Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
verilmesini talep ederler. ğı belli olmayan yabancılardansa onlar ta- sessizliğiyle öne çıkan bir karakterdir; etme biçimine dönüşen bir başka boyutu-
Bu, bazen gecikmiş bir itirafı dillendir- rafından sömürgeleştirilmiştik.” yıllar önce Zanzibar’daki karısını hami- nu da Deniz Kenarında (Çev. Müge Günay
mek, bazen de yaşamlarının yönünü değiş- Romanda sessizlik hem karakterin leyken terk edip İngiltere’ye gelmiş, ora- / İletişim Yay.) romanında görürüz.
tiren travmatik bir olayın yükünü boşalt- kendini örtmesine yarayan yönüyle kul- da şu anki karısı Meryem’le evlenmiştir. Salih Ömer, İngilizce bildiğini sakla-
mak isteğinden kaynaklanır fakat anlatmak- lanılır hem de zorba rejimlerde yaygın Meryem’den ve çocukları Cemal ve yarak İngiltere’ye sığınma talebiyle baş-
ta tereddüt ederler, sessiz kalırlar ya da iti- şekilde görülen sindirme, susturma, sesi- Hanna’dan Zanzibar’daki evliliğini saklar. vurur, haliyle havaalanında pasaport me-
raf vakti gelene kadar başka hikâyeler “uy- ni kesme biçiminde karşımıza çıkar. Hem Zanzibar’dan kimseye haber ver- muruna derdini uzun uzun anlatmaz, sa-
durarak” asıl meseleyi örterler. meden kaçıp İngiltere’ye geldiği için dece “mülteci” olduğunu söyler ve susar.
Karakterin sessizliği ya da “uydurduğu” SÖMÜRGECİLİK SONRASI suçluluk duyması hem de bu durum öğ- Melville’in Bartleby karakterinin o
hikâyeler genellikle kendisiyle ilgili tercih ÇALKANTILI DÖNEM... renilirse şu anki karısı Meryem’in ve meşhur “Konuşmamayı tercih ederim”
ettiğinden daha fazlasını açığa vurabilecek BALTALI YENİ BAYRAK VE çocukların saygısını yitireceğinden deyişi üzerinden ifade bulan, sömürgeci-
hassas bir durumla ilişkilidir. Kendini tü- YOZLAŞAN DEVLET! korkması, bunca yıl bunu anlatmamış lik tarihi karşında bir tür pasif direnişin
müyle açık ettiğinde kabul görmeyeceği- Gurnah, sömürgeciliğin ülkede yarattı- olmanın utancı, gerçeğin bir kısmını susarak dile getirilişidir bu sessizlik.
ni düşündüğü içindir. ğı tahribat kadar Zanzibar’da sömürgeci- gizlemek için başka hikâyeler anlatma- Ama fazla uzun sürmez, mülteci mer-
Bu sessizlik ve anlatmayı ertele- lik sonrası dönemin kendini yeniden üreten sı veya en basit soruları bile geçiştirme- kezindeki Rachel’ın yardımıyla Salih
me sorunu Son Hediye ve Sessizliğe köle-efendi diyalektiğini, eskiden mağdur si (mesela çocukları ona nereli olduğunu Ömer yeni toplumsal kimliğine kavuşur.
Hayranlık’ta belirgin bir işleve sahiptir. olanın iktidarı ele geçirince kendi insanı- sorduğunda “Afrikalı bir maymun” Romanın diğer anlatıcısı Latif’le Salih
na zulmetmesini ve devlet kurumlarındaki diye cevap verir) en sonunda gücünü Ömer’in yolları yıllar önce Zanzibar’da
‘SESSİZLİĞE HAYRANLIK’ yozlaşmayı da gözler önüne serer. tüketmiş, onu felç etmiştir. bir miras meselesi yüzünden kesişmiş-
Sessizliğe Hayranlık’ın (Çev. Mü- tir ve şimdi İngiltere’de tekrar kar-
ge Günay / İletişim Yay.) isimsiz an- şılaştıklarında bir hesaplaşma içi-
latıcısı yaşam hikâyesini muhatabı- ne girerler.
na göre kimi zaman bazı kısımları Bu hesaplaşma hem kendi iç-
gizleyerek ya da değiştirerek anlatır. lerinde bir muhasebe yapmaları-
Romanın açılışında İngiltere’de na vesile olur hem de miras konu-
Emma’yla birlikte yaşamaktadır ve sunun gündeme getirdiği sorunlar
Amelia adında bir kızları vardır. Zan- üzerinden Zanzibar’ın toplum yapı-
zibar’daki ailesi bunu bilmez, kısa sı ve kültürel dokusu anlatılır.
mektuplarla sürdürdükleri iletişim-
de bir noktada ailesi onu artık ev- METİNLERARASI
lendirmek istediğini yazar. Anlatıcı GÖNDERMELERİYLE
da durumu açıklığa kavuşturmak için ‘TERKEDİŞ’, ‘CENNET’,
Zanzibar’a ailesini görmeye gider. ‘KUMDAN YÜREK’
Aslında anlatıcının babası, annesi Terkediş’te de (Çev. Müge Gü-
ona hamileyken kaçmış ve bir daha geri nay / İletişim Yay.) Doğu Afrika sa-
dönmemiştir. Ama Emma’ya bundan hilinin toplumsal yaşantısının, çok
bahsetmez, bunun yerine hikâyesini dilli, kozmopolit yapısının, din ve
“daha az karmaşık görünmesi için geleneğin kıstırıcı niteliğinin aile
süslediğini ve olmayan ayrıntılar uy- ve aşk ilişkileri üzerinden anlatıldı-
durduğunu” belirtir. ğını görürüz.
Şüphesiz bu yalanlar her iki ta- Martin Pierce ile Rehana’nın
rafla da (Zanzibar’daki annesi ve ilişkisinin bitmesine sebep olan ne-
İngiltere’deki Emma) bir uyum ya- denler aradan elli yıl geçtikten son-
REUTERS
ratma çabasını gösterir. ra Rehana’nın torunu Cemile ile
Ve anlatıcı her ne kadar yaşamı- Amin’in ilişkisinin bitmesinde de
na ilişkin bazı şeyleri uydursa da belirleyici bir rol oynar.
Abdulrazak Gurnah’ın romanları, konu bakımından bir
hikâyesini başka pek çok anlatıcı Metinlerarası göndermeler bakı-
yoluyla (örneğin babasının akıbe- mından da zengindir Gurnah’ın ya-
ikili yapıyı, yani sömüren-sömürülen ilişkisini ele alsa da
ti hakkında aralıklarla diyalog sür- zını; Cennet’te (Çev. Abbas Ören
derinlikten yoksun bir ulusal alegoriden ibaret değildir.
dürdüğü annesi ve üvey babasıyla / Adam Yay.) Josef Conrad’ın Ka-
sohbetinde) farklı açılardan görme ranlığın Yüreği romanıyla, Kumdan
Bu ikili yapının içine hapsolmuş, onu yeniden üreten, çıkışsız
olanağımız olur. Yürek’te (Çev. Mehmet Deniz Öcal
bir öfkeyle bakmazlar dünyaya.
/ İletişim Yay.) Shakespeare’in Kı-
IRKÇILIĞI sasa Kısas’ıyla ilişki kurduğu gö-
Aidiyet, kimlik, yabancılık gibi çok katmanlı konuları ele
İÇSELLEŞTİRENLER! rülür. Genel olarak romanların-
alırken ironi içeren, çelişkili yönlerini de ortaya koyar ve belki
Anlatıcının yine kabul görmek da Binbir Gece Masalları’nın şişe-
için uyum yaratma girişimlerinden den çıkan cinleri, Ali Baba ve Kırk
de gerçek anlamda aidiyet duyduğu tek kurum yazarlıktır.
bir diğerini de Emma’nın anne ve Haramiler’in küpleri, Sinbat gibi
babasıyla bir araya geldiği, onla- figürler metnin dokusuna işlemiş-
rı memnun etmek amacıyla kafalarındaki Şu epigrafla açılır roman: “O bu ada- ABBAS’IN HİKÂYESİ... çesine doğallıkla karşımıza çıkar.
Afrika insanı tasvirine uygun şeyler söy- daki sessizlik âşığı; koca bir kulak gibi, Roman bu sahneyle açılır. Abbas bazı
lediği sahnelerde görürüz: “Onlara ba- uzun uzun sessizliği düşünüyor; ona her şeyleri anlatmayı çok uzun süre erteledi- AİDİYET DUYDUĞU
bamın evindeki bütün yatakların altından gün bilgi veren casusları var; tebaasının ğini söyler, artık anlatma zamanı gelmiş- TEK KURUM YAZARLIK!
yapıldığını, on altı yaşına gelene kadar konuşmaktan ziyade ötmesini istiyor.” tir ama bu sefer de geçirdiği felç nede- Abdulrazak Gurnah’ın romanları, konu
her sabah hizmetkârların beni sütle yıka- Britanya, Zanzibar’dan 1964’te çekildik- niyle konuşma yetisini yitirir. bakımından bir ikili yapıyı, yani sömüren-
dığını ve sonra da hindistan cevizi suyuy- ten sonra sembolik Sultan tahttan indirildi- En sonunda biraz iyileşip yeniden ko- sömürülen ilişkisini ele alsa da derinlikten
la duruladığını söyledim.” ğinde ortaya çıkan iç karşılıktan söz eder- nuşabilmeye başladığında bunca zaman- yoksun bir ulusal alegoriden ibaret değil-
Anlatıcı, Britanya İmparatorluğu’nun gör- ken ise şunları söyler: dır sürdürdüğü kasvetli sessizliği bozar dirler. Yarattığı karakterler, Barış Özkul’un
kemli dönemlerine ilişkin hikâyeler dinle- “Ve bir başka yeni bayrağa alışmayı öğ- ve hikâyesini anlatmaya başlar. da belirttiği gibi “mMağdur değil, mağrur-
meyi pek seven bu kişilerleyken sık sık sö- renmemiz gerekiyordu. Bu bayrağın orta- Bir kez daha felç geçirip artık iyice dur” (Birikim Dergisi, Abdulrazak Gurnah:
mürgeci dönemi övme zorunluluğu duyar. sında bir balta vardı, baltanın vahşet teh- ölüme yaklaşırken de çocuklarına son he- Post-Kolonyal Edebiyatın Kırık Aynası).
Fakat karşısındakiler “ırkçılığı o kadar didiyle korkutmak ve sindirmek istiyor- diye olarak bir ses kaydı bırakır; ses ka- Bu ikili yapının içine hapsolmuş, onu
içselleştirmiştir ki” anlatıcının konuşma- lardı bizi.” yıt cihazı bir anlatım aracına dönüşür. yeniden üreten, çıkışsız bir öfkeyle bak-
sındaki ironiyi, mizahi tonu anlamazlar. Bu çalkantılı dönemi Gurnah’ın roman- mazlar dünyaya. Gurnah, aidiyet, kim-
(Kaigai, University of Nairobi, 2017): larının tarihsel arka planında sıkça görürüz. DENİZİN KENARINDA lik, yabancılık gibi çok katmanlı konuları
“Britanya imparatorluğu hizmetinde çalı- SADECE MÜLTECİ; ele alırken bunların ironi içeren, çelişkili
şan kişilerin yüce gönüllülüğü ve fedakârlığı ‘SON HEDİYE’ SALİH ÖMER! yönlerini de ortaya koyar ve belki de ger-
hem efsanevi hem de olağan bir şeydi, do- Son Hediye’nin (Çev. Müge Günay / Gurnah’ın yazınında sessizliklerin bir an- çek anlamda aidiyet duyduğu tek kurum
layısıyla ne şanslıydık ki fevri, ne yapaca- İletişim Yay.) başkahramanı Abbas da latım aracı, adeta karakterin kendini ifade yazarlıktır.
n
8 4 Kasım 2021