Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Yaşar Kemal’in keşfi!
Yaşar Kemal’in anlatı dünyasının keşfi “binbir çiçekli bahçe”yi andırır. Bunu bir “keşif yolculuğu” olarak nitelendirmek yabansı
gelmemeli. İnsana, insanlık durumlarına bakışında da o derinlikli sezgisi, buluşturma bilinci vardır Yaşar Kemal’in. Toprağı, toprak
insanını anlatırken doğaya dönüktür yüzü. İnsanın soylu serüvenine oradan bakar. Bir umut, binbir hengâmeyle yaşananları taşır
anlattıklarına… Yaşar Kemal’in anlatı dünyasının “anakara”sını var eden gerçekliği özellikle de doğa / çevre / ekolojik gerçekliğini
tüm boyutlarını ele alan, Yaşar Kemal Vakfı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin birlikteliğiyle 2-3 Aralık 2022 tarihlerinde İzmir’de
gerçekleştirilen “Yaşar Kemal ile Binbir Çiçekli Bahçe” adlı sempozyum da bu bakışla oluştu diyebilirim.
aşar Kemal’in anlatı dünyasının keş- tün bedeni bir demir külçesi gibiydi, kıpırtı-
fi “binbir çiçekli bahçe”yi andırır.
sız. Hiç titremiyordu. Bir sefer olacak, dedi
Y Onun söz dünyasına adım attığı-
içinden Memidik. Bu sefer olacak.”
nızda karşınıza çıkan her bir imge, konu,
Bir labirenti andıran söz dünyasının her
olay, insan gerçekliğinde öylesine çok şey
bir tınısına dönersiniz onu okuyunca:
bulursunuz ki bunu bir “keşif yolculuğu”
“Sıcak yapış yapış, hiçbir fısıltı yok. Yaprak
olarak nitelendirmek yabansı gelmemeli.
kımıldamıyor. Karanlık geceyi iri, ışıklı, kıvılcım-
Onunla edebi ve ebedi yolculuğumun her
lanan yıldızların ışığı aydınlatıyor. Ay doğmuş
bir aşaması yeni başlangıçları oluşturur ben-
gibi bir hal… Gece böcekleri cikliyor, uzaktaki
de. İlk keşif İnce Memed okumalarıdır.
bir bataklıktan binlerce kurbağanın bir ağızdan
Ardından Teneke, Sarı Sıcak’taki öyküle-
ri… Her bir yapıtına, anlatısına yaklaştıkça vıraklaması geliyor. Boğucu bir hava… Sivri-
diğer anlatıları çıkıyordu karşıma.
sinekler bulut gibi dönüyor havada. Sesler bir
Bir Bulut Kaynıyor, Bu Diyarı Baştan Ba-
uğultu gibi tekmil köy halkı kaşınıyor, inliyor.
şa kitaplarını okuduğumda bambaşka bir
Böyle sivrisinek görülmüş değil.” (*)
Yaşar Kemal çıkmıştı karşıma.
İnsana, insanlık durumlarına bakışında da
Yurt coğrafyasının neredeyse bütün
o derinlikli sezgisi, buluşturma bilinci vardır:
renkleri, sözleri, dilleri onun anlattıklarında
“Yağmur yağıyordu. Çukurovanın o kesme-
karşımıza çıkıyordu.
yen güz yağmurları gene başlamış, gökten de-
Adım adım ona yaklaştıkça ilkgençliği-
nizler boşanır gibi boşalıyordu. Ve pamuk ır-
min edebiyat duygusunu besleyenin ne ol-
gatları, çeltik ırgatları çamurlu Çukurova yol-
duğunu da görecektim.
larına düşmüşler, karınca katarları gibi dağ-
Gitme düşüncesine, yaşadığınız coğrafya-
yı tanımaya, ülke meselelerine dönüp bak-
lara çekiliyorlardı. Ceplerinde inanamayacak-
maya sizi hazırlayan bir bilinç aşısı yaptığını
ları kadar para vardı bu yıl. Ürün iyi gitmişti.”
o keşif yolculuğunda anlıyordunuz.
DOĞAYA DÖNÜKTÜR YÜZÜ. İNSANIN
YİRMİLİ YAŞLARIMDA, ‘MECBUR
SOYLU SERÜVENİNE ORADAN BAKAR!
kadaşlarıyla, eşi dostu, akrabalarıyla tanışmamıştım.
İNSANLIĞIMI BANA ÖĞRETTİ’
Toprağı, toprak insanını anlatırken doğaya dö-
Dönüp geldiğimde İstanbul’a, Basınköy’den
DEDİĞİ YERLERE GİTTİM’
nüktür yüzü. İnsanın soylu serüvenine oradan ba-
Menekşe’ye, Florya’ya yaptığımız bir yürüyüşümüz-
Yirmili yaşlarımda, Yaşar Kemal beni anlatı dün-
kar. Bir umut, binbir hengameyle yaşananları taşır
de bunlardan söz ederken, bana; “Güzelbeyli köyü-
yasını var eden coğrafyayı keşfe yöneltti. Yazdıkla-
anlattıklarına…
ne git, Elif kadını bul, ona Karacoğlan’ı
rıyla yetinmeyip, kalkıp doğup büyüdüğü, “mecbur
İşte Yaşar Kemal’in anlatı dünyasının
anlattır” demişti.
insanlığımı bana öğretti” dediği yerlere gittim…
“anakara”sını var eden gerçekliğinin
Döndüğümde Andırın’a, Çokaklı Âşık
Adana’ya, Kadirli’ye, Hemite’ye… Yetinmeyip gi-
tüm boyutlarını ele alan “Yaşar Kemal
Ali’yi bulmuştum. Ondan ne çok Dada-
dip Andırın’ın Akifiye köyünde kendimi eyledim tam
loğlu, Köroğlu hikâyeleri dinlemiştim. Ya-
iki yıl… Göksun, Akçadağ, Çokak, Güzelbeyli, Bü- ile Binbir Çiçekli Bahçe” adlı sempoz-
şar Kemal salıklamıştı, bu derleme işleri-
yükçamurlu, Küçük Çamurlu derken ta Savrun su- yum bu bakışla oluştu diyebilirim.
yunun kaynağına yolculuklara çıktım. ne gönül vermemi de istemişti benden.
Özellikle Yaşar Kemal’in yapıtların-
Her adımda doğanın keşfine dönük yüzümde Ya- Elif Kadın’ı bulmam bir hikâye, ona
daki doğa / çevre / ekolojik gerçekli-
şar Kemal’in sözleri, anlattıklarının büyülü izleri vardı. maniler söyletmem, hikâyeler anlat-
ğin tüm boyutlarıyla ele alındığı İzmir
Bahar geldiğinde Akçadağ’ın koyaklarına indiğim- tırmam bambaşka hikâyeler getirmiş-
Sempozyumu’ndaki bildirilerin kita-
de açan çiçeklerin kokusundan bir insanın başının
ti bana. Nasıl bir ironi, nasıl bir bellek
ba dönüşmesi eminim ki Yaşar Kemal
dönebileceğine tanıklık ediyordum.
vardı o yüce gönüllü insanda.
okumaları için bir başlangıcı oluştura-
Nar ağaçlarının dibindeki yılanların sevişmelerini,
cak nitelikte.
‘ÖLMEZ OTU’
kabuk değiştirmelerini gözleyecektim… Kar sularıy-
Buraya yansıyan birikimi Yaşar Kemal’in
Yaşar Kemal’i o insanlarda görmüş-
la yüzümü yıkayacaktım.
yeni bir yapıtı gibi de okuyabiliriz.
tüm, sözlerinde, hikâyelerinde, anlat-
Yörenin namlı Çerkez beyi Arnavut Durdu’dan
Yaşar Kemal Vakfı ile İzmir Büyük-
tıklarında…Adımladığım dağ bayırda, ır-
Çerkezlerin yöreye gelişlerinin öyküsünü anlatma-
mak boylarında, vadilerde, ormanlarda, şehir Belediyesi’nin birlikteliğiyle 2-3
sını istediğim günlerde; Yaşar Kemal’in, babası İd-
göğün renginde, sabahın uyanışında, kuşların dilinde,
ris Bey’den dinlediği eşkıya hikâyelerinden, onunla Aralık 2022 tarihlerinde İzmir’de gerçekleştirilen
börtü böceğin konup göçtüğü yerlerde…
dostluğundan söz etmesi beni o coğrafyaya tutun- sempozyum Yaşar Kemal’in yaratıcı evrenini ye-
durmuştu adeta. Memidik’in öyküsünü hatırlıyorum şimdi Ölmez
niden keşfetmemiz için önemli bir adımdı. Kitabı
Otu’dan satırlar geçiyor gözümün önünden:
Kürt Veli’nin oğlu Veli Yusuf, Çerçi Uzun Duran,
da bu adımın nasıl bir birikimi karşımıza çıkardığını
Darendeli Bakkal Ali, Ormancı Hasan Yaşar Kemal’i “Memidik söğüt yaprağı bıçağını olanca hızıyla kı-
gösteriyor.
n
anlatmışlardı bana. nından çekti. Bıçak mavi mavi kıvılcımlanarak hava-
Hemite’ye varmamıştım henüz. Onun çocukluk ar-
da geniş bir yay çizdi. Memidik gerilmiş bekledi. Bü- (*) Ölmez Otu, Yaşar Kemal, YKY, 351 s., 2022.
5 Ekim 2023 9