Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
‘BÜTÜN ESERLERİ’ VE YAŞAMIYLA
Yazının ağır işçisi: Ayla Kutlu
Siyasal bilgiler fakültesini Asi / Ateş Üstünde Yürümek
bitirdikten (1960) sonra çeşitli kamu / Bir Göçmen Kuştu O / Cadı
kuruluşlarında 20 yıl çalışan ve Ağacı / Emir Beyin Kızları
yazında 46 yılı geride bırakan TÜYAP / Hoşça Kal Umut / Hüsnüyusuf
36. Uluslararası İstanbul Kitap Güzellemesi / Islak Güneş / Kaçış /
Fuarı’nın Onur Yazarı (2017) Ayla Kadın Destanı / Mekruh Kadınlar
Kutlu’nun yazarlığı 1976’da Özgür Mezarlığı / Sen de Gitme Triyandafilis
İnsan dergisinde yazdığı kitap tanıtma / Yedinci Bayrak / Zaman da Eskir
yazıları ve öyküleri ile başladı. / Zehir Zıkkım Hikâyeler) Bilgi
İlk kitabı Kaçış 1979 yılında Yayınevi tarafından okuyucularla
yayımlanan ve 1980 yılında emekli buluşturuldu. Ayla Kutlu ile yarım
olduktan sonra bütünüyle edebiyata yüzyıla yaklaşan yazın yaşamını,
yoğunlaşan usta yazarın çocuk özgün yapıtlarını, edebiyatımızda
kitapları dışında Bütün Eserleri (Asi kadının yerini konuştuk.
düzeyde sevindiriyordu. Bu bütünleme büyüdükçe de de-
GÜLSEREN ENGİN ÜNSÜN
ğişmedi. Yaşlandım. Değerlendirmem aynı.
Antakya’nın dağa yakın yoksul mahallelerden birinde-
‘EN ÖZGÜR SANAT DALIDIR EDEBİYAT’
ki evimizde su da elektrik de yoktu ama babamın Fran-
n Yarım yüzyıla yaklaşan yazın yaşamında öykü, ro-
sızlar döneminde edindiği sanat kitapları, ünlü ressamla-
man ve çocuk edebiyatı türlerinde pek çok eser verdiniz.
rın tablolarını izlememizi, kaliteli boyaları onları çalarak
Sizce edebiyat nedir?
telef etmemizi, udu ve kemanı ise hoyratça çalabilme he-
Saymaya kalkışırsak birkaç tür daha ekleyebiliriz: Her
vesimizi tahrik ediyordu.
türün yazarına ayrı lezzet verdiği (tiyatro, film senaryo-
Biz dediğim üçlü; ben, benden iki yaş büyük ağabeyim ile
su, radyo ve televizyon dizileri gibi türleri de eklemeliyiz)
bir buçuk yaş küçük olan erkek kardeşimdi. Kötü şey yap-
gerçeğini elde tutarak edebiyatı andığımızda roman ve
Edebiyatçı kendi yaratıcı gücüne sansür uygularsa top-
tığımızın ayırdındaydık. Öyle de olsa, savaş yıllarının ka-
hikâye asal üretimlerdir.
lumu sürekli aynı pencereden bakma alışkanlığından ayı- ranlığında ve yarı aç yaşamamızın öfkesinde, yapmamamız
Edebiyat, toplum ve insan için anlamlı olan her konuya
ramaz. Tüm sanatlar toplumun geleneksel değerlerine kar- gereken şeyleri yapmakta sakınca görmüyorduk. Belki de sa-
yanıt arayan, yeterli yanıt bulmayı başaramadığı durumlar-
şı durabilen bir tohumdan büyümüştür. Ve tüm sanat dalla-
natsever olmamıza bu kaçak tatmin ihtiyaçlarımız yol açmıştı.
da bile, yaşama, topluma ve insan gerçeklerine yanıt verme
rı gibi, edebiyat da asidir.
amacıyla sorular üretebilen, devamında; ulaştığı insanın
‘SANAT DALLARININ BENZER YANI
dünyasını büyütme yolunu açabilecek bir sanat dalı. Edebi-
‘YAZMAK MÜZİK GİBİ, RESİM GİBİ!’ ÇOKLU ANLATIMLARDIR!’
yatçının insanın içsel dünyasıyla derinden bağ kurabilmesi
n Yazmak ve yazmayı sürdürmek ne zaman başladı? Şunu erken fark ettim: Sanat dallarının tümünün benzer
de bu yapısal gücünden geliyor diye düşünürüm.
Yazmak bana müzik gibi, resim gibi geliyor. Sanırım kü-
yanı çoklu anlatımlarıdır. Bu o zamanlar pek anlayamadı-
Yazarlığımı konuşmaya başlamadan önce çok önemsedi-
çük yaşlarımdan başlayarak yazmayı güzel sanatların tümü
ğım karmaşık etki, beni erken yaşta avucuna aldı.
ğim bir sanatsal tavrı da onun özgünlüğüne eklemek gere-
saydım. O yüzden yazamayacak kadar zorlandığım zaman- Resmi önemsedim, pahalıydı. Müziği sevdim, eski bir grama-
kiyor: En özgür sanat dalıdır edebiyat. Başlangıcı herkese
lar resim seyreder, resim keşfederim. fon ve ses nüansları silinmiş üç beş plağımız vardı o günlerde.
açıktır: Bir kalem ile bir kağıttır tohumunu yeryüzüne sa-
Daha doğrusu, resmin herkesin gördüğü görüntüden başla-
Otuzlu yaşlarıma girdiğimde birikimlerimin artık taşmaya
vuran nesneler.
yarak içine girerim. Yoldur, ağaçtır, insandır… Resimlerde
başladığını algıladım. Önceleri pek de başarılı olduğumu söy-
Ayrıca, nasıl istenirse öyle kurgulanır, anlatılır ve savunu-
dikkatimi çeken her nesne bana hikâye anlatır. Bunları du- leyemem. Bakışımı nereye yönlendireceğimi bilemiyordum.
lur. Bu özgürlük ucuz kahramanlık sayılacak sıradan fikir-
yarım. Her resmin sesi vardır. Her müziğin görüntüsü gibi. Çok istekli olduğum için bu kuşkularımdan çabuk kurtuldum.
leri, olayları ve bunlara uyan hazır reçeteye dönüşmüş top-
lumsal değerleri kullanmayı sınırlayan bir içerik taşımalıdır. İnsanın duygu derinliklerindeki gizemden doğan sanatın, İki romanım yayımlandığında kırk yaşıma gelmiştim.
çeşitli dallara ayrılması onun niteliğini değiştirmiyor: Onun
Ek olarak, yazarın yaklaşımında içten olmasını, sıradan, kök- Devlet memurluğundan emekli olduğumda, yaşamım bo-
her bir dalının birbirinden beslendiği düşüncesi (o zaman- yunca hayalini kurduğum tüm aylar, yıllar boyunca yap-
süz ve genel geçer değer yargılarını ayıklamasını, geleneksel
doğrularla yetinmemesini, okurunu eğitsel olarak yönlendir- lar ifade edemesem de) küçük yaşımda başladı. Okumayı mayı düşlediğim uğraşıma kavuşma beklentim, coşkulu bir
meye kalkışmamasını da zorunlu kılar. Öylesi bir yazar sıra- öğrenmiş miydim acaba? gerçekliğe dönmüştü. Parmakları daktilo üstünde uçar gibi
dan ve sıkıcı olmaktan öte, söze dayalı sanatın tadını bozar. Müzikteki büyü de resimdeki şiirsel coşku da beni aynı gezinen bir yazar vardı artık.
>>
6 13 Ekim 2022
NECATİ SAVAŞ