05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Issız dünyada tek başına... Sorunu her ne olursa olsun, nasıl bir ıssızlık-yalnızlık belasıyla karşılaşırsa karşılaşsın, ateşi kendi içinde, dünyayı yerinden oynatacak istence, iç gücüne sahip bir akıllı varlık insan. Bu yüzden yalnızlıkların üstesinden gelip bununla baş edebiliyor, bilim-felsefe-sanat vb. üreterek var ettiği kaynaklarla tek başınalığını görece de olsa koruyabiliyor. nsan, yalnız ya da yalnızlığa koşul- ne göre belgesel senaryoları olan ya- olur sanıyordum böyle tipler,” (49) diye landırılmış değil elbette, ne ki gerek zar, örtük bir senaryo izdüşümü getiri- söyletirken, bu sıkıntının görece ayır- İ doğanın zoruyla gerekse kendi üre- yor yine. dında olduğunu da sezdiriyor. timiyle, ama sonuçta yaşamı boyunca “Bıçak ıslığı”, “Azrail’in ıslığı” (33) an- İlginç olan Mesut’un günümüzde çok ÖYKÜDENLİK… doğanın kucağında, örsünde deneyler- lamına geliyor. Sokaklardan gelen, ci- somut biçimde ortaya çıkan siyaset- den geçip öğrenerek bileylenip tek ba- nayet dahil, suça bulaşsalar da kötüle- mafya ilişki ağına dönük yapı kurmaya şınalık bilincine erebiliyor yine de. Gamze Efe: re karşı hep iyiden yana tutum sürdü- girişmesi. Son yıllarda polisiye kalıbın- Doğa, insanın yalnızlaşmasından ya- ren, sonradan ayakları üzerinde dura- daki romanların neredeyse birer “siya- na değil, onu yalnızlaştırıp ıssızlığa sü- ‘Yine de Bir bilecekleri işler kurarak kendi yalnızlık- sal polisiye” olarak kurulduğu düşünü- rükleyen, öteki insan, yasayı yapan ya larında dostluklarıyla kenara çekilmiş lürse, roman bunun ardılı bağlamında da bozanın da insan oluşundaki gibi. Şansımız Olmalı’ üç kafadar var romanda. da alınabilir. Peki bu insan, doğanın insan tekine ka- Mesut, üç yalnızı kol kola girdirerek Ülkemiz, zengin ayrıntılara sahne zandırıp donattığı “tek başınalık” yetisini müthiş bir güç birliği sergiletirken oku- olan bir plato zaten neredeyse. İlişkile- amze Efe, iyi bir öykü ku- niye bozup dağıtmaya girişiyor, aileydi, ra da damardan yalnızların birlikteliğiy- rin bu yönde ortalığa saçılıp yaşanan- rucu olarak kendini gös- devletti şu bu örgütlenmeyle tutumunu le bunun nasıl aşılabileceğini gösteriyor. G terdiği dikkat çekici bir ilk ların uluorta seyredildiği bir çürümenin kurumlaştırıyor? Çok açık; insanı ıssız- Günün birinde, rastlantıyla belaya bu- kitapla geliyor: Yine de Bir Şan- laşmış kitleye dönüştürüp sömürü eyle- içinden geçiyoruz çünkü. laşmış bir genç kadın kapılarında yığılıp sımız Olmalı (Everest, 2022). Bize minin nesnesi kılmak için. Yazar, romanda üç kabadayı aracılı- kalacak, üçlü bu kez de kadının peşine yalnızlıkları aşmaya dönük şansı- Bir tür “karşı-insan” olarak adlandı- ğıyla, “Ulan hep kötüler mi kazanacak düşenlerin peşine düşecektir. Yazarın, mızı gösteriyor hem de. rabilecek bu sömürgen, insan tekinin be? Yo, bu kez olsun, bir kez olsun öy- 1960’lar sinemamızda sıkça görülen bir Gamze’nin öykülerinde iki yan içini boşalttıkça boşaltıyor. Deprem- le olmayacak. … [B]u hesabı biz sor- tür “mahalle ahlakı” anlayışı temelinde dikkati çekiyor; öykü evreni, öykü de yaşanan yalnızlık-yalnızsızlık da bu. masak kimse de sormaz” (106) gibisin- anlatı çatıladığı söylenebilir pekâlâ. Bu kişisi. Bu yanıyla çok sağlam İşte sanat, edebiyat, insandaki o özü, den dayanak getirirken görece çizgi- yanıyla metnin, yaygın rastlantısallıkla çatınca metni, gerçektenlik bağışıklığı açığa çıkarıyor hep. sellikten kurtaramadığı, herhangi kav- örülmesi, anlatıdaki inandırıcılığı alabil- duygusunu da alabildiğine diğine zedeliyor oysa. ramsallık üretemediği nahif bir kurma- MESUT ÇİFTCİ: ‘BIÇAK ISLIĞI’ yükseltip öykülerini birebir Mesut Çiftci’yi, Bıçak Islığı’yla Nitekim yazar, üçlüden genç adamı cayla çıkmış oluyor okur önüne. Yeni- inandırıcılıkla pekiştiriyor. (İnkılâp, 2022) tanıdım. Yaşamöyküsü- dinleyen kadına, “Sadece romanlarda lerini bekleyeceğim kendisinden. Kurulmuş olsun diye uydurulmuş evren değil, öykü kişilerinin duyguları bu sağlam ünya edebiyatının sıra dışı toplamıyla hikâye sarnıcı sunuyor DÜNYA DAMLASI temelli evrenlere çok ince iplerle, yazarlarından Peter Handke, yapıtında; etkileyici, sarsıcı, duyarlıklarla teyelleniyor. Üstelik D Türkçede de okurun süre- şaşırtıcı. yazar, bunu öykülerinde çok ğen ilgisiyle karşılaşan bir imza ol- Baştan beri öyle inşa edilip P. Handke: ‘Karanlık ustaca denge içinde gezindiriyor. du hep. Onun, yine bir öykücü ka- üzerine tuğla eklenen çağın Evet, geleneksel anlatı lem, çeviri yazınımızın önde gelen modern gettosu sayılabilecek üzerinden kuruyor öykülerini Bir Gecede Sessiz imzalarından İlknur Özdemir’in öz- Taxham’da, Taxham’ın eczacısıyla, Gamze, ancak hemen her gün dilinden Türkçeleştirdiği Karan- “onu asıl koruyan” (22) yalnızlığıyla öyküsünde yine de taptaze hava Evimden Çıktım’ lık Bir Gecede Sessiz Evimden Çık- burgaçlanıyor anlatılanlar. estirmeyi başarıyor; uçarı ama tım (Sia, 2022) adlı romanının da il- Derinlerde usulca ama sürekli alabildiğine duyarlı, içli ama giyle okunması olası elbette. akan bir alaysamayla ortaçağ dehlizlerinden saltık saflıkla temellendirdiği bir Belliğimden İlknur’un Senin Öykün geçen “binbir yolculuk”la örülü eşsiz bir anlatımla. Hangisi (2004) başlıklı öykü demeti geçti gerçeküstü yalnızlık söyleni getiriyor. Sımsıkı birbirine kaynaştırdığı romanı okurken. Öykücünün el attığı Bir de eczacıyla konuşup bu hikâyeyi bu yaklaşımıyla, öykülerinde ne Handke romanındaki hikâyeler, birbirine kaydediyor görünen anlatıcı kullanıyor gereksiz şişkinliğe yer veriyor ne farklı sarmalanırken anlatı, yeniden yazar, o kim, “kendi kendine” (38) satranç de tıkız kalmış bir eksiklik göze yapılandırılıyorcasına bir boyut kazandı sanki. oynayan eczacının çıkışması, bunu apaçık çarpıyor. Ayrıca Handke’nin “abisi” sayılacak Demir gösteriyor: “Siz kayıtçısınız, hikâyemin Gereksinirlikleri yerli yerinde Özlü’nün, bu özgün sokak gezicisinin efendisi olmamalısınız. Zaten ben kendim de bir öykücülük Gamze’ninki; “boğuntulu sokaklar”ından herhangi birinden hikâyemin efendisi değilim.” (46) öykümüzde onun da adı var artık. geçilerek de okunabilecek bir roman Derin bir koyak açıyor Peter Handke www.sadikaslankara.com, Handke’nin yapıtı. Doğrusu biraz da öyle yapıtında; okuru bu koyakta kar tepikleyip her perşembe öykü-roman, ti- yaptım ben kendi payıma. sıkıştırırcasına baskılayıp kurduğu evrende, yatro, belgesel alanlarında gün- Handke, bize ailece, toplumca, devletçe eczacının yalnızlık güncesi bağlamında okunsa cellenerek sürüyor. hatta kişinin kendisince yapılan baskılamayla bireye da bunun sıradan öznelerine dönüştürüyor bizi de. Bu yaşatılan yalnızlaştırma/yalnızlaşmaya dönük bir zulüm Handke şöleninden mahrum etmeyin derim kendinizi. 16 9 Mart 2023
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear