Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18NÎSAN2004/SAYI943 YAŞAM 5 HAYVANLAR Kanser evcil hayvanları da vuruyor Aylin Tunç* ent yaşamına hızlı bir geçiş süreci yaşadık. Bu süreç ile yalnızlığa itilen insanlar, kendilerini karşılıksız seven evcil dostlara daha da yakınlaştı. Kimi kendisine veyaçocuğunabir arkadaş, kimi artan hırsızlıkolaylarına karşı koruma olsun diye evine kedi, köpek, kuş alarak birlikte bir yaşam kurdu. Dertlerimizi onlara da taşıdık. Bu minik dostlarımız da bizim gibi kentleşme problemlerini, daha hızlı ve yoğun birşekildehisseder halegeldi. Örneğin kanser... Sokakta yaşayan kediköpeklerde yaşam süresi çok kısa olduğu için (ortalama23yıl)kanserlerpekgözlenmez.Bizimleaynıtoprağı, havayı, gıdayı, çevreyi paylaşan evciller.ne y azık ki aynı riskleridepaylaşıyorlar.(örn:Çernobil faciası) Ülkemizde kanser vakalarınasıl artmışsa, aynı şekilde candostlarımızdada arttı. En yoğun gözlenen kanser türü ise meme ve deri kanserleri. Aslında son yıllarda veteriner sağlık sektöründeki ciddi gelişimle birlikte kedi ve köpek yaş ort alamaları 15 18 'e kadar ulaştı. K Biz "SEYİR"e çıktık... Esra Açıkgöz ugünlerde tstunbul Üniversitesi'nde ayrıbirtelaşya^anıyor. Birkonser, bir sergi, hatta tiyatro için koşuşturuluyor. Adına öğrenci festivali diyemeyeceğimizbirtelaşbujamaç, kilometrelerceuzaktaaçılacak bir kütüphaneye kitap toplamak... lyi de bu telaşa negerek var diye sorarsamz, bu etkinlikleri izlemek isteyenler, para yani bilet yerine kitap verecekJer. Bu kitaplar da TunceliOvacık'agönderilip kütüphanenin raflarına dizilecck. 1922 Nisan arasında Istanbul Universitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonıı ve Oğrenci Kültiir Merkezi'nde yapılacak etkinliklerde yaşları 2028 arasında değişen yaklaşık 20 kişinin imzası var. Hepsini tek bir isimle tanıtmak mümkün: Seyir. Hayatın seyircisi değil, seyir halinde olmayı anlatmak isteyen bir isim... Onlarla etkinlikleri ve etkileri üzerine konuştuk. Memebezi tümörleri.köpeklerde deri tümörlerinden sonra ikinci sırada gelirken, kliniklere getirilen vakaların da yaklaşık yüzde50'sinioluşturuyor. Kedilerde ise deri, Ienfoidvehematopoietik doku tümörlerinden sonra geliyor. Kedilerde rastlanan memebezi tümörlerinin yüzde 80' i ise kötü huylu. Köpek ve kedilerde meme bezi iki sıra halinde ve çok sayıda bulunur. Or: köpeklerde beş sıra meme bezi vardır. Köpeklerde görülme yaşı 6 7. Iki yaştan küçüklerde çok ender görülüyor. Genelde puanter,retriwer, Ingiliz setter,coccer spaniel, B Amacımız, yaşamımıza bir anlam, renk katmak, insani boyutları ön plana çıkarıp, dayanışınayla somutbirşeylergerçekleştirmek. Kendimizehayatta bir kapı aralamak, bir ümit ışığı yaratmak ve bunu diğer insanlarla paylaşmak, birbirimizi veyaşamıtamamlamakamacındayız. Ö. Üzgün: îlk toplantımızda herkes hayallerindenkonuşmuştu.Şimdibunlarıgerçekleştirmenin zor olmadığını gördiik, bir de uzun zamandır hayal kurmadığımızı. En azından artık, yaşamdan ne istediğimizi tam olarak bilmesek de, neistemediğimizibiliyoru/. Bu 'dayanışmayı' başlatmaya nasıl karar verdiniz? Ü. Altaş: Kışın lOarkadaşla Tunceli Ovacık'a gidip 1 haftakaldık. Oradatanıştığımızbirarka Kimisi bilgisayarcı, kimisi ressam, kimisi müzisyen... "Kendimize hayatta bir kapı aralamak istiyoruz" dlyerek bir araya geldiler. Ortak islmleri "seyir". Bilglyi eşit paylaşmak üzere yolculuktalar... daş, Çağrı Dermanlı bizi çok etkiledi. Çağn'ya hayattan ne istediğini sorduğumuzda, 'sadece sinemaya gitmek istiyorum' dedi. Hayatında hiç sinemaya gitmemiş. Bir isteği de üniversiteye girmek. Çünkü üniversiteyi oradan çıkış yolu olarak görüyor, belki de sinemaya gidebileceği bir alan olarak. Bu noktada bizler için bir hesaplaşma başladı. Hepimiz üniversite bitirmiş insanlarız, Çağrı'yı îstanbul'a getirme, sinemayı oraya götürme şansımız olmasa da, bu insanın üniversiteyi kazanmasına katkıdabulunabilirdik. Diğer bir etken de, orada tanıştığımız öğretmen arkadaşlann bizi arayıp kütüphane için izin aldıklarını, ancak kitap eksikleri olduğunusöylemeleriydi. Bu dayanışmadaki birinci amaç, kitabı oraya götürmek. îkincisi ise, kitaba ihtiyacı yaratmak. Bu da sinemacısından belgeselcisine, ya Öncelikle adınızdan başlayalım, neden 'seyir'? Yaşar Can: Hepimiz varolan yaşamımızdan rahatsızhk duyııyor, bir çıluş noktası arıyorduk. Bu rahatsızlığı nasıl aşabileceğimiz noktasında ciddi tartışmalar yaptık ve bu tartışmalar bizi 'seyir'eçıkardı. lstanbul'asıktşmışrıayattankurtulnıamız bir anlamda seyir etmemize bağlıydı. Ümit Altaş: Aslında açıklama yapmak için çok kasmamızagerekyok, çünkü isim bulamadık! Bulduklarımız arasında en mantıklısı 'seyir'di. Gençlikiçindebirhareketsizlik var. Neolsun, ne yapalım derken, hareket başladı, ama adını bir türlü koyamadık. Kendi dayanışmamızla kurduğumuz bir gemi vardı ve onıınla seyire çıktık. Belki varacağımız bir linıan bizi çoğaltacak, belki bize ihtiyaç duyulduğu hissi yaratacaktı. Ressam, iktisatçı, avukat gibi birbirinden alakasız mesleklere sahip, yaşamda farklı alanlarda yer alması gereken insanlarsınız. Sizleri bir araya hangi 'seyir' getirdi? Oznur Üzgün: Hepimiz yaşamın bir yerinden tutma çabası içindeydik. Belki yanlış yerlerde ya da yanlış pozisyonlardaydık ve bu çabamızı gerçekleştiremedik. Bu noktada olııştu 'seyir'. zarına kadar çeşitli insanların oraya gidip insanlarabilgiaçlığıhissettirnıesiyleolur. O halde bu etkinlikler aslında bir başlangıç. Y. Can: Evet. Zaten kitapların teminini bir işadamı da tek başına yapabilir. Ancak biz yukarıdan aşağıya inen bir yardım değil, organik bir bağ kurmak istedik. Erkan Yeşildağ: Bizim o insanlardan öğreneceğimiz çok şey var. Etrafımızı kuşatmış popüler kültürün bizde de etkileri var. Bu kısırdöngüden çıkabilmek içm, Anadolu'daki ınsanlarla konuş mak, onlarla yaşamak bizim için ihtiyaç, zorunIuluk. Neden Tunceli? U. Altaş: Yasaklar insani her zaman çeker, Tunceli de bizim için uzun zaman yasak oldu. Ben Erzincanlıyım, ama ilk defa 1996 yılında girebildimTıınceli'ye. Diyarbakırne kadar çocuk şehriyse, Tunceli de o kadar yaşlı şehri. Orası değişik bir coğrafya, bir kırılma noktası. Biraz da bunca sorunun sorulmasına neden olan dayanışmanızdan bahsedelim isterseniz. Yasin AliTürkeri: Bizim Anadolu'yaolanziyaretlerimizin nedenlerinden biri de Anadolu'nun çokkültürlülüğünü ortaya çıkarmak. Bu nedenle, rocktan türkülere, klasik müzikten Kürtçeye kadar her çeşit müziğin olduğu büyük bir konser ve horon, semah, Galata Mevlevi Semazen Ekibi gösterileri olacak. Etkinliğin en önemli ayağı UmitTopaloğlu arkadaşımızın fotoğrafsergisi. UmitTopaloğlu: Buradaki insanların uzun süredir dinleyenleriyok. Ortak öyküleri ise: "kirli savaş". Vebizonlarıgörüntülerken.yaşamların da yer almayı da başardık. Kitap vermek isteyenler size nasıl ulaşacak ? Ü. Altaş: Etkinliklere giriş sadece kitapla olacak, clemiştik.Bu anlamda bize büyük yardımlan dokunan Öğrenci Kültiir Merkezi'ne, Belgesel Sinemacılar Birliği'ne ve Prof. Dr. Tülin Polat'a teşekküretmemizlazım. Birdekitapların Tunceli'yeulaştırılması konusundadesteğeihtiyacımız var, belki bir otobüs.. • Ümit AltaşTel: 021222743 82 0535 3469045 Kanser, köpeklerde de görülüyor, bu yüzden elinize gelen her kideyi önemsemek gerekiyor... poddle, bostan terrierlerinde ve dachshund'larda daha fazla rastlanıyor. Kedilerde ise siyamların daha fazla risk taşıdığı bildiriliyor.Karsinomlar yaşlı kedilerde (812 yaş) görülüyorvekısırlaştırmageçirmemiş kedilerde sıklıkla rastlanıyor. Köpeklerde meme bezi hormonlar ile kontrol ediliyor ve hormonlar cinsel olgunlaşmada bezin başlangıç gelişimini düzenliyor.Kadınlarda ve köpeklerde meme bezi tümörleri birçok benzerözelliktaşıyor. Köpeklerdeyayılmacı karakterli tümörIühastalarınyüzde80'i2yıliçindeölüyor.învazyongöstermeyenlerin yüzde 80'i yaşıyor. Kedilerde ise iki santimden küçük tümöre sahip hastaların yaşam süresi 3 yılken 3 santimi aşan durumlarda yaşam süresi 6 aydan az olabiliyor. Tam da çiftleşme mevsimindeyiz. Sıklıkla kısırlaştırmalar yapılıyor. Eğerhayvanlarınçiftleştirilmesiveyavrualınmasıdüşünülmüyorsa.mutlakakısırlastırılmalı.Kısırlaştırmaişlemiözellikle kedilerde, kesinlikle tam yapılmalı (her iki yumurtalık ve uterusalınmalı). Kısırlaştırmaişlemiriskiazaltmak için ilk kızgınlıkdönemindenönceolnıalı (ortalama46aylıksürede). Yine diğer bir faktör obezite. Mümkünse kilo almamaları sağlanmalı. Bilmeliyiz ki onların metabolik hızları bizlerden çok daha fazla. Dolayısı ile hastalık çabuk gelişiyor, hızlı seyrediyor, hızlı metastazyapıyor. Erken tanı çok önemli. Severken elimize gelen ufacık kitleler bile ihmal edilmemeli ve mutlaka veteriner hekime danışılmalı. • *VcterinerHekim BAŞKENT GÜNLERİ Sonrası da var.. Müşerref Hekimoğlu asın dalında uzun yılların, ilginç anıları var. Her kesimden dostlarla güzel öyküler yaşadım, kimi çok derinlerde. Anıları da derinleşiyor, güzel birikimler oluşuyor her çevreden dostlar arasında. Ünlü işadamı Sakıp Sabancı'yla ortak anılarım ilginç öykülerim yok. Kimi zaman, kimi toplantılarda karşüaşınca selamlaşır ve bir iki sözcükle yetinirdik. Onun çevresi çok kalabalıktı. Ama az da olsa kısa birlikteliklerin ilginç izlemleri var. Yazmayı düşünmedim hiç. Çevresi çok kalabalıktı. O kalabalıkta yer almadım ben. Birlikteliğimiz selamlaşmaktan öteye gitmedi nerdeyse. Birkaç kez bir sofrada buluştuk, doğasından kaynaklanan bir cizgivle kısa sövlesilerden öteve eitmedi. B Bir adı da Sakıp Ağa, çevresi çok kalabalık. Her zaman ilginç söyleşilerle göze çarpar, kişiliği ile kimliğini birleştirerek odak noktasına tırmanırdı. Yeniden açıklıyorum o kalabalıkta yer almadım hiç, almaya da özen göstermedim. Ama belli davranışlarına hayranlıktan geri kalmadım. Çukurova'nın cesur, akıllı, sezgili bir çocuğu olarak tanıdım onıı. Yaşam çizgisi cesur, akıllı, sezgili bir çocuğun portresini yansıtıyor, örnekleri de belgeliyor işte. Önce eğitim dalına eğilmesi, eğitime verdiği önemle ulaştığı tepeler. Kurduğu üniversitede aydınlanan, dahası aydınlatan kişiler. Sayısız yurtlarda barınan gençler. Sonra o yurtlardan bilim yaşamına katılanlar. Sakıp Aea'nm elivle vükselen kıısaklar. Kimi zaman olaylarla gerçekleşen bir öykü okuyoruz. Örneğin, Emin Mahir Balcıoğlu'nun müzenin başına gelmesi rastgele bir olay değil. Yeniköy'deki Atlıbahçe'nin öyküsü de nerelere uzanıyor. Profesör Tosun Terzioğlu'nun seçimi, üstlendiği görev de Sabancı'nm portresini değiştiren çizgilerden biri değil mi? Yazmak yeterli değil, A'dan Z'ye her yerde Sakıp Ağa'nın gizemi var. Ölümü çok acı ama tüm çvzgileri oluşan bir resim karşısmdayız. Sakıp Sabancı'nın portresi belli çizgilerle gelecek günlerin, özlemlerin çizgisini de taşıyor bence. Olüm son değil. Belli ilkeler doğrultusunda yol alanlar, yolculuğu sürdürecek. Sakıp Sabancı'yı da güzel bir anı olarak diişünecek genç kuşaklar. Her daldan, her çevreden insanlara, güzel bir belge sunuyor. Her zaman yazarım, ölüm son değil! Sonrası da var. Sakıp Sabancı da sonrasını ı;ınulı nrlpn