Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 12 EYLÜL 2004 / SAYI 964 Mahkemelik köpekler... Evde yaşayan bir köpeğin sokağa atılması, "ölüme terk edilmesi" demek... Türkiye'nin imzaladığı Ev Hayvanlannın Korunması'na Dair Avrupa Sözleşmesi de "Hiç kimse bir ev hayvanını terk edemez" diyor. Ancak ev köpeklerinin sokağa atılması için açılan davalarda kazanan taraf hâlâ "hayvan sevmeyenler..." Köpeklerin sahipleri ise çareyi yüksek mahkemede arıyor... îpek Yezdani C incan, Kuki, Abadın, Bıcırık, Bobo ve Boni... Bu sevimli köpeklerin hepsi mahkemelik. Neden mi? Çünkü onlarla aynı apartmanda yaşayan bir komşuları, köpeklerin sahipleriyle olan kişisel husumetleri yüzünden köpeklerin yaşadıkları evlerden sokağa atılması, yani bir anlamda "ölüme terk edılmesi" için dava açtı. Davadan "yaşadıkları evden tahliyeleri" yönünde karar çıkan Cincan, Kukı, Abadin, Bobo ve Boni'nin kaderi ise \ d,. bun dan sonra yüksek yargıçların elinde... Türkiye, Avrupa Birliği'ne uyum yasaları çerçevesinde Ev Hayvanlannın Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesı'nden Hayvanları Koruma Kanunu'na kadar yasalara imza atadursun, yasalardaki boşluklar yüzünden ev hayvanları hâlâ sokağa atılma, yani ölüme terk edılme tchlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi, "Hiç kim se bir ev hayvanını terk edemez" diyor. Aynı şekilde iıç ay once kabul edilen "Hayvanları Koruma Kanunu'nda da "Ev ve sus hayanları ıle kontrollu hayvanlardan, doğal yaşama ortamlanna tekrar uyum sağlayamayacak durumda olanlar terk edılemez " denılıyor. Ancak sahiplerinin "her turlü fedakârlıkla" evlerinde baktıkları ev hayvanlannın, kişıler arasındakı husumetler nedenıyle evlerınden atılması için Aysel Bedir, "kızlarım ve oğlutn" dediği Cincan, Kuki, Abadin ve Bıcırık'Ia... açılan iki davada, yasalardaki boşluklardan dolayı "köpeklerin evden atılmasına" karar veriliyor. Hayvan haklarıyla ilgili kanunların kabul edilmesinın ardından yasalarda ortaya çıkan bu boşlukları doldurmak ise Yargıtay'ın vereceği ve "örnek" teşkil edecek nihai karara kalmış durumda. Yani ev hayvanlannın son umudu Yargıtay'daki yüksek hâkim ve yargıçlar... Boni ve Bobo, artık Yalçın ailesinin birer ferdi olmuş... Fotoğraflar: tpek Yezdani KÖPEKLERİN KATİLİ Mİ OLALIM? Aysel ve Mustara Bedir, 10 yıl once terrier cinsi köpekleri Lisa doğurunca yavruları sokağa atamamış. Boylece Cincan, Kukı, Abadın ve Bıcırık'Ia bırlikte aynı evde yaşamaya başlamışlar. 10 yıldan bu yana komşularından kopeklerle ilgili tek bir şıkâyet bile almamışlar. Ta ki bir gun zamanında beraber yıyipiçtikleri bir komşularıyla aralan bozulup komşuları onları mahkemeye verinceye kadar. Aysel Bedir, "Bu kişinin 10 yıldır bu kopeklerle ilgili tek bir şikâyeti bile yokken, birdenbire 'seslerınden rahatsız olduğu' gerekçesiyle bize dava açtı. Ustelik kulakları duymuyor. Onun asıl derdi bizımle. Ama hıncını köpeklerden alıyor" diyor. Goztepe'de oturan Bedir ailesi, yaşadıklan binayı ve çevreyi guzelleştirmek için uğraşan, boş durmayan bir aile. Apartmanlarının girişindeki odunluğu çocuklar için kutüphaneye çeviren, apartmanın gençleri faydalansın diye bahçeye çardak yapan, bayramlarda binanın girişini bayraklar ve resimlerle süsleyen Bedir ailesi, Kurban Bayramı'nda apartmanın önünde çocuklann gözu önünde kurban kesilmesine izin vermeyincehusumetbaşlamış. Aysel Bedir, "Bizi mahkemeye veren kişinin asıl derdi bizim bu çağdaş tutumumuz" dıye konuşuyor. Davanın sonucunda köpeklerin evden tahliyesine karar verildiğini belir ten Bedir, "Bunlar ev köpeği, sokakta y, da barınakta yaşamazlar, ölürler. Katil mı olalım biz bunlann?" diyor. Köpek lerini asla bırakmayacaklarını ve mucadc leye devam edeceklerini anlatan Ayst Bedir, "Bu köpekler zaten hasta, ağızla rında dişleri kalmadı. Bunları olume terl edemeyiz. Gerekirse Avrupa Insan Hak ları Mahkemesı'ne gideriz" diye konu şuyor. Bedir Ailesi'yle aynı durumda olan bi diğer aıle, yedi buçuk yıldır köpekleri). le bırlikte yaşayan Yalçın ailesi. Golde Retrıver cinsi olan köpeklerden Boni buçuk, Bobo 4 buçuk yaşında Dunyanı en ııslu kopeklerı. O yuzden de zate komşuları kendılerinı mahkemeye veriı ken "Köpeklerin kıllarının apartmand uçuştuğu ve pisliklerinı apartmana yap tıkları" gerekçesiyle dava açmış. Itır Ya çın, "Yedı yıldır hiçbir şıkâyet yokke birdenbire bizimle olan tartışması yüzür den köpeklerin tahliyesi için dava açttla Annemi her gördüklerinde 'Bunlar s< nın köpeklerinin kılları, apartmanı pisli içinde bıraktınız, sahtekâr kadın, seı doğduğuna pişman ederim' gibı hakare kiıfür ve tehditler savuruyorlar Oys bunlar aşılı, eğıtimli ve her gun banyos yapılan son derece temiz köpekler. Gi numüzde çağdaş insan olmanın tanın yapılırken bile hayvan sevgisinden bar sedilivor, ama maalesef bu hayvanları sc kağa atmamızı isteyenler de toplumu 'eğitimli' dediğimizkesiminden,bırer<of retim görevlisi ve yazar" diyor. Kadıkc 4. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafındj| köpeklerin uzaklaştırılması yönünde ki rar verilmesinin ardından temyıze baı vuran Itır Yalçın, "Bu köpekleri sokajş atmam demek, onları ölume terk ettneı demek. Onlar bizım aılemızın bir parçı sı. însan ailesinden birini nasıl ölüme tet edebilir ki?" diye konuşuyor. • Akşam Sefası sizi bekliyor Gözde Gündoğdu e kadar meyhanelerin gün geçtikçe azaldığı veya bozulduğu düşünülse de Saygı Yağmurdereli'nin "Akşam Sefası" adlı meyhanesi, eski meyhaneleri aratmayacak nitelikte... 3 yıldır hizmet veren "Akşam Sefası", mart ayında Beyoğlu'ndaki yeni yerine taşınmış. Sadece içki satmak istemeyen Yağmurdereli; sanatsal, kültürel etkinliklere de yer verdiklerini söyluyor. Mekânın duvarlarını süsleyen Semih Poroy karikatürlerı de mekâna ayrı bir hava katıyor. Saygı Yağmurdereli "Akşam Sefası"nı ve meyhane külturunü anlatıyor... Eskiden "Taş Plak" meyhanesinin işletmeciliğini yapıyordunuz. "Taş Plak"tan, "Akşam Sefası"na zamanda bir yolculuk yapsak... Süre anlamında aralarında çok fazla bir kopukluk yok, fakat arada başka mekânlar var. Odakule'nin orada "Rast" diye bir mekân vardı. Sonra üç sene "Akşam Sefası"nın eski yeri, şimdi deburası... Peki burasının diğer meyhanelerden farkı nedir? "Taş Plak"ta ve diğerlerinde konumum farklıydı. îstediklerimi çok fazla yapamıyordum. Sadece içki satmak değil, sanatsal, kültürel etkinlikler de yapmak istıyorum. Oralar sadece içki satan meyhanelerdi, bense "Akşam Sefası"nda içkiyle kültürü birleştirmek istedim. N Nasıl etkinlikler? Mesela "Taş Plak"ta şiir günleri düzenliyordum. Genç şairler gelir, şiirlerini okurlardı. Kültürel etkinliklerin çerçevesini tam olarak belirlemedim ama buyük olasılıkla konunun uzmanları gelecek. I ŞİİRDEN KARİKATÜRE •Canlı müzik var mı peki? Şu anda yok ama kışa doğru olacak. Fakat mesela Mazlum Çimen bağlamasıyla gelir, çalmaya başlar; Mümtaz Sevinç gelir, şiir okur. Her salı şair arkadaşlar toplanır, tartışıp konuşurlar. Mekânın duvarlarını Semih Poroy'un karikatürleri süslüyor. Sizce bu karikatürlerin mekâna katkısı nedir? Ilk olarak Semih çok sevdiğim bir atkadaşım. "Akşam Sefası", eskl meyhanelerin tadını yenl mekânında sunuyor. Sahibi Saygı Yağmurdereli, İçkiyle kültürü birleştirmeye çabalıyor. "Burası evimin salonu, gelenler de mlsaflrlerlm" diyor. Ikinci olarak da duvarlarda bu karikatürleri görmek beni çok heyecanlandmyor. Bana kalırsa güzel bir estetik kazandırdı mekâna. Bunlar göz önünde bulundurularak "Akşam Sefası" nasıl bir müşteri kitlesine hitap etmek istiyor? Sanırım Beyoğlu'nda 1000'in üstündebu tarz yer var. Herhalde bunlann 900 tanesinde birayı, şarabı aynı fiyata içip; yemeği aynı fiyata yiyebilirsiniz. Bunlann bazılan dolu, bazüarı boş... Benim şöyle bir inancım var: Insanlar artık mekâna gitmiyor, insana gidiyor. Berr de sanatla ilgilenen, sohbet etmeyi seven biriyim. Buraya da genelde bu tip insanlar geliyor. Tiyatrocular, şairler, romancılar, müzisyenler... Zaten buraya müşteri gelmez, arkadaşlarım gelir. Burası klasik bir meyhane değil, evimin salonu, gelenler de misafirlerim. Biraz Istanbul'un meyhane kültüründen bahsedelim. Geçtnişten bugüne neler değişti? Meyhane diyebileceğımiz yerler azaldı. Eskiden bar diye bir kavram yoktu. Meyhaneler ve gazinolar vardı. Buraya gelen insanalar belli bir yaşın ustundeki insanlardır. Gelen gençler ise ona uygun davranan gençlerdir. Meyhanenin bir ahlakı vardır Kesinlikle yandaki masa rahatsız edilmez, laf atılmaz, eğer bir adam yalnız geldıyse kesinlikle başı onündeki tabaktan kalkmazdı. Kadınlar daha nadır gelirlerdi. • . ,. !,„