Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
“Romanı birebir uyarladım, ne kısaltmaya ne de tekrardan yazmaya içim elverdi. Ben onu okuduğum haliyle çok beğenmiştim aynen o şekilde de uyguladım.” İşin mutfağına gelince; kendim de yazsam, başkasının eseri de olsa metodum değişmiyor. Yazılanları defalarca okumak sonra senaryosunu ana hatlarıyla yazmak ve senaryoyu yine ana hatlarıyla sayfalara karelere bölmek, diyalogları iç anlatımları not almak... Bu arada konuyla ilgili döküman toplamak. Sonra hepsini toparlayıp orjinal çizimlere başlamak. “KİTAP, OLDUĞU HALİYLE RESİMLİ ROMAN OLMALIYDI BAŞKA ŞEKLİ BENİM İÇİN DÜŞÜNÜLEMEZDİ” İhsan Oktay Anar romanlarının en dikkat çekici özelliklerinden biridir kullanılan dil. Hatta o kadar ki romanın içinde bir başka roman kahramanı gibi var olur. Çizgi romana uyarlarken bu dil üzerine nasıl çalıştınız? Çizgi roman kendi dilini yaratmış çünkü... Bana göre İhsan Oktay’ın romanlarının dili kadar, görselliği de çok kuvvetli. Puslu Kıtalar Atlası’nda da böyle, diğerlerinde de. Örneğin Amat’ta kalyonun sintinesinden başaltına giderken kaybolabilirsiniz. Bana da bunca seneden sonra resimli romana uyarlama isteği veren bu özellikleri. Yine aynı sebepten de hiçbir eksiltme ilave vesaire yapmadan aynen çizmek istedim. Kitap, olduğu haliyle resimli roman olmalıydı başka şekli benim için düşünülemezdi. Ama düz metni diyaloglar iç anlatımlara dönüştürürken kendi dilimi kullandım. Romanın dili İhsan Oktay’ın ve bu dil çok özel bir dil. Dokunulmaz, dokunulmamalı da. Sadece bir iki yerde romandan cümleleri aynen aktardım. Onlar olmazsa olmazdılar benim için. Müzik diliyle gamıydılar hikâyenin. Puslu Kıtalar Atlası’nda “makamıydılar” demek daha doğru olacak sanırım. İleride de bu tür farklı edebiyat uyarlamaları görecek miyiz sizden peki? Yakın zamanda sizin elinizden çıkmış bir şeyler okuyacak mıyız? Güzel sanatlar beşikten başlıyor son eşiğe kadar da devam ediyor sanırım. Şimdilik dinleniyorum ama kafamdan geçenler var tabii. Zamanla çıkarlar ortaya. Benim sevdiğim kendiliğinden ortaya çıkmaları. n erayak@cumhuriyet.com.tr Puslu Kıtalar Atlası/ İlban Ertem/ İletişim Yayınları/ 320 s. Fotoğraflar: Can EROK C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1309 1 9 M A R T 2 0 1 5 n S A Y F A 1 5