08 Ocak 2025 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

krallardan daha büyük olan, her zaman yukarılarda, Tanrı’nın onurları aptalca bir gurur, ruhları ise bir çamur yığınıdır.” kitap, eğer bu mümkünse.” diademiyle coşku içinde duran sanata adayalım.” Ayrıca insanların aptallığından nefret ettiği ve bu kav- Bu fikir Flaubert’in neden modern romanın hatta ge- Buna benzer satırları Mektuplar’ında sık sık yineleyen ram cahil tabakalarda alenen ortaya çıktığı için aslında nel anlamda konseptüel sanatın öncüsü olarak görüldüğü- Flaubert’in sanat kavramını din olarak bellediği açıktır. halkı da sevmez Flaubert: “Burjuva derken işçi önlüklü nün açıklamasıdır. Ünlü bir cerrah olan babasından kalan miras saye- burjuvayı kastettiğim kadar smokinli burjuvayı da kaste- Madame Bovary’nin yazım aşamasına tam olarak han- sinde bir meslek edinme zorunluluğu olmayan Flau- gi tarihte, hangi ruh haliyle girdiğini 20 Eylül 1851 tarihli diyorum.” Yani her türlü sosyal sınıf kavramının ötesinde bert, 1844’de geçirdiği epilepsi krizini de bahane ede- mektubunda belirtmiştir: “Dün gece romanıma başladım. sanatın ve doğanın güzelliğine duyarsız, aptallığı bayrak rek Paris’te devam ettigi hukuk eğitimini yarıda bıra- edinmiş her insan onun gözünde bir burjuvadır. Şimdi beni korkuya boğan üslup sorunları öngörüyorum. kır ve yaşamını edebiyata adamak amacıyla memleketi Basit olmak ufak bir mesele değil.” Normandiya’ya dönüş yapar. Yazım sürecinin çok yavaş ilerlediğinden, bazen bü- Tüm çocukluğunu geçirdiği Croisset köyünde, tün gün saatlerce çalışıp sadece bir sayfayı tamamlayabil- Seine nehri kıyısındaki sakin evinden hiç çıkmadan, diğinden yakınır: “Dağları yerinden oynatmış gibi yor- mağarasına kapanmış “bir ayı gibi” yaşamak ve günün gunum. Bazen ağlamak istiyorum. Yazmak için insanüstü bütün saatlerini edebiyata yani okuma ve yazmaya bir irade lazım. Ben sadece insanım.” harcamak düşlerindeki ideal yaşamın anahtarı ve en derin Bu mektupları yazdığı Louise Colet’ye derinden aşıktır arzusudur Flaubert’in. Flaubert fakat hiçbir şeyin sanat tutkusunun önüne geç- Bu fikre karşın, gençliğinde bir buçuk yıl süren ve mesine izin veremez. Louise’e bunu samimiyetle yazar, çok önemsediği bir Doğu seyahati yapmıştır zira seyahat onu sevdiğini ama hayatını sanatına adamak istediği için etmek edebiyatın bir parçası ve hayal gücünü beslemek hiçbir zaman birlikte yaşayamayacaklarını açıkça söyler. için vazgeçilmez bir koşuludur: “Seyahat etmek ciddi bir Edebiyattan başka bir meşgalesi yoktur, olmamalıdır. iş olmalıdır.” Ne var ki yaşamının son döneminde, çok sevdiği an- Sıkı bir Montaigne okuru olarak yabancı kültür ve me- nesini kaybettikten sonra iyice yalnız hissettiğinde yakın deniyetlere çok objektif bir bakış acısıyla adeta bir antro- dostu George Sand’a yazdığı bir mektupta bu konuda fi- polog hüviyetiyle ve her türlü etnosantrizmden uzak bir kir değiştirmeye ve seçtiği münzevi hayattan pişmanlık bakış açısıyla yaklaşır. Seyahat etmek, başka kültürleri duymaya başladığını itiraf eder: tanımaya çalışmak anlamına gelir. Özellikle 1846-1854 yılları arasında coşkulu bir aşk ya- “Bana (son mektubunuzda) sevgili torunlarınız hak- şadığı şair Louise Colet’ye yazdığı mektuplar, hem edebi- kında anlattıklarınız yüreğimi ısıttı. Ben neden yoksunum GUSTAVE FLAUBERT: ‘TÜRKLER DÜNYANIN yat sanatı hakkında düşüncelerini uzun uzun anlattığı bir bundan? Şefkatle dopdolu bir kalple doğmuştum halbu- EN İYİ İNSANLARI’ denemeler dizisi hem de dünyaca ünlü başyapıtı Madame ki! Ama insan kaderini yaratamaz sadece katlanır. Genç- Bu nedenle kendi yapıtları yoğunlukla gerçekçi akıma Bovary’nin yazılışının bir güncesi olması ve zengin bil- liğimde ödleklik etmişim, hayattan korkuyordum! Her di- bağlı olan Flaubert, devrinin Lamartine ya da Chateaub- giler içermesi açısından bu romanın hayranları tarafından yet bir gün ödenir.” riand gibi büyük romantik yazarlarının izinde uzun bir mutlaka okunması gereken bir belgedir. doğu seyahati yapmayı ödev bilmiş, 19. yüzyılın çok zor FLAUBERT’İN MEKTUPLARININ Yani Shakespeare’in ya da Molière’in eserlerini nasıl koşullarında, maceralı bir yolculuğa çıkarak Türkiye’yi TAMAMI DİLİMİZE ÇEVRİLMELİ! yazdıklarını hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz ama Gusta- de ziyaret etmiştir. Dünya edebiyatının en güzellerinden biri olduğu ko- ve Flaubert’in nasıl bir çalışma yöntemi uyguladığını ve Bu dönemin mektuplarını okurken yazarın Pierre Loti nusunda Marcel Proust’tan Virginia Woolf’a, Jorge-Lu- kitaplarını nasıl yazdığını Mektuplar’ını okuyarak bizzat gibi belki de ondan da fazla bir Türkiye hayranı olduğunu is Borges’ten Mario Vargas Llosa’ya kadar sayısız büyük kendi kaleminden öğrenebiliriz. şaşkınlıkla öğreniyoruz: “Türkler dünyanın en iyi insan- yazarların hemfikir olduğu Flaubert’in mektuplarının ta- ları. Devamlı övülen Yunanlılardan yüz kat daha iyiler.” MODERN ROMANIN HATTA GENEL mamının dilimize çevrilmesi günümüz koşullarında epey ANLAMDA KONSEPTÜEL SANATIN ÖNCÜSÜ! zor gözükse de yayımlanmış bölümlerinin ne kadar yeter- SANATIN VE DOĞANIN GÜZELLİĞİNE Madame Bovary projesi zihninde belirdiğinde Louise siz kaldığı da açıktır. DUYARSIZ, APTALLIĞI BAYRAK EDİNMİŞ Colet’ye şu meşhur satırları yazar: HER İNSAN ONUN GÖZÜNDE BURJUVADIR! Zira “Üslup dünyayı görmenin mutlak yöntemidir” “Bana güzel gelen, yapmak istediğim şey, hiçbir hatta daha da ileri giderek “Üslup hayattır, düşüncenin Toplumsal yaşamdan ürken yazarın siyasal açıdan da her- hangi bir partiye ya da görüşe inanması mümkün değildi. şey hakkında bir kitap, hiçbir dış eklentisi olmayan, can damarıdır” diyen Flaubert’in mektuplarını okumak, üslubunun kendi gücüyle kendi başına ayakta duracak Demokrasi kavramını yani halkın seçtiği kimselerin halkı yazarın çalışma odasına usulca girmek, bir satır üzerinde bir kitap, tıpkı hiçbir destek almadan dünyanın boşlukta saatlerce ter dökmesine, yazma ritüellerine, kederlerine, gerçekten temsil edebileceği fikrini gülünç bulur: “Halkın temsilcileri pis bir satılmışlar yığınından başka durması gibi neredeyse hiç konusu olmayan ya da sevinçlerine ve bütünüyle edebiyata adanmış bir ömrün bir şey değildir, görüşleri kişisel çıkar, eğilimleri alçaklık, en azından konunun neredeyse görünmez olacağı bir öyküsünün günden güne yazılışına tanıklık etmektir. n 12 Aralık 2024 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear