05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Remzi înanç Kitaba, vazıva dökfilmflş hir yaşam MEHMET YALÇIN "Remzi": nkara'ya yerleştiğim yetrnişli yıllarda, birkonııyu konuşmak iizere (sanınm piyasada bulıınmayan bir kitap ya da bir dergi söz konusuydu), Ali Püsküllüoğlu baııa "Remzi'ye gil" "Bilmiyor ınusun Remzi'yi? Zafer pasajında, Toplum Kitabevi'ni, Remzi inançV Üstclikbiryazaro, öykücü"... Az çok oiuıyan yazan herkesin bildiği, bilmesi gerektiği bir içerik, bir adres olarak bu "Rcnızi" sözcüğüne yabancı kal mıjj, yani bilgisiz kalmıs, birisi olmaktan utanmam gerektiğıni dııyumsadım. Çiinkü gidcrck daha iyi anladığıma göre, "Remzi "yi bilmek, okıır yazar çevresinde bir töre kuralıdıt: "Rcnızi" yalnuca bir kişinin adı dcğil, kapsamlı bir uğraşın: Yayıncıltğın, söyleşinin, dostlıığun, insanlığm, toplumculıığıın, yurttaşlığın, kısacası Türkıye koşullarında aydın olmanın bütün boyıırlannı anlanılayaıı bir leriıne dönüşmüştüı. Sözge linıi, onu bclirtmck için "Remzi lnanç" demek, "Remzi" sözcüğünün içeriğini genişletmckten çok, sınırlamak dcmcktır. Âyrıca onıın yayımladığı bir kitap için, "Toplum Yayınevi'nden çıkmış" demek, "Reınzi"nin bir yayını" demekten daha belirleyici olmayabilirdi, tccim dünyamızda bir "Toplum Yayınevi" ya da "Toplum Kitabevi" olsa bile... Bu giriş başlığında kullandığım "Remzi" sözcüğü iştebu anlamı taşır. Yoksa ben kendisine, kişisel hukııkıımuzdan dolayı "Remzi ağabey" ya da biraz yayın resmiyeti olsun diye "Remzi Înanç" demeyi de bilirim. Zaten ilerdeki satırlarda ister istemez öyle olacak."Remzi" bilgi ve deneyimlerinin çok azını yazıya vc kitaba dökmüş, dostluk ve iletişim uzmanı bir bilgedir. A Bir aydm yuvası: Toplum kitabevi birkaç kez yer değiştirdi; her seferinde daha geniş ve rahat bir yerc taşındı. Ama "Rcmzi"nin ayağını bastığı yer neresi olıırsa olsun, bir dostluk vc aydınlanma yuvası olmııştur hep. Gün Gördüm Yüzler Gördüm'de bunun nice örneklerinden birini kısaca şöyle özetliyor: Yaşar (Miraç)'la yakın olduk. Sıkça gidip geliyordu kitabevine. (...) Gençyaşlı, ünlü ünsüz edebiyatçı arkadaşlann uğradığı kitabevinde Yaşar birçok meslektaşıyla tanış tı (ve tabii) çokça lartıştı... Dost oldu (ve tabii) kavga da etti" (s. 80). ()n iki Eylül sonrasında bir şeylcrc küsrü mii nedir, son yıllarda geri çekilmiş görünmesine karşın, Yaşar Miraç çok "sevünli" şiirleriyle tanınmış bir ozanıınızdır. Kar Altında Güller Var'da bir başka örnck vcriyor "Remzi": "Telefon çalmıyor yahıı! deyip sözegirecekken, zır... Telefon. Ince, kibar, gençten bir hanım sesi. llkten tanıyamadım. (...). / Ağabey, dedi, ben Erendiz. Erendiz Atasü... Bir şey öğrenmek istiyorum. Akademi Kitabevi'nin öykü yanşması bugün sona eriyor. Dosyam da hazır, ne yapabilirim:'/ Elimde olmadan sessizce giildiim. (...) Usulca dedim ki: 'Akademi Kitabevi'nin sahibi Hadi Bey şu anda burada oturuyor. Bir, birbuçıık saate dck tstanbul'a hareket cdecek. (...) Lütfen dosyanı acele buraya getir." (...) Ercndiz Atasü (...) dosyasını kıf payıyla getirebildi. (...) Birgün Vedat Türkali Ankara'ya geldi ğinde baııa uğradı. 'Remzi' dedi. 'Senin Ha di Bey'lc gönderdiğin Erendiz Alasü'ııün öykü dosyası vardı ya, bir arkadaşla birinciliği paylaştı. Yazarına haber verebilirsin.' " (s. 2324)* Alasü, çok ünlü bir yazarımız bugün. "Remzi" diikkânında genellikle bu işlerle ıığrasıyordu. Çok sevdiği "Mustafa"nın da yardımıyla .. neğin en sonuncusunda şöyle: "1935'te Diyarbakır'da doğdu. Avnı kentte ilk ve orta öğrenimini tamamladı. 19541955 ders yı lında Ziya Gökalp Lisesini bitirdikten sonra Ankara I lukuk Fakültcsi'ne yazıldı. Memurluk (Çocuk Esirgeme Kıırmıı Cienel Merkezi) ve serbest gazctecilik yaptı. (19551960)/ 19601962 arasında Nevşchir'in Av cılar (şimdiki Göreme) köyünde yedeksubay öğretmen olarak askcrlik görcvini tamamladı. Terhis olup Ankara'ya dönünce, Türk Kültür Dernekleri Cienel Merkezi'nde (heınen sonra Halkevleri'ne dönüştü) yayın şefi olarak görev aldı. Bu arada sırasıyla T. Ögretmen Dernekleri Milli Federasyonu'nda ve Türk Dil Kurumu'nda kısa aralıklarla çalıştıktan sonra Toplum (1964) vc Memleket (1967) Yayuıevlerini kurdu. BugüJie dek (2001) 150'den çok kitap yayımlayan Remzi înanç, kimi kitaplarından ötürü soruşmrmaya uğradı, yargılandı. 1960 yılında Vietnam Devlet Başkanı Ho Şi Minh'in Milli Kurtuluş Savaşımız adlı kitabından dolayı (T. Ceza Yasası'nın 142. Maddesini ihlalden) on sekiz ay ağır hapis ve altı ay sürgün cezasına çarptırıldı. / 1972 yduıcfa cezaevinden çıkan Remzi înanç, yayınevi çahşmaları yani sıra, aynı adla bir kitabevi (Toplum Kitabevi) açtı, halen bu uğraşını sürdürüyor. / Türk Dili Derneği, T. Yazarlar Sendikası, Edcbiyatçılar Derneği ve Insan Haklan Derneği iiyesidir. Remzi lnanç'ın ilk yazısı 1950 yılında (Diyarbakır'da o tarihlerde yayımlanan) Demokrasiye C iiiven adlı eünlük gazetedc çıkmıştır. Daha sonra pek çok gazete ve dergide yazılan, röportajlan ve öyküleri yayımlandı. Çeşitli dergilerde yöneticilik de yapan Remzi lnanç'ın kcndi auına çıkardığı (12 savı) avlık loplıım Derpisi de vardır (1964 Bir yayıneı vc biı yazar olarak Remzi lnanç'ın özgeçmışi kitaplarında yazılı: ÖrSAYFA 12 Banş içlnde savaşan bir aydın: 1965). (...) "Ciünlerden BirCJün" başlığı alıında tanıklıklarını dergilerde anlatmayı sürdüren vazanmız; iiç kitap halinde düşıindiığü dosvalardan ilkine "Cîün Gördünı Yüzler Cîördüm" adını verdi. Ikincisi "Kar Altında (iiiller Var" adını taşıyor. "Yeni Bir Ses, Yeni Bir Yiiz İçin" adlı öyküler tonlanıı da yakında yayımlanacaktır (Kar AJtın daCiullerVar.s. 5). I'apıriis Yayıncvi'nin dilinden böyle anlatılıyor Remzi tnanç'ın özgeçmiş'i. Ama bir de yaşam öyküsü var ki, sanırım onu en iyi aıılatan "Remzi "nin kendisi. Kimileri "Başkalarını anlatayım " derkeıı, hepkendi sini anlatır. Bıınlargenelliklebencil (egoist: 1 Ier fırsatta kendı çıkarını düşunen) ya da benci (ego'aı. Her fırsatta kendini konıı eden) iıibanlaıdır. Remzi Înanç ise "Kendi mi anlatacaöını" derken, başkalarını anla tıyor ve onları övüyor. Bu türden insana ben bir yerde (Fr. aftruiste karşıllğında) elcil demiştim. llhan Selçuk son zamanlarda, gerçck aydınlara yakıştırdığı bir niteleme olarak seneil sözcüğünü kullaıınıaya başla dı... Her neyse, Remzi tnançkendisini böyle anlatıyor; ama bir şey daha yapıyor: Kendine özgii bir anlatım biçimini de ortaya koyuyor. Nesin Vaklı Edebiyat Yıllığı'nda (1985), Elli Yajj... başlığı altında yazdığı 10 sayfalık öylesine yoğun bir yazı(**) var ki, orada yalnızca bir aydın ıns;uıın, iyi yürekli bir yurtseverin, bir sevgi ve dostluk anıtının acı tatL yaşam seriivenleri ya da kültür, yazııı ve uüşün dünyamızm olayları ve kişileri üslüne verdiği ilginç bilgiler değil, aynı zamanda bir yazarımızın yalınlık, doğallık ve içtenliğe dayanan dili'ni bulacaksınız. Kanımca o yazı, her ne kadar bilgi vermek anıacıyla yazılmış da olsa, ilgiyi ken di üstiine de çeken bir yazın olayıdır. bıınıı bir ölçüde gösterebilmek içni, en ivisi, başlı başına bir kitap değcrindckı o ya/.ıyı, kimi alıntılar yaparak, birlikte tarayalım: "(...) Babamaltmiş yıl önce Mardin'den kalkmış Diyarbakır'a, bedelli askerlik yapmaya gelmiş ve sonra da burada kalmış. Ben Diyarbakır'da doğ dum. (...) Çocuklufiumıızda, şimdilcrdeUluCami, o zaman Camii Kebir'in çevresin deki iki iiç kitabevinden çok yararlandık. (...) llkokııldan sonra babam, çevresinde gördiiğü bir iki örneöe iııırenerek, beni Galatasaray Lisesı'nde okutmaya karar vermişti. (...) Ben de nıahalledeki arkadaşlara hava atıyordum. Istanbul'da okııyaca ğınıdiye. (...) Kinı ne bilir, ne anlar Galatasaray'dan... Sinema delisiydim. Günde iki iiç tilm izle diğim olurdu. Kinıbilir Istanbul'da ne sinemalar, ne filmler vardı. (...) Olmadı... (...) Ortaokula başladığımda şanslıydım. Çiınku Tüıkçe öğretmenimiz Sedat Ciünay'dı. Bu büyük öğretmeııi, büyiik doslıı mııtlaka ki saca anlatmalıyını. Çiinkü gerçek edebiyat la beni ilk tanı^tıran, elimdeki kalemi ııasıl tutacağımıöğrctenodıır. (...) Ataç'ın öğrcncisi olmııştu. Türk Dil Kunımıı üyesiydi. Rııhi Sıı'nıın arkadaşıydı. Orhan Kemal'i evüıde ağırlamış ve dost olmuşlardı. (...) Se dat Günay lıı büyük emeği vardır iizerim de. Onıın için olaeak, ilk övku kıtabım Adle'yı ona ithaf ermiştım. (...) İlk vazılanm Diyarbaklı'da çıkan yerel gazeteleıde ya yunhındı." (Remzi Înanç lise l'i Ankaıa'da okurken, yazın ve yayın dünyasından Vahdet Sıpahıoğlıı'yıı, îjemsı Belli'yı, (îıilten Akın'ı, Necip l'a/.ıl'ı, ()sman Yüksel'i tanımış; laf aıamızda, Büyük Doğu'yn yakınlık bile duymuş! Pertev Naili Boratav'ın oğlıı Korkut Boratav ve Yigit (iüloksıiz'le sııııf arkadaşı olnııış. Lıse ıkıdc Diyarbakır'a dönmüş.) C/ıya (iökulp I .ısesı'nde) "Öğretmenlerimizin birçogu ünlüydü: ("avit ()r lıan 1 ütengil, Tııran Erol, l'atma Başaran, Ali Fuat Cesur, M. Falırettin Kızıloğlu... (...) Bizim de lısenin dııvar gazeteleri vardı. Fikret'çilik vc Akif çilik bu gazetelere de yansıdı. O sıralar sırılsıklam âsık olmııştıım. Sevdiğim kı/ beııden iki yaş büyüktii ve ls tanbul'daoturuyordu. (...) Fethin 500. Yıl dönümü beniın tle işime varadı. (...) Istaııbul'a gittım. (...) SırkecıVİc bir otelc ındim ve sevdiğim kızın okultına bir posta kartı artım. Ertesi gün gelip beni aldı otclden ve el ele dolaştık şehri." (Bu ara Yenilik Dergi si'negidiypı veSabahattin Kudıet Aksal ile A. Avni Oneş'e "düzyazıları "ııı sunuyor). "Ankara'ya ikinci kez gelişim Eylül 1955'te oldu. Bir yerde çalışarak I lukıık'u bitirecektim. (...) Ama eteğımden çeken gazete cilik, biraz sanatçı boheınliği vs. bunıı en gelledi. Bitirenıedim. (...) C) sırada Anka ra'da yayımlanan Hisar Dergisi'nde bir öyküm çıkmışrı. (...) Hisar'ın bir toplantısı vardi. Ben de gitmiştim. ()rada (...) Munis I'aik üzansoy'la (...) tanıştım. O sıra llcaret Bakanlığı Müsteşan olduğunu öğrenmiş tim. Pazartcsi günü Bakanlığa damladım. (...) Rahmerlı Ozansoy gerçekten çok kibar ve çelebi bir insandı. Ayakta karşıladı, yer gösterdi. Kendisini bir lıemşehri, ayrıca ay nı derginin bir yazan olarak ziyaret ediyoı dum. Öğrcnciliğimi, çalışmak zorunda ol duğumu anlatrım. (...) O tarihte Çocuk Esirgeme Kurumulkıncı Başkanı (...) Ahmct Muhin Dıanas'a bir kart yazdı. (...) Kıırum'da uygun bir işe alınnıamı rica ediyordu. (Dranas) Derhal ilgilendi ve (...) Teftiş Heyeti Sekreterliği'ne ataııdım. Kurıun'da beş yıl çalıştım. C)rhan Asena Sağlık îjubesi Miidiirü idi. Son ıkı yılda onıınla aynı odada çallştık. (. .) Bu arada bir şeyı daha anıınsadıııı, birini deli gibi seviyoıdunı. Ne tuhaf, onca günümii gecemi alan, baııa şiırler yazdıran olayı, yirmi beşyirmı yedı yıl sonra ancak anımsayabiliyorum. (...) 1957 1960 yılları arasında Yeni Ciün Ankara'da çıkıyordu. Buradaepeyiyazılaryazdım. (...) İ960 devrimine, gençlığimin en sıcak ve coşkulu bir anısı olarak hep saygılıyım. (İki yıl Nevşchir'in Avcılar (Göreme) köyiınde yedeksııbay)"()fVetmen!ığimın son ayında (eyhun Atııf Kansu'dan aldığım hir nıek tııpta, Türk Kültür Dernekleri'ne "Yayın Şefi olarak atanacağımı (...) yazıyoıdu. Dönüşte işe başladını. Behçet Kemal Çağlar Genel Başkan, Kansu da ikinci Başkan'dı." (Dergıyle birlikte birçok kitap yayımlarlar. Dernek bir siire sonra I lalkevi'ne dönüşür Dalıa sonra...) "1 ürk Dil Kurumu'nda ge çen bir aylık Avniyat Sayınanhğı bana çok ağır geldi ve (...) ayrıldım." (T.Ö.S.'te Idarc Müdürlüğii, Karayolları Genel Müdürlüğü Neşriyat Raportorlüğü serüvenlerindcn sonra) "kendi başıma bıryayınevı kunn.ıya karar verdinı. ( ..) 196O'lı yıllarda yayın ha yatuıa basından ve edebivattan gelen geııç adamlar hevcs ettiler vc büyük ölçüde tle başardılar. Tiırk düşüncc vc kiıltür diınyasına sayısız yapıt kazandırdılar ama, karşı lıklaruıı da canlarıyla yüıekleriyle ödediler (...) (Toplum ve Memleket Yayınevlerinde) Toplaııı olarak yüzc yakın kitap çıkardım. Üçü için soruşturma açıldı. (...) Uçüncüsü Ho Şi Minh'in "Milli Kurnılıış Savaşımız" J CUMHURİYET KİTAP SAYI 701
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear