25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

R PAZAR 7 11/1/07 16:15 Page 1 PAZAR EKİ 7 CMYK 7 EYÜP MUHÇU (Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Bşk.) Hayalet siteler olacak... İstanbul, dünya metropollerinin en sorunlularından. Kişi başına düşen yeşil alan miktarı, çağdaş kentlerin 10'da biri. Deniz ve demiryolunun taşımacılık içindeki payı yüzde 10'un altında. Kuzeye doğru betonlaşma artıyor… Kentsel dönüşüm, kentin kaybettiği değerlerin kazandırılması ve yaşam standardının yükseltilmesi için yapılmalı, ancak bugün kaosa neden olan koşullar bahane edilerek, kentler rant alanına dönüştürülüyor. Sadece kamu ve hazine arazilerinin değil, küçük, orta ölçekli mülkiyet sahiplerinin arazilerinin de dönüşüm alanı ilan edilmesi, kamusallaştırılması için yasal düzenlemelere girişiliyor. Bunlar Anayasa ve diğer yasalara aykırı olduğundan, kentsel dönüşüm yasa tasarısı gibi bazı özel yöntemleri gündeme getiriyorlar. Kentsel dönüşüm alanlarını üç grupta toplayabiliriz. Birinci grupta, Haydarpaşa, Galata, Zeytinburnu, İstanbul’un kaldırabileceği azami nüfusun 16 milyon olacağını düşünüyor. Dönüşüm alanlarındaki yerlerin fiyatı, küçük mülk sahiplerinin alım gücünden 100 kat fazla olacağından mülk edinemeyecekler. Kiracıların da yaşaması mümkün olmayacak. Bu sürece “kent soylu İstanbul” yaratma çabası da diyebiliriz. Bu yapı, küreselleşmenin İstanbul’a biçtiği hizmet kenti çerçevesine de uygun. Çünkü dert sadece rant değil, bu yağma politikasını savunanlar İstanbul’u bir mal, marka olarak gördüklerini açıkça dünyaya ilan ediyor ve İstanbul’u pazarlıyorlar. İstanbul sanayideki, ekonomideki önemini de kaybedecek. Küresel güç merkezlerine daha çok bağımlı olacak. Gayrimenkul fiyatları alabildiğine yükseldi, inşaat faaliyetleri hiçbir kritere dayanmadan sadece pazarlama ve ranta el koyma yöntemiyle yoğun şekilde devam ediyor. Bu plansız yapılaşma, tüketici için de zamanla cazibesini yitirecek. Piyasa tıkanacak, kredileri ödeyemeyenler, yeniden yoksullaşmaya Kentsel Dönüşüm kapsamında yıkılacak alanlardan biri de adaları gören GülsuyuGülensu Mahallesi. ülsuyu ve Gülensu, sırtını Marmara Denizi’ne dönmüş, tam adaların paralelinde, E5’in altında çalışanların, E5’in üzerine kurduğu iki mahalle. 80 bin kişinin yaşadığı mahallenin kuruluşu 1950’lere dayanıyor. Yüzde 90’ı tapusunu 77’lerde Kartal Belediyesi’nden alıyor. Gülensu mahallesine 8990’da yapılan gecekonduların tapuları yok. Mahallelilerin, kentsel dönüşümle tanışmaları 2004’te muhtarlara belediyeden yollanan “İBB tarafından onaylanan 1/5000 ölçekli imar planı uygulanacağına” dair yazı ile oldu. Gülensu Güzelleştirme Derneği üyesi Ali Şengül, “Mimar arkadaşlar planın, mahallemizin yerleşim birimlerini yeşil alan, park alanı, kentsel dönüşüm alanı diye ayırdığını Kente entegre dedikleri... G Gülensu ve Hürriyet Mahallesi’ndeki dernek yetkilileri... söylediler. Bize danışmadan bir imar planı hazırlamalarına tepki gösterdik. İBB Planlama Müdürlüğü’ne yedi bin itiraz dilekçesi verdik. Böylece ilk defa mahallemizle, kentsel dönüşüm sürecine örgütlü bir tepki gösterildi” diyor. Mahallede para toplayarak, 32 yürütmeyi durdurma davası açmışlar. Bir yıl sonra İBB davaları geri çekmiş. Şengül, “Bu sefer de mahallemizi, kentsel yenileme kapsamına aldılar, yani işin başına döndük. Yine dava açtık, dört bin itiraz dilekçesi verdik” diyor. Ne mi istiyorlar? “Yerinde dönüşüm istiyoruz. Buradaki nüfus yoğunluğu kendisini korumalı. Ayrı illerden, mezheplerden, ırklardan olmamıza rağmen ortak bir kültür tutturduk. Mahallemizin dayanışma, birlikte yaşama kültürü var. Bu, kentlerdeki yabancılaşmanın alternatifi. Bizde cenazeler ortak kalkar, düğünler ortak yapılır. Apartmanlarda insanlar, komşusunun öldüğünden günlerce habersiz yaşıyor. Bizi kente entegre etmek istediklerini söylüyorlar. Biz böyle bir yaşama entegre olmak istemiyoruz”. Mahallede kimler mi yaşıyor? “İstanbullular” diye yanıtlıyor Şengül, “Karadeniz’den, Doğu’dan gelenler var, ama 50 yıldır burada yaşıyoruz. Ben başka şehirde doğsam da, oğlum burada doğdu, İstanbullu. İnsanlar, bizim devletin arazisinde kiracılardan rant elde ettiğimizi sanıyorlar. Yok öyle şeyler. Biz buraların bedelini fazlasıyla ödedik”. Dernek, mahallede, kentsel dönüşümle ilgili bir de anket yapmış. Sonuç: Mahallelinin çoğunluğu yaşadığı yerden memnun. “Memnunuz çünkü Maltepe’ye indiğimizde o sıkışıklığı görüyoruz. Kentsel dönüşüm yasası ile yaşadığımız yerlerin yeni farkına vardık, baktığımda manzarayı daha farklı görüyorum. Eksiklerimiz de var, okulumuz yok, çıkmaz sokaklarımız çok, yollar dar. Bunları bizi yerimizden etmeden yapsınlar. Bahçeşehir’e, Acarkent’e de götürseniz, orada yaşayamam, aidatı bile maaşım kadar. Burada dayanışmanın getirdiği bir destek var. Komşular yeri geliyor, yandakinin elektrik parasını ödüyor, yemek götürüyor. Bu planlar insanı dışlıyor, insana ilişkin bir duygu yok. Bizi yok sayıyorlar. İmar planı bizimle birlikte yapılmalı. Aksi takdirde, bize evlerimizi korumak düşecek. Mahallemiz bu konuda yeteneklidir” diyor. Kentsel dönüşümün tek etkilediği mahalle GülsuyuGülensu değil, Hürriyet Mahallesi de plandan payını alacak. 1250 konutta, 15 bin kişinin yaşadığı mahalle, 1966’da kurulmuş. Hürriyet Mahallesi Dernek Başkanı Niyazi Şahin, 69’da İstanbul’a gelmiş. “Bence” diyor, “bu planlamanın adı kentsel değil, rantsal dönüşüm olmalı. Mahallelilerin bir kısmı arazinin farklı kurumlarda olmasından tapusunu alamadı, ancak 84’teki imar aflarında gerekli kurumlara müracaat yapıp, yeminli bürolara vergisini ödedi. Bununla ilgili dava açtık”. Hürriyet Mahallesi’nde yaşayanlar da, kentsel dönüşümle ilgili belediyeye itiraz dilekçesi vermiş, dava açmışlar. Şahin, “Bugün ne oldu da yetkililer, modern kent yaşamına yöneldiler. Avrupa’da tek katlı, müstakil evlere dönüş yapılıyor. Depremden bahsedip, tek katlı evleri yıkmak istiyorlar. Vatandaşı düşündüklerinden değil, şehrin göbeğinde arazi kalmadığı için, rant sağlayacak toprak arıyorlar” diyor. www.gulsuyudernegi.com Kentsel Dönüşüm Haydarpaşa’yı da etkileyecek. Kartal ve Küçükçekmece kıyı alanları, Ortaköy'deki Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü arazisi, ZincirlikuyuİETT Garajı gibi kent merkezindeki değerli kamu arazileri yer alıyor. İkinci grupta kent merkezine yakın bölgelerdeki yatırımlar var, bunlar daha çok TOKİ ve Büyükşehir Belediyesi’nin aracı kurumları ile gerçekleştiriliyor. Üçüncü grup ise, kentin yaşam kaynaklarındaki havza, orman alanları, Ataşehir, Ataköy, Bahçeşehir, Maltepe bölge parkı... Projeler gerçekleşirse, kent merkezindeki küresel şirketlerde çalışacak personel, İstanbul nüfusunun yüzde 2530’unu oluşturacak ki, bu beş milyon insan demek. 