Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                Hayatın sesini duymak...
Kurduğu masalsı, destansı dile ustaca yerleştirdiği tarihsel gerçekliklerin izini 
sürerken kendimizi sık sık günümüzde bulmamızın; insandan insana bir çağrı, 
yeniden yükseltilmiş bir çığlık, daha geç olmadan “bir şey yapmalı” seslenişi 
olduğunu kavrayıp doğruluyoruz yerimizden. Çünkü “bitmedi daha sürüyor o kavga / 
ve sürecek / yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!”
dir” demeden, inatlaşmadan, yazanın çevresinde örüyor Gürsel Korat. ce, düşmanın işbirlikçisi Kara Şaman-
Y. BEKİR YURDAKUL
lar olurlar. 
görüşünü/düşüncesini dayatmadan... Bir yanda, “Emrinde çalıştığı Moğol-
Üstelik aklımızda yeni soruların uçuş- Moğollar, onların içeriden destekçi-
ların ve Kara Şamanların isteği doğ-
ürsel Korat, birkaç yıl ön-
masını sağlayarak, doğanın ve hayatın rultusunda” Anadolu’nun kıtlığa düş- si Kara Şamanlar, Moğollardan kaçıp 
ce yayımlanan Kunday - 
Anadolu’ya sığınan “açlar ordusu”… 
yanı başında durmayı anımsatarak... mesi, çölleşmesi için her şeyi yapan, 
Gölgeler Çağı (YKY Do-
Ayaşan’ı tutkuyla seven Kunday’ın Her şey sanki göz açıp kapayıncaya 
bilimden hoşlanmayan, düşünceden 
ğan Kardeş Kitaplığı, 
ağzından dinlediğimiz öykü, Or- olup bitmiştir.
nefret eden, her şeyi kendi çıkarı için 
G 2017) romanının deva-
ta Anadolu’dan Isfahan’a uzanan bir “Dağlar birbirine yaslanmıştı, dorukların 
yapan Nazar, öte yanda “Kıtlık her yeri 
mı niteliğindeki Ayaşan - Kem Gözler 
coğrafyada, “gölgelerin gücü”ne yas- üşümüş gibi bir hali vardı. Hızır, Nazar’ın 
Çağı’nda okurunu Anadolu’nun bin- kurutsa bile mahvolmuş ormanları, tar-
lanan düşsel yolculuklarla sürüyor. yaptıklarından ötürü endişeliydi; geçtiği 
lerce yıllık kadim geleneğiyle yeniden laları ve bitkileri yeşertecek gizli güç ve 
Sahnede sıklıkla fantastik öğeler boy yerlerdeki yangın izlerine bakarak içleni-
buluştururken “Tarih tekerrürden iba- sayısız tohum bizde...” diyen, kendisi-
gösterse de anlatı, doğa-insan ilişkile- yordu. Anadolu’yu hiç böyle görmemiş-
rettir” yaklaşımının karşısına “Geçmi- ni doğanın bir parçası sayan, hayatın 
rinin, yönetimsel ve yaşamsal sorunla- ti: Bağlar altüst olmuş, şehirlerde yan-
şi beğenmiyor musunuz, değiştirin öy- sesini duymayı yeğleyen Hızır.
rın, hayatı algılama ve anlama gerçe- gınlar çıkmış, göller kurumuş, ormanlar 
leyse!” çığlığını koyuyor.
ğinin uzağına düşmüyor. harap edilmiş haldeydi.”
Korat, bağımsız bir yapıt olarak da 
AK ŞAMANLAR - 
okuduğumuz Ayaşan’da yine 13. yüz-
KARA ŞAMANLAR
HIZIR’LA NAZAR AYAŞAN’IN DEDİĞİ
yıla çağırıyor bizi. Selçuklunun tarih 
Anadolu’da Şaman inancının ege-
Binlerce, milyonlarca ağacın para-al- Severek okuduğum bir kitaptan söz 
sahnesinden çekilmek üzere olduğu, 
men olduğu bir çağdır. Ağaçların, öz-
tın uğruna, daha fazla kâr için kesildi- ederken çoğun, şimdi olduğu gibi, 
Anadolu’nun kaynadığı bir döneme, 
gür akan suyun, börtü böceğin, cüm-
ği, ırmakların, göllerin kuruduğu, en de- olay örgüsünden, kurgudan, kahra-
1238’in güzüne...
le varlıkların kıymeti büyüktür Şaman-
ğerlimiz suyun sel olup yıktığı günümü- manlardan ustaca yerleştirilmiş merak 
ların dünyasında. Ak Şamanlar’dır on-
zü anlattığını söylesem Gürsel Korat’ın, öğesinden söz etmeyi bir yana bıraktı-
‘BİR ŞEY YAPMALI’ ÇIĞLIĞI
lar. İçlerinden bazıları günlük çıkar uğ-
kim inanmaz ki bana! Baksanıza: ğımı biliyorum. 
