Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
MIRIAM TOEWS’TAN ‘KONUŞAN KADINLAR’
‘Kadınların birçoğu kapalı
topluluklarda tutsak!’
Konuşan Kadınlar (Çeviren: Gül Korkmaz / Kafka Kitap), kendisi de dünyanın geri kalanından izole ve teknolojiyi reddeden
bir yaşam sürmeleriyle bilinen küçük bir Mennonit kasabasında büyüyen Kanadalı yazar Miriam Toews’un gerçeği
kurguyla, acıyı mizahla zarif bir şekilde harmanladığı, dünyada da ses getiren romanı.
Margaret Atwood’un “Yaşanmış bir olaydan alınan ilhamla yazılan hem büyüleyen hem hüzünlendiren hem de okurunu
şoke eden bir roman!” diye nitelediği Konuşan Kadınlar Bolivya’da sekiz erkeğin, topluluklarındaki küçük kızları
ve kadınları hayvan anestezisi kullanarak bilinçsiz hale getirdikten sonra yıllar boyu tecavüz ettiği, dış dünyaya
kapalı bir kolonide yaşanan gerçek bir olaya dayanıyor.
Romanında dehşet verici bu gerçeği kurgulayan Toews, cahil bırakılmış, baskılanmış kadınların çare arayışlarının
yanı sıra terk edip gitmenin zorluğunu da sayfalarına taşıyor.
leriyle sohbet ederken gücü ve özgür-
GÜL KORKMAZ
lüğü gerçekten hissedebiliyorlardı. Ve
sonuç olarak, benim çocukluğumda,
BOLİVYA.. ÜCRA BİR KOLONİ..
topluluktan ayrılmaya ya da en azından
CİNSEL SALDIRILARA
kendi iradesini ortaya koymaya cesaret
UĞRAYAN KADINLAR
edecek kadınlar oluyordu.
VE KIZ ÇOCUKLARI…
Çoğunlukla, dünyanın geri kalanın-
ANLATICI AUGUST…
dan izole ve teknolojiyi reddeden bir
n Hikâyenin anlatıcısı, okuma
yaşam sürmeleriyle bilinen Mennonit
yazma bilmedikleri için kadınlar için
topluluklarından birinde; Bolivya’daki
toplantı notlarını tutan bir erkek:
ücra bir kolonideki yüzden fazla kadın
August Epp… August’un kadınla-
ve kız çocuğu her sabah acı çekerek
rın konuşmalarında bulunabilmesi-
çürük ve yaralar içinde uyanıyorlardı.
ni sağlayan şeylerden biri de aslında
Kolonideki erkekler gece uğradıkla-
koloni standartlarına göre “gerçek”
rı cinsel saldırıları hatırlayamayan bu
bir erkek olarak görülmemesi.
kadın ve kız çocuklarının günahları yü-
Tabii aynı zamanda, anlatıcı olma-
zünden Tanrı ya da Şeytan tarafından
sına rağmen ana karakterlerden biri
cezalandırıldıklarına, kadınların dikkat
değil ve hikâyede geri planda kalıyor.
çekmek için yalan söylediğine ya da
Kadınların konuşmaları içinde düşünce
tüm bunların “vahşi dişi hayal gücü-
akışını da takip edebiliyoruz. August’a
nün bir sonucu” olduğuna inandılar.
ilişkin neler söylersiniz?
Oysa kolonideki bazı erkekler hayvan-
August eğitimli bir adam, kadın-
lar üzerinde kullandıkları bir ilaçla kadın-
larla aynı kolonide doğmuş olmasına
ları ve kız çocuklarını uyutup her gece onlara tecavüz edi- ğiniz toplantıların feministlerin bilinç yükseltme pratik-
karşın ne koloninin ne de dışarıdaki dünyanın normlarına
yordu ve bu ancak bu erkeklerden ikisinin bir gece bir eve leriyle de bir anlamda örtüştüğünü söyleyebilir miyiz?
uyum sağlayabiliyor.
girmeye çalışırken yakalanmasıyla anlaşıldı. Evet, kesinlikle! 1990’larda yalnızca kadınların içeri gi-
Bu kadınları özellikle de Ona’yı seviyor, ayrıca onlara
2005 ve 2009 yılları arasında gerçekleşen bu tecavüzle- rebildiği bir kuaförde büyüdüm ve çocukluğum kadınların
ihtiyacı da var. Onlarla güvende hissediyor, kadınlar onu
rin failleri 2011’de ağır hapis cezaları alsa da 2013’te fail- hayatta yaşadıkları her şeyi birbirleriyle paylaştıkları ko-
cesaretlendiriyorlar. Onlardan öğrenmek ve birlikte doğru
ler hâlâ hapisteyken kolonide benzer saldırılar sürüyordu. nuşmaların arasında geçti.
olanı yapmak istiyor.
Kendisi de küçük bir Mennonit kasabasında büyüyen Kendi deneyimlerimden de gördüğüm üzere, kadınların
Hikâyenin anlatıcısı olarak, kadınların her birini onun ba-
Kanadalı yazar Miriam Toews, Konuşan Kadınlar’da, erkekler olmadan özel alanlarda bir araya gelip konuşma-
kış açısından görüyoruz: saygıya değer birer insan olarak.
Bolivya’da her gece saldırıya uğrayan kadınları, ataerkiy- larının kesinlikle iyileştirici, hayatı kolaylaştırıcı, gelişti-
August’un gözünden kadınlar zeki ve şefkatli, komik ve
le mücadele eden kadınların birlikteliklerini, ayrılıklarını, rici ve özgürleştirici bir pratik olduğunu söyleyebilirim.
güçlüler. Ve tabii ki içinde yaşadıkları ataerkil ve kökten-
dayanışmalarını, cesaretlerini, korkularını, sevgilerini ve Sadece karar verme veya bilinç yükseltme amacıyla de-
ci topluluk ve dünya bağlamında, tüm kadınlar gibi koru-
öfkelerini çarpıcı bir gerçeklikle aktarıyor. ğil aynı zamanda hayatlarından hikâyeler paylaşmak, tav-
naksızlar.
Toews ile “Hem saldırılara kurgu yoluyla bir tepki hem siyeler vermek, şakalaşmak, sırlarını anlatmak, mücade-
de ‘dişi hayal gücü’nün bir ürünü” sözleriyle nitelediği leyi, acıyı, sevinci paylaşmak veya daha az yalnız hisset-
PATRİYARKA VE KADINLARA KARŞI SAVAŞ
romanını konuştuk. mek için bir araya gelmeleri de öyle.
n Mennonitlerin ataerkil dinamikleriyle modern dün-
Benim büyüdüğüm topluluktaki kadınların ve kızların
ya olarak tanımlayabileceğimiz kentli toplulukların ata-
‘KADINLARIN ERKEKLER OLMADAN erkekler olmadan toplandıklarında yaptıkları tüm o ko-
erkil dinamikleri arasında biçimsel de olsa bir benzerlik
ARALARINDA KONUŞMALARI KESİNLİKLE nuşmaların, attıkları tüm o kahkahaların hatıraları benim kuruyor musunuz?
İYİLEŞTİRİCİ, ÖZGÜRLEŞTİRİCİ BİR PRATİK’ için hâlâ çok canlı.
Kesinlikle. Kadınlara karşı savaş diyebiliriz buna.
n Konuşan Kadınlar, pek çok açıdan bugün kadın Aynı kadınlar erkeklerin yanında çok farklı olurdu; ses- Amerika’da özellikle kürtaj konusunda kadınların hakla-
mücadelesinin neden bu denli yakıcı bir güncelliğe sa- siz ve itaatkâr... Bir çocuk olarak, kadınların erkeklerden
rına nasıl saldırıldığına baksanıza! Tüm bunların kayna-
hip olduğunun altını çizen bir roman. Romanda bir uzaktayken ne kadar canlandıklarını görmek benim için ğı patriyarka: erkeklerin hakbendeciliği, erkek iktidarı, er-
Mennonit kolonisinde yaşayan kadınların, uğradıkları çok çarpıcıydı.
keklerin kadınlar ve bedenleri üzerindeki kontrolü.
istismarlar karşısında hayatlarının kontrolünü kazana- Çocukken, topluluğumdaki kadınların yıkıcı mizahı be- n Romanda kadınların maruz kaldıkları saldırılar
ni her zaman çok şaşırtıp heyecanlandırıyordu. Neşe ve
bilmek için yaptıkları toplantıların kayıtlarını okuyoruz. betimlenerek öne çıkarılmamış. Bunu bilinçli olarak
Böyle yakıcı bir gerçeğe ilişkin olsun ya da olmasın şakalaşmalar her zaman hayatımızdaki zalimlerin (erkek- yaptığınızı bir başka söyleşinizde okumuştum. Nedenini
ler, kilise, her türlü otorite figürü) zararına olmuştur.
kadınların erkeklerin bulunmadığı özel alanlarda ken- bizim için de açıklar mısınız?
di aralarında konuşup tartışmalarının özgürleştirici bir Kadınlar günün sonunda o boğucu rollere geri dönmüş Bu kadınların yaşadığı dehşeti kafamızda canlandırabi-
olabilirler ama en azından birlikte oldukları anlarda, birbir-
gücü olduğunu düşünüyor musunuz? Ayrıca tanık etti- liyoruz çünkü gerçek hikâye kitabın başında da >>
9 28 Temmuz 2022