2020 sonrasında İstanbul nüfusu 30 milyona yaklaşacak. Oysa bilim insanları itilecekler, bankalar kredi ile alınan dairelere yüzde 30 bedellerle el koyma hakkına sahip olacak. Yaşanmayan hayalet siteler, mahalleler oluşacak. TOKİ hem kent suçu işliyor, hem de kamu kurumlarının sorumluluklarını oluşturan bütün yasa ve hukuk kurullarına aykırı davranıyor. Ataşehir'in yeşil alanlarında binlerce konut yaptı. Maltepe bölge parkında iki bin konut yapıyor… TOKİ’nin üreteceği 270 bin konutun çoğu ortak ve yeşil alanlarda gerçekleştiriliyor. Bunu yaparken de TOKİ adeta bir karavan kamu kurumu olarak kullanılıyor. TOKİ tabelası altında özel şirketler bu inşaatları yapıyor. TOKİ’nin ihaleleri, ihale yasası açısından tartışmalı. Ataşehir planları ile ilgili iki yıl önce dava açtık, hâlâ sürüyor. Acarkent'in de dahil olduğu Molla Sait ve Serdaroğlu ormanlarını 13 yıldır gündeme taşıyorduk, ancak bugün tartışılıyor. Bu tür kent suçları uzun süre gündeme alınmıyor. Kentsel dönüşüm sadece İstanbul’la sınırlı değil, rant getirisi olan kıyı ve orman alanları için de projeler gündemde. Özellikle liman alanları, ekonomik ve stratejik açıdan önemli alanlar kentsel dönüşüm kapsamında küresel şirketlere pazarlanıyor, İskenderun, Trabzon, Sinop, Samsun, Mersin... Kuşadası, Ofer grubuna verildi bile. DR. BİNNUR ÖKTEM ÜNSAL (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi) SABRİ ATEŞ (İstanbul Emlakçiler Odası Başkanı) 1950’den bugüne kentsel dönüşüm... K entsel dönüşüm kavramı politik söyleme 1999 Adapazarıİzmit depreminden sonra girdi. Literatürde, dönüşüm projelerinin Batı’da daha 19. yüzyıldan Türkiye’de ise 1950’lerden itibaren uygulandığı belirtiliyor. Ancak 1980 sonrası gündeme gelen kentsel dönüşüm projelerinin amacı daha öncekilere göre farklılaşarak ekonomik yenilenme, canlanma ve gelişme olarak tanımlandı. Küresel kent olma yarışındaki kentlerdeki kentsel dönüşüm projelerinin ölçeği, etkisi ve sonuçları daha büyüktü. İstanbul’da bu anlamda büyük kentsel projelerin gündeme gelişi ÖzalDalan dönemine rastlıyor. Kentsel toprak, ANAP ve ondan sonraki dönemlerde en önemli yatırım alanlarından biri oldu. ANAP, İstanbul’u dünya kenti yapmak adına oluşturduğunu ileri sürdüğü büyük kentsel projelerle organik ilişki kurduğu sermaye gruplarına kentsel ranttan pay aktardı. BüyükdereMaslak, Altunizade ve Kozyatağı'nda uluslararası iş merkezlerinin gelişimi, ormanların, su havzalarının ve Boğaz’ın imara açılması bu dönemin büyük kentsel dönüşüm projeleri. Sermaye ve devlet arasındaki kent üzerinden rant elde etme ilişkisi, SHP’nin 1989’da iktidara gelmesiyle bozuldu. SHP bu projelerin birçoğunu durdurdu. Refah Partisi de iktidara bu tür projelere karşıyım, diye geldi. Daha kalkınmacı bir söylemle, adil Yeni yıldız semtler İstikrar ve istikrarsızlık dönemlerine göre gayrimenkullerin fiyatları değişiyor, ama başını sokacak bir mekâna sahip olma dürtüsü halkımızın özünde var. 1520 sene önce bir memur emekli ikramiyesi ile bir ev ve araba alabiliyordu. Bugün, büyük şehirlerde arazi yetersizliğinden gayrimenkullerin fiyatları çok yükseldi. İstanbul’da yedi yüz bin konut açığı var. Kentsel dönüşüm sadece gecekonduların ıslahı ile ilgileniyor. Anayasada geçen sosyal devlet tanımının gereklerinden biri de vatandaşı ev sahibi yapmak. Şimdiye kadar hep zenginler için konut üretildi. 80'lerde 5, 6, 10 milyon dolara İstanbul’a uzak mesafelerde bile konut satılıyordu. Bu lüks konutları bırakıp, sosyal konut yapmaya yeni yeni ağırlık veriliyor. Semtlerin yıldızı birden parlıyor, fiyatlar hızla tırmanıyor. Bu bazen Taksim Tarlabaşı’nda olduğu gibi paralı olanların oralardan ev toplamasıyla oluyor, bazen de kültür ve alışveriş merkezi, beş yıldızlı otel gibi yapıların yapılmasıyla. Levent, Ulus, Etiler, Nişantaşı gibi zenginlerin ikamet ettiği bölgelerin yıldızı hiçbir zaman düşmez. Kentsel dönüşüm projeleri de bazı mekânların değerini arttırdı. Mesela, Zeytinburnu, Silikon Vadisi projesi nedeniyle değerlenen yerlerden biri. Yabancılar Mersin’den Kars’a kadar her yerden gayrimenkul alıyorlar. Özellikle de Alanya, Antalya, Bodrum, Marmaris’e talep fazla. Şimdi Karadeniz sahillerine de talep başladı. Kentsel dönüşüm, emlakçileri kötü etkiledi. Bugün firmalar arsa üretip, inşaatlarını kendileri yapıyor, sonra da inşaat firmaları ayrı bir şirket adıyla kendi satış ofislerini oluşturuyorlar. Emlakçilere artık bir şey düşmüyor, dava açacağız. düzeni savundu. Ancak sistemle kurduğu gerilimli ilişki ve parti içinde yenilikçilerin küreselleşmeye sıcak bakan tavırları partinin ideolojisini neoliberal sağa yaklaştırırken, büyük kentsel projeler de Refahlı belediyelerin gündemine girdi. 1999 depreminden sonra Fazilet Partisi, 500 büyük proje açıkladı, ancak belediye, partinin ve partiyi destekleyen sermaye grubunun 28 Şubat’ta aldığı darbe nedeniyle bunların uygulanması için gerekli destekten yoksun kaldı. AKP ise hem ulusal büyük sermayenin, hem palazlanan kendi sermayesinin hem de uluslararası çevrelerin desteğini aldı. Destekler AB’nin IMF’nin, Dünya Bankası’nın dayattığı politikalarla da birleşince toprak üzerinden rant elde etme ve bunun için gerekli yasal, kurumsal süreçlerin oluşturulması süreci hızlandı. AKP döneminde projelerin ölçeği, büyük gecekondu ve ıslah imar planları ile dönüşmüş alanları da kapsayacak şekilde büyütüldü. Bu projelerle bir taraftan kentin doğal, tarihi ve kültürel anlamda en değerli alanları emlak, turizm ve kültür eksenli projelerle belli sermaye gruplarının çıkarları uğruna feda edilirken, 1980’lerden itibaren uygulanan neoliberal politikaların olumsuzluklarını en çok yaşayan alt ve alt orta sınıftan insanlar yerinden edilme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. İşte şimdi o süreci yaşıyoruz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear