25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

y ğ ‘Hürri et Dü ünü’müz 100 yaşında! Leyla Ruhan Okyay, hepimizin bildiği bir yolculuğu anlatıyor belki “Bennane’nin Uçan Koltuğu”nda. Gelin görün ki anlatının bir sis bulutunun içinden çıkagelişi, “uçan koltuk” imgesi, kahramanlarına ve karakterlerine verdiği adlarla bugün bile ayağımıza dolanan onca güçlüğe / gericiliğe, bağnazlığa karşın başarıya ulaşmış bir ülkünün; yurttaşları mutlu, bağımsız, bağlantısız Cumhuriyet’in hangi sisli puslu, yer yer kapkaranlık günlerde / yıllarda doğduğunun da yeniden düşünülmesini istiyor. salmışlar üstüme…” dizeleriyle anlattığı Anadolu’yu, dınlık insanlar olarak yetiştirmeyi, Cumhuriyet’in kuru- Y. BEKİR YURDAKUL onun cefakâr halkını bağnazlığın elinden, yokluk- luş ülküsünü ülkenin her yanına ulaştırmayı hedefleyen bu yolculukta Bennane’nin öyküsünü okurken bunla- tan ve yoksulluktan kurtarmanın yolu iş içinde, iş için ennane’nin Uçan Koltuğu’nu yer yer gülümse- eğitimden, bilimin ışığında yürümekten, sanatla ay- rı ve daha da ötesini düşündüm. Ondandır çektiğim yerek, bazen şaşarak, arada minnetle ve hü- dınlanmaktan geçiyordu. güçlük, boğazımın düğümlenmesi… B zünlenerek, çoğun büyük güçlük çekerek oku- “Ayağına okul ulaştıramadığımız bir tek köy çocuğu Köy Enstitüleri çoğalarak sürseydi hiçbirimizin kuş- dum. “Gülümseyerek okudum…” çünkü neredeyse kalmadığı gün, işte ancak o zaman görevini layıkıyla kusu yok ki susuz, yolsuz, ışıksız, doktorsuz bir tek bütün ayrıntılarına değin bilsem de Köy Enstitülerinin köyümüz kalmayacak; Anadolu toprağı terk edilme- yapmış sayarım kendimi…” diyen Mustafa Necati’nin öyküsünü, Leyla Ruhan Okyay’ın anlatıya kattığı lez- büyük düş’ünün de süreğiydi köy enstitüleri. Böylece yecek, hiç kimse yoklukla sınanmayacaktı. zet, hoşluk, yaşama sevinci onca hüzne ve kedere okul aydınlığı Anadolu’nun cümle köyüne uzanacak, karşın sevinçler getirdi dünyama. NEREDEN NEREYE? her çocuğumuz okula her insanımız bu aydınlığa kavu- “Şaşarak okudum…” çünkü Hasan Âli Yücel-İsmail Bennane’nin Uçan Koltuğu’yla Leyla Ruhan Okyay’ın Hakkı Tonguç ikilisinin önderlik ettiği bu büyük ayağa size de çok şey düşündüreceğini biliyorum. Evet, Köy kalkışla, Egeli bir kız öğrencinin özgün öyküsüyle Enstitüleri, kapatılmalarının üzerinden onca yıl yeniden buluşmakla kalmadım, halkın elini geçmesine karşın unutulmadı. Ne var ki ayağını bağlayan kör inançla onca bo- hepimize özellikle “unutturulmak” is- ğuşmalardan yer yer başarıyla çıkı- tenenler de az değil! şına da tanık oldum. 1930’lu yıllarda “Hürriyet Dü- “Minnetle ve hüzünlenerek oku- ğünü” denirmiş Cumhuriyet dum…” çünkü ilkokulda kendi- Bayramı’na… Sümerbank’ın mi bir anda sınıfında bulduğum Nazilli Basma Fabrikası’nın öğretmenim Süleyman Kılıç da (elbette öteki fabrikaların da) Köy Enstitüsünü bitirmiş, yaptı- yerleşkesinde yer alan hasta- ğı işe yürekten inanan, çalışkan ne, sinema ve konser salonu, bir insandı. Hüzün mü? İki derslik- kütüphane, çalışanların çocukla- te toplaşan beş sınıftan seksen dola- rı için bakımevi… Bennane’nin Uçan yında öğrencisinin başarması için gece Koltuğu’nun her satırında, Leyla Ruhan gündüz çalışan öğretmenimin uğradığı hak- Okyay’ın, metnin duldasına ustaca yerleştirdi- sızlık ve iftiranın -hiç unutmayışıma karşın- yapıtın ği, ülkemizi “Milletin her kazancı, milletin kesesine” hiçbir satırında yanımdan ayrılmayışıydı. Desen: YUSUF TANSU ÖZEL anlayışından “Zeytinyağlı yiyemem/ Basma da fis- “Büyük güçlük çekerek okudum çünkü…” Yer yer tan giyemem…” utancına taşıyan sürecin kilomet- şacaktı. Dolayısıyla, Cahit Sıtkı’nın 1940’lı yıllarda or- boğazım düğümlendi. Tadım kaçtı. “Özgürlük ve ba- re taşlarını derinden duyumsayışımızın gizini de bize taya koyduğu “Memleket İsterim” başlıklı, “Gök mavi, ğımsızlık benim karakterimdir” diyen bir önderin, Mus- öykünün kahramanı İncir fısıldıyor: dal yeşil, tarla sarı olsun,/ Kuşların çiçeklerin diyarı ol- tafa Kemal’in; siyasi zaferi ekonomik zaferlerle taçlan- “Yazarın kendini romanındaki kahramanın yerine sun.// Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun,/ Kış gü- dırma kararlılığının çatısı olarak ortaya koyduğu yak- koyması, onunla birlikte sevinip üzülmesi, âşık olma- nü herkesin evi barkı olsun.” dileği gerçek olacak; bi- laşımın anlatımı olan Cumhuriyet ülküsünün belki de sı… Sonra da o kitabı okuyan kişinin, romanın kahra- tek Anadolu toprağı sarıya, yeşile kesecekti. en temel dayanağıydı Köy Enstitüleri. manı yerine geçip aynı şeyleri yaşaması…” (s.64) DAHA NELERİ DÜŞÜNECEKSİNİZ… Bennane’nin Uçan Koltuğu’nda, bildiğimiz bir yol- MUSTAFA NECATİ’NİN DE DÜŞÜ Güftesini -yine 1940’lı yıllarda- Behçet Kemal Çağlar’ın Yok, 1940’ta açıldıklarına bakmayın çok daha ön- culuğa tanık oluyoruz belki. Gelin görün ki anlatının yazdığı, A. Adnan Saygun’un bestelediği “Ziraat (ya ceye varıyordu bu düşün ortaya çıkışı. Millet Mek- bir sis bulutunun içinden çıkagelişi, “uçan koltuk” im- da Köy Enstitüleri) Marşı” da bir an olsun çıkmadı ak- gesi, kahramanlarına ve karakterlerine verdiği adlarla tepleri, eğitmenler “ordu”su… Sonra, 33 yaşında lımdan: “Sürer, eker, biçeriz, güvenip ötesine/ Milletin üstlendiği Milli Eğitim Bakanlığı görevini yalnızca iki bugün bile ayağımıza dolanan onca güçlüğe/ gerici- her kazancı, milletin kesesine,/ Toplandık baş çiftçinin liğe, bağnazlığa karşın başarıya ulaşmış bir ülkünün; yıl on bir gün yürütebilmiş Mustafa Necati’nin (1894- 1929), “köylere öğretmen yetiştirmek için köy öğret- Atatürk’ün sesine,/ Toprakla savaş için ziraat cephesi- yurttaşları mutlu, bağımsız, bağlantısız Cumhuriyetin ne.// Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz,/ Biz yurdun hangi sisli puslu, yer yer kapkaranlık günlerde doğdu- men okulları planı”yla Denizli ve Kayseri “köy muallim mektepleri” açılışı... öz sahibi, efendisi köylüyüz.(…)” ğunun da yeniden düşünülmesini diliyor. n Hani, Ahmed Arif’in “Binlerce yıl sağalmışım/ Kor- Aydın’ın, İzmir’in, Konya’nın… Anadolu’nun onca yok- kunç atlılarıyla parçalamışlar/ Nazlı seher-sabah uy- sulluk ve yoksunluğa karşın ilkokullarda başarı sağla- Bennane’nin Uçan Koltuğu / Leyla Ruhan kularımı/ Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar/ Haraç mış köy çocuklarını; köylerinin önderi, donanımlı, ay- Okyay / Günışığı Kitaplığı / 184 s. / 10+ / 2023. 19 Ekim 2023 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear