Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 ANI 15ŞUBAT2004/SAYI93 Mahkemeden 5 Aralık 1951'de tevkif edildi, 24 Kasıtn 1953'te tahliye edildi. 141. maddeden mahkumiyeti istendi. Gizli Komünist Partisi'ne girdiğine ilişkin delil bulunamadı ve beraatına karar verildi. TKP ÎDDÎANAMESİ'nden ARİF DAMAR (Barikat) komünistler arasında BARİKAT soyadı ile tanınan Arif Damar, Şevki Akşit'e bağlı bir partili iken bilahara Kemal Dayan'a bağlanmış ve aidatını ona vermeye başlamıştır. Parti namına Yeryüzü dergisinde bulunmakta idi. Gaye, derginın parti görüşüne uygun olarak intişar edebilmesi ve bu suretle legal sahada faaliyet gösterme imkânının tekrar temini idi. Ki bu maksatla Arif Damar'ın üst kademeden bazı kimselerle münasebeti muhakkaktır. GEREKÇELİ KARAR'DAN Maznun tahkikatta vermiş olduğu ifadesinde iddiayı reddettiği gibi duruşmada suç isnadını kabul etmedığini beyanla emniyette tazyik gördüğünü, Şevki Akşit ile ışportacılık yaptığını, Ihsan Hasırcı ile beraber oturduklan zamanlar olduğunu, ona yardım ettiğini, Zeki Baştımar'ı tanımadığını, S. Tanık ve Nuran Dozer'i tanıyorsa da aralrında parti teması olmadığını, Abidin Özkan tarafından çıkarılan (Yeryüzü) dergisiyle alakası olmadığını söylemiştir. Şevki Akşit, Arif Damar'ın ifadesini teyit eder mahiyette beyanda bulunarak.... Aralarında parti teması olmadığını söylemiştir. Abidin Dino, Enver Gökçe, Orhan Peker, Sait Faik, Şaban Ormanlar, A. Kadir, Şükran Kurdakul, Ahmet Arif, İlhan Berktay ve Yaşar Kemal... Onlar, 1951 Eylülü'nden 1952 Martı'na kadar yayımlanan Yeryüzü adlı dergiye emek vermişlerdi. Şair Arif Damar, o yıllarda faaliyeti yasak olan Türkiye Komünist Partisi öncülüğünde çıkan bu ilginç kültür dergisinin öyküsünü yazdı. Arif Damar ugüne kadar TKP ile ilgili hiçbir yazı yazmadım. Aslında anılarımı da yazmadım. Çok kimsenin, en yakınlarımın bile ısrarına karşın anılarımı yazmamakta direndim. Oysa önümüzdeki yd seksen yaşında olacağım. Yaşantım önemsiz ve sıradan da değildir. On beşon altı yaşımdan beri edebiyat ve devrimci çevrelerin içinde bulundum. Pekiyi niçin yazmadım? Bir kere yakın yıllara kadar TKP'den söz etmek yasaktı. Yasalarımızdan 141 ve 142. maddelerin kalkmasından sonra bile böyle bir özgürlüğü yaşayamıyorduk. Ayrıca anılarını yazanlarnesnel davranmıyorlar, kendilerini öne çıkarmıyor hatta doğruluktan uzaklaşıyor, geçmişlerini canlarının istediği şekilde kuruyor, düpedüz uydurma hikâyeler anlatıyor, kendilerini eleştirenleri B Cumh u riyet gazetesinde Deniz Kavukçuoğlu birer; Attilâ İlhan da iki yazı yazdı. Bu yazılarda "Yeryüzü" dergisinden de söz edildi. (Şükran Kurdakul, 15 Eylül 1951 15 Mart 1952 döneminde yayımlananderginin adını benim verdiğimden de söz ediyor.) Yukarıda söylediğün gibi anı yazmaktan hep kaçınan ben kendimi tutamadım veokuduğunuzbuyazıyıyazdım, "gerçek saygısı" ve Arif Barikat 'm haksızlığa uğramasına gönlüm razı olmadı. Öner Yağcı benim Yeryüzü dergisindeki işlevimiŞükran'ın söylediklerine bile boş veriptamamen siliyor. Deniz Kavukçuoğlu'nunsa Şükran'ın kitabını bile okumadan o yazıyı yazdığını düşünüyorum. Vedat Türkali'nin "Cezai ehliyyeti yoktu" dediği Şevki Akşit'in 195152 TKP davasından yedi yıl ağır hapis (beş senesini kesintisiz yattı), iki yıl da Gümüşhane'de sürgünde geçirdiğini belirtmek isterim. Ekim 1951'de başlayan bu tevkifattan altı ay önce Nisan 1951'de Şevki Akşit'le birlikte gözaltına alın dığımızı Akşit'in üçgün falaka işkencesi gördüğünü ve direnciyle tevkifatı önlediğini başka bir yazıda anlatırım. Kavukçuoğlu, dergiyi, Ahmed Arif'in Şükran'la birlikte çıkardddannı söylüyor. Ahmed Arif o yıllarda da Ankara'da yaşıyordu. Kendisini 1948'de Türkiye Gençler Derneği'ne üye olması üzerine tanıdıkTKP'liFarukUral'ınreferansından ötürü aramıza aldık. Ahmed'in ilk kitabında yer alan ilk devrimci şiiri" Karanfil Sokağı "nı Yeryüzü'nün birinci sayısında yayımladık. Bu bir ayrıntı. BİRTKPYAY1NI Evet gerek Iddianame'de gerekse Gerekçeli Karar'da adı geçen Yeryüzü dergisi bir TKP yayınıdır. Ve de ben o dergide bu amaçla yani derginin TKP görüşüne uygun olması için bulunuyordum. Derginin adı bile konmadan önce Abidin Dino'ya bu konuyu görüşmek için evine gittim. Abidin Bey'in yabancısı değildim. Ben 1944 başı 1947 sonuna kadar Ankara'da bulundum. Işte Ant dergisini de 1945 'te Sefer'in yanında Enver Gökçe, ilhan Başgöz birlikte çıkardık. Abidin Bey 1943 sıkıyönetiminin sürgünü olarak Adana'ya gittikten bir iki yıl sonra şair Suphi Taşhan (Ne yazık unutuldu) gibi sürgünlüğünü Ankara'da geçiriyordu. Sık sık evine giderdim, beni yemeğe alıkoyardı. Şiirlerimi de sever, beğenir beni yüreklendirirdi. Dedigim gibi önce o vdlarda ben, 1951 tevkifatına kadar Arif Barikat'tım. Cezaevinden 1953 sonunda çıkınca eski dostum (1946) Yaşar Kemal anlattı. 1. Şube Müdürü Ahmet Topaloğlu yazılarından tanıdığı Yaşar'ı gözaltına ahndığım (5 Aralık 1951) günlerde çağırıyor ve Arif Damar'ı tanır mısın diye soruyor. Yaşar "tanımam" diye yanıthyor. Pekiyi diyor Topaloğlu, Arif Barikat'ı tanır mısın? Yaşar Kemal tabii tanırım diyor. Topaloğlu akıl erdiremiyor. Nasıl olur falan dediyse de Yaşar ısrar ediyor. Ahmet Bey'in öğrenmek istediği benim Damar Arıkoğlu ile bir akrabalığım var mı yok mu? Damar Arıkoğlu Kurtuluş Savaşı'nda Ataturk'u desteklemiş, savaşa katılmış sonra da uzun yıllarmebus olmuş saygın bir kişi. Eğer ben Arıkoğlu'nun yakını olursam bana bunu göz önünde tutarak davranacak. Değilsem o zaman!.. Tabii ki değildim. Gelibolu'luyum ben. Işte öyle. ABİDİN DİNO "YÖN'Ü ÖNERDİ Abidin Bey beni her zamanki gibi güleryüzle karşıladı. Güzin Hanım da evde idi. Dergi konusunu açtım. Biraz konuştuk. Sordu bana: Şevki Akşit'in haberi var mı? Yani TKP'nin demek istiyor. Olumlu yanıtım üzerine destekleyeceğini söyledi. Birkaç yıl önce Nuh'un Gemisi dergisi çıkarken Akşit'le birlikte çalışmışlar. Ben bu dergiyi göremedim. Çünkü üç yıl suren askerlik döneminde yayımlanmış. Abidin Bey 'le derginin ismi üstüne de konuştuk. Bugün gibi anımsıyorum " Yön" ve " Yeni Yön" adlarmı önerdi. Ama ben Yeryüzü deyince Şükran kabul etti. Bu konuda anlaştık. Derginin adını Abidin Bey'e yazdırmayı düşünüyordum. Rahmetli dostum Orhan Peker "Ben yazayım beğenmezseniz Dino'ya yazdırırsınız" dedi. Yazdı ve beğendik. Yeryüzü dergilerinin tamammı sevgili kardeşim ölümsüz Memet Fuat'tan rica rica ettim. Fotokopisini çıkartıp verdi bana. Bu yazıyı yazarken "kim ne yazmış?" anımsamamı sağlıyor bir yönden. Bağlı bulunduğum Kemal Dayan (Ş. Kurdakul'un Izmir'den arkadaşı) Şükran'ın bir dergi tasarısı olduğunu, onunla işbirliği yapmamı söyleyınce, bir şekilde Şükran'la iletişime geçtim. NASILBİRDERGİOLACAKTI? Gelelim en önemli konuya. Yeryüzü nasd bir dergi olacaktı? Kimler yazacaktı? Şükran: "îzmirli arkadaşlarımın pek çoğu îstanbul'daydılar. Kimi tıp, hukuk veiktisatfakültelerindeokuyorlardı. Kimileri Yüksek Tahsil Gençlik Derneği üyesiydi... Aralarında daha önce sözünü ettiğim 'Fikirler' dergisini yönetenlervardı. Elim biraz ekmek tutmuştu. Onlarla karşılaşınca dergiyi 'Yeni Fikirler' adıyla yayımlamayı önerdim. Bu tür dergilerin işlevine inanmadıkları için itibar görmedi önerim," diyor. itibar göstermeyen bendim. Şükran bir sürü şair, yazar önerdi. Onerdiklerinin tümünü yadsıdım, reddettim. Şükran: "Pekiykimyazacak?" diyesordu. Ben, "Biz yazacağız" diyeyanıtladım. Biz derken A. Kadir, Ahmed Arif, Niyazi Akıncıoğlu, Sabri Altınel'i düşünüyordum. Birinci sayıda A.Kadir'inPaulEluard'dan çevirdiği "Asıl Adalet", Şükran'ın "Diyorum", Ahmed Arif'in "Karanfil Sokağı", Sabri Altınel'in"Yollarve Ismailgil" vebenim "Cesaretlster"şiirlerini yayımladık. Zeki Baştımar'ın "Yeni Üzerine" adlı başyazısı Yeryüzü diye yayımlandı. Düzyazı olarak da Memet Fuat'ın "Şekil Araştırmaları Üzerine Notlar"ını... (A.Kadirgetirmişti) Orhan Kemal'denaldığım "Şahaser" adlıkısahikâye, Metin Özek'in Nihat Buruşuk müstearıyla "Halk Musikisine Doğru" yazıları ve bir de Mehmet Abidin Özkan'ın "Sanata Dair" yazısı ile kimin çevirisi olduğu nuanımsayamadığım "Orozco" üzerine bir yazı... Abidin Özkan partili değildi. Fakat hiçbir uyumsuzluk göstermedi. ILGAZVEÎYEM Sevinç Ozgüner'in (Tanık) kız kardeşı Narinç'le birlikte Tozkoparan Caddesi'nde yürürken ikinci sayıdan sonra şiirlerini yayımladığımız Rıfat Ilgaz ve şiirleri resimleyen Nuri lyem'e rastladık. Ikisi birden böyle bir dergi çıktığını niçin kendilerinehabervermediğimisordular. Onların TKP'nin organı olacak bir dergiyi İşkenceye direndi, 7 yıl ağır hapse mahkum edildi. Mehmet Şevki Akşit. destekleyeceklerini düşünmediğimi söy leyince, yok canım biz de varız dediler. V( de oldular. Şükran Kurdakul'labirbiçimde anlaş tıktan sonra ilk olarak A. Kadir'le Kül lük'te buluştuk. Konuyu açtık. Kadir " Yahu Nâzımneder!.." dedi. (Nâzımhe nüzTürkiye'deydi.).BenosıradaPiraye Hanım'ı bıraktığı için kendisine kızgın vt dargındım. Herkes Kadir, Kemal Tahir Kemal Dayan (Ustadan Dernekleri için bir "Gençlik Marşı istemiş ve almıştı.) kimler kimler gitmişti. Büyük bir fotoğrai başucumda durmasına karşın ben gitmedim Münevver'li evine. A. Kadir'le ikinci buluşmamıza Kadir gelmedi. Sonra buluştuk. Nedenini sorunca "Yahu Nâzım kaçmıştı!.." dedi. Sevgili A.Kadir, Nâzım'ı taparcasına sevmiş, bağlanmıştı. Işıklar içinde uyusun. 2. sayıda Rıfat Ilgaz'ın, Şükran'ın ve benim yine eski bir şürim var. Üçüncü sayıyı çıkarmadan önceParti'den Dr. Hulusi Dos doğru'ya gitmem istendi. Ortaköy'deki evine gittim. Odada eşi de vardı. Ben susuyordum. Dr. Hulusi konuşmamıve beni Parti adına çağırdığını söyledi. Ben eşine bakınca, ne demek istediğimi anladı. Eşinın yanında olmasının bir sakıncası olmadığını, konuşabileceğimizi söyledi. Pekiyi ya ben polis sorgusunda çözülseydim belki partili bile olmayan ya da olan eşıni de tutuklatacaktım. Ashnda çıkıp gitmek en doğrusuydu. Yapamadım. Ogün kendisiyledergiiçin"Anket"sorularınıhazırladık. Bana bir de öyküsünü verdi. Ali Devrekli adıyla " Kozcağızlı Deli Beki r " i dördüncü sayıda yayımladık. SAİTFAİKTENANKET Üçüncü sayıda Sait Faik anket sorularını yanıtladı. Bunu Sevgili Metin Özek'e borçluyuz. Sait Faik'in yanıtları o kadar hümanist, o kadar toplumsal ve sanatçı sorumluluğunu açıkhyordu ki... Sait Faik, Metin'e yazdım ama vermeyeceğim demiş. Metin ne yaptıysa yapmış almış. On yıllarca Sait'in bu düşünceleri okurlardan gizlendi. BİR ENVER GÖKÇE YAZISI... Üçüncü sayıda benim yeni ve " Dayanılmaz" adlı uzun şiirim yayımlandı. O yıllar çok sevüm'ış,Wğen'vİTnişti. Bir barış şüri. Barış için savaşmayı öneren bir şiir." Sanat ve Sanatçı" yazısı Enver Gökçe'nindir, Dördüncü sayı benim Kumkapı'da Vecdi Ozgüner'le birlikte kaldığımız odamda Şaban Ormanlar, ilhan Berktay (Ikisi de yaşıyor) Şükran'sız hazırlandı. Ben basımını göremedim. Gerçi tarihi 1 Aralık 1951 yazıyorsa da ben 5 Aralık 1951 'de Sevinç Tanık, Nuran Bozer, Vecdi Özgüner, ilhan Berktay hep birlikte Erem Esen (Melike Erem Roman) kaçırılmasıyla ilgili olarak tutuklandık.# Istanbul Yiiksek Tahsil Gençlik Derneği... Hareket eden genç Şevki Akşit. Oturanlar: Arka sıra: Fuat Güner, Can Boratav, Faika Sanul, Enver Gökçe, ön sıra: Arif Damar, thsan Hasırcı. • de karalamaya çalışıyorlardı. Bir örnek vermek gerekirse Vedat Türkali (Yzb. Abdülkadir Demirkan)" Komünist" adlı kitabında TKP'nin en önde gelen, en yiğit militanı Şevki Akşit'ten "Cezai ehliyyeti yoktu" diyesözediyor. Tam iki yılSansaryan Han'daki siyasi poliste hücrede, işkencede tutulmasına karşın Akşit'in ağzından tek sözcüklük bir "itıraf" alamamışlardı.Ekiml95rdebaşlayantevkifatla birlikte Sansaryan Han " Muvakkat hapishane" yani geçici cezaevi yapıldı, DP Bakanlar Kurulu kararıyla. ü davanın "esbabı mucibelihüküm" yani gerekçeli kararıBDS Yayınları'ncayayımlandı. Isteyen kitapçılardan alıp okuyabilir. Mihri Belli'nin veciz bir şekilde ifade ettiği gibi, "Çözülen çözülmeyeni bağışlamaz" düşüncesiyle hareket edenler var. KURDAKUL'UN YAZDIKLARI Şükran Kurdakul "Cezaevinden Babıâli'ye Babıâli'den TlP'e" adıyla anılarını bir kitapta topladı. (Kasım 2003, Evrensel Basım Yayın). Bu kitapla ilgili olarak Cumhurivet Kitap'ta Öner Yağcı; yine