Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Üç Gölge “Üç Gölge”nin ana temasını sevdiklerimizi korumak için neleri göze aldığımız oluşturuyor. Ölüm, tarih boyunca gizemli bir konu olmuştur, bazı toplumlarda yeni bir hayata geçiş anlamına gelir ama insan en çaresiz hâle hep ölüm karşısında düşmüştür. Cyril Pedrosa, insanın mutluluk gibi büyük acıları da kucaklamasının, onlarla birlikte kendini tüketmeden varlığını sürdürmesinin hikâyesini anlatıyor. Y az aylarında yayınevleri ve matbaalar tatile çıkınca basılan kitapların sayısı doğal olarak düşüyor. Eylül’den Haziran’a dek eve her hafta yaklaşık yirmi kitap gelirken yazın bir iki tane ancak ulaşıyor elime. Fırsat bu fırsat diyerek bu hafta bir çizgi roman okuyalım dedim. Çizgi roman dendiğinde ülkemizde ilk başta çocuk kitapları geliyor akla, oysa fantastikten erotiğe çok geniş bir alanda çizgi roman türleri var. Herhalde basım maliyeti yüksek olduğundan Türkiye’de kitapçı raflarında ender görüyoruz çizgi romanları. STYX BENZERİ NEHİR Cyril Pedrosa Üç Gölge’de (Çev. Doğan Şima, Baobab Yay.) ilk başta ideal bir yaşam sunuyor okura. Joachim, annesi ve babasıyla şehirden ve şehrin kötülüklerinden uzak, pastoral bir çevrede, kendi kurdukları ideal bir yaşam sürdürüyor. İdeal hayatlarda çocuklar, mutlu ve sağlıklı, annebabalar birbirine âşık ve sevgi dolu; çalışmaya önem verdikleri kadar eğlenmek için de zaman ayırıyor. Gölette yüzmeye gitmek, öğle molalarında piknik yapmak gibi eğlencelerle çalışmanın yorgunluğunu atarlar. Elma ağaçlarının altında, tavukları, köpekleri Pépé ile birlikte huzurlu bir ortamları vardır. Ta ki… üç belirsiz gölge evlerini basana dek sürer mutlu yaşamları. Önce üç gölgeyi karşı tepedeki ağaçlar sanırlar ama oraya doğru gittiklerinde gölgeler uzaklaşır; ağaç olmadıkları anlaşılır. Gölgelerin anlamını çözemezler ilk başta. Anne bunların ne olduğunu anlamak üzere kasabadaki yaşlı ve bilge Pique Hanım’ı görmeye gider. Pique Hanım, gölgelerin Joachim’i almak üzere geldiklerini, onlara karşı koymanın anlamsız olacağını, ellerinde olan süre zarfında oğullarıyla mümkün olduğunca vakit geçirmelerini söyler. Tek değerli varlıkları oğullarını gölgelere vermeye hazır değillerdir tabii ki. Babası bu durumu kabul edemez. Oğlunu yanına alıp buradan uzaklaşmak, oğlunu gölgelerden kaçırmak tek aklına gelen fikirdir. Annesi ise durumu kabul etmiştir, oğluyla geçireceği zamanı değerlendirmek ister fakat kocasına karşı Cyril Pedrosa koymaz. “Gitmene engel olmayacağım ama bunun için seni affedebilecek miyim bilmiyorum” der. Babası, Joachim’i nehrin öteki tarafına taşırsa kurtulacakları düşüncesiyle uzun bir yolculuğa çıkarır. Nehir, mitolojiden bildiğimiz Styx gibi herkesin geçmesine izin vermeyen yapısıyla dev bir akarsudur. Joachim ile babası bu yolculuğu tersinden yapmayı deniyor; bir tarafta ölüm varken ondan kaçmak için nehri geçmeleri gerekiyor. Gemide de Kharon benzeri iskeleti çıkmış bir köle var. Joachim’in kaderi bir nebze bütün bu yolculuk sırasında karşılaştığı kişilerde yatıyor; herbirinin onu kurtaracak gücü var mı diye sorguluyoruz ama trajedilerde son, başta söylenir. Burada da öyle oluyor. ÖLÜMLÜ ZENGİN Üç Gölge’de yazar iki iç öykü yerleştiriyor kurgunun içine. Birincisi nehri geçen gemide yaşayanların hikâyeleri: Esirleri satmak üzere nehrin öteki yakasına götüren esir tüccarı, sarhoş gemi kaptanı, hain gemiciler, korsanlar, iyi kalpli yaşlı çiftler, yeni bir yaşam arayan yoksullarla doludur gemi. Gölgeler fırsat vermeyince gemi batar ama Joachim ile babası kurtulur. Burada ikinci iç öykü başlar. Edgar Allan Poe’nun “Kızıl Ölümün Maskesi”ne benzer hatta aynısı bile diyebiliriz bir öykü yerleştirir yazar buraya. Her türlü yozlaşmış zevkin yaşandığı soylu Baron’un sarayında Sahtekâr Baron, ölümü aldatacağını zanneder. Burada Joachim’in köydeki yaşamının tam tersi hâkimdir: ahlaksızlık, seks, kumar, hile. Cyril Pedrosa, iki dünya arasındaki farka dikkatimizi çeker ama sonuçta zengin de yoksul gibi ölümlüdür. Çizgi romanda sadece konu değil, çizimlerin kalitesi de eşit derecede önem taşır. Bütün çizimlerin siyahbeyaz olduğu bu kitapta Pedrosa farklı vurgular yapmak için karakterleri değişik boyutlarda çizmiş. Örneğin, karakterlerden biri dev gibi olurken diğeri avcunun içine girecek kadar küçük çizildiğinde, gücün simgesine dönüşüyor. Bazen de anne ya da babasının sarıldığı çocuğun kucakta minnacık olması korumanın gücünü simgeliyor. Sonuçta asıl duyguyu çizimler yaratıyor. Üç Gölge’nin ana temasını sevdiklerimizi korumak için neleri göze aldığımız oluşturuyor. Ölüm, tarih boyunca gizemli bir konu olmuştur, bazı toplumlarda yeni bir hayata geçiş anlamına gelir ama insan en çaresiz hâle hep ölüm karşısında düşmüştür. Pedrosa bu kitabında insanın mutluluk gibi büyük acıları da kucaklaması, onlarla birlikte kendini tüketmeden varlığını sürdürmesinin hikâyesini anlatıyor. Kitabın yayımlanmasından sonra verdiği bir söyleşide, yakın arkadaşları olan bir çiftin oğullarını kaybetmesi sonrasında konuyu ele aldığını söylemiş. Sonuçta konuların en hassası, insanoğlunun en büyük acısı çocuk ölümünü anlatıyor bu öyküsünde ama sonunu yine de umut dolu bir yaşama bağlıyor. n 6 3 Ağustos 2017 KItap