25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

KItap VİTRİNDEKİLER Japon Sevgili / Isabel Allende / Çeviren: İnci Kut / Can Yayınları / 334 s. 1939’da Polonya, Nazi işgaline uğrayınca ailesi sekiz yaşındaki Alma Belasco’yu San Francisco’da rahat bir yaşam süren akrabalarının yanına gönderir. Dünyanın savaşa tutuştuğu dönemde Alma ile ailenin Japon bahçıvanının oğlu Ichimei Fukuda arasında masum bir aşk filizlenmeye başlar. Pearl Harbor saldırısının ardından ABD’nin ülkedeki Japonlara muameleleri, kamplara kapatılan birçok Japon’unki gibi iki âşığın hayatını da altüst eder. Onlarca yıl sonra ortaya çıkan gizemli mektuplar, kökeni neredeyse yetmiş sene öncesine dayanan olağanüstü bir tutkuyu ortaya çıkarır. Japon Sevgili, Şilili yazar Isabel Allende’nin kaleminden kıtalara ve nesillere yayılan bir aşk, aidiyet ve kader hikâyesi. Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız / Hasan Ali Toptaş / Everest Yayınları / 304 s. Hasan Ali Toptaş’ın söyleşileri, genişletilmiş, yeni baskısıyla okurla buluşuyor. Toptaş edebiyatını neredeyse bütün yönleriyle kapsayan bu söyleşiler, edebiyat ve yazarlık üzerine düşünen okurlara seslenirken Binbir Gece Masalları’ndan kutsal kitaplara, sözlü kültürden modern edebiyata, Borges’ten Neşet Ertaş’a; Hasan Ali Toptaş’ın edebiyat ve kültür evreni bütün içtenliği ve derinliğiyle önümüze seriliyor. Toptaş bu kitabıyla, Cioran’ın özlediği, “bir virgül uğruna ölünen zamanlar” için geleceğe bir iz bırakıyor. Mektup / Üstün Dökmen / Doğan Kitap / 304 s. Mirza Emir, çok eskiden beri tanıyormuş gibiydi onu… Gül, ortancaların ve menekşelerin arasında oldum olası, öylesine duruyordu sanki… Uzak mı uzak, kurgu mu kurgu, dağların gerisinde kalmış bir köy… Yolları bu ücra köyde kesişen iki genç adam: Mirza Emir ve Yusuf… ve Mirza Emir’in Gül’e, Yusuf’un Yıldız’a aşkı… Gençlerin aşkları karşılık bulacak mı? Bu çifte aşk dağlarda yankılanacak mı? Üstün Dökmen yeni romanı Mektup’ta; hırsın ve boş inançların nasıl büyük yangınlara dönüşebileceğini, sadece muhterisi ve muktediri değil, çevresini de yakabileceğini gösteriyor okura. Gece Tarifesi / Kolektif / Yayına Hazırlayan: Şenol Erdoğan, Seda Garzanlı, Deniz Cansever, Murat Arslan, Kerim Atay / SUB Yayın / 250 s. Gece Tarifesi; Jim Carroll, Jörg Fauser, Gil Scott, Jim Jarmusch, Gregory Corso, Syd Barrett, William S. Burroughs, Tom Waits ve Ian Curtis’in seçme şiirlerinden oluşan, yayınevinin daha önce (20132015 arası) bastığı kitaplardan bazı dizeleri okurlarla buluşturuyor. Kitaptaki şiirler ve yazarlar, birbirinden beslenirken zamanı, müziği ve yazıyı dönüştürme isteğiyle de öne çıkıyor. Said ve Shaya / Neslihan Semiz / Alfa Yayınları / 232 s. Suriye’deki savaş nedeniyle Türkiye’ye sığınan bir ailenin beş çocuğundan geriye kalanlardı Said ve Shaya. Anne ve babalarıyla Ankara’da, derme çatma bir eve yerleştiklerinde acıları hâlâ tazeydi. Ama ne olursa olsun onlar yine de çocuktu, mutluluğu hemen yakalayabilirdi. Neslihan Semiz, Said ve Shaya’da, savaşı, yaşanan kayıpları, vatansızlığı, mülteciliği sorgularken aynı zamanda insan olmanın, insan kalabilmenin, en önemlisi de insanlığın iyi hâllerini anlatıyor bize. Elia ile Yolculuk / Zülfü Livaneli / Karakarga Yayınları / 120 s. Dünyaca ünlü sinema ustası ve yazar Elia Kazan, kendini bir Amerikalı ya da Yunan gibi değil, bir Anadolulu gibi hissederdi. Pek çok oyuncuyu da birlikte çalışmaya, “Anadolu gülüşü” dediği yetenekle ikna ederdi. Bu yetenek onu, hayatı boyunca taşıyacağı “işbirlikçi” etiketinden kurtaramadı. McCarthy dönemindeki hataları, onu ömür boyu kovaladı. Üçüncü Oscar’ını bile üzüntüyle kaldıran Kazan, belki biraz avunup arınmak için annesinin dizlerine koşan bir çocuk gibi memleketi Kayseri’nin yollarına düştü. Kaderini bilen ama ölmeden önce ona karşı mücadele eden bir Yunan trajedi kahramanı gibi. Kadim Anadolu, bambaşka ilkelere sahip, farklı deneyimler yaşamış iki insanı; Zülfü Livaneli ve Elia Kazan’ı, belki de tek ortak yolculuğuna çıkarmayı başardı. Livaneli’nin satırlarına çizgileriyle M. K. Perker eşlik ediyor. Kurak / Jane Harper / Çeviren: Pınar Polat / İthaki Yayınları Luke Hadler’ın namlusunun ucunda önce karısı ve çocuğu, ardından da kendisi var. Kiewarra’nın tarım topluluğu her gün ölüm kalım meseleleriyle karşı karşıya. İçlerinden biri, olur da bu yükün altından kalkamazsa… Onu yirmi yıl önce reddetmiş insanlardan dolayı federal dedektif Aaron Falk, cenaze törenleri için Kiewarra’ya dönme konusunda isteksizdi. Ancak dedektiflik hünerleri, Hadler davasıyla ilgili gerçeklerden ve bu cinayetintihar vakasından şüphe duymasına neden olmuştu. Falk ölümleri daha derinlemesine araştırdıkça eski yaralar da açılmaya başlıyor: Falk ve çocukluk arkadaşı Luke’un paylaştığı, Falk’un uzun zaman önce unutulduğuna inandığı, Luke’un ölümüyle ortaya çıkmaya başlayan bir sır… “Nasıl Korunabilirdik?” / Ural Nadir / İletişim Yayınları / 270 s. Çalışma, ev içi şiddeti bir deneyim olarak inceliyor: Şiddetin “takvimi” nedir, nasıl başlıyor, nasıl işliyor, nasıl bir döngüsü var? “Nedenler”, “gerçek” nedenlerden öte, “bulunan”, “tutunulan” ve algılanan nedenler? Mağdurlar, uğradığı şiddeti nasıl yorumluyor ve anlamlandırıyor? Baş etme mekanizmaları nelerdir, nasıl işliyor? Şiddete uğrayan kadınlar yanında şiddet ortamında yetişen çocukların deneyimlerine ve tanıklıklara dayanan bir inceleme… Sonunda ayrıntılı öne rilerde de bulunuyor: Ne yapılabilir, kim ne yapabilir? Genç yaşta hayatını kaybeden Ural Nadir’in, mesleki ilgilerin ötesine geçen gösterişsiz empatisi ve şefkatini taşıyan “Nasıl Korunabilirdik?”, ev içi şiddet hakkında ayrıntılı ve gerçekçi bir tablo çizerken olanca yakıcılığıyla “istikrarını” koruyan bu meselenin magazinleşerek kanıksanmasına karşı bir çabanın da ifadesi. Telsiz Telgraf İhtiyat Zabiti Tevfik Rıza Bey’in Çanakkale Günlükleri / Yayına Hazırlayan: V. Türkan Doğruöz, E. Yasemin Yücetürk, Raşit Gündoğdu / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 194 s. Tevfik Rıza Bey, Çanakkale Goncasuyu Telsiz Telgraf İstasyonu’nda yedek subay olarak görev yaptığı sırada, eşi Belkıs Hanım tarafından gönderilen dört cep defterine savaşı ve günlük yaşamı neredeyse saati saatine kaydeder. 19141916 arasında Çanakkale’de yaşananlara şahit olan Tevfik Rıza Bey’in anıları, savaşın sadece taraflar arasında yaşanan askeri bir olay olmadığını, insani boyutlarının da bulunduğunu gösterir, cephedeki askerlerin geride bıraktığı ailelerinin, sevdiklerinin savaşın seyrinden nasıl etkilendiğini anlatır. Asker kökenli olmayan Tevfik Rıza Bey’in tarih ve siyaset bilgisini de katarak yazdığı Çanakkale Günlükleri, savaşın bir sivilin gözünden anlatım olması itibariyle farklı bir bakış açısı sunuyor. Koç’ta Üç NesilSanayi Barışına Adanmış Bir Hayat Hikâyesi / Tuğgrul Kutadgobilik / Yapı Kredi Yayınları / 268 s. Tuğrul Kudatgobilik, Koç’ta üç kuşakla da çalışma fırsatını bulan ender yöneticilerden. Tüm meslek hayatını Koç’ta geçirmiş bir kişinin, 1960’larda Vehbi Koç’un yanında başlayan, bugünlere kadar uzanan profesyonel iş hayatında yaşadıkları, Koç Topluluğu’ndaki değişim ve dönüşümler ülkedeki ve dünyadaki değişimle birlikte kaleme alınmış. Dolayısıyla kitap, dünyadaki hızlı değişime ayak uydurabilmenin çarpıcı derslerini de içeriyor. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu başkanlıklarını da yürüten Kudatgobilik’in anılarında, Türkiye’nin en gerilimli yıllarında işveren temsilcisi olarak oturduğu toplu iş sözleşmesi masalarında yaşananların, tehditlerin, siyasi suikastların, darbelerin de izini sürüyoruz. n 16 20 Temmuz 2017 KItap
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear