Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                MÜNİR GÖLE’DEN “DEDİKODU” Bir yolculuk olarak dedikodu  Münir Göle, ele avuca sığmaz bir mesele olarak ele alıyor dedikoduyu kitabında. Göle, dedikodu yapmaktan kaçınarak, dedikodunun kendisini büyüteç altına alıyor, ince ince yorumluyor ve okurun kayıtsız kalamayacağı bir bütüne varıyor.  muhammed atalay  M ünir Göle, “dedikodu” mekanizmasını inceliyor “yolcu” olarak çıktığı kitabında. Her gün yanı başımıza koyduğumuz,  kimi zaman farkında  olmadan yaptığımız dedikoduyu çeşitli ör  nekler vererek birçok yönüyle anlatıyor.  Kitabın hemen ilk sayfasında, “Gerçek  ten hepimizin bildiği bir konu mu? Pek  emin değilim. Bir süre kafama taktığım  bu olguyu incelemeye niyet etmem, dedi  kodu mekanizmaları üzerinde ne kadar  cahil olduğum, hatta cahil olunduğu ger  çeğiyle yüzleşmeme neden oldu. Sıra dışı  gücü olan sıradan bir olgunun doğasına  erişmek istedim. Böylesi bir olgunun  insan anlığını nasıl etkilediğini anlamak  istedim” diye yazdığını  okuyunca rahatladım.  Zira kitabı okumadan  önce dedikodu üzerine  ne kafa yormuş ne de  düşünmüş biriydim.  Bu kullandığımız me  kanizmanın ne derece  ileri gidebileceğini,  hangi noktalarda, ne  şekilde yayılabileceğini  bilmiyordum. Bu tüm  bilmediklerim, Göle’nin  metninde fazlasıyla  açıklanarak yer aldığı  nı söyleyebilirim.  Yine kitabın başında  “dedikodu”, “söylenti”  Münir Göle  ve “söylence” kavram  larını açıklayan yazar,  bu kavramları “dedikodu” başlığında  topladığını söyleyerek okura, metne ne  açıdan bakacağını ve aslında okurun ken  dini hangi düzlemde bulacağından da ha  berdar ediyor. Bu girişin, metne ve okura  karşı dürüst, açık ve net, ne vaat ettiğini  söylemesi, okuru heyecanlandırması, bek  lentinin ne seviyede olması gerektiği, tüm  bunlarla beraber okurun metni nasıl oku  yabileceğine karşı aynı zamanda ipucu  niteliği de taşıyor diye düşünüyorum.  Dinamik metinlerden oluşturulmuş ki  tap bıkkınlık hissi vermiyor; tekrara fazla  düşmemesinin de etkisi büyük burada.  Mekanizmanın çeşitli şekillere girerek  anlatılması da hastalık, yaşantı, ünlüler  örnekleri çeşitlendirmek, farklı açılardan  irdelemek ve okuru canlı tutmak, her şey  den önemlisi metni yormamak için geçerli. Buradan hareketle söylemesi gereken bir nokta da yazarın anlatımında tercih ettiği dil. Alabildiğine yalın, bildiklerini okurun gözüne sokmayacak yoğunlukta. Bu özellikler de okuru metne daha yakın tutmakla beraber, merak unsurlarını da içinde barındırması açısından konuya yabancı ya da konu hakkında benim gibiilgisi olmayan okurlara da kendini okutabilmeyi başarıyor. BİR EDEBİYAT TÜRÜ: DEDİKODU Tabii bütün bunları sağlayan yazarın da konu üzerine iyi okumalar yaptığını, yazmak istediği şey üzerine ince düşünüp anlatısını iyice içe sindirmesiyle de alakalı diye düşünüyorum. Zira böyle metinler okuru sıkmaya elverişlidir. Bir mekanizmanın sürekli irdelenmesi bir süre sonra can sıkmaya başlayıp okura kitabı bile bıraktırabilir. Ne ki Göle’de öyle olmuyor. Paul McCarthy’den günlük yaşamın bir ânına gidiyoruz. Bununla beraber yazarın iddialı düşünceleri de mesela, dedikodunun edebi bir tür olduğu iddiası okura düşünmesi gereken sorular bırakıyor. Birikimine güveniyor yazar, bu önemli. Dedikoduyu birbirinden farklı ve birçok çeşitlilikle sunduğu metnin ilk bölümünü bitirip, “...karşılaştığım birçok örneğin içinde en akıl almaz, buna karşın en anlaşılır olanı üzerinde biraz kalemşörlük yapmak istedi canım” diye başladığı ikinci bölümde buluyoruz kendimizi. İrdelediğimiz, anlatılan bütün o metnin üstüne, oldukça geniş çaplı bir örneği incelemeye başlıyor yazar. Bu örnek, anlatılan birçok unsuru içinde barındırdığı gibi kitapta verilen ve yukarıda belirttiğim, kitabın içinde yer alan ve okuru canlı tutan ilginç örneklere nazaran daha ilginç ve yazarın da söylediği gibi gerçekten akıl almaz. Okuruna en büyük kıyağı geçtiğini söyleyebiliriz yazarın. Arka kapakta da belirtildiği gibi “dedikoduya düşmeden anlatıyor” Göle dedikoduyu. Kulaktan kulağa oynar misali... n Dedikodu / Münir Göle / Alakarga Yayıncılık / 112 s.  KItap  6 Nisan 2017  17  ayrıntılarönemlidir  James M. Jasper Protesto Çeviri: Aslı Önal İnceleme, 256 sayfa  Bilim dizimizin ilk kitabı olan Soluk Mavi Nokta’da Carl Sagan, kozmostaki bu muhteşem yeni tarihimizin izini sürüyor ve güneş sistemimizden çıkıp galaksilerin ötesindeki mesafelere yol alırken, bize daha önce bir karaltı gibi görünen bu yeni geleceği anlatıyor. Carl Sagan başka dünyaların keşfinin ve bu dünyalara olası yerleşimlerin ne bir fantezi ne de bir lüks olmadığı konusunda ısrarcı: elbette insan ırkının hayatta kalması için gerekli olan koşulların da farkında olarak sürdürülen bir ısrar bu...  Kayhan Delibsş Risk Toplumu Schola, 336 sayfa  Carl Sagan Soluk Mavi Nokta Çeviri: Süha Sertabiboğlu Bilim, 320 sayfa  Tahsin Saraç Güneş Kavgası  Bütün Şiirleri Şiir, 368 sayfa  www.ayrintiyayinlari.com.tr  online@ayrintiyayinlari.com.tr  twitter.com/ayrintiyayinevi  facebook.com/ayrintiyayinevi  instagram.com/ayrintiyayinlari   
            
    