Kurduğu masalsı, destansı dile us-
runa bu değerlerin uzağına düşün-
“Moğollar orman- Çünkü anlatının beni/okuru çağırdığı 
taca yerleştirdiği tarihsel gerçeklikle-
larımızı yok edecek- yer, yarattığı duygu, verdiği haz daha 
rin izini sürerken kendimizi sık sık gü-
ler, biliyorsun. İsti- kıymetli gelir bana. Bu bağlamda şöy-
nümüzde bulmamızın; insandan in-
le koymak isterim noktayı:
yorlar ki senet ve pa-
sana bir çağrı, yeniden yükseltilmiş 
ra işleri çoğalsın, ti- Dün kralların, padişahların hışmına 
bir çığlık, daha geç olmadan “bir şey 
caret yayılsın, su- uğramıştır doğayla iç içe yaşamayı, do-
yapmalı” seslenişi olduğunu kavrayıp 
ğaya saygılı olmayı dileyenler. Bugün 
lar bol bol harcansın, 
doğruluyoruz yerimizden. 
nehirler kurusun, şe- de öyle. Dün kolayca karalanmıştır do-
Yanı sıra anlatı boyunca çağları aşıp 
hirler büyüsün, altın ğa savunucuları, “ticareti yok etmeye 
gelen değerlerle el eleyken dünyanın, 
çoğalsın... Niye?” çalışmak, halkın zenginleşmesini iste-
dolayısıyla insanlığın geleceği üzeri-
Hızır böyle sesle- memek...” yalanlarıyla. Bugün de öyle.
ne kaygılar da düşmüyor yakamızdan. 
niyor Nazar’a, onu, Gürsel Korat’ın yaşamımızda düşü-
Elbette en büyük öykümüz aşk, “Ger-
umutsuzca olsa bile ne (felsefeye), düşünmeye, soru sor-
çekten sevdiği zaman sevilmeyi aramı-
bir kez daha düşün- maya daha çok yer açma çağrısı di-
yor insan” derinliğinde fısıldıyor bize.
meye çağırırken... ye de okuyabileceğimiz “Ayaşan”ı, bu 
Anadolu’nun, insan- mücadelenin, bu direncin “yeryüzü aş-
TARİHİ EDEBİYATTAN OKUMAK
lığın binlerce yıllık biri- kın yüzü oluncaya dek” (Adnan Yücel) 
Beni zamanda ustaca dolaştıran bir 
süreceğini söyledi bana. 
yapıtı/yapıtları okurken tarihin de as- kimine yaslanan, onu 
kendi yaşama kültü- Neredeyse her sayfasını doğanın/ha-
lında öncelikle edebiyattan / edebi-
yata kulak vererek öğrenilmesi ge- rüyle yeniden harman- yatın sesine kulak vererek okudum. Ay-
ladığı varsıllığı içinde su Koçak’ın resimleriyle çoğalan bu se-
rektiği gerçeğini yeniden anımsa-
rım. Çünkü olup biteni, yalnız ve an- yer alan, aslında yakın- si, bu alçakgönüllü seslenişi yakından 
cak “kazanan”ın çıkarına yaslayan ku- dan tanıdığımız bu iki duymanızı, duyumsamanızı isterim. n
figürü de sahneye çı-
ru bilginin çok ötesini sunar bize ya-
zınsal metinler. karırken bugün olage- Ayaşan - Kem Gözler Çağı /  
Üstelik sözlü tarih sıcaklığında... lenler üzerine soruları- Gürsel Korat / YKY Doğan Kardeş 
Çizim:  aysu ko Ç
Üstelik taraf tutmadan, ille de “böyle- mızı da o çatışmanın 
Kitaplığı / 157 s. / 12 + / 2021.
2 Eylül 2021
12
ak
            
    
