Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
YEKTA KOPAN VE LEVENT GÖNENÇ’TEN ‘SARMAŞIK’ “Yekta Kopan’ın aynı isimli öyküsünden Levent Gönenç’in çizdiği edebiyat uyarlaması, Sarmaşık grafik romanı; aile tarihi, kuşak çatışması, yas süreciyle otobiyografik katmanlı bir baba oğul hikâyesi. Mekân sıkışması, oğulun travmalarıyla örtüşüyor. Hikâyeye bu yönden bakınca global ölçekli grafik roman literatürü de bunları dert ediyor demeliyiz.” arasında bir grafik roman LEVENT CANTEK Ç izgi roman, en azından başlangıçta, gazete patronlarının satışları artırmak için icat ettiği bir anlatım biçimiydi… Çizilenlere bakarak hemen anlaşılabilecek, derinlemesine bir okuryazarlık gerektirmeyecek bir anlatım biçimi düşünülmüş, mizah ile karikatürün sevimli yönünü harmanlayarak birbirini izleyen resimlerle anlatılan bir tefrikacılığa başlanmıştı. Renkli resimlerle tam sayfa yayımlanan ve satışları artıran yeni “medium”a karikatür ve mizah ilişkisinden hareketle neşeli (ve komik) bir isim seçilmiş, “comix” denmişti… ÇİZGİ ROMAN YENİLENMEK ZORUNDAYDI Endüstriden, pazarlamadan söz etsek de iki unsur, gel zaman git zaman, işi karmaşıklaştırdı ve ihtiyaca dönüşerek piyasa mantığını farklılaşmaya zorladı. Birincisi, çizgi roman okuyarak büyüyen çocuklar, okuma alışkanlıklarını sürdürebilirlerdi ama onlara göre bir üretim yapılmıyordu. İkincisi, çizgi roman üreticileri, sanatçıydılar ve piyasa mantığının dayattığı klişelerle hikâye anlatmaktan hazzetmiyorlardı. Üstelik, bir hikaye anlatma sanatı olarak çizgi romanın rekabet etmek zorunda olduğu başka eğlenceler ve estetik olarak yeni gözüken mecralar ortaya çıkmıştı… Çizgi roman, kendini yenilemek zorundaydı. Bugünden geriye doğru, aşağı yukarı altmış yıldır süren bir yenilenme çabasından söz edebilmek olanaklı. Son yirmi yılda ortaya çıkan ve grafik roman dediğimiz, çizgi romanın yeni evresi sayılan estetik ve edebi eğilime ulaşıncaya kadar epeyce şey denendi. Comix dediğimiz underground eğilimler, çizgi romanı edebiyata yakınlaştırmak isteyen BD Novel veya ComicLit çıkışlı nitelemeler arayışların çeşitli isimlendirmelerindendi. Çizgi romanlar, geleneksel anlamda bir kahramanın, daha çok güçlü bir erkeğin kötülere galebe çalmasını anlatır. Kıyamet benzeri finalleri vardır, bağırarak konuşan, ünlem işaretli cümleler kuran tiplemeleri izleriz. Ne dersek diyelim, serüven edebiyatının içinde dolanan anlatılardır bunlar. Grafik romansa, tam da bu mantığa tepkidir, insani bir derdi anlatır, otobiyografik nitelikler, aile tarihi, zaaflar, yenilgiler resmedilir. Grafik romanda endüstriyel kodlar, her şeye gücü yeten kahramanlar ya da klişe bir düalizm yoktur. Çoksatar kitap olmak, bir mantığı gerektirir, içeriği ta baştan belirler, satar ya da satmaz o ayrı bir şeydir. Grafik romanlar bu bakımdan bir tepkidir ve zaten o refleks, edebi bir dilin taşıyıcısı olmayı gerektirir. GRAFİK ROMANI TARTIŞMAK Acaba diyorum, Yakınlarda yayımlanan Yekta Kopan’ın aynı adlı öyküsünden Levent Gönenç’in çizdiği edebiyat uyarlaması, Sarmaşık grafik romanı gibi bir çalışma yirmi yıl önce uyarlanabilir ve ayrıca kitap olarak çıkabilir miydi? Tamam kabul, grafik romanı tartışabilmek yolunda farz edelim sorusu soruyorum… Batıda ve bizde edebiyat uyarlamaları yok değildi ama genellikle serüven edebiyatından seçimler yapılıyor, hareketli anlatılar tercih ediliyordu. Yapıp edilen, çocuk kitaplarının çizgi romana adapte edilmesiydi aslında. Çocuksu olan, çocuksu olanı arayıp buluyordu. Ayrıca bir çizgi romanın kitap olması çok zordu, çünkü çizgi roman gazete bayilerinde görülebilen, çok satması beklenen, sahiden çok satan yayınlardı. Çizgi roman yayıncıları kitap satışlarıyla, onlardan gelen kazançla yetinemeyecek kadar “büyük” yayıncılardı. Hakeza çizgi roman üreticileri, piyasanın içinde yüksek maaşla geçinen, büyük telifler kazanabilen isimlerdi, ne kazanacağını bilmeden, garanti edilmeden çizmiyor, yazmıyorlardı. Sarmaşık, o günün koşullarında hem ticari olarak doğru bir seçim değildi hem de çizgi romana uygun bulunmazdı. Hikâye olarak çizgi romana yavaş gelirdi ve hatta, büyük bir yayınevi yayım için çizgi romanı “ucuz şöhreti” nedeniyle tercih etmezdi diyelim. Peki, bu kadar yıl sonra ne değişti? Gazete bayileri kayboldu, dergiler gazeteler kapandı kapanacak durumda… var olan tüm yayınlar, zincir kitabevlerine toplaştı, her şey de o zincirin tarzına göre değişti diyebiliriz. Oysa ben, çizgi romanın genel algısının değişmesinden söz ediyorum. Çizgi roman, çok daha önce kitabevlerine girmişti, tüm yayıncıların yayın programlarına dahil edilmişti. Çünkü, edebi olarak iyi hikâyeler anlatmaya başlamıştı boşuna “Pulitzer” kazanmamıştı, önemli ödüllerin jürilerinde bir yenilik olarak konuşuluyordu. OTOBIYAGRAFIK KATMANLI Gönenç, Sarmaşık’ta, bol betimlemeli, psikolojik derinlik kuran bir öyküyü, ardışıklıkla nasıl görselleştireceğini düşünmüş… Anlatımda buluşlar yapmaya çalışmış, okumayı hem kolaylaştıracak hem de duygusal etkiyi pekiştirecek bir akışkanlık aramış… Sarmaşık, bir baba oğul hikâyesi anlatıyor, otobiyografik bir katmanı var, aile tarihini, kuşak çatışmasını, yas sürecini, kayıpla baş etme sürecini okuyoruz. Kaybeden bir oğul, vefat etmiş babasını “çağırıyor”, onunla didişiyor, kendiyle özdeşleştiriyor, kendinden ayırıyor, kötü giden yaşamı için çıkışlar arıyor ve toparlanmaya çalışıyor. Mekân sıkışması, oğulun travmalarıyla örtüşüyor. Hikâyeye bu yönden bakınca global ölçekli grafik roman literatürü de bunları dert ediyor demeliyiz. Geçmişte bizim çizgi romanımızda kahramanlarımız bu kadar saplantılı olmazdı, eğer oluyorsa sonu genellikle ölümle, intiharla, delirmekle tamamlanırdı. Çizgi romanlar evirir çevirir, olağanüstüyü arardı demek daha doğru. Ünlü bir çizgi romancımız, “Çizgi roman yavaş olamaz” iddiasında bulunurdu, kendi mantığı ve dönemi içinde doğru bir saptamaydı. Oysa artık çizgi roman “süratiyle” hatırlanan veya o yönüyle rekabete girebilecek bir mecra değil… Bu yüzden grafik roman başka bir tempo kurdu… kuruyor… Bu yüzden daha yeni duruyor. Sarmaşık, bu yönüyle çok ilgi çekici, grafik romanın bir hikâye anlatma arayışı olduğunun farkında olan bir deneme, onu hissettiriyor. n Sarmaşık / Yekta Kopan, Levent Gönenç / Can Yayınları / 160 s. / 2020. 10 21 Ocak 2021