23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

R PAZAR 2 5/7/07 17:39 Page 1 PAZAR EKİ 2 CMYK 2 8 TEMMUZ 2007 / SAYI 1111 Rektörlüğe adayım... Berat Günçıkan Prof. Dr. Gaye Usluer, Eskişehir Osmangazi N e derseniz deyin, bu sonuçta, kadın hareketinin payı büyük. Eğer kadınların, kadına yönelik şiddetle başlayıp hak talebini kesintisiz sürdürdüğü 20 küsur yıllık mücadelesi olmasaydı, kadın rektör olmak uzak bir hayaldi. Oysa bugün dokuz üniversitenin rektörü kadın. Prof.Dr. Gaye Usluer, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin rektör adayı, acaba onuncusu da yolda diyebilirmiyiz? Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Bakteriyoloji Anabilim Dalı’nın Başkanı olan Usluer aynı zamanda Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği’nin de (EKMUD) başkanı. Usluer’le rektörlüğe adaylığı ve nasıl bir rektör olmayı planladığı üzerine konuştuk: Siz de seçilirseniz, 10 üniversitenin rektörü kadın olacak, bu rakam sizin içinizi serinletiyor mu? Türkiye’de vakıf üniversiteleriyle birlikte yüzün üzerinde üniversite var. Bizim üniversitemizde öğretim üyelerinin yüzde 40’ı kadın, ama idari görevlerde bu oran önemsenmeyecek kadar düşük. Yani henüz içimizi serinletecek bir durum yok. Kadının yönetici kadrolarından uzak durmasının nedeni, kadının kendi önünde bir engel oluşturması mı, erkeğin baskısı mı, sizce? Bu sadece Türkiye’ye özgü bir durum değil, gelişmiş ülkelerde de benzer sıkıntılar yaşanıyor. Sonuçta yıkılmamış bazı kavramlar var, örneğin, yönetim ve erkek birbiriyle eş değerde görülüyor. Erkekler de bu güçlerini bırakmak istemiyorlar. Kadın akıllı, başarılı, güçlü bir akademisyen, ama iş yönetime gelince “Bu kadın nereden çıktı” diye düşünülüyor. Belki bir anlamda kadınların ürkekliğinin de etkili olduğunu düşünebiliriz.. Bu ürkeklikte sorumlulukların fazlalığının payı yok mu; ev, çocuk… Sanmıyorum. Sorumluluklardan daha etkili olan algılamalar Üniversitesi’nin rektör adayı. Seçilirse Türkiye’nin onuncu kadın rektörü olacak. Usluer’in hedefleri üniversiteyi kentle buluşturmak, dekanların seçimle işbaşına gelmesini sağlamak ve öğrencilere söz hakkı tanımak... bence. Deniyor ki, yöneticilik zor, şu kadar trilyonluk bütçeyi idare edebilmek için deneyim gerekir… Oysa deneyim oluşturabilmek için basamak basamak idari görevlerde yer almak gerekiyor. Fırsat eşitliği yaratıldığında eşit deneyim şansının olacağını düşünüyorum. Rektörün kadın olması üniversitede havayı ne kadar ve nasıl değiştirebilir? Kadın bakış açısının farklı olduğunu düşünüyorum. Esasen ben öğretim üyesi kimliğimle “rektör adayı” olarak yola çıktım. Ancak kadınların iletişime daha açık, daha toleranslı olduğunu, olaylara, bütüne farklı detaylarla baktığını düşünüyorum. Bunu da bir avantaj olarak değerlendiriyorum. Fotoğraf: Vedat Arık Rektörlüğe aday olma kararı alırken zorlandınız mı? Daha doçent olduğum gün gelecekte yönetsel bazı görevlere talip olacağımı biliyordum. Bu bir görme, yaşama ve anlama süreciydi. Bu süreç içinde farklı idari görevlerde bulundum, hepsine de seçimle geldim. Şubat’ta adaylığımı açıkladığımda zaten kısa ve uzun vadedeki hedefleri kafamda sıralamıştım. Hedefinizde neler var? Öncelikle şehirle, belediye ve sanayiyle daha bütünleşmiş bir üniversite. Biliyorsunuz, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi’nden ayrılarak 1993’te kuruldu. Eski rektörümüz Sayın Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen şimdi büyükşehir belediye başkanımız. Sayın hocamızdan öğrendiklerimiz pek çok. Şehir adına, üniversite adına. Mevcut iki üniversite arasında tatlı bir rekabet gelişimi hızlandıracağı gibi, dostluk da şehre, öğrencilerimize ve bizlere katkı sağlayacaktır. Peki, üniversite içindeki ilk hedefiniz ne? Üniversitelerin gelişiminde donanımlı insan gücü çok önemli. Üniversitemizde çok değerli öğretim üyesi arkadaşlarım var. Çok başarılı ve donanımlılar. Ancak yeni yetişmekte olan arkadaşların desteklenmeleri ve geleceğe donanımlı başlamalarının sağlanması gerekiyor. İyi bir yabancı dil donanımı, yurtdışı tecrübesinin sağlanması gibi. Bireysel başarıların kurumsal başarıya dönüşmesini, kurumsal kimliğimizin güçlenmesini hedefliyorum. Kalıcı başarıyı oluşturan kurumsallaşmaktır. Vaatlerinizden biri de öğretim üyelerinin dekanlarını seçmesi… Vaat demek doğru değil, vaat denilince olmama ihtimalini düşünerek ürperiyorum. Bu bir seçim sloganı da değil, bir hedef ve bu hedefin mutlaka gerçekleşmesini istiyorum. Esasında YÖK yasasında böyle bir durum yok. Ama birçok üniversitede eğilim belirleme seçimi yapılıyor ve sonra atama işlemi YÖK tarafından gerçekleştiriliyor. Bu hedefimi açıkladığımda yakın arkadaşlarım bunun beni güçsüzleştireceğini söylediler, çünkü atamayla gelen dekanların rektörle daha uyum içinde çalışacağını dile getirdiler. Ben bunun tam tersini düşünüyorum. Seçimlerin kişilere güveni artıracağını, çok sesliliği getireceğini düşünüyorum. Üniversiter sistemde farklı seslerin mevcudiyetinin gelişim açısından olumlu olacağı tartışılmaz bir gerçek. Seçilmişlerin iki dönemden fazla göreve talip olamamaları rektörlük seçiminde olduğu gibi bir başka hedef. Çünkü süreklilik, durağanlığı getiriyor. Başlangıçta kişinin vizyonu geniş, hedefi yüksek de olsa bir dönem sonra durağanlık başlıyor. Bu da huzursuzluk ve umutsuzluk yaratıyor. Akademik özgürlük anlamında hedefleriniz de var mı? Var elbette. Akademik kurullarda öğretim üyelerinin rahatlıkla konuşabilecekleri, tartışabilecekleri ortamların desteklenmesi. Çok sesliliğin oluşmasını istiyorum. Katılımcı, fırsat eşitliğinin sağlandığı, şeffaf bir yönetim anlayışını benimsiyorum. Ben Cumhuriyet kadınıyım, sahip olduklarımızın ne kadar zor elde edildiğini biliyorum. Bunları koruyacağım, üniversitemde de bunlara sahip çıkacağım, ama farklı seslere de saygı duyacağım, çünkü sesi yok sayamazsınız. O halde, Osmangazi Üniversitesi öğrencilerin ve öğretim üyelerinin rahat ettiği bir üniversite olacak. Evet. Üniversitelerde öğrenci kulüpleri var, ama bunların olması yetmiyor. Önemli olan sizin yönetim olarak bu kulüpleri ne kadar desteklediğiniz, öğrenci için neler yaptığınız. Öğrenciyi potansiyel suçlu gibi görmemek, yanlarında olduğunuzu hissettirmek gerekiyor. Bu anlamda öğrenci dostu bir üniversiteyiz diyebilmeniz için, öğrencinin öncelikle sizin için öğrenci dostu tanımlamasını yapması gerekli... Öğretim üyeleri için barışçıl, sevgi dolu ve sosyal hareketlikliğin olduğu bir ortam hedefliyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear