26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Yüzyılın öykümüze katkısı… Gelin, Cumhuriyet yüzyılının öykücülüğümüze dönük katkısını şöyle kabaca gözden geçirerek uğurlayalım bu yılı. Öykü, daha önce de vardı elbet; ama hikâye, ama mesel şu, bu olarak, ne ki Cumhuriyetle bir yandan öykü sanatımız kanatlandı öte yandan insanımız tek tek kendi hikâyesine kavuştu, böylece Cumhuriyet de öykülü-öykücü insan yurduna dönüştü… 923’ü 1928’i bir çalım geçmiş lümseten, insan varlığa bakışta, gibi yapıp gelelim 1932’ye, hiçbir yanından gıllıgışlı arayışa, 1Halkevlerinin kuruluşuna, bü- eşeleyişe yönelmeden salt sevgiy- tün ülkeye, mısır patlarcasına ya- le onu sahiplenen böyle örüntü- yılışına, ardı sıra tüm Anadolu lendiği gözlenen öyküler bunlar. kentlerindeki şubeleri aracılığıyla Bu yüzden okuma eylemi uçarı yayımladığı onlarca dergiyle okur- bir kelebeğin dokunuşlarını anım- yazarlık savaşımına katılışına göz satıyor; okunup okunmadığı tam atalım, bu yolda sergilediği atak- anlaşılamadan bitiyor sanki metin, lığı, toplumu birbiriyle karmakta bir kavramsallık da gereksinmiyor gösterdiği hüneri düşünelim… o zaman. Hepi topu sekiz-on milyon nüfuslu Çağdaş’ın arayış, yoklayışlarla yük- bir Türkiye Cumhuriyeti; kurtuluştan lü, bir kıyıda bütün bunların bekle- kuruluşa herkesin ortak bir hikâyesi yişi içindeki anlatıcıları, bir seyir te- var, bunu biliyoruz. rasına oturulmuş da kentten kasa- Ama Cumhuriyetin her bireyi, baya, kırsala sıçrayan öykü evren- leri, buraların kimlik kartına dönüş- artık kendine özgü bir hikâye yaz- maya girişmiş, bu çerçevede top- müş kişileri aracılığıyla, sanki bunlar canlı izleniyormuşçasına bir etki diyalektiğinin önü- lumda, dilinde pek çok öykü birikmeye koyulmuş, birer yurttaş Türkiye’de, birey. Nitekim yüzyıl son- sonuçta bir öykü toplumu oluşması doğrultusunda nü açarak aktarıyor olup biteni. ra genç kalemler, yayımladıkları ilk kitaptan son ki- tohum atılmış, sonuçta maya tutup kabarmış, bu- Olgunlukla, suskunlukla da donatarak. Hadi ba- taba öykülerinde sergiledikleri düzeyle bu gerçeği nun meyvelerini vermeye başlamış… kalım Çağdaş, öykü yolculuğuna devam. apaçık yansıtabiliyor. Daha başlangıç aşamasındayken gönülleri tu- POLAT ÖZLÜOĞLU: ‘ANNEM, KOVBOYLAR NURHAN ŞAHİNKAYA: ‘BİR YERDEN KIRILIR’ tuşturan Sadri Ertem’den Sait Faik’e, Sabahattin Nurhan Şahinkaya bir hekim öykücü. Bir Yerden VE SARHOŞ ATLAR’ Ali’ye, ardı sıra pek çok öykücüye uzanan bu tarihi Nurhan’la Çağdaş’ın ilk öykü kitaplarını karşıladık Kırılır (Notos, 2022) onun ilk öykü kitabı. Azımsan- dilimdeki yazarlarımız unutulabilir mi? mayacak sayıda hekim öykücümüz, romancımız var. ama Polat Özlüoğlu, üçüncü öykü kitabıyla çıkıyor Ya bunlardan sonra öykümüze yeni bir tuğla da- okur karşısına: Annem, Kovboylar ve Sarhoş Atlar Hastalarıyla kurdukları duygudaşlık bağından ol- ha koymayı başaran Memduh Şevket Esendal, sa gerek, gerek anlatı evrenlerine gerekse kişile- (İthaki, 2022). Neredeyse on yılı bulan bir kitaplı ya- Haldun Taner, Oktay Akbal, Orhan Kemal, Nezi- rine yaklaşımda, evrenin, anlatı kişisinin içinden, zarlık deneyimine sahip Polat, önemli elbette bu. he Meriç, Vüs’at O. Bener, Bilge Karasu? Derken gözünden, beyninden bakarak ustalıkla öykülerini Nitekim daha işin başında bildik sözcüklerle 1950 kuşağı öykücüleri, adlarını tek tek anmasak kurdukları görülebiliyor. ama bunları, farklı sözdizimleri içinde yepyeni du- da hep birlikte öykümüzün bal-kaymağı? Nurhan da işte bu hekim yazarlardan. Bütün öy- yarlıklar yüklediği yerleştirimle kullanıp yarattığı bu O yıllarda Halkevleri dergilerinin yanında resmi külerinde böylesi incelikli bir yazar kalemi gezini- etkili öykülemeyle kuşatıyor okuru. olmayan dergiler de yayınlarını sürdürüyordu üste- yor diyebilirim satırlar arasında. Ayrıca sıra dışı kullanımla bunların arasına katı- lik öykü de yayımlıyordu. Ayrıntılar da bir başka hünerle girdiriliyor tabii verdiği sözcükler, deyişler anlatıda farklı koridorlar Nitekim günümüzde bu yayınlar üzerine yapılan anlatıya. Yaraların önceden sezildiği, mühre tut- da açıyor. Bu açıdan dikkate değer bir yükseklik çalışmalar, dönem dergilerinin sanat, düşün ala- muş görünse de dokunulduğunda ne ölçüde acı sergiliyor. Bu bile zaten, Polat’ın iyi bir anlatıcı ol- nında, kültürel yaşamda sağladığı katkıların nasıl vereceği bilindiği için de bunlara dokunulmadan duğunu göstermeye yetiyor. önemli, değerli olduğunu gösteriyor. ama yine bunların çevresinde gezinilebiliyor. İyi kurulup çatılmış, gereğince işlenip doygunlu- Bu arada öykü özelinde gerek dergicilikleri ge- Söylenemeden, yaşanamadan kalan ya da bir ğa ulaştırılmış verim örnekleri tüm öyküler. rekse yayıncılıkları anlamında Yaşar Nabi Nayır’la ışıldak gibi bir yerlerden hep kendini duyuran ya Kitaba adını veren öyküsünde değil yalnız, hep- Varlık’ı, Hüsamettin Bozok’la Yeditepe’yi, Salim da ışığını önümüze düşüren, bu arada yakıcı uğul- sinde de âdeta birbirinin yerine geçerek gezinip yol- Şengil’le SHD’yi (Seçilmiş Hikâyeler Dergisi) asla tusunu içte sürdüren anların, sonradan sonra- culuklarını sürdüren aile bireylerine tüm toplum için- unutmayalım. ya insanın üzerine yüklenip abanan, ağdıran duy- de farklı açılardan ayna tutturduğu anlatı düzlemiyle Hatta öykü yayıncılığına kazandırdıkları farklı so- gu kertmelerini öykülerinde incecik işlemesiyle göz Polat, iyi bir öykülem getiriyor diyebiliriz. luk nedeniyle 1970’lerdeki öncü tutumuyla Ahmet dolduruyor Nurhan. Ayrıca toplumsal eleştirisiyle aynı zamanda top- Tevfik Küflü’yü (Bilgi Yayınevi), 1990 sonrasındaki Yeni öyküler bekleyelim kendisinden. Öykücülü- lumsal sorunlar dizisine bir neşter de vuruyor. parlamada rolü bulunan Erdal Öz’ü (Can Yayınları) ğümüz hak ediyor bunu, elbet Nurhan da. Polat, edindiği yerde, öykücülüğümüzü gözleyen bir de unutmamalı. yazar artık, onu da katacağız tabii öykü dağarımıza. Hani 1990 kuşağı öykücüleriyle birlikte dillendiri- ÇAĞDAŞ KÜÇÜK: ‘YARIN FM’ Hikâyesi olan bir toplumun öykülere sahip birey- len bir söylem var ya, “öykü patlaması” olarak anı- Bir ilk öykü kitabı da Çağdaş Küçük’ten: Yarın leri olarak yeni öykülerle Cumhuriyetin ikinci yüzyı- lan, diyeceğim patlamasaydı da ne yapsaydı öykü? FM (Epona, 2023). Görece nahif, sıcacık öykülerle lında, yeni bir öykülü yıla giriyoruz. Patlayacaktı elbet, yerinde duracak değildi her- geliyor bu ilk kitabında Çağdaş. Öykünüz bol olsun, nice öykülü, elbet bol sanat- halde. Patlamasaydı ayıp olurdu zaten. Kimi öykülerinde yer açtığı konuşma örgüleri, ge- lı yıllar efendim. n Öyküde böylesine alüvyonal bir birikime sahip- nelde bir dağılmaya yol açarken Çağdaş, bunları, artalanlarında eksilti boşluğu bırakarak bir biçimde ken dilimiz, bunun üretime, verime yansımaması www.sadikaslankara.com, her perşembe düşünülebilir mi hiç? Öyle ya artık herkes hikâyesi denge kurmaya çabalıyor. öykü-roman, tiyatro, belgesel alanlarında gün- Yine de sevgiyle örülü, alaysarken hüzünle gü- olan bir toplumda, kendi özel öyküleriyle gezinen cellenerek sürüyor. 4 28 Aralık 2023
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear