05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

yaşamöyküsü, anne yok, öykünün en has elemanı baba ise ohooo denilse yeri... Kılığı kıyafeti, küfrü, öğüdüyle, hiddeti şiddetiyle, o yaşamı kim bilir nelerden damıttığı bilgeliğiyle (!) ne adam ama... Kızının dilinden ve yazarının kaleminden nasıl bir adam bu öykünün has elemanı ve nasıl bir babakız bu hayatın elifbasından? Yaşlılık. Yaşlılık ve bir türlü ölememe hali. Ölmek istemek. Geberip gitmek, insanların yakasından düşmek, hayatın defterinden silinmek isteyip, bunu bir türlü yapamamak. Babakız öyküleri genellikle çok temiz olur. Çünkü sempatik, estetik bir bağdır onları birbirlerine tutunduran. Bu seferki öyle değil maalesef. Ağırlaşan insan eti, hatta çürüyen, kötü kokan bir ilişki. İçini dökmek gayesiyle kâğıda kaleme sarılan evlat. Yine de iyi kız, temiz kız ha. Onca çekmesine rağmen, hadiseyi makaraya vurmadan edemiyor. Kıkır kıkır bir sesle anlatıyor bize derdini. Babasına elbette ki hiç kıyamıyor. “Yuh Deveci” adlı öykünüz... Yer yer “develeri tellal, pireleri berber, dili deli dobra destansı” bu öykünüzün nasıl erkekleri var ve kitabın genelinde erkekler hep daha mı arızalı? Erkekler değil, insanlar arızalı. Arızalı bir kadın ormanda beş erkek gücündedir. İyi insan az bulunur. Çünkü iyi insan doğmaz, yapılır. Onu biri ya da birileri yetiştirir. Emek gerekir. Kendi haline bırakırsan Faik gibi “hayın” olur. Devenin kıçında sigarasını söndürür. İstanbul’un kuzeyinde, eski kömür ocakları bölgesinde yakın zamana dek develer yaşardı. Köylüler bu develerle ormandan odun taşır, kendi deyişleriyle “çeker”, bir kısmını yakar, bir kısmını da ya mangal kömürü haline getirip, ya da doğrudan sobalık odun şeklinde kırıp satardı. Bugün şehirlerimizden 1520 kilometre ötede köy hayatı eskisi gibi sürüp gidiyor. Hayvanlarıyla, kadın giremeyen kahveleriyle, ahırlarıyla bıraktığımız gibi duruyor hayat orada. Sadece fiziksel koşullar değişmiştir, o da belli ölçüde. İnsanlar ve birbirleriyle ilişkileri Kemal Tahir’in “Göl İnsanları”nda anlattıklarından farklı değildir. “DİSTOL NE Kİ, SON TAHLİLDE ÇARE DROGBA!” “Distolcüler.” Boşluğa, paralel bir evrene aforizmalar saydırıp savuran, salvolar ataduran Mesut... Dağarındaki metafor ve aforizma sezisi ve yerleşisini anlatır mısınız? Memuriyete elveda, paralı hayallere vira bismillah distol nasıl bir panzehirdir, nelerin, hangi dürtülerin, düşlerin, icraatların numunesidir ve ne kadar Keriman’dır şu hayatta? Distol gerçek bir ilaçtır. Vaktiyle var olmuştur ve memleket sathında pazara sürülmüştür. Distolcüler cemiyeti vakası da tarihimizde mevcuttur. Bu kadarı sahih. Kalanını ben uydurdum. Neden yaptım? Çünkü tam yüz sene sonra sanki hiçbir şey değişmemiş gibi geldi. Bir kâğıt parçası, ya da bir listeye yanlışlıkla eklenmiş bir isim hâlâ insanın hayatını karartabiliyor bu ülkede. Ondan sonra uğraş dur. Keriman büyük kadın. Keriman’ın iradesi, ayakta kalma gücü, iktidarı, inadı... Bunlar olmasa Gündüz Bey sümsük oğlu sümsük bir adam olarak kâtiplikte küflenirdi. Asla cesaretini toplayıp bir halt edemezdi. Keriman gibi kadınlara eskiler bakıp bakıp, inşallah bizim kızımız da size benzer, ama sizi asla bu aileye gelin olarak almayız, derlerdi. “Hangi Şeyler.” Direniş! Nasıl direniyor, hangi sloganları atıyor, nasıl bakıyor memleketine, durum tespiti nedir son tahlilde? Durum tespiti yapmak biraz zor. Çünkü hadise çok yeni. İzler taze. Olay sıcak. Beni daha çok oradaki gençlerin ruh hali ilgilendiriyor. Nasıl oldu bu iş? Kimse onlardan bir şey beklemezken nasıl bir anda ortaya döküldüler. Komplo teorileri falan, onları geçiyorum. Aklım yatmıyor çünkü. Düşüne düşüne şuraya vardım: Sahip olmak değil, ait olmak istiyorlar. İlk kez adam gibi bir şeyin parçası olmak hoşlarına gitti. Unutulan bir duygudur bu. Devrim çağından beri içimizden düşmüştü, geride kalansa bir boşluktu. “Son tahlilde” rahatlıkla diyebilirim ki “Çare Drogba!” n gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr “İnsan beyni nasıl da seçici. Dilediğimizde ne güzel unutuyor, kolayca siliyoruz geçmişi. Bir de aynı hadiseyi herkes nasıl da kendi arzuladığı gibi hatırlıyor...” Teklifinizle İlgilenmiyorum/ Başar Başarır/ Can Yayınları/ 180 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1239 1 4 K A S I M 2 0 1 3 n S A Y F A 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear