Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
YIL 22 SAYI 1188 / 28 ARALIK 2008 Yol desenleri Yaşamın gizemine yapılan bir yolculuk sanat, Sali Turan için. Tuvalde her şey yan yana gelebilir, yani mümkün olmayan yoktur. Beyaz bir boşlukla döllenmeye başlamaktır resim… Desen mi? Turan yanıtını “Yol Desenleri”yle veriyor... Halime Tokgöz Sayfa 12 Erdinç İzgi, bir kriz Z .. İ . R İ K ES R Y İ B Â İK H mağduru. 20 yıldır çalıştığı nakliye sektöründe yükselmiş, müdür olmuştu. Krizle birden kapının önünde buldu kendini. Önce yirmi yıllık çalışma hayatını anlatan bütün fotoğrafları yırttı. Sonra iş aramaya başladı çünkü aldığı evin taksitlerini ödemek zorundaydı. Taksi şoförü oldu, kayınpederiyle evini birleştirdi ve hayatın başka yüzüyle tanıştı… Bu yılbaşı çam ağacı süslenmeyecek Fotoğraf: Uğur Demir İzgi’nin evinde, giderek büyüyen korku ne kadarına el verirse o kadar eğlenilecek… Müdürdü taksici oldu... Esra Açıkgöz aat sabahın 5.30’u... İnsanlar güne uyanırken, o uykulu gözler ve İstanbul trafiğinden yorgun bir bedenle evine giriyor. Şimdi dinlenme zamanı... Öğlene kadar uyuyup, üçte yine İstanbul’un karmaşık yollarına düşecek. Yine sabah 5.30’a kadar direksiyon sallayacak... Siz yılbaşı gecesinin eğlencesine daldığınızda, o hâlâ ekmek parasının peşinde olacak... Çok değil, daha beşaltı ay öncesine kadar onun da sabah sekizde başlayıp, akşam altıda biten bir işi vardı, iyi de bir maaşı... Ne İstanbul’da gecelerin böylesi kalabalık yaşandığını biliyordu ne de sokakların raconunu... Derken S 10 bin kilometre uzaktaki bir ülkede kriz çıktı, Türkiye’yi de vurdu ve Erdinç İzgi işsiz kaldı. İki ay, 20 yılını verdiği nakliye sektöründe iş aradı, bir iki buldu da, ama ücret düşük, işyerleri uzaktı... Bir arkadaşı, “Boş durma” dedi, “Gel taksicilik yap...” “Olur, deneyeyim...” Şimdi, beş aydır yollarda... 41 yaşında İzgi. İstanbul doğumlu. Ancak ailesinin kökleri Selanik ve Üsküp’e kadar uzanıyor. Liseyi bitirdikten sonra nakliye sektöründe çalışmaya başlıyor. Başlayış, o başlayış... Bir ara askere gitmek için ara veriyor, sonra yeniden dönüyor. “Önce normal bir eleman olarak girdim, zamanla operasyonda çalıştım, sonra da satışa geçtim. Altı yıldır Union Uluslararası Nakliyat’ta satış sorumlusuydum, operasyon, araç bulma, araç yönlendirme, şoförlerin idaresi, mal boşaltılması, hepsiyle ilgileniyordum. Belli bir müşteri portföyüm de oluşmuştu. İki buçuk milyar maaş alıyordum. Kurumsallaşmaydı, krizdi derken çıkardılar. Ulustrans’ta işe başladım, bir ay sonra, deneme süresiydi deyip, krizi bahane ederek çıkardılar” diyor. Tek de değil, 70 kişilik firmanın, 30 elemanı işten çıkarılıyor. Sonrasında birkaç iş daha buluyor, ancak yerleri uzak, paraları da tatmin edici olmadığından kabul etmiyor. Daha fazla boşta kalma şansı yok, giderler hiç durmuyor, aksine masraf üstüne masraf çıkıyor, ödenecek krediler de var. O yüzden arkadaşının taksicilik teklifini kabul ediyor. İlk 15 gün sabah 05.30’dan üçe kadar çalışıyor. “Baktım öyle olmuyor, üçten sekize kadar bir yerlerde takılıyorsunuz, para gidiyor. Üçten sabah beşe kadar çalışmaya başladım, böyle olduğunda sabah geliyor, öğlene kadar uyuyorum, sonra da işe çıkıyorum, bir masrafım olmuyor. Çok yorucu ama”... Her akşam, 200250 km yol kat ediyor. Feriköy Gül Taksi Durağı’na bağlı, ancak durakta öğleden sonraları pek iş olmadığından, genelde sokaklarda. “Mecburen” diyor, “piyasaya çıkarak, dışarılarda dolaşarak ekmeğimizi kazanmaya çalışıyoruz”. Daha çok da Nişantaşı, Şişli, Bebek, Arnavutköy’de dolanıyor. Arttırılan trafik cezaları işlerinin açılmasını sağlamış, “Trafik cezaları ağırlaştı, kimse ehliyetini kaptırmak istemediğinden eğlenceden sonra eve taksiyle dönüyorlar” diyor. Devamı 23. sayfalarda Yusuf itici bir karakter, Hazım iyi bir oyuncu... Hazım Körmükçü, yönetmen Abdullah Oğuz’un yeni filmi “Sıcak”ta Yusuf karakterini canlandırıyor. Zor karakterlere hayat vermeyi seviyor Körmükçü, Yusuf gibi antipatik ve itici bir karaktere boyun eğmesi de bundan. Sanatının olgunluk döneminde, hâlâ yazılmamış rolleri arzuluyor, çünkü heyecan bittiğinde ölümün geldiğine inanıyor... Esra Başıbüyük Sayfa 6 “Güle güle”: OMARA PORTUONDO “Gracias”, Omara Portuondo’nun dört yıl aradan sonra çıkardığı yeni albümünün adı. Portuondo, Bueno Vista Social Club’ın tek kadın üyesi. 78 yaşında. Gracias, müziğe ve hayata buruk bir veda... Zekeriya S. Şen C M Y B Sayfa 7 C MY B bir teşekkür. Biraz da