelleme işleviyle kullanılabilir bilgileri otomatik olarak bildiren BDP–330, kullanıcıların ev eğlence sistemlerini güncel tutmalarına da olanak sağlıyor. Video ölçekleme teknolojisini PAL/NTSC ile destekleyerek zengin renk aralığı ve derinliği sunan BDP330 HDMI işlemiyle doğrudan kumanda imkânı sunuyor. Nasıl bir beyin?.. iye kafanın içi değil de dışı? Kaç yıldır bir türbandır tartışılıyor! Şimdi de ilköğretimin kapısı zorlanıyor. El kadar çocukları ekrana dizip konuşturuyorlar. Açıklama yaparken, tümü, tek sözcüğünü değiştirmeden aynı şeyi sıralıyor. Yetmiyor, babaları çıkıp o sözcüklere öfkelerini de katarak demokrasi diye kükrüyor! Oysa en tepedekinden aşağıya doğru sıralanan bu sözcük katarının özgürlükle, demokrasiyle ilgisi yok. Bu marifetlerin kökü; ağaya, beynini biat simsarlarına satanlara, kendi göbeğini şişirirken yoksullara köle hayatını bile çok gören politika cambazlarına dayanıyor. İktidarın Bayan Milli Eğitim Bakanı, Atatürk’ün en ince düşünce damarından beslenmiş olsaydı, ilköğretimde çocuklara türban takılamayacağını ekranlarda özür dilercesine açıklamaz, Cumhuriyet devriminin koruyucusu yiğit bir Türk kadını bilinciyle göğsünü gere gere bağırırdı. Ortalarda kükreyen analar babalar, insanı bir biçime sokma amacı güden din simsarları, milyonlara para demezken işçisinden on kuruşluk zammı esirgeyen şiş göbek politikacılar... 12 yaş çocuklarının besinsizlikten 8 yaş görünümündeki bezgin duruşlarına baksın da utansınlar! Onlarınki nasıl bir vicdandır; kış ortasında, çocukların, üstlerinde uydurma giysilerle, ayaklarında sürükledikleri yırtık pabuçlarla çamurlu okul yollarına koyulduklarını görmüyorlar da, kızların sarı sırma saçlarını, örgülü kara beliklerini örtmeye kalkıyorlar! İnsanı güdümlü birer bilimkurgu yaratığına çevirmeye kalkan bu adamların yüreklerine, eskinin erdemli sözlerinden birinin tek sözcüğü bile işlemiş olsaydı; hiç değilse, XI. yüzyılda, oba oba, kavim kavim dolaşarak Arapçaya karşı Türkçenin zengin bir dil olduğunu kanıtlayan Kâşgarlı Mahmut’un Divanü LugatitTürk’teki şu N Bang&Olufsen’den müzik istasyonu Bang&Olufsen’in iPhone, iPad ve iPod sahiplerine yönelik yeni ürünü BeoSound 8, Türkiye’de satışa sunuldu. BeoSound 8, her an ve her yerde müzik keyfi yaşamak isteyenler için çok iyi bir alternatif oluşturuyor. Apple Store’lardan ücretsiz olarak indirilecek olan BeoPlayer uygulamasıyla, müzik dinlemekten vazgeçemeyenler için kalite farkı yaratacak olan BeoSound 8’le müzik dört duvar arasından çıkıyor. Çocuk sporla hayatı öğrenir cu or um r sp ir riyo B ti tiş ye ES Voleybol, yetenekli ancak maddi gücü yetersiz olan öğrencileri için “Bir Sporcu Yetiştiriyorum” kampanyasını başlattı. Çocuk ve gençlerin spor yapmalarını sağlamak ve spora katkıda bulunmak isteyen herkesi kampanyaya davet eden ES Voleybol, her sporcu için aylık 100 TL’lik bir fon oluşturdu. Kampanyaya 50 ya da 100 TL bağışlayarak katılanlar, spora gönül veren çocuk ve gençlerin spor malzemeleri ile okul ihtiyaçlarını karşılayacaklar. G sözünden ders alırlardı... “Yılkı alası taştın, kişi alası içtin / Hayvanın değeri dışındadır, kişininki içinde...” Yani, insan, aklı olan varlıktır. Bilgisizlerin dinsizlik saydıkları aydınlanma, her şeyde insanı ölçü almış, düşünce ateşini bu bilinçle yakmıştır. Kilise, olması gereken yere böylece oturtulmuştur. Günün politika simsarlarının pazarında tezgâh açanlar, insanın her şeyin ölçüsü olduğunu kavramadıkça, akıllarını başkalarının güdümünden kurtarma cesaretini gösteremeyeceklerdir. Her şeyin aklın ürünü olduğunu, insan soyunun, özgürlüğüne akılla varacağını savunan Kant’ın iki yüzyıl önce beyinlere yerleştirmek istediği şu sözlere kulak verelim: “Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış durumu, insanın kendi aklını bir başkasının yönlendirmesine bırakmadan kullanamayışından doğuyor. Bu duruma insan kendi suçu ile düşmüştür. Suç, aklın kendisinde değil, aklını başkasının yönlendirmesi olmaksızın kullanmak iradesini ve cesaretini gösteremeyen insandadır. Öyleyse, Sapare Aude! / Aklını kendin kullanma cesareti göster!” Anlaşıldı mı; Kâşgarlı Mahmut’un halkın ağzından derlediği “Hayvanın değeri dışında, kişininki içinde” sözünün özü; “Benim manevi mirasım bilim ve akıldır” diyen Türkiye’de aydınlığın ateşini tutuşturan Mustafa Kemal Atatürk’ün ne demek istediği!.. Aklını kullanma cesaretini gösteremeyenler, kendilerine başkalarınca reva görülen çileli bir hayatın ağzı var dili yok kullarıdır. Anladın mı, iradesini söz sömürgenlerinin eline tespih eden halkım?.. Anlamadıysan suç senindir! G binyazar@gmail.com dolu FİGEN ATALAY K üçük çocuklar sporu değil oyunu sever! İster 4 yaşında, isterse 10 yaşında olsunlar, belli bir spor dalında antrenman yapmayı değil, topla oynamayı, koşmayı tercih ederler. Bu yüzden de 910 yaşa kadar spora hazırlık yapılması, birkaç spor dalının denenmesinde yarar var. ES Spor Kulübü Başkanı Sırma Üç, sporun, çocukları hayata hazırladığını belirterek, şunları söylüyor: “İş hayatında en çok verilen eğitimler, iletişim, motivasyon, zaman planlaması, organizasyon, işbirliğidir. Bunların hepsi, küçük Miniklerden cezaevi kreşine yardım... B figenatalay@yahoo.com C M Y B C MY B akırköy Kadın ve Kız Çocuğu Cezaevi’ndeki 900 kadın tutuklunun 60 çocuğu da onlarla aynı kaderi paylaşıyor. Bu bebek ve küçük çocukların her gün 300 bebek bezine ihtiyaçları var. Çocuklara yeterli miktarda bebek bezi kullanılamadığı için ciddi pişik vakaları yaşanıyor. Bu nedenle Uğur Koleji, çevredeki bazı anaokullarıyla birlikte “bebek bezi’’ kampanyası başlattı Uğurlu minik öğrenciler, bebek bezi kolilerinin içine kendi oyuncaklarından da koyarak, cezaevinde yaşayan küçüklere armağanlar yolladılar. G yaşlarda sporla kazanılıyor. Spor her çocuğu lider yapmıyor ama çocuk grup içinde kendi kimliğini tanıyor, belki kendiyle barışmayı öğreniyor, ‘grup içindeki yerim budur, sorumluluğum budur’ diyor.” Üç’ün verdiği bilgilere göre, en erken yaşlarda başlanan sporlar yüzme ve jimnastik. Bunlara 34 yaşlarından itibaren başlanabiliyor. 67 yaşlarından itibaren diğer sporlara hazırlık çalışmaları yapılabiliyor. Çocukların sporu sevmesinde antrenör yaklaşımının çok önemli olduğunu vurgulayan Üç, “Çocuk keyifle bir sonraki antrenmana gelmek istemeli. Çocuk önce oyun için geliyor, sonra arkadaşlık için geliyor. 12 13 yaşından itibaren de kazanmak, yarışlara katılmak istiyor” diyor. Sırma Üç, sporun küçük yaşlarda rekabet, başarı odaklı olmaması gerektiğini vurguluyor. Bu durum, pek çok çocuğu spordan uzaklaştırıyor. Çünkü çocuklar kaybetmekten hoşlanmıyorlar, mutsuz olup kaçıyorlar. Çocuk belli bir yaşa kadar hep yenmek istiyor o yüzden de yarış ortamına sokmamak gerekiyor. Sırma Üç’e göre, annebaba spor yapmadıysa ne bekleyeceğini bilmiyor. Kimi annebaba, “fiziksel olarak sağlıklı, güçlü olsun” diyor, kimisi “herkes spor yapıyor o da yapsın” diyor. Sporcu annebaba çocuğu spora daha bilinçli gönderiyor ama eğer çok ciddi başarılar kazanmışlarsa, çocuklarından da aynı başarıyı bekliyorlar ve bu da ters tepki yaratıyor. Çocukları spor okuluna göndermek ve biraz sabırlı olmak gerekiyor. G
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear