Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 17 NÎSAN 2005 / SAYI 995 Şöhretli tüp bebekler Televizyon dizisi "Haziran Gecesi"nin iki minik oyuncusu Eren ve Merve Akan da tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelen çocuklardan. Akan çifti doğal yollarla çocuk sahibi olamamışlar. Uzun bir süre bebek hayaliyle yaşayan çift bu süreyi "Çocuksuz bir hayat amaçsız bir hayattı" diye tanımlıyorlar. Anne Akan tüp bebek uygulamasını internette okuduğu bir makaleden sonra düşünmeye başlamış. Önce ilaç tedavisi uygulanmış ama yapılan araştırmaların sonuçları da onları tüp bebeğe yönlendirmiş. Yirmi beş gün gibi kısa bir sürede uygulanan yöntem olumlu sonuçlanmış. Ultrasonda bir erkek çocuk sahibi olacaklarını öğrenen çift üç buçuk ay sonra bir de kızlarının olacağının haberini almış. HAYVANLAR Evcillerde tüy dökme zaman ı... Aylin Tunç H Tüp bebek bir pazar mı? Levent Özgürel Ebru Baran ayvanlardaki tüy örtüsü birçok açıdan önem taşıyor. Sağlık belirtisinin yanı sıra hastalıkların da habercisi olabiliyor. Birçokları içinse sevimliliğin belirtisi. Bol tüylü bir kedi ya da köpek yavrusu göze harika görünür. Kimi uzun beyaz tüylü,•kimi kıvırcık... Tüylerini okşar onları severiz. Sağlıklı evcillerde tüyler yumuşak ve parlak görünümlüdür. Tüylerde kepeklenme ya da döküntü bulunmaz, birbirine dolaşmaz. Ve baktığınızda hepsi aynı biçimde görülür. Hasta hayvanda tüyler mat, kuru, karışık ve cansızdır. Yer yer deri gözükebilir. Kanatlılar tüy kabartıp otururlar. Ve tabii ki tüyler aynı zamanda en önemli şikâyet konusudur. Hem tüylü hayvanlara bayılır hem de hiç tüy dökmesinler isteriz. Normal şartlarda bu mümkün değildir. Yaza çıkarken ve kışa girerken yılda iki kez yoğun tüy dökümü yaşanır. Bu durumda yapılacak en iyi şey; bol fırçalamak, vitamin desteği ve tıraştır. I Prof. Dr. C. Tamer Erel. lk tüp bebek uygulamasıyla doğan çocuklar şimdi 26 yaşında. Aradan geçen yıllar içinde uygulama bir mucize olmaktan çıkıp yaygınlaştı. Bugün dünyada iki milyon çocuğun dünyaya geliş yolu tüp bebek uygulaması. Yumurta ve spermin laboratuvar ortamında birleşmesiyle oluş'an tüp bebek, adını laboratuvar denince akla ilk gelen tüplerden alıyor. Uygulama Türkiye'de de oldukça yaygın. Televizyondaki gündüz kuşağı kadın programlarına katılmanız bile bu tedaviden yaralanabilmeniz için yeterli, çünkü hemen hemen her programda uygulama hakkında bilgiler ve adresler veriliyor. Ulaşdması bu kadar kolaylaşıp yaygınlaşınca, kafalar da karışıyor. Ya tüp bebek de yasadışı uygulamalara ve ticarete yol açarsa? îşin doğrusu, bu büyük pastadan pay almak isteyenler kavgaya tutuştu bile ve doğmamış çocuklar üzerinden büyük hesaplar yapılmaya başlandı... îstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. C. Tamer Erel'den tüp bebek yöntemleri ve bu yöntemlerle ilgili yasal düzenleme eksikliği hakkında görüşlerini aldık. Erel tüp bebek uygulamasına ve sorunlar üzerine özetle şu bilgileri veriyor: Çiftlerin bir sene korunmasız düzenli ilişkiye girmelerine rağmen çocuk sahibi olamamaları "kısırlık" olarak tanımlanıyor. Nedenin yüzde 30'u erkeğe, yüzde 30'u kadına, kalan yüzde 40 ise her ikisine bağlanıyor. Tedavinin şekli her iki cinste de kapsamlı bir araştırmadan sonra belirleniyor. Çiftlerin geçirdikleri hastalıklardan çalıştıkları işkollarının etkilerine kadar tüm özellikleri inceleniyor. Ayrıca erkeklerin menilerinde bulunan sperm yüzdelerine, kadınların rahim filmleri ve hormon tahlillerine bakılıyor. Tedaviye bu incelemelerin ışığında başlanıyor. Önce ilaç ve aşı yoluyla tedavi yöntemleri deneniyor. Bunlardan olumlu bir sonuç aknamadığı taktirde de tüp bebek yöntemlerine geçiliyor. Türkiye'de tüp bebek uygulaması 20. yı bilgisizliğin boyutlarını da gösteriyor. Kariyerlerini tamamlayıp, belirli bir ekonomik ve refah düzeyine erişmeyi amaçlayanlar ise çocuk isteklerini bu hedeflerinin arkasında bırakıyorlar. Hedeflerine ulaştıklarında ise yaşları ilerlemiş, olduğu için çocuk sahibi olma ihtimalleri azalıyor. O zaman da tüp bebek devreye giriyor. Gebe kalabilmck için kendilerinde ve eşlerinde bir sağhk sorunu olmasa da tüp bebek yöntemi ile tek seferde birden fazla çocuk sahibi olma fikri de bu kişilere cazip geliyor ve böylelikle de kariyerlerine bir ları da artıyor. Bu pek de olumlu olmayan sonuçları beraberinde getiriyor. Çünkü fazladan tutunan her bir embriyo erken doğuma sebebiyet veriyor. Üçüz, dördüz ve daha fazla sayıdaki gebeliklerde erken doğum süresi daha da artıyor. Bu durumda da gelişimini anne karnında tam olarak tamamlayamadan gerçekleşen ve büyük risk taşıyan doğumlar yaşanıyor. YEDİZLER NE OLACAK? Tüp bebek merkezlerinin taşıdıkları ticari kaygılar bebeklerin ya da annelerin sağlıklarını tehlikeye atmayı göze almalarına yol açabiliyor. Çocuk olma şansını riske atmamak için çok fazla sayıda embriyo göndermeyi tercih edebiliyorlar. Bunun sonucunu geçen günlerde gördük. Sibel Deniz doktorların önerilerine rağmen yedizlerini doğurmaktan vazgeçmedi, bu arada bebekler 14. haftalarına ulaştı. Bu medyatik anne ve bebekler, yine de gerçekleri değiştiremiyor. Tıbbi açıdan bakıldığında bir kadın bedeni genelde iki bebeği kaldırabiliyor. Bu vakalarda erken doğum riski çok fazla olduğundan bebeklerin yaşama oranları da azalıyor. ABD ve bazı Avrupa ülkelerin de embriyo için yasal sayı kısıtlaması var... Türkiye'de ise kanunen çok büyük açıklar var. Öncelikle tüp bebek uygulamalarını denedeyecek bir kontrol mekanizmasının kurulması gerekiyor. Bu mekanizmalarda görev alacak kişilerin de bu işten anlayan ve ticari kaygı gütmeyen kişiler olması gerekiyor ki, gerekli denetim sağlanabilsin. Yasal düzenlemeler yapılırken ve denetleyici kurul oluşturulurken bilim adamlarının görüşleri dikkate alınmalı. Aksi taktirde yasalar belli grupların çıkarları doğrultusunda hazırlanabilir ve risk artabilir. • Sibel Deniz'in yedizleri doğurmaktaki ısrarı tüp bebek uygulamasına dair soru işaretlerinl arttırdı. Acaba bu, anne ve bebeklerlnin hayatlarını riske atan tüp bebek merkezleri arasındaki rekabet mi? Çünkü, çoğu zaman başarı sağlamak amacıyla çok sayıda embriyo gönderillyor. ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde embriyo sınırlaması var... lını doldurmak üzere. Bu yönteme başvuranların profiline bakıldığında kırsal kesimde yaşayan çiftlerin ve kariyerinde hedeflediği noktaya gelmiş çiftlerin oranı yüksek. Kırsal alanda çocuk sahibi olamayan çiftlere karşı yapılan aile dışı baslular önemli rol oynuyor. Bu çiftler muayeneye genellikle aileleriyle birlikte geliyorlar. Yapılan muayene ve karşıhklı konuşmalar sonucunda öncelikle çiftlerin uyguladıkları yöntemlerde bir yanlışlık olup olmadığına bakılıyor. Yanlışlıklar varsa çifder bilgilendiriliyor ve genellikle ikinci muayeneye çoğu gebe kalmış olarak geliyor. Bu cinsel den fazla ara vermemiş oluyorlar. Ancak, tüp bebek yöntemleri, ilaçla tedavi yöntemlerine oranla hem maliyet açısından daha pahalı hem de uygulamada anestezi ve cerrahi müdahale yapıldığı için daha fazla risk taşıyor. İlaçla tedavinin yan etkileri daha az. Tüp bebekte bu etkiler artıyor. Laboratuvar ortamında elde edilen embriyoların en kaliteli olanları her zaman tercih ediliyor. Kadın rahmine gönderilecek embriyo için genellikle tercih edilen ve ideal olan sayı üç. Gönderilen embriyoların sayısı arttıkça şansınız da artıyor, ama üçüz ve dördüz gebeliklerin görülme oran Unutmamak gerekir ki ülkemiz dört mevsimi yaşıyor. Bizler nasıl yazlıklarımızı çıkarıp kışlıklarımızı; aynı şekilde kışlıklarımızı çıkarıp yazlıklarımızı giyiyorsak onlarda da tüy dökümü ile bu siklus tamamlanır. Yani yaz ve kış tüyleri farklıdır. Kedilerde bu dönemin özel bir durumu vardır. Kedi titiz ve kendisini çokça yalayan bir hayvandır. Ve bu sırada dökülmekte olan tüylerini yutar. Özellikle uzun ve bol tüylü olanlarda sorun yaşanır. Yutulan tüyler ya dışkı ile çıkartılır ya da kusarak. Ancak bazen bu tüyler midede kalabilir. Kusmayla ya da dışkı ile atılamaz. Bu durumda kedide iştahsızlık, durgunluk, bazen kusmaya çalışıp kusamama gözlenir. Sebebi anlaşılamayan durgunluklarda özellikle mevsim dönüşümlerinde tüy yumakları mutlaka akla getirilmelidir. Uzun ve bol tüylü kedilerde özel mamalar kullanılabilir. Özellikle kıtık oluşanlar tıraş edilmelidir. Yine kedi otu ve tüy topaklannın bağırsaklarda takılmasını önleyen pomat şeklindeki preparatlar kullanılmalıdır. • Aylin Kotü Hayat ne keyiflidir H ayat ne keyiflidir! En olumsuz biten bir gecenin sabahında bile kendimizi ormana yürüyüşe atsak, attığımız her adımla birlikte geride bir olumsuzluğu bıraktığımız hissine kapılırız. Doğanın kendisinde öyle inanılmaz bir enerji vardır ki! Hem enerji vardır hem de ondan bu enerjiyi almak isteyene çok bonkör davranır. Ayakların toprağa her basışta çıkardığı o ses, o huzur, gölün üstündeki hafif duman, tarifi mümkün olmayan ancak yaşayarak anlaşılacak hisler uyandırır. Helc de soğuk kış sabahının ertesinde gitmişsek, o kırağıların patlarken çıkardığı ses, doğanın bize yaptığı bir havai fişek gösterisidir. Üstelik hiçbir bedel ödemeyiz bu sahip olduğumuz duygular için. Eğlenmeye gidiyorum diye hazırlanıp süslenmemize de gerek yoktur. Ormana ayak bastığımız anda içimizdeki çocuk uyanır ve bizi ceylan gibi sektirtir. Piyer Loti'nin tepesine çıkıp gazete, açma ve çayla yaptığımız pazar kahvaltısının da keyfi çok yerde rastlanılacak türden değildir. Aslında çok şanslıyız, biz Istanbul'da oturanlar. Tarihe adını "Altın Boynuz" olarak yazdıran bir görseltarihsel güzelliğin bu kadar yakınında olup ondan faydalanmayı, haz almayı bilmeden geçiriyoruz günlerimizi. Kimilerinin Atlantik'i bile aşarak görmeye geldiği yerlerden bizler, sanki oraları hiç yokmuş gibi defalarca kayıtsızca geçiyoruz. Ne kadar paramızın olduğu değildir hayat, ne kadar paralık yaşadığımızdır. Can dostumuz için beyaz masa örtüsü sermek bir de çiçek iliştirmek sofraya pahalı değildir, ama tarifsiz bir haz verir insana. Tıpkı çocuğumuzun en sevdiği tatlıyı özenerek yapıp okuldan geldiğinde oturup birlikte yemek gibi. O sohbetin keyfi de bana gidilen en pahalı restoranda yiyebileceğim bir tatlının keyfini vermez. Bu kadar ucuzdur hayattan keyif almak, almak istedikten sonra. Bir arkadaşla Balat'ta yenilen balık gibi. Aslında dostla gidilen yerin önemi yoktur tıpkı sevgiliyle beraber gidilen yerin önemi olmadığı gibi. Bazen bir kahveyle yapılan sohbet bile hiç sevmediğim sigarayı içirtir, sohbet bittikten sonra da terapi yapmış gibi hafiflik duygusu yaşanm. Dedim ya hayattan keyif almak bu kadar ucuz ve kolaydır. Sonuçta insanın bir noktadan sonra harcayacağı para da bellidir. Fazlasını harcayamaz. O zaman delice hırsları bırakıp neye yatırım yapacağımızı iyi bilmeliyiz. Önce dostluklara, ki yaşlandığımızda etrafımızda tavla oynayabileceğimiz üç beş kişi olsun. Sonra hobilere. Hayatı dolu dolu yaşadığımızı sandığımız dönemlerde bile bizi aslında keyiflendiren bunlardır. Fazla dostu olmaz insanın hayatta, bir elin parmakları kadar. O zaman bu kadar kıymetli ise dostluklar yatırım yapılmalı dostluğa, sermaye konulmalı. Harcanacak para belli ise daha fazlası için ruh tüketilmemeli ve doğaya çıkılmalı, hatta doğada bazen yalnız kalınmalı ki kendi doğamızla buluşalım. Ve inanç olmalı. Inanmadığınızda ne doğadaki o meydan okumayı görebiliriz ne dostlarımızın güzel yanlarını ne de bu hayatın anlamını. • aylin@kotilsarigul.com 11212) 293S9 SÜNNET DERİSİNİ KESMENİN GÖZKAPAKLARINI KESİP ÇIKARMAKTAN HİÇBİR FARKI YOKTUR! NİL GÜN'ün ku**Mw KİTABI Mayıs'ta tüm kitapçılarda www.kuraldisi.com