Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                MERHABA
apağımızdaki iki ölümsüz usta; Gültekin Emre’nin 
kaleminden Maksim Gorki ve Feridun Andaç’ın 
K kaleminden Gabriel Garcìa Màrquez ile “Merhaba”.
“Gülüyor ve ağlıyor hıçkırarak, fırtınanın kara iblsi.. 
/ Eğleniyor bulutlarla, sevinçten ağlıyor hıçkırarak. / 
Öfkesinde gök gürültüsünün, o duyarlı şeytan, çoktan 
/ duymuştur sesini yorgunluğun; ve bulutların güneşi 
‘Köşede Kalmasın’
/ gizleyemeyeceğini, hiçbir zaman gizleyemeyeceğini 
/ bilmektedir. / Rüzgâr uluyor… gök gümbürdüyor… / 
Yazınımızda “Hayatım roman” diye bir söz vardır. Yazdıkları günümüzde de 
Denizin uçurumu üstünde mavi bir alev gibi yanıyor / 
özgünlüğünü sürdüren öyküleriyle Sait Faik, insanı özünden kavrayan destansı 
bulutların sürüsü. Deniz, yakalayıp şimşeklerin oklarını, / 
anlatımıyla Yaşar Kemal, gerçeği eğlenceli kılan romanlarıyla Fakir Baykurt yazdıklarını 
söndürüyor sonsuz bağrında ve yansıları bu şimşeklerin, 
yaşamlarıyla besleme gereğini duymuştur. Adlı sanlı nice yazar da gerçeği dile / kıvrılarak ateşten yılanlar gibi, silinip gidiyorlar denizde. 
/ -Fırtına! Fırtına geliyor birazdan! / Gözüpek fırtına 
getirirken yaşamlarını belirleyen duyumsamalarla beslemiştir olayları. 
habercisidir bu, böğürürken deniz / kudurmuşçasına, 
şimşeklerin arasından süzülen. Ve / haykırıyor zaferin 
nılarını, deneme türünü çağrıştıran Acılar, her anışta bende yeni çağrışımlara peygamberi: / -Varsın daha güçlü, daha güçlü 
yazılarını Köşede Kalmasın (Barış yol açar. İnsan varlığının en önemli patlasın fırtına!” (1901) (Maksim Gorki, Çeviren: Ataol 
AKitap Yayınevi) adıyla bir araya yanıdır duygu yoğunluğu. Behramoğlu, “‘Fırtına Habercisi’nin Türküsü”)
getiren Davut Köksoy, öykülemeden Ben bayram günlerinde iki çocuğuyla 
Gorki’nin kahramanları halkın bağrından çıkmıştır hep. 
yararlanarak kotardığı yazılarını “Hayatım ortalarda kalan annemin ince sesiyle 
Toplumun en alt tabakasının temsilcileri serseriler, hayal-
roman” geleneğini sürdürerek yeni bir 
söylediği yanık türkülerle büyüdüm: 
perestler, isyankârlar, fahişeler, işsizlerdir. Yapıtlarının ru-
biçime sokmaya çalışmış. 
‘Bayram gelmiş neyime/ Kan damlar 
hunu yansıtan kahramanlar durmadan tartışır, yaşamın 
Köksoy, özellikle kendini tanıtırken 
yüreğime’ dizelerini anımsarım, Anna 
anlamı üzerine düşünür, hep sorular sorup yanıt ararlar. 
çiçekte hangi tadın bal olduğunu sezen 
Ahmadova’nın ‘Benim acım, acıların 
Yapıtlarındaki romantik unsurlar okuyucuyu şaşırtan, 
arı gibi, abartıdan kaçınıyor, yalın bir 
dağıdır’ sözü bende gerçeğe dönüşür.” 
güzellik duygusu veren, eylemin içinde görmeye çalışan 
üslubu yeğliyor: 
bir oluşumdur. Hele ki “sosyalist gerçekçiliğin” doğuşu-
KÖKSOY’UN YAZINSAL DÜNYASI 
“1953 yılında Kırıkkale’nin Ulaklı 
nun da belgesi niteliğindeki başyapıtı Ana romanıyla, Rus 
Köksoy, anılarında, denemelerinde 
köyünde dünyaya geldim. Annemi, 
işçi sınıfının devrim mücadelesiyle tanıştırır Gorki. 
başta arkadaşları olmak üzere 
babamı çocuk yaşlarımda kaybedince 
Halkın kültürünü, yaşamını halk destanlarıyla özdeşle-
kitabını okuduğu yazarları birbiriyle 
ağabeyimle birlikte yetiştirme yurduna 
şerek ele alır. Çağının duygu, düşünce yaşamının en ya-
kaynaştırmaya çalışır. Onların başında 
verildim. İlkokulu Kızılcahamam’da, 
kın tanığıdır. Rus edebiyatının “babası” ve “sosyalist ger-
da öğretmenleri gelir: 
ortaokul, lise, yüksekokulu Ankara’da okudum. 
çekçiliğin kurucusu” bir yazardır. Oyunları da hep çok ses 
“Öğretmen unutulmaz. İnsanının insan olmasında 
Gazi Eğitim Enstitüsü İngilizce bölümünü bitirdim. 
getirmiştir / getiriyor. Ölümünün 90. yılında Maksim Gorki 
öğretmenin yeri büyüktür. Öğretmen yönlendirir; 
1974 yılında TC Emekli Sandığı’nda işe başladım. 
kapağımızda. Gültekin Emre’nin yazısı...
güzelliği, mutluluğu bulmada yol göstericidir. Ne var ki 
1994 yılında da öğretmenliğe geçtim. 18 Ocak 
büyük öğretmen azdır.” 
Màrquez’in anlatıcılığının labirentlerine kapı arala-
2000’de emekliye ayrıldım...” 
Bu bağlamda hemen araya girerek şöyle bir açıklama 
yan Gerald Martin’in “Gabriel Garcìa Màrquez’e Giriş” 
ANILAR, GERÇEKLER 
yapar: “Bu sözler Yuzuf Ziya Bahadınlı’ya ait.” 
(Çeviren: Emrah İmre, Can Yayınları) kitabı bir ilk adım-
Anlatı yazarları, üslubunu yalınlaştırarak düşüncesini 
Hemen ardından şu açıklamayı da yapar: “Ben büyük 
dır. Ardından kısa süre önce yayımlanan Gabriel Garcìa 
geliştirebilir. Köksoy da anlattığı olayları etkili kılmak 
öğretmenlerde okumuş şanslı kişilerden biriyim.”
Màrquez: Bir Ömür (Çeviren: Zeynep Alpar, Türkiye İş 
için, aşağıdaki örneklerde olduğu gibi, bu etkiyi yazı 
Yakın arkadaşı Zeynel Gül, “Davut Köksoy Deyince...” 
Bankası Kültür Yayınları) için de bir yazar için yazılmış en 
adlarına dek genişletiyor: 
başlıklı sunumunda onun müzik tutkusuna değiniyor: 
iyi biyografi diyebiliriz. 
“Nâzım Hikmet’ten Güzel 1 Mayıs Anısı,”, “Bilim 
“Ruhi Su da yetiştirme yurtlarında büyüyenlerden. 
Kolombiya’da 1946’dan 1964’e kadar süren iç savaş 
Dünyasından Bir Şair: Server Tanilli, “Corona 
Köksoy büroma uğradığında, yalnız da olsak bir Ruhi 
onun roman dünyasının arka planında kanayan bir ha-
Günlerinde Okumak”, “Yılmaz Onay Tiyatrosu Sınıf 
Su türküsü söyletmeden yolculamıyorum. 
fıza olarak yer eder. Küba Devrimi onda, siyasal bilinci-
Mücadelesinin Estetik Aracı,”, “Karanlıkta Bir Mum 
Telefonla konuşurken bile, ‘Bir Ruhi Su söyle 
nin seyrine dönük yeni bir bakış edinmesini sağlar. Ken-
Işığı: Aziz Nesin Aydınlığı, Neruda’dan Bir Başyapıt: 
Davutçuğum!’ diyorum, söylüyor. Davut Köksoy’un, 
di toprağına, kültürüne, ülkesinin toplumsal gerçeklikleri-
Evrensel Şarkı”, “Bir Şiir, Bir Tablo ve Dostoyevski”, 
Ruhi Su ile ortak anıları, birliktelikleri de olmuş. Su 
ne ait bir yazardır. 
“Deprem, Mustafa Kemal ve Yaşar Kemal”.
ailesinin içine girmiş, ondan el almış...” 
Edebi bilinç, edebiyat belleği oluşturmak ömrünce savun-
Davut Köksoy, kanımca bir açıdan da yaşamını 
KÖKSOY’A YÖNELİK GÖRÜŞLER duğu ilkelerdendir. Màrquez, her romanıyla Latin Amerika’nın 
okumaya adayan bir öğremendir. Okuduklarını 
Kitaba “Önsöz” yazan A. Kadir Paksoy, Köksoy’un zamanına, tarihsel gerçekliğine bir kayıt düşer. 
kendine saklamayıp, tanıtımcı bir yöntemle 
yazı dünyasının temeline iniyor: 
Bir anlatıcı olarak dünyayı okuma bilgisi, ülkesinin tari-
değerlendirir. 
“Sevgili dostum Davut Köksoy da ‘ismiyle 
hine dönük bakışı, Latin Amerika gerçeğini yansıtma bi-
Örneğin yazınsal dünyaya adımını röportajlarıyla 
müsemma’ davudi sesiyle yıllardır Ankara’da, 
çimi, edebi belleği anlatılarında yarattığı dünyayı okuyucu 
atan Yaşar Kemal’le ilgili şu olaylar, yazarların 
daha doğrusu Anadolu aydınlanmasının Ankara 
katında “büyük edebiyat” kılıyor. 
oluşumunu yansıtan önemli bir yorumdur: 
topluluğunun toplantılarında söylediği Ruhi Su 
Onun yazıya adanmış ömrünün başarısını şöyle açıkla-
“Yaşar Kemal’in öykü ve romanlarında, yaptığı 
türküleriyle toplantılarımızın renklendiren biridir. 
rayacaktır Gerald Martin: “Birincisi, en meşhur olduğu yö-
röportajlarının izi olduğunu Bağlaç dergisindeki 
Bir karşılaşmamızda, artık ‘kitapsızlık’tan 
nü olan kurmaca anlatıları, yani romanları ve öyküleri; ikin-
yazımda belirtmiştim. 
vazgeçtiğini, yıllardır dergilerde, gazetelerde 
cisi, yine bir ömre yayılan gazeteciliği; üçüncüsü, sinema-
Röportajlarındaki, yazılardaki konularda bunu 
yazdıklarını Köşede Kalmasın adıyla bir araya getirip 
senaryolar ve uyarlamalar yazmak, prodüksiyon safhasına 
gözlemlemek mümkün. Ayrıca röportajın da edebi 
yayımlamaya karar verdiğini söyledi. 
katılmak…” Gabriel Garcìa Màrquez kapağımızda.  
bir tür olduğunu Yaşar Kemal, 1950’lerde yaptığı 
Sevindim, kararından dolayı kutladım. Kitap adını nasıl 
Feridun Andaç’ın yazısı...
röportajlarda kanıtlamıştı. 
bulduğumu sorunca da ‘Tam isabet!’ dedim, ‘Öyleyse bu 
- Adnan Binyazar (Davut Köksoy, Köşede Kalmasın, 
O dönemde Cumhuriyet gazetesi genel yayın 
kitaba bir de önsöz yaz’ dedi, ‘Peki’ dedim...” 
Barış Kitap),
yönetmeni olan ünlü yazar Cevat Fehmi Başkut 
Gazi Eğitim Enstitüsü’nde öğrencim olmuştu Davut 
röportajlarını beğenerek okumuş, Yaşar Kemal’i hep - Ferda Fidan (“İntihar fikriyle yaşama tutunan aykırı 
Köksoy. Derslerde, yazınsal konularla dersleri tekdüze 
desteklemiştir.” filozof: E. M. Cioran!”)
olmaktan kurtarır, sınıfı yazınsal bir tartışma ortamına 
Köksoy’un kitaplarının içeriğinden de anlaşılıyor ki 
dönüştürürdü. 
- Y. Bekir Yurdakul (“Şiir Hep Barışı Arıyor” / Ahmet 
Köşede Kalmasın diye bir araya getirdiği yazılarının 
Enstitüden sonra da ilişkimiz sürmüştü. Yıllar 
Günbaş, Çocuk Başına, Klaros Yayınları / Özlem Tezcan 
özünde, onun şair mi, yalın bir deneme yazarı mı 
sonra ondan bir dergi almıştım. Dergide etkilendiğim 
Dertsiz, Kumbaram Şiir Dolu, Sadık Uygun Yayınları),
olduğu sonucuna mı varılacak? 
bir yazısı vardı. Öğrencimin yazısını görür de durur 
- Vitrindekiler, kısa tanıtımlar, Emek Yurdakul’un 
Yoksa o çok yönlü anıları, söyleşileri, alçak gönüllü 
muyum, hemen kaleme sarıldım: 
hazırladığı Güncel ve Mustafa Başaran’ın hazırladığı 
“İlgine binlerce teşekkür... Yazın, bana yaşamım ruh yapısıyla mı anılacak? Zaman yanılmaz, iyisi mi, 
Bulmaca ile de düşün trafiği sürüyor!
boyunca unutamayacağım olayları yeniden yaşattı. onun yanıtını zamanın şaşmaz terazisine bırakalım. 
n
İyi okumalar...
lİmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Yayın Yönetmeni: Gamze Akdemir l Tasarım: 
Serhan Eren l Sorumlu Müdür: Betül Berişe l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık 
AŞ l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 
74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Uets: 25999 - 15079 - 37611 l Reklam Genel Müdürü: Evsun Sinem 
Alkan l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet.com.tr l Baskı: İleri 
KITAP
Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ, Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 
11A/41 Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. 
            
    
