05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

MERHABA İnsanın sonu, dünyanın sonu Çocukluğumda bir yandan Keşifler ve İcatlar Ansiklopedisi ’ni çevirip çevirip okurken, öbür yandan Jules Verne’in romanlarına merak salmıştım. B iri gerçek, öbürü kurmaca dünyada insanın ilerleme yolunda attığı dev adımlar başımı döndürürdü. Jules Verne’in çeşitli öngörülerinin gerçekleştiğini işitmek benim gözümde daha da büyütürdü bu yazarı. Bir yandan okuma zevkimi artırırken, öbür yandan insanın buluşlarına ve keşiflerine inancın yalvacı olarak zihnime yerleşti Jules Verne. Büyüdükten (!) sonra Jules Verne’in bildiğim romanlarına oranla çok kısa bir metni geldi buldu beni: L’ Eternel Adam. Türkçeye “Bengi Adem” diye aktarabiliriz. Bu kitabı Jules Verne’in ölümünden sonra oğlu bastırmış. Asıl yazarın o olduğunu, babasının adını kullandığı ya da kitabın bir bölümünü onun yazdığını söyleyenler var. Doğrusunu bilemiyorum. Romanda, bir kazıbilimci bilinmez bir gelecek tarihte, dünyanın bugünkünden pek farklı olmayan karışık haline üzülmektedir. Ancak, bir yandan savaş ve kan derken, öbür yandan bilimin, ilerlemenin verimlerini düşünerek teselli bulmaktadır. Bir gün anlamadığı bir dilde yazılmış eski bir belge bulur. Uğraşır, çözer. Bir güncedir. Bilinmiyen bir geçmişteki yüksek bir uygarlığın yok oluşu anlatılmaktadır. Onlardan da önce olup batmış başka bir uygarlıktan daha söz edilmektedir. Felaket gene denizlerin yükselip her şeyi yutması şeklinde olmuştur. Neden azmıştır sular? “İnsanın gerçek üstünlüğü doğaya egemen olmak, onu yenmek değil, anlamaktır (...), koca evreni havsalasının mikrokosmosunda tutabilmektir.” Ne yazık ki, Nesimi’nin, “Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sıgmazam.” demesi güne gitmiştir. Jules Verne gene ileriyi görmüştür. Sadece ilerlemenin değil modernist kuşkunun da öncüleri arasındadır. MODERNDEN ÖNCE ROMANTIK Modernden önce romantik kuşku vardır. Burjuvazi, sistemi ele geçirdiğinden beri romantikler düzenin ve ilerlemenin tinsel yansımalarına eleştirel bakmışlardır. Mary Shelley’nin Son İnsan romanında bu kuşku derindir. Bu kez Shelley 1818 Napoli gezisinde bir mağarada bir belge bulur: uzun, ayrıntılı anılar. 2100 yılın da Avrupa’da savaş çıkar. Eh, Shelley bu, Lord Byron’un arkadaşı. Batılılar Yunanlılarla birlikte İstanbul’u Türklerden almak için saldırır. Başarırlar ama savaş sırasında çıkan veba salgını gitgide bütün dünyayı sarar, insanlığın tümünü kırar. Son insan Francis Verney de anılarını yazar. “Türklerle uğraşırsanız sonu bu olur” diye yazmayı unutmuş diyebiliriz, şaka yollu. Shelley bulduğu bir belgeyi aktardığına göre, aslında geçmişten söz eder. Demek ki, her iki yazar da ‘insan kendi felakatine yol açar, sonra yeniden toparlanır ama belleği zayıf olduğu için aynı yanlışları gene yapar’ fikrini işlemiş, ‘Geçmişinden ders al ey insan!’ demiştir. Kutsal kitaplarda da aynı öğüt verilir. Nuh’un öyküsü, Sodom ve Gomore faciası, yaptıkları yüzünden insanları Tanrı’nın doğayı kullanarak cezalandırmasıdır, bir daha yapmasınlar diye. Babil Kulesi öyküsünde de insana haddi bildirilir, aşırı bir üstünlük ve yükselme hırsına kapıldığı için. Ancak, bu öyküde, insanların ayrı diller konuştukları için anlaşmayarak birbirine düşmesi sanki çağdaş çeşitlilik kavramına ters gibidir. Oysa Kur’anı Kerim’in “Siz birbirinizi tanıyasınız diye, milletlere ve kabilelere ayırdık” tümcesinde çeşitlilik, karşılıklı hoşgörü ve saygı öngörülür. Günümüzde insanlığı en çok zorlayan sorunlardan biri de çeşitliliğin yönetilememesi değil midir? Birörnek insan dayatması bence Kitabımıza aykırıdır. DAHA NE SORUNLAR VAR! Elbette, günümüzde daha ne sorunlar var! Bunalıyor insan, onun için, teknolojik ilerlemeden bile çekinerek, umutla bakamıyor geleceğe. Distopyalar çağındayız. Eskiden, insanın, büyük ölçüde ortadan kalksa bile, geride kalanlardan yeniden türeyebileceği düşünülürmüş. Kıyamet vakti de, bir bakıma, insanın yaptıklarından bağımsız olarak dünyanın doğal ömrünü tamamlaması olarak öngörülmüş. Bu mantık, insana dünyanın sonundan önce kendini toplama şansı tanıyor. Ne ki, bugün, insanın sadece kendinin değil doğanın da sonunu tümüyle getirebileceğinden korkuyoruz. Postapokaliptik filmlerde kıyametten sonra hayatta kalanlar olsa bile, bunların, dünyayı yeniden kurmak için çalışacakları değil, kıt kaynakları ele geçirmek için savaşacakları öngörülüyor. Bir yandan birbirimizi yerken, öbür yandan doğayı tüketiyoruz. Tutamıyoruz kendimizi. Tanrı’nın, doğanın, Tarihin verdiği şansı gerektiği gibi kullanmadığımız duygusu yaygın. MELANKOLİ Lars Von Trier’in Melankoli filminde insan ile dünya aynı anda biter. Melankoli gezegeninin küremize çarpmasıyla oluşur sonrasızca bitim. Bundan önce, burjuva kültürünün yoğun eleştirisini görürüz. Filmin başkişi kadının depresyonu kişisel bir sorundan çok sistemin çıkmazını simgeler. Anlaşılan, insan ruhu melankolik depresyon aşamasına geçmiştir. Tarkovski’nin oğluna adadığı Sacrifice’inde (Kurban / fedakâr) başkişi Aztek tanrılarının dirimi sürdürmek için gereksedikleri bedeli ödeyecektir, insanlık adına. Bir tanıdığım, “Ben ölünce dünya bitecek” derdi. İnsan teki açısından nesnel bir saptama. Ancak, özellikle kapitalist sistem yüzünden dayanışma duygusu yerine benmerkezcilik ve yarışmacılık azınca bu söz egemen ruh halini yansıtır hale gelmiş görünüyor. Evrenin onüçbuçuk milyar yıllık tarihi daha birkaç milyar yıl sürecek gibi. Bu süreç içinde dünyanın tarihi önemsiz. Dünya tarihi içinde insanın tarihi iyice önemsiz, 24 saat içinde onbeş dakika gibi. İnsan da, dünya da vakti gelince yok olacak. O 15 dakikanın değerini bilmiyoruz. Tanrı korusun, önleyici çabalar yetersiz kalır, insanın sonu romanlarda, filmlerde öngörüldüğü gibi gelirse, son âdem son nefesini vermeden, “Farz eyle ki el’ân yine âlem yoğ imiş” diyerek teselli bulabilir mi, bilemiyorum. n B u sayımızın kapağında dünyaca bilinen aktör Sean Penn, ilk romanıyla yer alıyor. Sean Penn’in muhalif kimliğini bilen, onu sevenler için de eminim sürpriz olmuştur eline kalem alıp bir roman yazmaya girişmesi. Emeğini kattığı onca muhalif film, yeryüzünün dört bir köşesinde felakete uğrayanların, ezilenlerin yardımına koşması gibi eylemler kahramanımızı kesmemiş demek. Yalnızca sinemada değil, edebiyatta da varım deyip atılmış er meydanına, alnının akıyla da gelmiş bu işin üstesinden. Yaşadığımız dünyanın egemen değerlerini yerden yere vuran, anlatımında da son derece yenilikçi bir yol tutturarak hem de. Batı toplumları bireyleri hadlerini bilmeyi de, bildirmeyi de bizlerden daha iyi bilirler kuşkusuz. O da kalemine güvenmese, böyle bir işe kalkışmazdı elbet. Madara ederler adamı iki günde. * Bizde bugünlerde gösterime giren bir filmi bakalım kaç kişi kamuoyu önünde madara etmeyi göze alabilecek. Yahu ilkokul müsameresine mi geldik, Yedinci Sanat denilen soylu türün bir ürününü izlemeye mi? Bakkaldan aldığınız yiyecek bozuk çıktığında geri götürüp paranızı geri alabiliyorsunuz. Cicili tanıtımlarla allanıp pullanıp size sunulan bir film berbat çıkıp hem iki saatinizi hem de cebinizdeki parayı almışsa nereye başvuracaksınız? Bu da bir tüketiciyi koruma alanı değil mi? Üstelik tapon malın üstüne ülkenin ve dünyanın gelmiş geçmiş en büyük şairlerinden birinin kimliği ve kişiliği de ambalaj olarak kullanılmışsa... KITAP l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Yayın Yönetmeni: Turgay Fişekçi l Editör: Gamze Akdemir l Tasarım: İlknur FilizBahadır Aktaş l Sorumlu Müdür: Olcay Büyüktaş Akça l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. turgay.fisekci@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear