Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                Tutsaklıktan tutkuya…
Şermin Yaşar, teknolojiyle ilişkilerimizi / sınavımızı tartışırken bir yandan da aile bağlarımız, 
hayatımızın akışı, öğrenme süreçlerimiz, zamanımızın değeri üzerine de düşünmeye bekliyor 
hepimizi. Yaşar’a, Mert Tugen’in, desenleriyle eşlik ettiğini de anımsatalım. 
Anlatı boyunca kimi kavramı ustaca metaforlara biz mi onun elindeyiz? 
Y. BEKİR YURDAKUL
dönüştürürken tutturduğu akıcı anlatımla da hepimizi Sahi, bugün elimizden 
baştan sona yolculuğun içinde tutuyor. düşürmediğimiz telefonu gün olur istesek de elimizden 
erk’in aklınıza gelebilecek tüm yakınları, “Bırak 
düşüremediğimizi fark edersek neler olacağını da 
artık şu telefonu elinden!” uyarısını sanki yeni 
KİM KİMİN ELİNDE?
düşünmekte yarar var. 
B oyunlarının kıymetli bir repliği gibi yineleyip 
Teknolojideki her yenilik, yaşamımıza girdiği noktada 
Örneğin, başarılı kaleci Berk, elinden düşmek 
durdukça o daha çok sarılıyordu telefonuna. Kuzenleri 
geniş zamanlarımızı işgale de soyunuyor. Ancak bu 
bilmeyen telefon yüzünden kaç antrenmanı, kaç maçı 
Can, Ali, İpek de öyle… 
yönelimi yönetemediğimiz noktada bağımlılık başlıyor. 
kaçıracak kim bilir? 
Çocukların ellerinden düşürmedikleri telefonları gün 
Televizyonla başlayan ekran gerçeği, son yıllarda, 
Zaafımız, onsuz olamazlığımıza dönüşen her ne 
geldi, isteseler de düşmez oldu ellerinden. 
iletişimden sanatın neredeyse bütün dallarını bağrında 
olursa olsun kimliğimizden, özgücümüzden bir şeyleri 
Şimdi dört kuzen, ellerine yapışıp kalan 
toplayan telefonla bambaşka bir noktaya evrildi. 
de alır saklıyor bir yerlere. 
telefonlarından kurtulmanın yollarını ararken bir 
Ortaya çıkan ve kısa zamanda hepimizi etkisi altına 
Bize, eksilen coşkumuzla birlikte, güvensizliğimiz, 
yandan da telefonla arkadaşlıklarını, dostluklarını, 
alan bu gerçekse fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal 
tedirginliğimiz, yalnızlığımız kalıyor. 
ilişkilerini, yakınlıklarını sorgulamaya koyuldular.
sağlığımızı da tehdit eder boyutlara ulaştı. 
Peki, madem öyle, ne yapacağız? O konuda da 
Şermin Yaşar, teknolojiyle ilişkilerimizi, aslına 
İşte Şermin Yaşar’ın Telefon Melefon Yok! çığlığına 
kararı yine biz vereceğiz. 
n
bakarsanız sınavımızı demek daha doğru, tartışırken eşlik ettiği neşeli oyun, bir yandan teknolojiyle öte 
bir yandan da aile bağlarımız, yaşamımızın akışı, yandan yakınlarımız ve arkadaşlarımızla ilişkimizi Telefon Melefon Yok! / Şermin Yaşar / 
öğrenme süreçlerimiz, zamanımız değeri üzerine de 
gözden geçirmeye, yeniden düşünmeye çağırıyor. Resimleyen: Mert Tugen / Kronik Çocuk / 128 s. / 
düşünmeye bekliyor hepimizi. Yaşar’ın deyişiyle, telefon mu bizim elimizde yoksa 10+ / 2025.
Konuşmak üzerine
Okulöncesi dönem için yapılan ilk kitaplar arasından sıyrılan bir yayınevinin yenilerinden biri  
Genel Kültür Kitabım - Konuşuyorum. Çağrı Odabaşı’nın yaratımı pek çok seriden birinin yeni 
başlığı, iletişim üzerine not tadında başlıklar açıyor.
“Neden yapamayasın ki!” Bu bölümdeki bazı 
EMEK YURDAKUL
Bu kocaman iki sayfa okura, yerli ve yabancı pek 
kurallara eğitimde öyle 
çok alandan isimler sunuyor. 
çok ihtiyacımız var ki!
u yaz elime ulaşan büyük boy, rengârenk, 
Bölümün çocuklarımızla konuşan girişi de yaşama 
hareketli pencereli, üç boyutlu sayfa içeren 
SORUN DEĞİL, 
katkı sağlamayı güzellerken kendilerine olan inançlarını 
B Konuşuyorum kitabı, yazarın bu alandaki 
hiç de didaktik olmayan bir yerden kuruyor. GERÇEKTEN!
üretimlerine ilişkin fikir vermesi açısından başka 
Üç boyutlu üçüncü bölümde empati kasımızı sen 
“Solucanın karşısına az sonra bir taş çıkacak. Sorun 
serilerle ve aynı serinin önceki kitaplarıyla birlikte 
kadar ben dili üzerinden de işleyerek yaşam boyu ola-
değil. Bu engeli aşmak için yeni bir yol bulacak.” 
gönderilme inceliği düşünülerek işimi kolaylaştırdı. 
gelen hallerimize değiniyor: 
Veya “Bazen problemler için geçici çözümler 
Tam da çocuk yayıncılığında yıllardır üreten 
“Bazen sen koşmak istersin yeniye ulaşmak için. 
arkadaşlarım Anıl ve Ozan Tortop, iki küçük kızlarıyla üretebilirsin. Sorun değil. Bu, problemini önemsediğini 
Bazen ben olduğum yerde kalırım, durup manzarayı 
konuk oldukları zamana denk düştü ki biz de kızlara gösterir.” 
görmek için.”
sunmaya niyet edip bu kitapları, kendimizi oynarken Bu yaklaşımlarla büyümek harika olsa gerek. 
Güvenlik bölümlerine geçmeden okura “Sen olsan 
bulduk hareketli kapaklarıyla. 
Özellikle de bizimki gibi herkesin cebinde taşı olan bir 
ne yapardın?” diye soruyor yazar: 
Bir çay içiminde, kapaklardaki metal topları deliklere 
toplumda. 
“Markette sıraya girdin… Ama biri sana hiçbir şey 
yerleştirmeye çalışılan bir muhabbete dönüştü. 
Öyle bir umut ki yeni kuşakların ceplerinde taş 
demeden önüne geçiyor. Öncelik sende mi yoksa artık 
Bilmem kim daha çok oynadı Kendi Başıma serisiyle!
olmaması fikri. Bu bir ütopya olmayabilir mi? 
onda mı?” Sık sık başımıza gelen bir durum değil mi? 
Zaten kitap da “Sorun Değil” bölümünden sonra 
KONUŞMANIN HALLERİ
Bunun gibi 11 başlık üzerine çocuklarla konuşabilme 
“Bir İz Bırak” diyerek sonlanıyor. 
Yazının asıl kitabı Konuşuyorum ise Genel Kültür se- olanağı sunuyor size. 
risinin 2025’te yayımlanan yenisi. Ve gittikçe önem kazanan bir başlığa geçiyor kitap: İncelikler yüzünden değil de incelikler sayesinde 
İnsana ilişkin tüm hikâyelerin toprağı olan “iletişim”e Güvenlik! 
demeye olanak veren yaklaşımları sunuyor bize 
ilişkin birçok başlık atan bu rengârenk kitap birbirimizi “Duygusal Güvenlik” bölümü, güvenli alandan hata 
karşılığı bir “teşekkür” olan ki biz de ekelim yeni 
tanımak için neler sorabiliriz, yanıtları biliyor muyuz yapmanın sıradanlığına, “Hayır” deme hakkından bir 
kuşakların toprağına diye. 
n
veya bu yanıt kimin gibi oyunlara olanak sağlayan şans vermeye yine çeşitli başlıklarla geliyor. 
Genel Kültür Kitabım - Konuşuyorum / Çağrı 
sürpriz soruları saklayan kapaklarla açılıyor. “Fiziksel güvenlik” ise kendisini güvende tutması için 
Sorular ve yanıtları oynadıysak sayfayı çeviriyoruz: gerekli kasını çalıştırıyor çocukların. Odabaşı / Sincap Kitap / 16 s. / 3+ / 2025.
18 16 Ekim 2025
            
    
