Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
31EKÎM2004/SAYI971 Beyaz atlı fotoğrafçı Bahaettin Rahmi Bediz ilk Müslüman fotoğrafçılardandı. Bergama ve Efes kazılarını görüntüledi. Türk Tarih Kurumu'na fotoğraf atölyesi şefi oldu. Lakabını hak ediyordu.. eşrutiyetin ilanıyla doğan Bahaettin Rahmi Bediz, Demokrat Parti'nin iktidarına değin bütün bir yıkdış ve kuruluş tarihine hem yaşayarak hem de fotoğrafları ve yazılarıyla tanıklık etti. Bediz'in yaşamını ve fotoğraflarını okurken Osmanlı'daki karmaşayı, insanın içinde yaşadığı coğrafyanın kimüğine ve kişiliğine etkisini görüyorsunuz. Aynı zamanda bir sanatçının yaşamın her alanında verdiği mücadeleyi de izliyorsunuz. Seyit Ali Ak, lletişim Yayınları'ndan çıkan "Fotoğraf ve Kartpostallarıyla Girit'ten Istanbul'a Bahaettin Rahmi BedizBeyaz Atlı Fotoğrafçı" kitabında Bediz için, "Onun yaşamını izlerken, bazılarının söylediği gibi 'ilk Müslüman Türk fotoğrafçısı' olmadığı görülecektir, ancak Bahaettin Rahmi Bediz, kültürel yapısı, yaşama bakış açısı, kişiliği ve mücadelesiyle bir öncüdür. Ikon kişiliktir" diyor. Mi uğraşan Bediz, dükkâna gelen îtalyanların zorla çektirdikleri fotoğraf sayesinde ömür boyu sürecek tutkusuyla da tanıştı. Fotoğrafın bulunmasından 55 yıl sonrasına rastlayan bu tanışmanın hayatına etkisini Bediz şöyle anlatıyor: "Bu işten 6 frank aldım bu suretle ilk atölyem açılmış oldu. Yanımda iki genç çalış,ıyordu. Bu işle uğraşan ilk Türk değilim, benden önce Hanya'da Salih Bey atölye açmıştı." Bediz'in sinematograBk otoportre denemesi (üstte). Altta Bediz ailesi... Soldan sağa: Rıza, Danyal, Bahaettin Rahmi, eşi Bahire Hanım ve kucakta Pertev. BEYAZ ATLI FOTOĞRAFÇI 1896'da Girit'e dönmeye karar veren Bediz, eğitimi ve iyi malzeme kullanması, Avrupa'ya gidip gelmesi nedeniyle "beyaz atlı fotoğraf prensi" olarak anılmaya başlandı. Özellikle dı§ çekimleriyle dikkat çekiyordu. Tarihe ve coğrafyaya ilgisi onu kazı fotoğraflan çekmeye yönlendirdi. Bugün bu fotoğraflar Girit Tarih Müzesi'nde sergileniyor. Kartpostal yayıncılığı da yapan Bediz'in 200'ün üzerinde kartpostalından bazıları bugün de GiritKandiye'deki bazı dükkânların duvarlarını süslüyor. îlk evliliğini 22 Aralık 1897'de Fatine Hanım'la yapan Bahattin Bediz, eşini 1904 yılında bir rahim ameliyatında yitirdi. Hava değişimi için gittiği Mısır'da bu kez kendi ameliyat oldu ve kemerli burnunu düzelttirdi. Girit'e döndükten sonra eşinin kız kardeşi Bahire Hanım'la evlendi (1905) ve bu evliükten 4 oğlu oldu.. Jön Türkler hareketiyle ilişkisini §u sözlerle anlatıyor: "Baha Bediz, Girit'te fotoğraf sanatıyla meşgul iken hürriyete olan aşkından dolayı o tarihlerde Paris'te vatani çalışmalarda bulunan Jon Türklerle haberleşmeye geçerek, ilk defa Girit'te Ittihad ve Terakki Cemiyeti'nin bir şubesini açmakla cemiyete büyük hizmet ve fedakârlıklarda bulunmuştur..." Girit'te köklü bir geçmişe sahip olan Bektaşilik kültürü de Bediz üzerinde önemli bir etkiye sahipti. Eşine yazdığı bir mektubu "Allah, erenler iyi eder Hu! Eyvallah! Ya dost!" diye bitirmesinden de anlaşılan bu etki onu, Osmanlı'da devlet eliyle yapılan ilk Alevilik Bektaşilik araştırmasına imza atan kişi olmaya kadar götürecekti. 6 Kasım 1908'de Girit'in Yunanistan'a katıldığının açıklanması üzerine Istanbul'a dönmeye karar veren Bediz, 24 Aralık 1909'da Babıali Caddesi'nde Serveti Fünun Matbaasının karşısında (bugunkü valilik binasının yanı) "Resne Fotoğrafhanesini" açtı. Bediz'in atolyesine "Resne" adını vermesinin nedenı de 2. Meşrutiyet'in ilanıyla sonuçlanan hareketin başlamasını sağlayan Resneli Niyazı Bey'e olan hayranhğıydı. BERGAMA, EFES, İZMİR... Ekonomik zorluklar nedeniyle bir süre Mersin'e giderek ticaretle uğraşmaya karar verdiyse de bu sadece son sermayesini de yitirmesıne ve sıtmaya yakalanarak Istanbul'a dönmesine neden oldu. Oğlu Rıza'yla, Izmir'e gidip yeni bir atölye kurdu. Burada müze fotoğrafçılığı ve Bergama, Efes ve tzmir kazılarında fotoğrafçılık yaptı. Son atölyesi 1937'de kapanan Bediz, Türk Tarih Kurumu'na Fotoğraf Atölyesi Şefi olarak girdı. Türkiye'deki pek çok kazıya fotoğraflarıyla tanıklık etti, 1946'da kurumdan ıstifa etmesinin ardından kısa bir süre ailesinden kalan kömür madenini işletmeye kalkıştı ancak hastalığa yenik düşerek yaşamını yitirdi. Soyadı yasası çıktığında Arapça "güzellik, güzel, estetik" anlamlarına gelen Bediz'i seçen Bahaettin Rahmi Bediz, ardından yüzlerce eser bıraku. Fotoğraf sanatının gelişmesi ve yaygınlaşması için verdiği uğraşlardan biri olan "Uygulamalı ve Teorik Fotoğraf Öğretmeni" adlı kitabı ise basılamadı. • Derleyen: ÖZGÜR ERBAŞ İSTANBULGİRİT HATTI 19 Haziran 1875'te Istanbul'un Unkapanı semtinde dünyaya gelen Bahaettin Rahmi Bediz, babasının atandığı Girit'te ılkokula başladı. Ailenin îstanbul'a donmesinin ardından Galatasaray Lisesi'ne yazılan Bediz, babasının ölümü nedeniyle 5'inci sınıfta okulu bırakmak zorunda kaldı. Babasından kalan mirasla ticarete atılmaya karar veren Bediz, kardeşiyle birlikte 1895 yılında 455 kuruşa kırtasiye dükkânı malzemesi ve bir fotoğraf makinesi satın aldı. Hem öğretmenÜk yapan hem de ticaretle JÖNTÜRKLERGÜNLERİ Bediz, öncü ve özgürlükçü bir kişiliğe sahipti. Bacanağı Ali Bey anılarında, onun OSMAN BAHADIR bahadirosman@hotmail.com 80 yıl önce u a Darülfünun gençleri Darülfünun'un muhtelif fakültelerine mensup efendiler (öğrenciler), dün saat ikide toplanarak Anadolu'ya tenvir (aydınlatma) ve irşad heyetleri göndermek için bazı kararlar almışlardır. Gençler köylüye demokrasiyi anlatmak, hilafetin ve saltanatın içyüzünü öğretmek için her sene tatil zamanlarında muhtelif heyetler göndermeye karar vermişlerdir. Bu heyetlerin gidişine müsaade edilmesi için de Reisicumhur hazretleriyle Maarif Vekili Hamdullah Suphı Bey'e aşağıdaki telgrafı keşide etmişlerdir. Reisicumhur Gazi Paşa Hazretleri'ne tnkılap ve cumhuriyeti kendi davası addeden Darülfünun, son irtica hadisesi karşısında azami bir hassasiyetle müteellim bulunmaktadır (acı çekmektedir). Istikbal için daima muteyakkız (tetikte) bulunmak ve irtica ile ilmi surette mücadele etmek lüzumunu hisseden Darülfünunlular, halka hilafet ve saltanatın içyüzünü anlatmak, demokrasi esaslarını izah etmek üzere her sene tatillerde tenvir heyetleri teşkil ederek memleketin en uzak köylerine ve kasabalarına kadar dolaşmaya ve samimi halk ruhuyla kaynaşmaya karar vermiştir. Mücahedenizin (savaşınızın) sonuna kadar milli timsalinden (sembolünden) bir dakika aynlmamaya yemin etmiş olan "Mefkure Gençliği"nin bu teşebbüsüne müsaade ve müzaheret (destek) buyurulması istirhamıyla arzı tazimat (hürmetler) eyleriz efendım. Darülfünun Talebesi Tenvir Heyetı 16Martl925 Darülmuallimin'de konferans Bu akşam Erkek Muallim Mektebi'nde, Kız Muallim Mektebi Müdürü Mehmed Emin Bey tarafından Jean Jacques Rousseau ile Kant'ın nazariyelerinin ^V "*•' K mukayesesi mevzuu etrafında bir konferans verilecektir. 8Martl925 Mehmet Emln (Erişirgil) Bey (18911965) Türk Ocağı'nda yeni seçimler Türk Ocağı Kongresi, idare heyeti seçimi ve senelik bütçenin müzakeresi için dün ocak salonunda toplanmıştır. İdare heyeti raporunun okunmasından sonra birçok aza (üye) söz almış, uzun münakaşalar olmuştur. Bu münakaşa, üyeleri iki muhalif cereyana kaptırmıştır. Üyelerden bir kısmı ocağın bir devlet müessesesi şeklinde idare edildiğini, mensuplarının ekseriyetini teşkil eden gençlerin bunu istemediklerini söylemişler ve derhal idare heyeti seçimlerine geçilmesini teklif etmişlerdir. Bütçe encümeni seçimleri yapıldıktan sonra uzun münakaşalar devam etmiş, nihayet ekaUiyeti (azınlığı) teşkil edenler 65 imza ile bir takrir (önerge) vererek idare heyeti seçimlerinin gelecek ictimaa talikini (ertelenmesini) istemişlerdir. Takrir reye (oylamaya) koyulmuş, üyelerden Selahaddin Bey söz alarak ocaklıların iki cereyana kapıldıklarını, bunun sakat bir yol olduğunu söylemiştir. Netice takrir sahiplerinin arzusu hilafına çıkmış ve 85 reyle idare heyeti seçimlerinin icrası kabul olunmuştur. Bunun üzerine takrire inua koyan 65 üye obstrüksiyon (engelleme) yaparak saat altı buçukta kongre salonunu terk etmişlerdir. Salonda kalan üyeler müzakerata devam ve idare heyeti seçimlerini icra etmişlerdir. Yeni idare heyetine Sabiha Zekeriya Hanım ile Selahaddin, Hüseyin Hüsnü, tbrahim Ali, Burhan Cahid, Doktor Tevfik Remzi, Doktor Yusuf Ziya beyler seçilmişlerdir. 14Martl925