Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11NÎSAN2004/SAYI942 COCUK 7 Anneeee, korkuyorum Eğer annesi karanlıktan korkuyorsa, çocuk da karanlıktan korkuyor. Yani korku ve fobiler öğrenilebiliyor. Her yaşın kendine göre korkuları var ama "gece terörü" de denilen gece korkusu uyutmuyor. Figen Atalay ebekler ve küçük çocuklar hemen her şeyden korkarlar. Telefon zili, elektrik süpürgesinin sesi, annebabadan ayrılma, yabancılar, karanhk, büyük bir oyuncak ayı... Bunlardan herhangi biriyle karşılaştıklarında çığlıklar atarak ağlarlar ama neyse ki korkuların çoğıı geçicidir. Her telefon çalışında, eve her konuk gelişinde, korkarak ağlayacak sandığınız kızınız, bir gün değişiverir. Uzman pedagog Belgin Temur, korkunun, tüm insanlar için yaşanması doğal bir duygu olduğunu belirtiyor ve hemen ekliyor: Anne babalara uyarılar... • Korkusunun çocuğun gelişim dönemiyle ilgili olup olmadığını, hangi korkuların hangi gelişim dönemlerinde normal olduğunu öğrenin. • Korkunun belli bir olaydan sonra mı ortaya çıktığını saptayın. • Korkuların bazı zamanlarda ya da bazı durumlarda artıp artmadığını gözlemleyin. • Duygularını dinleyin; onu anlamaya ve ona güven vermeye çalışın. • Korkularından dolayı çocuğunuzu asla aşağılamayın, yargılamayın, utandırmayın, çevrede alay konusu olmasına engel olun. • Korktısuyla ilgili olarak onu zorlamayın. Orneğin; karanlıktan korkan çocuğun uzu karanhk bir yere gitmesi konusunda zorlamayın. • Çocuğu utandırmadan korkusunu ortadan kaldırmaya çalışın. Orneğin; "Erkek adam korkar mı? " demeyin. • Mümkun olduğunca erken yaşında onu kendi odasında yatırmaya alıştırın. • Korkusuyla aşamah şekilde baş etmesi konusunda yardımcı olun. • Korktuğu şeyle ilgili onu bilgilendirin, bu konııda güven kazanmasına yardımcı olun. Orneğin; hırsızdan korkan çocuğun kapıyı kendisinin kilitlemesine izin verin, hırsızın girme olasılığı olan kapı ve pencereleri her gün ona kontrol ettirin. • Çocuğunuzla iletişimınizi arttırın, birbirinize duygularınızı anlatmanız için ortam hazırlayın. • Onunla oyun oynayın, resim yapmasını sağlayın. Uygun oyun ortamlarında çocuklar duygularını ifade etmek için fırsat bulurlar. • Uyku öncesinde birlikte daha fazla vakit geçirin; onu rahatlıtacak şeylerkonuşun.hoşhikâyelcranlatın. • Korkusunu çağrıştıracakobjeleri odasından kaldırın. • Korkularıyla ilgili ona yalansöylemeyin; bu size olan güveninin azalmasına neden olur. B "ÇocukJarda korku gelişimin bir parçası olarak ortaya çıkar, kendilerini tehdit eden uyaranlara gösterdikleri normal bir tepkidir. Bu gelişimsel korkular, günlük yaşamın normal bir şekilde sürdürülmesini etkilemezler. Hatta korku deneyimi günlük streslerle başa çıkma konusunda etkilidir de... Bu normal sayılan korkular, çocuğun günlük hayatını huzur içinde sürdürmesine engel olacak yoğunlukta olmadıkça, doğal karşılanmalı." Pedagog Temur'la çocuk korkulan üzerinekonuştuk: Korkuları y aşa göre ayırabilir miyiz ? Bebekler ilk bir yılda annebabadan ayrılmaktan veyabancılardan, iki yaşına kadar yüksek seslerden, büyük hayvanlardan, büyük objelerden korkarlar. 3 4 yaşına gelindiğinde buna karanhk korkusu eklenir. Beş yaşında çocuk tanımadığı insanların kendisine zarar verebileceğini düşünür vekorkar. Ayrıca vücutlarına zarar gelmesinden korkmaya başlar. 6 yaşlarında bu korkulara doğaüstü varlıklar (hayalet, canavar, uzaylı vs)dakatıhr. 78 yaşlarında daha çok günlük yaşamda karşılaşılacak tehlikeler korkutur. 9 yaşından itibaren okul başarısı önem kazanmaya başlar ve başarısız olma, ölüm gibi korkular daha yoğun bir şekilde görülür. KARANLIKTAN KORKMAK... En sık rastlanan korkular hangileri? Karanhk korkusu. Gece ışıkla uyumayı alışkanlık haline getirmek, çocukların karanlıktan tedirgin olmalanna neden olur. Bu başka korkularla birleştiğinde ve/ya da başka kaygılar ve sorunlar eklendiğinde daha yoğun bir karanhk korkusuna dönüşebilir. Tüm korkuların gelişiminde model önemli. Yakınlan, özellikle deanne babasından birinin karanhk korkusu yaşadığını bilen, bu korkuya tanık olan çocuklar, isteristemez karanhğtn korkutucu bir şey olduğunu düşünürler ve benzer tepki gösterirler. Yani çocuklar korkuyu öğrenir mi ? Evet. Tüm çocuklar, hatta bebekler, annebabalarının paniklerini ve endişelerini hissederler. Çocuğun ürkütücü bir deneyim yaşaması da korku geliştirmesine neden olabilir. Orneğin; sevdiği birköpeğin birden havlamasından korkan çocuk bir başka köpeğe tedirgin yaklaşabilir. Bazen korku hemen gelişebilir ve çocuk gördüğü her köpekten korkmaya başlayabilir. Birkaç şanssız deneyimin üst üste yaşanmasıyla korkular fobiye de dönüşebilir... Fobinin korkudan farkı ne? Fobi, herhangi bir durumla ve nesneyle karşılaşıldığında mantıksal olmayan şiddedi endişedir. Korku ise, gerçekte var olan bir tehlike sonrasında oluşan bir tepkidir. Çocuğunuzun devam eden korkusunun rasyonel olmadığını yani bir "fobi" olduğunu düşünmeniz için özellikle korkunun ortaya çıktığı dönemde sizin hangi tutumu sergilediğiniz önemlidir. Orneğin gece yatarken çocuğunuzun yaşadığı korku vekaygıdan duyduğunuz endişeyi ona belli ederseniz elbette ki korku ve kaygılan artacaktır. Bu noktada çocuğunuzun yaşadığı sadece sizin duygularınızı taklit etmek olabilir ya da gerçekten çocuğunuz bir fobi geliştirmiştir. Bu nedenle önce çocuğunuza yaşına uygun olarak gereken güveni vermeli, tehlikeler konusunda alması gereken önlemleri anlatmalı, korkunun kaynağıyla ilgili olarak gerekli bilgiyi edinmesini sağlamalısınız. Çocukların kâbus görmesi doğal mı ? Hemen her çocuk kabus görebilir. Ancak haftada bir iki gibi bir sıklıkta görülüyorsa, bu bir sorun olarak düşünülmeli. Kabuslar gündüz yaşantısıyla çok bağlantıhdır. Çocuğun içinde bulunduğu olum ! suz koşullar, kardeşleriyle, annebabasıyla ve arkadaşlarıyla yaşadığı çatışmalar, korkııluriıyalargörmesine neden olabilir. Televizyonda izlenen şiddet göruntüleri, çocuğun kendi çevresinde izlediği çatışmalar, tehditkâr, travmatik yaşantılar ile şiddete, kazaya tanıkhk etmek de kabuslara neden olabilir. UYKU BOZUKLUKLARI... 'Gece Terörü' nedir? Hangi yaşlarda ve neden ortaya çıkar? Korku kaynakh olabilecek bir uyku bozukluğudur. Yineokulöncesi yaşlarda sık rastlanır. Çocuk büyük bir korku ve çığlıkla uyanır. Kendinde değildir, uyandırılırsa da hiçbir şey hatırlamaz. Bu durum uykunun ilk saatlerinde gerçekleşir. 612 yaşlar arasında görülen bir başka uyku bozukluğu da uykunun ilk evresinde çocuğun kalkıp oturması, kendi kendine konuşması, bazen gezmesi, dolaşmasıdır. Sabah uyandığında da hiçbir şey hatırlamaz. Her iki durum da psikolojik nedenli ya da nörolojik temelli bir bozukluğun belirtisi de olabilir. Eğer bu durum sık gözlemleniyorsa, bir uzman yardımıyla tipik bir gece korkusu mu, yoksa nörolojik kaynaklı (epileptik bir nöbetin belirtisi olabilir) mı olduğunu ayırt etmeliler. Geceleri ağlayarak uyanmak, yalnız yatamamak neyi gösterir, böyle durumlarda anne ve babalar nasıl davranmalı ? Geceleri ağlayarak sık uyanma ve anneyi çağırma sık görülen uyku sorunlarından. Temel güven duygusu yeterince gelişmemiş, anneye bağımhhğından henüz kurtulmamış, annebabayı kaybetme ve yalnız bırakılma korkusunu yoğun yaşayan çocuklarda, karanlıktan korkma ve odasında yalnız uyuyamama sık görülen davranışlardan. Bu durumda çocuğunuzu yatağınıza alarak sakinleştirmek geçici bir çözüm ve korku duygusunu pekiştirebilir. Çocuğun gerçek ihtiyacının neolduğu iyi saptanmalı. Bu gerçek bir korku mu, gelişim dönemiyle Ugili bir davranış mı, yoksa annebabanın yatağına dönmek için kullandığı bir bahane mi? Bunun ayırt edilmesi çözümü de kolaylaştırır. • • Çocuğunuz korkuyla uyanmışsa ve yanınıza gelmek ıstiyorsa, mümkün olduğunca onu yatağına geri götürün ve kendi yatağınıza almayın. Gerekirse başıiLunda 1015 dakika geçirin ve uykuya sakince dalması için yardımcı olun. Onu gece yanınıza almanız "Korkmakta haklısın, korkulacakbirşey var" mesajını almasına neden olabilir, bunun yerine yatağına yatırdığınızda onu öpüp sakinleştirin. O anda ilgi ve şefkat ihtiyacının artmış olduğunu gözden kaçırmaym. • Korkuları olan tüm çocukların uykularıyla ilgili problem yaşama olasıhğının yüksek olduğunu düşünerek uyku öncesi hazırlığa önem verin. Örneğin; yatma öncesi temizliği birlikte yapabilir, sakin bir ortamda bir öykü okuyabilirsiniz. • Çocuğunuzun korkuları ile ilgili behrtiler sıkhkla karşınıza çıkıyorsa, tüm çabanıza rağmen azalmıyorsabir uzmandanyardımahn. ) ' t ' ' |' PAZARIN PENCERESİNDEN AB üyeliği ve Türkiye R Selçuk Erez afaele Rivais 'ın, Le Monde gazetesinde 5 Nisan 2004 tarihinde "Halk Hareketi Birliği (UMP) Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkanlara katılıyor" başhğıyla yayımlanan makalesi, Avrupa'yla ilişkilerimiz konusunda bazı gerçekleri daha iyi görmemize yol açabilir. Makalede şunlar yazıhydı: "UMP'nin Fransız Evroparlamenterleri, Avrupa Parlamentosu'nda, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduklarını açıklayarak bir sürpriz yarattılar. Partinin ileri gelenlerinden Alain Lammassoure ve Françoise Grossetete, bu yıl 13 Haziran'da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri için sürdürülen hazırhklarda bu görüşün doğrulanacağına dair güvence verdiler. Alain Juppe'nin başkanlığını yaptığı parti, bu hassas konuda Ulusal Birlik'in gerisinde kalmayı istememektedir. Bu iki Avrupa milletvekili, basın toplantısı sırasında Fransız kamuoyunun Türklerin AB'y* ahnmasını arzulamadığını belirttiler ve "Avrupa Birliği'nden bahsedildiğinde insanlann ilk dile getirdikJeri konu bu olmaktadır" dediler. Diğer AB ülkelerinde de halkoyu yoklamaları farklı sonuçlara ulaştırmamaktadır. Bakanlann Türkiye konusunda aldıkları kararlar, kamuoyunun bu konudaki eğilimiyle çelişmektedir. ortaklık formülü geliştirihnesini önermişti; Chiraque'ın başını çektiği siyasal oluşum da bu çözümü yeğlemektedir. UMP, Avrupa sağı tarafından tartışılan bu konuyu gündeme getirmeye karar vermiştir. Şubat ayında UMP'nin de üyesi olduğu Avrupa Halk Partisi PPE Brüksel'de seçim manifestosunu hazırlarken bu konuyu gündeme getirmemeye özen gösterdi. Oysa o sırada AKP'nin başkanı Recep Tayyip Erdoğan geleneksel değerleri benimsemeseyen PPE'ye üye olmak isteğini dile getirmişti. Valery Giscard d'Estaing görüşünde olanlar ise Türkiye'nin coğrafi konumunun Avrupa dışında kaldığı ve Türkiye'nin üyeliğinin AB'yi bir serbest ticaret bölgesine dönüştüreceğine inanmaktadırlar. UMP mensupları Türkiye'nin üyeliğine muhalefetlerini çeşitli Bunun farkında olan Alman Hıristiyan Demokrat Partisi'nin başkanı Angela Merkel de Ankara'ya yaptığı ziyaret sırasında Türkiye'ye AB'ye katılmaktan vazgeçmesi halinde ayrıcahklı bir şekillerde ifade etmektedirler: Alain Lammassoure, "Bir evliliğin gerçekleşmesi için iki tarafın da istekli olması gerekir, Türklere bir an önce gerçeği söylemek şarttır" demekte ve bu açıklamanın Türklerin Kıbrıs konusundaki yaklaşımının Avrupa'ya giden kapıyı açmayacağını, göstermenin gerektiğini ve bu açıklamanın Kıbrıs'ta referandumdan önce olması zorunluluğuna da işaret etmektedir. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği gündeme gelmeye başladığında Avrupa sahnesinde yer alan politik parti ve grupların bu konudaki olıımsuz tepkilerinin fornıülleştırıldiği ve pekiştiğine şahit olmaktayız. Sorun, Avrupalı bakanın değil Avrupa halkının ikna edilmesidir. Siz, Kıbrıs'ı gözü kapalı feda edebihr, Türkiye'nin her türlü çıkarını ayaklar altına alabilirsiniz ama Avrupa halkını, Türkiye ile yapılacak bu izdivaç konusunda ikna edemezsiniz. Neden mi? Kadın haklanndan tutun, komşunun oğluyla konuştu diye özkardeşini aile meclisi kararıyla erkek kardeşine öldürten insanları "örf gerektiriyor" diye gerekli cezalara çarptırmayan, kılık kıyafetiyle kadını erkeğe her açıdan eşit sayan Avrupa normlarıyla çelişen ve iç politikada günaşırı sergilediği ama dışa karşı kamufle etmeye çalıştığı köktendinci eğilim ve söylemlerle one çıkan bir iktidar başınızda oturdukça halk, sizın, hak hukuk ve estetik açısından evrensel normlara vardığınıza sabaha kadar takıyye yapın inanmaz. Bütün bu vahim eksikliklerınize rağmen bazı Avrupalı başbakanları, bakanları şu ya da bu ödünlerle yola getirebilirsiniz ama halkı böyle kandıramazsınız.#