Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TÜYAP 25. İSTANBUL KİTAP FUARI Onur Yazarı ‘Okuduğumu anlatmak, başkalarına iletmek için yazdım’ TÜYAP Kitap Fuarı bu sene çeyrek yüzyılı geride bırakıyor. Buradan, kitaba ilginin arttığına dair bir sonuç çıkarmak mümkün elbette. Bu yıl TÜYAP’ın onur yazarı ise, kitaba ilginin artmasına öncülük edenlerin başında gelen Doğan Hızlan. TÜYAP’ın yirmi beşinci yılının yanında, bu yıl Doğan Hızlan’ın yazın yaşamındaki ellinci yılı aynı zamanda. ? Erdem ÖZTOP Kitap fuarının bir başka özelliği daha var. Okur sadece bir yıl içinde çıkan kitapları değil, bir yayınevinin bütün seçkin kitaplarını fuardaki yayınevinin standında görüyor. Seçme imkânı artıyor. Ödül kazanan kitaplardan, yeni çıkmış yayınlara kadar geniş bir yelpazeyi görebiliyor. Kitap bolluğunun, çeşidinin yanı sıra, onların yaratıcılarıyla da konuşabiliyor, kendisini tanıyor. Ona soru sorabiliyor, yanıtını alıyor. Ayrıca sempozyumlarda, söyleşilerde, panellerde Türk edebiyatının, Türk düşüncesinin birçok konusu üzerinde geniş bilgi sahibi oluyor, yeni açılımlar kazanıyor. Aynı zamanda TÜYAP Kitap Fuarı’nın danışmanısınız. Gidişatı geçmişten bugüne nasıl değerlendirirsiniz? Danışmanlıktan ötürü değil de, başlangıcından bugüne kitap fuarının gelişimini izleyen biri olarak, bugünü sevinçle karşılıyorum. Küçük mekânlardan büyük mekânlara doğru büyüme, hangi kitapseveri sevindirmez. Küçücük salonlarda yapılan konuşmalar, şimdi büyük salonlara taşındı, yüzlerce kişi gelebiliyor. Bir başka açıdan bakabilirsiniz. Fuar, yayıncılığın artışını da yansıtıyor. İlk fuarlara katılan yayınevi sayısına bakın, geçen yıl katılan yayınevi sayısına bakın, aradaki gelişmeyi en net biçimde göreceksiniz. Buna dair açıklamayı aslında birkaç yıl önce fuarın açılışında yaptığım konuşmada da söylemiştim; bir otelin bodrum katından, binlerce metrekarelik bir alana geçiş olmuşsa, insanlar o kadar yolu, tüm trafik sıkıntısına rağmen geliyorsa, yine her gün kalabalık oluyorsa, bu büyümenin ve iyi yönde bir değişimin işareti ve ispatıdır. İLK YAZI İlk yazınız bundan tam elli yıl önce yayımlandı. O yazının yayımlandığını öğrendiğiniz vakitki sizdeki ruh halini öğrenmek isterim… Yazımı basılı gördüğüm zaman elbet çok sevindim. Ama mizacım çok abartılı tepkilere elverişli değil. Yani dergiyi elime alıp, yazım çıktı diye kimseye gösterdiğimi anımsamıyorum. Ama şu da gerçek ki, çok sevindim, devam etmeye karar verdim. İlk yazım yayımlanmasaydı, yazmayı bırakır mıydım, sanmıyorum; ısrarcılığım, direncim başka yazıları yazmama itici güç olurdu. Çünkü eğer yazmak istiyorsanız, buna karar vermişseniz, o zaman ısrar edeceksiniz, direneceksiniz. Yazı sizin için başta hayati bir önem taşıyor mu? Elli yıl öncesinin ruh halini şimdi anımsayabilir miyim, tam bilemiyorum. Şu var, bugün bile bazı özel sayılarda çıkan yazılarımda bir zevk veya heyecan duyabiliyorum. Ama yaptığınız, yarattığınız bir işin başkaları tarafından onaylanması, bir tür size yazarlık sertifikası verilmiş gibi bir durumu yaşıyorsunuz. O zamanki yazın ortamı nasıldı, sizin açınızdan? Yazın ortamı değişir mi? Yazanların zaman içinde değişik kimlikler göstermesi mümkün mü? Şu var, belki o zaman dostluklar daha kavi idi, daha yakın görüşmeler mümkün oluyordu. Şehirde ulaşım daha kolaydı. Gruplar toplanabilirdi, şimdi de var ama eskisi gibi değil. Ustalarla görüşebilir, kendi kuşağımızla yakın temas kurardık. Ben edebiyat matinelerinde, birçok yazarla tanıştım, Türk Dil Kurumu kurultaylarında birçok kişi ile dost oldum. Bu önemli bir etkidir, yazı yazarken bir önceki kuşağın yolunu bizzat kendilerinden görürsünüz, kendi kuşağınızla belirlediğiniz yolu sürekli temas halinde olduğunuz için, daha sağlam ve sıkı bir şekilde oluşturabiliyorsunuz. Ama bunu unutmayın ki, edebi ? KİTAP SAYI 871 B u yıl TÜYAP’ın onur yazarısınız. Bu sizin için ne ifade ediyor? Benim için çok şey ifade ediyor. Birincisi, en büyük tutkusu kitap olan bir insanın, bir kitap fuarının onur yazarı seçilmesi, hiç kuşkusuz onun için büyük mutluluktur. Ayrıca benden önce bu ödülü alan ustalarla birlikte ismimin anılmasının da beni ne kadar onurlandırdığını söylemeye gerek var mı? Başka açıdan baktığımda, değerlendirme kurulunun da beni seçmesi çok önemli. Çünkü o kurulda yer alanların hepsi sevdiğim, beğendiğim, Türk edebiyatında yeri olan adlar. Bu yıl da TÜYAP çeyrek asırlık ömrünü tamamlıyor. Türkiye’de bu hiç de küçümsenmeyecek bir zaman dilimi, özellikle kitap adına, kesintisiz yirmi beş yıldır devam ediyor, bunu neye bağlıyorsunuz, kitaba ilgi artıyor gibi bir sonuç çıkartabilir miyiz? Bence kitaba ilgi artıyor. Çünkü kitap çeşitleniyor, okur eğilimleri değişiyor. Yayınevlerinin sayısını düşündükçe, kitap okurunun yükselen bir grafik gösterdiği inancındayım. SAYFA 4 CUMHURİYET