Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 t 30 OCAK 2005 / SAYI 984 NİHAYET ROCK'I KEŞFETTİK Güven Erkil Erkal Rock müzik yazarı l> Deniz Durukan S eksen sonrası popüler müzik piyasasında Türk Rock üçüncü kez yükseliyor. îlk kez Klips ve Ilhan îrem'in imzalarıyla 1987'de yakalanan Eurovision Şarkı Yarışması 9/lıığu rock soundunu gündeme getirdiyse de, Klips ve Onlar'ın "Halley" adh albümü, Melih Kibar'ın "izin verdiği" ölçiide rock olabilmişti. 1996 yılına gelindiğinde, Kargo'nun "Yüzleşme" adh klibi, ikinci yükselişin öncüsü oldu. Aradan yaklaşık bir on yıl daha geçti. Mor ve Ötesi, Kurban, Manga derken art arda çıkan isimlere baktığımızda, "vurkaç" taktiğine göre oynayan isimlerin satış listelerinin yanından bile geçemediğini görüyoruz. Dün müzikte yozlaşmanın en çok mağduru olan isimler, bugiin üretim aşamasından başlayıp, pazarlama noktasına kadar piyasada söz sahibi. Pentagram'ın elemanı Tarkan Gözübüyük, Mor ve Ötesi'nin son albümünde aranjör olarak çalıştı. Menajerleri ise piyasa kurtlarından birisi değil, ODTÜ Rock Kulübü'nde en başarılı döneme imza atan Serkan Fidan oldu. Kurban aranjelerınin sorumluluğunu kendi üstlendi ve kendisi gibi "kirlenmemiş" yeni bir oluşum olan On Air Müzik'le yola çıktı. Bağımsız ve güçlü firmalar kuruluyor, yurtdışı bağlantılı büyük firmalar olan Sony Müzik ve EMI Kent ise yüzünü yeni seslere çeviriyor. Türkiye'nin popüler müzik piyasasındaki çok satan dergilere ve iddialı müzik kanallannın yönetim kadrosuna baktığımızda, deyim yerindeyse her biri sıkı birer "rockçı" olarak bilinen gençleri oralarda görüyoruz. Tüm bunlara, artık adını dünyada duyurmaya başlayan festival ve konser organizasyonlannın başındaki genç organizatörleri de eklersek, şunu rahatça söyleyebiliriz; Artık iyi müziğin sırtı yere gelmez. Mor ve Ötesi "Şehir" albümüyle kendine özgii bir dinleyici kitlesi oluşturdu. Duman, Manga, Mor ve Ötesi... Yıllardır kendi hallerinde rock yaparken birden keşfedildiler! Artık müziğin üvey evladı değiller... İyi de neden? Kimlne göre bu "ehlileştirilmiş bir rock". Kimine göre ise rock da steril hale geldi... Y ıllardır rock patladı, patlayacak derken, nihayet geçen yılın sonlarına doğru beklenen patlama gerçekleşti. Gerçi son birkaç yıldır rock müzik yükselişteydi, hatta iki yıl önce Duman çok iyi bir çıkış yapmış, kulaklarımızı arabeskin ve popun dışında bir tarza alıştırmıştı. Derken Mor ve Ötesi, Dünya Yalan Söylüyor adlı albümüyle ortalığı kasıp kavurmaya başladı. Peşinden Manga geldi. Özellikle de "Bir Kadın Çizeceksin" adlı parçasıyla hatırı sayılır bir dinleyici kitlesine ulaştı. Elbette güzel gelişmeler bunlar. Yıllardır çok nitelikli müziklere imza atan, ancak çok kısıtlı bir dinleyici kitlesine hitap eden gruplar ve müzisyenler, artık fark edilmeyi hak ediyorlardı gerçekten. Bu gruplar yazılı ve görsel medyanın da oldukça ilgisini çekti, hatta magazin basını bile, belki de bir ilke imza attı ve bu gruplara övgüler yağdırmaya başladı. Yıllardı r müziğin üvey çocukları olarak görülen, müzik fîrrnaları, medya ve dinleyici tarafından marjinal ve aykırı görülen bu isimler, ne oldu da kabul görmeye, hatta popülerleştirilmeye başlandı? Mor ve Ötesi 1996'da yayımladığı "Şehir"le birlikte zaten iyi bir müziğe gıden yolun temelini atmış, kendine özgü bir dinleyici kitlesi oluşturmuştu. Bugüne dek, çizgisini koruyarak başarılı çalışmalara imza attı. Sevelim ya da sevmeyelim, bugün gör dükleri ilgiyi zaten hak etmişlerdi. Peki bu ilgiyi gösterenlerin cephesinde ne değişti? Bugüne kadar yeterince fark edilmeyen bir grubu herkes, aynı anda nasıl fark etti? Manga'ya gösterilen ilgi belki de sosyolojik bir araştırmayı hak ediyor! Manga kendine özgü bir tarzı olan Japon animasyonlarına ve çizgi filmlerine verilen ad. Grup, adını buradan alıyor. Müzik tarzı ise elektronik ve rap öğelerini de içine alan numetal çağnşımlı ve daha çok Linkin Park çizgisinde. Dolayısıyla Manga'nın, adı da, yaptığı müzik de normalde Türkiye şartlarında geniş kitlelere hitap edecek özelliklere sahip değil. Gerçi grup popüler olmaya açık bir davranış sergiliyor. Ancak amatör ruhu kaybetmek istemediklerini de özellikle vurguluyorlar. Mor ve Ötesi neyse de, Manga 'yı popüler kültürün zirvesine oturtan anlayış, sahiden Mustafa Sandal, Serdar Ortaç gibi isimleri dinlemekten sıkıldı da farklı bir tarz arayışına mı girdi? Medya rock'ı, alternatif müzikleri keşfetti! iyi oldu da, gerçekten pop müzik tıkandı, yeni tınıların, yeni yüzlerin arayışına mı girildi, yoksa, kentleşme süreci mi hız kazandı? O yüzden, kentli müziği olan rock, artık Türkiye'de müzik gündemini belirleyecek mi? Yoksa hiçbirımizin ruhu bile duymadan rock'ın poplaştırılması için, gizli bir protokol mü imzalandı birilerınin arasında? dendurukan@yahoo.com Nejat Yavaşoğullan Müztsyen (Bulutsuzluk Özlemi) Cumhur Canbazoğlu Müzik yazarı edya ne derse desin, yerli rock'ta patlama çatlama diye bir şey söz konusu değil. Farklılık sadece genç rock topluluklarının pop'a doğru kaymasıyla ortaya çıkmış "ehlileşmiş rock ortamı"nda. Son dönemde rock dıye sofraya konulan parçalara bakın; çoğu, "distortion gitarlar"la yorumlanmış pop eskisi cover'lar ile Doğulu ezgilerin bestelere yedirilmesi. Türkiye'de rockmetal kültürünün ayakları üzerinde durmasını engelleyen başlıca güçlerden biri olan, uzun yıllar, giyimkuşam, uzun saç, takılar gibi vitrinlik değerleri ön plana çıkarıp rock felsefesini göz ardı eden medya, şimdi kalkıp içini boşalttığı bu türün sırtından ekmek yemeyi deniyor. Kısacası; yerli rock şimdi "moda" ve ortam "sakat". Tabii, bu işe yıllardır sahip çıkmış "babalar"ın yerine yaşıtlarından rock dınlemek de genç kuşağa artık daha ilginç geliyor. Genç rock'severler doksanların başında yerli popta yaşananlara benzer bir durumla "akran idoller"ine sahip çıkmayı tcrcıh ediyor. B ugün, tamamen kentte doğmuş büyümüş ve ailesi de kentli olan bir nesil söz konusu. Türkiye'deki kentli müziği Münir Nurettin'den, tango ve kantolardan bile başlatabiliriz. Sonuçta 50'li, 6O'lı, 70'li yıllarda hep kentli müzik oldu. Yine de müzik biçimi olarak yerel ezgi ve motifler kullanılıyordu. Bana kalırsa gerçekten kent şarkıları yapılabileceğini Bülent Ortaçgıl gdsterdi. 90'lara doğru Bulutsuzluk Özlemi bunu rock müziğin içine soktu. Bir kent müziği olan rock'a ilginin kalıcı olduğunu düşünüyorum. Türkiye de bu müzik türünün gelişmiş olduğu ülkeler gibi kentleşen ve biraz da sanayileşen bir ülke durumuna geldi. Eğitim döneminde olan genç ve kentli nüfus arttı. Dinleyici potansiyeli de arttı bence. Tür olarak rock hemen herkesin kabul ettiğini düşündüğüm bir özgürlük ruhuna sahip. Türkiye ve dünyada rock ile uğraşan müzisyenlerin içerik, biçim ve tavır olarak çizdikleri görünüm bahsettiğimiz genç kesimin özlemlerine daha uygun düşüyor. Sevgilisini otomobil tüccarlarından veya müteahhitlerden seçen, sahnede kafasından aşağı güller dökülen, televolelerde boy gösteren pop şarkıcıları başka bir dünya özlemi içindeki eğitimli ve kendini geliştirmiş, kafası çalışan genç insanlara yakın gelmiyor. Bızi bu noktaya getiren süreç de birden ortaya çıkmadı. Özetle, pop müzik tıkanmadı, yine en çok onlar sattı. Ancak bu yıl rock'a olan ilginin artmasında, biraz rock'ın poplaşmasının da rolü var. M Manga, adını kendine özgü tarzı olan Japon animasyonlarından alıyor. Cenk Taner Müztsyen (Kesmeşeker) R ock bir ölçüde poplaştı. Bu nedenle daha geniş kidelere seslendı. Artık rock müzikte de imaj çalışmaları var. Suya sabuna dokunmayan, eğlence yönü ön plana çıkan şarkılar ağırlıkta. Yani olay steril hale geldi. Bu işin promosyonunu yapan medya da steril. Tencere yuvarlandı, kapağını buldu. Elbette rock müziğin artışında kentleşme süreci, yabancı kanallar da etken. Her şey birebir ilışkiyle gidiyor. Yalnız atlanan bir şey var; o da duruş. Dünyada da aynı süreç söz konusu. Popülerleştikçe içi boşalulıyor. Oscar Wilde "moda olan demode olur," demiş. îyi sözlerin varsa, bir gitar, bir bas ve bir davulun varsa, çıkardığın enerjiyle dünyayı yerinden oynatabilirsin.