Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                Coşumculuk  Duygusal ülkemizde sabah akşam romantik sözcüğünü işitiriz ama romantizm konusunda ne kadar  Bkafa yorduğumuz tartışmalıdır. ir arkadaşımın salık vermesi üzerine Hasan Aksakal’ın iki kitabını okudum: Politik Romantizm ve Modernite Eleştirileri (Alfa, 2015) ile  rahim Hakkı Efendi ile karşılaştırmadan o vakitler biz neymişiz, o da anlaşılmaz. ROUSSEAU’NUN GÜNAHI Aksakal siyaset alanında romantiz  anımsarsak, insanların gereksedikleri düşmanlarıdır. YENI DIL, YENI INSAN Aksakal Türk politik kültüründe roman  Türk Politik Kültüründe Ro min neler yaptığını pek güzel toparla  tizmin yerini de başarıyla incelemiş. Bi  mantizm (İletişim, 2015).  mış. Rousseau’ya bu açıdan kişisel bir ay zim politikacıları (Ecevit dışında) roman  Duygusal ülkemizde sabah akşam ro  raç açayım. Roussseau’nun günahı, an  tizm sözcüğüyle yan yana getirmek tam  mantik sözcüğünü işitiriz, ama roman  tik Sparta’dan esinlenerek, güçlü lider diz bir gırgır konusu elbette. Türkiye’yi kuran  tizm konusunda ne kadar kafa yorduğu gesini savunmaktır. Vaktiyle inceleyip ya ların felsefi anlamda romantik olduklarını  muz tartışmalıdır. Gene de, az sayıda olsa zabildiğim kadarıyla, Rousseau’nun siya düşünmüyorum. Ancak, ulus devlet yarat  bile, güzel çalışmalar yapılmaktadır. Bun set bilimciliğinden çok kişilik yapısının do mak için doğru bildiklerini yapmışlar. Yeti  lardan Onur Bilge Kula’nın çalışmaları Ki ğurgusudur bu. (Bazı ruhbilimcilere gö  şimlerinde Batı kültürünün de etkisi oldu  tap Ekimize de yansıyor. Hasan Aksakal’ın re, özdoyumcu bir kişilik). Gene bilinç al ğuna göre, nasıl Fransızlar, Almanlar, İngi  iki kitabı da üstünde durulmayı hak ediyor, tı işte! Ne var ki, Robespierre okuyup cid lizler bir ulus kurmuş ise benzeri işlere yö  doğrusu.  diye alınca Rousseau’yu, birçok ülkeyi, bi nelmişler. Bilmiyorum, başka yolu var mıy  Romantizme Türkçede bulunan karşı  zi etkileyen şeyler olmuştur. Buna karşı  dı? Başarı düzeyi ayrı bir tartışma konusu.  lık coşumculuk. Benim sevdiğim bir söz lık, Rousseau’nun ülkesi İsviçre’de, onun Köy Enstitüsü verimi, pırıl pırıl Cumhuri  cük. Sık sık kullanırım. Bir ölçüde tuttuğu önerdiğinin tam tersine, ortaklaşa ve lider yet aydını Mahmut Makal, bence yazınımı  nu da görüyorum. Ancak romantik sözcü siz bir yönetim uygulanmaktadır.  zın en önemli yapıtlarından biri olan Bizim  ğünün karşılığı olarak coşumlu ya da co  Ussalcılık kentsoyluluk ile birlikte geli Köy’ü yazdı diye hem de CHP iktidarı sıra  şumcu dememden pek hoşla  şir, ulus devlet de. Çoşumcu sında içeri alınırsa, o başarıyı elbette sor  nılmadığının bilincindeyim. Ne  luk ise ussalcılığa karşıdır, ama gulamak gerekir. Ama Cumhuriyet adına...  yapalım! Yerine göre kullana  ulus devletlerin kuruluşunda  Yapıtın bir eksiği dil devrimi konusuna  cağım, ben seviyorum.  araç olmuştur. Bu paradoks en yeterince eğilmemesi. Bütün o romantik  Romantizmin Türkçeye  iyi ortak (kolektif) bellek ve bi ilerlemeci atılımların özünde “yeni dil, ye  çevrilmesinden daha güç ola  linçaltı incelenerek anlaşılabi ni insan” düşüncesi bulunur. Halkın özü  nı, tanımının yapılması. Bi  lir. Romantik bir köken ve geç ya da ortak kültürel paydası varsa, özün  lim adamı, şu, bu gibi nitem  miş yaratmak salt ulus devlet de de, romantiklerin düşündüğü gibi bir  lerimiz olmadığına göre, hiç  lere mi özgü? İsviçre Konfede cevher varsa dildedir. Dil bir ifade ara  sıkıntıya girmeden kafamıza  rasyonunun kurucu söylence cı olmaktan öte, insan zihninin yurdudur.  göre bir tanım yapalım. Bana  si bu açıdan çok ilginçtir. Dar Yüzyıllarca Farsçaya, Arapçaya, Fransız  sorarsanız, coşumculuk, gö  anlamda ulus devletten değil, caya ezdirilen Türkçeyi ayağa kaldırma, o  nül hanımın us efendiye “bir  dilleri ayrı dört halk ve 26 kan cevheri bulup geliştirme çabasıdır. Türk  dakka” çekmesidir. Bu çiftin zorunlu ama tonun birliğinden söz ediyo  çeyi ‘her şeyi’ dile getirmek  geçimsiz birlikteliği sürüyor hâlâ. Biz gön ruz. İmparatorlukların da kuru  te yetersiz bulanlar yeterince  lün uslu olmasını bekleyeduralım, bence, cu söylenceleri olduğunu Os  Türkçe bilmeyenlerdir.  işi asıl karıştıran arka düzlemdeki hiç gö manlıdan biliyoruz. İnsanları  Arı, öz Türkçeyi bıraktık,  rünmeyen bilinçdışı ya da altı, hınzır kay bir araya getirip bir arada tut  okur olarak, temiz Türkçe is  nana gibi. “İkisini de ben yönetip yön  manın yeni yolları bulunamadı  tiyoruz. 12 Eylül darbesi Türk  lendiriyorum” diyor, kıs kıs gülerek. Yan henüz. Küreselleşme çuvalla  Dil Kurumu’nun belini kırdı  lış mı? Hâlâ öyle değil mi? Tevekkeli değil, ma evresinde. Sorun insanla  ğından buyana en gösteriş  Hz. İsa Tanrıdan insanları bağışlamasını  rın kendilerini yerel olduğu ka  li romanlarımızda, akademik  dilerken, “Ne yaptıklarını bilmiyorlar” de dar evrensel duyumsamama  çalışmalarımızda gördüğü  miş. Tarih öyle sürüyor işte!  sında, budunlarda (kavim) re  müz kötü çeviri gibi bir Türk  Batı tarihinde Descartes, aydınlanma  kabetçi eğilimlerin yerini işbir  çe okumak istemiyoruz.  derken coşumculuğun patlaması biraz da liği güdüsünün alamamasında.  Aksakal’ın çalışmaları kap  Jean Jacques Rousseau’nun başının altın İnsan hakları her bireyce içselleştirilmedi samlı bir kültürel arka düzleme dayanıyor.  dan çıkmış gibi duruyor. Bir yanda ussalcı, ği ve bugünkü kapitalist dizge aşılmadığı Okuyun. Edebiyat verilerinden de güzel  Londra borsasını öven, kentsoylu Voltai sürece bu sorunu çözmek güç.  yararlanılmış. Ancak edebiyatta romantizm  re, öbür yanda mecnun ruhlu, doğa çocu  Ben genel olarak coşumculuğu daha ayrıca bir yazınbilimcinin incelemesi gere  ğu Rousseau. Bu ikisini karşılaştırmadan, olumlu alımlamak yanlısıyım. Onun için ken bir konu. Umarım, bir yazınbilimcimiz  Aydınlanma çağı araştırılmadan, roman  devrimci romantizm üzerinde, özellikle  de Aksakal yaptığını yazın alanında yapar,  tizm de anlaşılmaz. Öte yandan, Voltaire sanat alanında daha çok durulmalı diyo Türkçe yazında coşumculuk konulu doyu  ile Rousseau’yu çağdaşları Erzurumlu İb rum. Devrimci romantikler, Oğuz Atay’ı rucu bir yapıt okuruz. n  MERHABA B u sayımızın kapağında günümüzün önde gelen öykücülerinden Cemil Kavukçu var. Yeni kitabı Balyozla Balık Avı, Kavukçu’nun öykücülüğünde mizahın daha da öne çıktığı yeni bir dönemi gösteriyor. Günlük hayatımız türlü sorunlarla başa çıkmaya çalışarak sürerken çoğu zaman yaşadığımız günlerin güzelliklerini gözden kaçırırız. Hele ülkenin üstüne çökmüş derin bir karamsarlık havası varsa, gözümüz ve aklımız sanki her şeyi karanlık görmeye koşullanmıştır. Oysa hayat bütün çelişkileriyle devinip gitmektedir. Bugün değer biçilmez bulduğumuz nice yazarımız, sanatçımız yanı başımızdayken ne zorluklar ne umutsuzluklar içinde yaşamıştır. Aynı havayı soluduğumuz, aynı sokaklarda dolaştığımız ulusal değerlerimiz kendi köşelerinde yaşayıp gitmişlerdir. Dil, edebiyat ve öteki sanatlar, bir ulusu ulus yapan, onun varlığını, sürekliliğini sağlayan temel unsurlardandır. Nasıl kimi tarihsel ve kültürel değerlerimizi “anıt eser”, “kültür mirası” gibi terimlerle simgeleştiriyorsak, evrensel değerdeki yazar ve sanatçılarımızı da böyle saymalıyız. Onları hem kendi ülkemizde herkesin bildiği, tanıdığı, okuduğu değerler kılmalı, hem de en iyi çevirilerle dünyaya tanıtmalıyız. Yaygın biçimde iyi edebiyat okuru olan bir toplumun geleceği güvendedir. Cemil Kavukçu, bugünün Türkiyesi’nde yaşayanların, aynı çağda yaşadıkları için, yeni kitaplarının çıkışını, taze taze okumanın mutluluğunu tattıkları için her zaman gurur duyacakları bir yazar. İyi okumalar.  KITAP  l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Yayın Yönetmeni: Turgay Fişekçi l Editör: Gamze Akdemir  Gürer Mut l Tasarım: Bahadır Aktaş l Sorumlu Müdür: Olcay Büyüktaş Akça l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) 		 Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. 	 No: 11A/41 Bahçelievler  İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir.  turgay.fisekci@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap   
            
    
