18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 KASIM 2005 / SAYI 1024 11 Gidilen yollar... Aylin Kotil ollar sanki sadece bitirmek için vardır. Içgüdüsel olarak önümüzdeki her yolu bitirmek isteriz. Bazılan zordur, bazılarıysa çok keyifli. Ama nasıl olurlarsa olsunlar sonuç değişmez; hepsi de bitirilmek zorundadır! En fazla da bir sonrakine bağlanmak için aracıdır. Zorlu yolu bitirmek her zaman daha çok keyif verir. Bitirilmesi gerektiği için yollann nasıl aşıldığı ve ne hissettiğimiz önemini yitirir. Yola çıkmak da belli başlı bir iştir. Hazırlık ister. Tedarikli olmazsak yarı yolda bile kalabiliriz. Donanımlarımız önemlidir. Hele yol zorluysa bazen bunu aşmak sadece donanımlarımıza bile bağlı olabilir. Bir sorunla karşılaştığımızda da durum böyle değil midir? Ruhumuzu önceden iyi beslemişsek, donatmışsak kendimizi, yeterince ıssız bir dağın tepesinde lastiği çıkmış, araba gibiysek, ihtiyacımız yedek lastik ve krokidir. Tabi bir de bunların nasıl kullanıldığını bilmek gerekir. Kullanmaya hazır olmak, gerektiğinde kullanabilmek de donanmak kadar önemlidir. Bildiklerimizi hayata geçirebilmek gibi. Hayata geçiremediğimiz noktada da yedek tekerlekler önemini ve anlamını yitirecektir. Kimi zaman gittiğimiz yollar bize zevk vermez; ıssız ve kuraktır. Bu durumda o yolu ya manzara varmış gibi düşleyerek, ya da gidilen manzaraya değeceğine inanarak aşabiliriz. Yani gidilen yol zorluysa bizi sonuca 2 durum götürür; Mutluluk oyunu oynamak, ya da gidildiğinde sonucun zorluğa değeceğine olan inanç. Bazen de yollar tuhaf biçimde düz ve engelsiz olur. Bir an durup uyanabilirsek uzun yolu renklendirmek için hızı kontrolümüze alabiliriz. Hız verip gaz kesebiliriz. Ama tabi bu durum sadece düz yollar içindir. Engebeli yollarda yolun şartlan belirler vitesin numaralarını. Bu durumda yol arkadaşları önem kazanır. Kimisi sadece asfalt yolda arkadaştır. Kimisi de asfalt, çukur fark etmez her daim yanımızdadır. Onlardan az vardır. Bazen bizim için yedek lastik ve krokiyi bile getirirler. Onlar çok kıymetlidir, ama kendimiz gibi gördüğümüzden onlan, bunlan zaten yapmaları gerekirmiş gibi gereken önemi görmezler. Ama bunların hepsinin sonunda bir gerçek vardır ki yollar bitmemelidir. Çünkü bittiğinde hayat da biter. Belki sadece hızı kontrol altına alabilecek duruma geçmek, hedef olabilir. O da sürekli değil.• Erkekler ııh derse... E rkekler "seks hayvanları" olmaktan usandılar mir1 Her ne olursa olsun, libıdo sorunları yüzünden gittikçe daha sık uzman desteği arar oldular. Uz manlar fenomenin on yıldan bu yana görüldüğünü ve son beş yıldır, vakaların ikiye katlandığını söylüyorlar. Çoğu zaman uzmanlara arkadaşları tarafından yönlendirilen bu erkekler, arzularının azalması ve ereksiyon sorunlarından aynı anda yakınıyorlar. Performansa dayalı ve ötekinin bir nesne olarak görüldüğü, pornoya varan zorlayışlarla, haz almanın bir numaralı amaç olduğu bir bağlamda, cinselliğe her yerde öncelik veriliyor. Ama her gün açık bir biçimde erkeklerin bunu istemedikleri görülüyor. Cinselliğe duyguyu katmak, onu yeniden insancıllaştırmak ve yeniden kutsallaştırmak istiyorlar. KENDİNE TUTSAK OLMAK Gregoire, 41 yaşında, zevk düşkünü ve yakışıklı çocuk... Şimdiye dek hiçbir serüvene hayır dememiş ve cinselliğin sınır bölgelerinde keşiflere atılmış: eş değiş tokuşu, sadomazoşizm, fetişçilik. Uzun gece seferlerinin ardından iki yıl önceki sevgilisi Loulou'yla karşılaştığında cinsel yaşamı büsbütün stop etmiş durumdaymış. "Loulou beni yatağına davet ediyordu, ama reddediyordum. Onunla artık salt seksten ibaret bir hikâyeye girmek istemiyordum. Öncelikle derin duyguları katmak istiyordum işin içine. Gerisi sonradan gelirdi." Erkeklik hakkında katı bir düşünce yıkılma yolunda. O halde, duyguları ne olursa olsun, salt organlarıyla "konuşmakla" ünlenmiş erkekler, kendi ruhsal durumlarının tutsağı olacaklar. Erkeklerin pek azı duygusuz sevişebilir. Diğerleri eyleme geçebilmek için bir duygusal güvenceye ve sevecenliğe gereksinim duyarlar. Ne var ki bunu dile getirmeleri pek de kolay değildir, çünkü bazı kadınlar yatakta sarsıntısız bir erkeklik isterler. Yumuşaklık arayan erkekler çoğu kez "başa kakıcı" partnerlerle yaşamaktadırlar. Bu libido sorunları, toplumda erkekkadın ilişkilerinin değişmesine de bağlı. "Yeni kadınlar" kılı lark yarıyor ve düşündüklerini pat diye söyleyerek ("Daha iyisini gördüm" vb) erkekleri dengesiz bırakıyorlar. Partnerinin kendisın den zevk duymadığını işiten bir erkek kendinden kuşkuya düşüyor, bunaltı yaşıyor ve kitleniyor. BASKILAMA ALTINDA YAŞAMAK Bir erkek yalnızca yatakta performans zorlaması altında kalmıyor. Meslek ve toplum yaşamında da bazen dayanılmaz olan bir baskı altında. Kaygı, stres, sürmenaj ya da işsizlik, libido yitimindeki yeni ruhsal nedenler. Çünkü, bunlar çoğu kez özgüven eksikliğine de eşlik ediyorlar. Sevişebilmek için kendine inanmak gerekir. Cinsel arzu yokluğu depresyonun majör belirtilerinden biri. Buna antidepresan ilaçların alınmasını da eklersek, libido ciddi biçimde altüst olmuş demektir. Arnaud, 40 yaşında ve uzun zamandır işsiz, ayrıca reçeteli ilaçlar alıyor, bir buçuk yıldır sevişmediğini söylüyor. Uzak bir banliyöye "dünyadan korktuğu" için çekilmiş: "Doğrudan fiziksel arzu azalması yaşamıyorum ama tekrar bir yanşma içinde olmak istemiyorum. Erkek arayan genç kadınlara kendini anlatabilmek güç iş." Cinsel terapistlerin muayenehanelerinde, arzularının Y kesintiye uğradığından yakınan erkekler gittikçe artıyor. Çünkü artık aşk olmaksızın seks yapmak istemiyorlar, salt icracı olmayı reddediyorlar. Bu yeni kırılgan erkeklerin dertleri ne?.. [email protected] Ya kadınlar, erkeklerin bu yeni "asker kaçaklığını" nasıl yaşıyorlar? 45 yaşında güzel Akdenizli Sofia, aynı yaşta bir Isveçli mimara bir yıl tutkun kalmış. "Ben ne denli sıcaksam o da o denli soğuktu" diyor alaycı bir ifadeyle. Başlangıçta haftada birken, sonradan on günde bir, derken ayda bir olmuş. Ve çok da uzakmış kendine erkeği. "Yatakta bana arkasını dönüyordu. Ona tecavüz etmek geliyordu içimden, o ise bana bizler hayvan değiliz diyordu. Yavaş yavaş mesajı alır gibi oldum: Cinsellikten yoksun ederek beni kendine bağımlı kılmak istiyordu." Ötekinin arzusuna yanıt vermeyi ve onu doyurmayı reddetmek karşısındakini parmaklarında oynatmaya yarayabilir. Ne var ki, bu kadınca bir davranıştır. Olağan olarak, baş ağrılarını bahane edip ilişkiden kaçınan kadınlar, erkeklerden daha çoktur. Bugünün bazı erkekleri de bu eski dominantlık tekniğini kullanıyor gibiler. Cinslerin eşitliğinin öngörülememiş bir sonucu olsa gerek bu da... • Psychologies'den çeviren: EMRE ÇAĞATAY Art Brut kavramının yaratıcısı Fransız ressam Jean Dubuffet'nin Türkiye'deki ilk kapsamlı sergisi Pera Müzesi'nde. Sergide, sanatçının 74 yapıtı yer alıyor. Dubuffet'nin görüşlerinden alıntılar... t/ Resmettiğim konularda beklenmedik her türlü şeyden kaçınmak hoşuma gider, genelde rastlanan olguları resimlemekten hoşlanırım. Çukurlaşmış bir yol resmi yapıyorsam, bunun çukurlaşmış yolun bir ilk örneği olmasını isterim ve bir insan portresi çizeceksem eğer, resmimin hiçbir işe yaramayan rastlantısal niteliklerinden sıyrılmış bir insanoğlu yüzünü çağrıştırması benim için yeterlidir. • Bir yüzü elma çizer gibi resmetmek mi, yo, hayır! Düşünce betimlemeye sıkı sıkıya bağlıdır ve kulakları resmediyorsam gürültüyü, dudakları resmediyorsam sözü ve dişler söz konusuysa yiyecekleri düşünürüm. %/ Büyücü için heyecan verici olan değiştirmektir: Güzeli çirkineçirkini güzele. Bizi yetiştiren yordam da budur. ı/ Merdivenleri fırçalayan bir kızın bağıra bağıra söylediği bir şarkı, usta bir şarkıcıdan daha çok etkiler beni. Herkesin zevki kendine. Az olanı severim. Ayrıca çekirdek halde, iyice biçimlendirilmemiş, kusurlu, karma olanı severim. Ham elmasları, işlenmemiş halleriyle severim. Ve defolarıyla. %/ Sanat malzeme ve gereçten doğmalı ve gerecin, gereçle malzemenin savaşımının izini korumalı. tnsan konuşmalı ama gereç ve malzeme de konuşmalı. «/ Rastlantıyı hesaba katmamak insanlığa aykırıdır, getireceği yararı geri çevirmek mantıksızdır, kendini beğenmişlik ve budalalıktır. Ateş yakan kampçı ne bulursa onu kullanır, elinin altında çalı çırpılar vardır, rüzgârdan yararlanır, kumlarla bir ocak yapar, ya da bulursa eğer, taşlarla. ^ Sanatın anlatıma dayalı betimleme yoluyla düşünceyi aktarmaktan başka varoluş nedeni yoktur, hiçbir yasaya, hiçbir ölçüte yer verilmeyecek diye bir şey yoktur. Her yol iyidir. i/ Hiçin resmini yapmak, en azından adı olmayanın, belirsizin resmini yapmak ressamın temel görevi gibi geliyor bana. Eyleminin an durumda kendini gösterdiği alandır bu. Dubuffet Pera'da... P era Müzesi, 20. yüzyılın önemli sanatçılarından Fransız ressam Jean Dubuffet'nin Türkiye'deki ilk kapsamlı sergisine ev sahipliği yapıyor. Art Brut (Ham Sanat) kavramının yaratıcısı Dubuffet'nin eserleri "XX. Yüzyılın Büyük Bir Sanatçısıyla Buluşma" başlığı altında Paris Dubuffet Vakfı ve Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle sergileniyor. Sergide, Dubuffet'ye ait 63 litograf ve serigraf baskı, bir heykel ve 10 yağlıboya olmak üzere toplam 74 eser yer alıyor. Boya ve tuvalin yanı sıra, kum, çakıl, kâğıt hamuru, kurutulmuş ot, çiçek, ağaç kabuğu, tutkal gibi sıra dışı pek çok malzeme kullanarak çağdaş sanata Art Brut kavramını kazandıran sanatçı yapıtlarıyla birkaç kuşak sanatçıyı etkiledi. Dubuffet, II. Dünya Savaşı'nın karanhk günlerinden yola çıkarak sunduğu yeni resim diliyle çalışmalar üretti, deliliğin insan görüşünü zenginleştirdiğini savundu. Sergı 8 Ocak'a kadar görülebilir. Tel: 0 212 211 41 00 www.peramuzesi.org. tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear