Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Demokrasi savaşımı için... VECİHİ TİMUROĞLU Saygıdeğer Servcı Tanilli'nm "Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz?" ;ullı yapıtı, 1987de yayımlanmıştı. Yapıt, çok partıli siyasal yaşama geçtikten sonra, Atatüık Devrimi'ne karşı gelişıııeııin kurmnlaşma aşamalarını ınccliyor, gıdişalın nereye varaeağını saptamaya çalışı voiılu. ()zellikle,bu ılıırumu, ilerici güç lcıe vc ycni kuşaklara göstermck amacınıtaşıyordıı. 12 Eyliil 1980darbesi,kar şıdevrimi zor yolııyla iktidar yaptıktan sonra, 19X2 Anayasası'nı yaşama geçir di. 12 Eylül Anayasası, "Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun dcvrimleriyle ilkcleri doğrultusunda" çağdaş uygarlığa ıılaşma yolıında bir dü zeni, Türk ıılusıına armağan etmeamacını belirtmekteyse de, Atatürk Devri mi'ni kökünden yok ctmcyi crekleyen, özellikle Atatürk'ün üzerinde titrcdiği "laik eğitimi" budayan bir belge oldıı. Din öğretimini, ilk vc orta dereceli okul larda zorunlıı yaparak Atatürk'ün cğitim birliği lelselesini ortadan kaldırdı. Kaı sıdevrimin kara bclgesi olarak Türk hukuk tarihindeki ycrini aldı. Türkiyc'dc bunlar yaşanırken, Rusya'da, bizinı şanlı "Kuvavi Milliyet" harckctimizdcn iki yıl rince başarılmış olan tarihin eıı köklü dcvriıni mülkiyetin özüne ilişkın tck dcvrim yıkıma ıığradı (1989). Batı empcryalizminin karşısındakı tek güç, Sovyetler Rirliği ıdi. Sovvetlcr Birliği dağılınca, yeni bir dünya kuruldu. Öylc ki, emperyalizmin yaratıaları olan Batı ülkeleri ile, ycni imparatorlıığun Amerika Birleşik Devletleribuyruğuna girdilcr. Avrupa Birliği gibi veni örgütlenmelerle, ABD tmparatorluğu'nun cyalctlcri dıırumuna düşmemek istemelerine karşın, izledilderi ekonomi siyasasi yüzündcn, Amcrikan jaguarının pençesinden kurtulamıyorlar. Tck çıkar yol, bağımsızlık onurunıın içeriğini özünıscmektir. Sömürgenler, bu onurıın, halkJarın yaşamındaki değerini bilemezler. Atatürk Devrimi'ni çağdışı sayma aymazlığına düşenler, 12 Eylul'ün biçare gcncralinin gülünç tablolarında gözledilcr kendilerini. Server Tanilli uostıı muz, aradan gcçcn onaltı yıJda, çok şeyin değiştiğini görmüş ve yapıtını yeni dcn yazmıştır.(l) Tanilli, önccliklc, dcmokrasinin anlamı üzcrinde duruyor. Sonra, bizim demokrasi savaşımımızın tarihinc değiniyor. "Türkiye'de Aydınlanma" gırçeğini ırdeliyor. Doğrıısu, beıı, Türk dşüncc tarihindc, bir Aydın lanma haıvketi yaşandığını benimscvc miyorum. Çünkü, Aydınlanma lıarckc tı, XVIII. yüzyılda, Avrııpa'da başarılmış olan bir "toplumsal siyasa" cğiliıni ni içerir. Aydınlanmarılar, toplunııın ku sıınınu düzcltmcvc çalüjmı^lardıı. ()n lar, toplıımıın gelışmesini cni>t*lleyen köklü olgunun, "bilgisizlik" okluğıınıı savlamışlardır. Bu anlanıda, Şınasi, Na mık Kcmal, Ahmct Mithat Efcndi, Rccaizade Ekrem Bey, Tevfik I'ikret, vb. gibi aydınlar, aydınlanmatı sayılabilirler. Nc ki, BatJı Aydınlanmacılar, bilgı sizliğin kaynağım "kilise ideolojisi" ilc "feodal ideoloji" de bulmuşlardır. Bu yüzdcn, "kilise ile Incil"in üzcrine gitnıişleıdir. Tevfik Fikret, bir toplumsal siyasa dizgesi ilc dcgil, ama bircvscl anlayışının sonucu olarak dinsel inakların (dogma) halkımızı bilgisiz bıraktıgını ısrarla vurgulamüjtır. Şinasi dc, büimsel düşüncenin yerleşmcsi için savaşım vcrmiştir. Onlar, kanımca olgucudurlar (pozitivist), aydınlanmacı degil. Namık Kenıal ise, tanı birdindardır. Islam'ın cn bilinçlı savunııcıısudur. "Renan Miidafaanamesi", kaynağında "Islam'ın müdafaanamesi'Mir. Ziya Gökalp bilc, Islam'ın üzcrine gidememiijtir. Abdullah Ovdet ve Ali Suavi gibi bir iki aydının tutumu da, bir ölçüdc tanrıtanımazlılda nitelenebilir. Tanrıtanımazlık, salr bireyscl bir olgudur. Aydınlanmacıların Tanrı ile hesaplaşmafarı yoktur. Onlar, Hı ristiyanlığın vc fcodalizmin kurumlarına savaş açmışlardır. Aydınlanmacının savaşımı, bircyscl bir çıkış aramak dcğildir. Abdullah Cevdet'in çıkışı, roplum sal bir çıkışı yansıtmıyor. Kaynağında, Abdullah Cevdet, bilimsel düşünceyi crckliyor. Onun dine karşı çıkışı, "toplumsal sivasa" niteliği taşımivor. Kay nağında, bizim aydınlarımız, dizgeli bir düşünceyi oluşturamamışlardıı. Tek amaçları '"Batılılaşmak"tır. Böyle bakarsak, Mchrnct Akii biJe aydınlanmacı sayılır. Ziya Gökalp, dizgeli düşünmeyc çaba göstermiştir, ama o da, olgucu dü şünür ve toplumbilimci Durl<heim'in izinde, birey ruhbiliminden farklı yasa lan olan, "manevi gerçeklik"in özel bir türü olarak "toplum"u intclemiştir. Gökalp'in, Türk ırkının tinsel ve tarihsel değerlerine yönclmcsinin ncdcni budur. Avdınlanmacıların öncelikli hedefleri "kilise ideolojisi" ile "feodal ideoloji"tlir. l'an/.imat avdınlannm "İslam ideolojisi ile feodal ideoloji"yc karşı hiçbir çıkışlaıı yoktur. Hiçbirisi, lslamcı dü şünceyi, "akıl vargıcı"nın (inüne çıkar mamışlardır. Abdullah Ccvdet ile Ali Suavı gibi bir iki avdının çıkışları ise, kııruınsal İslam a karşı de^ildir. Bireysel tlüşüncelerini scrgilemişlerdir onlar. Atatürk, Müslüman Türk toplumunuıı vapısını kökten değişrirmcyi amaçlayan bir dcvrimi gcrçckleştirmiştir, ama o devrimin gerçekleştiği dönemde, dünyada "Aydınlanma ııın yeri kalmamıştı. Atatürk Devrimi yaşama geçirildiğ'inde, Avdınlanma, güçsüz bir toplumsal düşünte durumundadır. Zaten, Atatürk'ün dc, tslam kurumlannı "akıl yargıcı" önüne çıkarma girişimi olmamışrır. Ata türk, olgucu (pozitil) bilimlcrin, toplumsal gelişmeyi sağlayacağına inanmış ve olgucu tpozitivist) bir dcvrimi gerçekleştirmiştir. Bu devrimin, toplumsal dcğişimi saölamaya yönelik bir eğilimi vardır. "Halkçılık Programı", köylüyü gönencc kavuşturma siyasaları, bu yönde izlenen toplumsal siyasaların belgeleridir. Tanilli, yapıtında devrimle karşıdevrım çatışmasının sonuçlarını, toplumsalcı (sosyalist) dünya görüşünün ışığmda irdeliyor. 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül hareketlerinin ülkemize neler getirdiğini, neler götürdüğünü, Demokrat Parti'ylc başfayan iktisadi ve toplumsal siyasaların ülkemizi ncrcyc vardırdıgını inccleyerek Adalet ve Kallunma Partisi gerçeğine yöneliyor. Özellikle, eğitim siyasasının çarpıklığını gözler önüne seriyor. Toplumsal aydınlığa varmada, laik cğitimin önemini vurguluyor. Bu arada, kadının özgürlüğüne eğiliyor. Kürt sorunıınun çözüm yollarını araştırıyor. Ona göre, Kürt sorunıınun demokratik çöziimü, (îüneydogu bölgesindeki üretim ilişkilerini değiştirmektedir. Bu konuda, "kırmızı çizgiler" tcrk cdilmeli, demokratik desenler çizilmelidir. Yazık ki, Kürt sorunu, AKP iktidarınca, emperyalist Amerikan imparatorluğu'nun Ortado ^u siyasasına cklemlenmiştir. Kürt sorunu, Irak'la bağlantdı olarak güvenlik açısından kurgulanmamahdır. AKP iktidarı, bu sorunu, ABD'ye ileti olarak yönet mektedir. Emperyalizmin yönlendirdiği bir siyasa ile, Kürt sorunu çözüme ulaştırılamaz. Bu konuda kaygıları bulunmaktadır. Tanilli, siyasa ile ordu arasındaki ilintiyc dc deginiyor. Ordusiyasa ilişkile rinde, sivillcr, ikiyüzlü davranıyorlar. îçte ve dışta, demokıatikleşmenin önün deki engellerin kaldırılması istendiğindcordunun karışınasi (müdahale) öne sürülüyor. Tanilli, ordıınun Aı.nürk Devrimi'ne sahip çıktığını, sivillcıin bu konuda ikivüzlü davrandıklarını ileri siirüyor. Baııa göıc, 27 Mavıs katışması ilc 28 Şubat 1997 uyarısı tlışınd.ıkı bıırıın ordu kaıışmaları, karşıdcvrimcilcıi ko rumak amacıylagerçekleştirilmi.ştir. Bııg erçcklcıi vuıgulayamazsak, ordıınun de mokrasi sav.ışımındaki yerini saptayamayız. Bugünkü duıumdan, oıdu, bü yük oranda sorumlııdıır. Laik ('ıımhuriyet'i, kaıaıılık güçleıin kucagına atan Süleyman Demircl'i vc onun müritlerini, devrimci güçleıin elinden kurtaıan ordudur. 12 Mart ve 12 Eylül, Süleyman Demircl'i kaynağında emperyalist K1' lişmeyi kurtarma hareketleridir. Bu ciarbeler olmasaydı, bugün, toplumsal, demokratik, laik hukuk devletinı, büyük ölçüde gcrçekleştirıniş olacaktır. Bugün kü AKPikridarı, 12 Eylül generallerinın armağanıdır Türk dcmokrasisine. Kanım odıır ki, AKP ikridarı, bugün de, Clumhuriyet'in kurumlarına açık açik saldırırken, ordıınun tutumundan cesa ret alıyor. Ordu, siyasal yaşama karışmasa, gerici güçler, ilerici güçleıin karşısın da tutunamaz. Şeriatçı vc ırkçı örgütler, hiçbir zaman toplıımu temsil etmivorlar. Tanilli, elli yıldır izlenen karşıdevrim siyasasının, Türkiye'yi bir yol avrımına «etirdiğini belirtiyor. Ulke, elli yıldır, yukarıdan aşağıya doğru yağmalanmıştıı. î Kasım 20()Vten sonra, aşağıdan yııkarıya doğru yağmalanmaya başlamıştıı. Ye nidcn, "köktenci, yenileştirici ve devrimci" bir çözüm yolu aramalıyız. Bu da, "köktenci, yenileştirici ve devrimci" bir çözüm yolu aramalıyız. Bu da, "asıl Türkiye"yi harckctc geçirmekle olanaklıdır. "Asıl Türkiye", işçiler başta olmak üze re, kcnt ve köy emekçilerinden, memurlardan, hizmet üreteıılerdcn, öğrenciler den, askerlcrden, dcmokratlardan, ileri cilerden vc yurtsevcrlcrdcn oluşuyor. Aydınlar, "halkın yanında, halk için", ulusal yönden bakabilirler sorunlaıa. Bııraya bir ılkeyı daha eklemeyi geieklı görüyorum: Halklar, her zaman ilerici düşünceyi yabancısarlar. Bu yüzdcn, "halka karsın" çözümler ürerifmelidir. Tanilli, Erol Manisalı gibi, "Ya Türkiye, ya işbirlikçiler" diyor. Bu, kcsin savaşımın önerisidir. Ve doğrudur. Batıya eklemli demokrasi, yurttaşlar arasında eşitliği ve özgürlüğü benimse ycn bir iktidar bicimidir. Burjuva siyasa bilimcileri, demoKiasiyi salt bu biçimscl nitemleri göz önündc tutarak tanırnlarlar. Bu, hak eşitliğine dayanan bir de mokrasi anlayışıdır. Hak eşitliğinin geçersiz olduğıınu yaşayarak öğrcndim. Sakıp Sabancı, Kürtfer'le fecîerasyon kurmayı; Rahmi Koç, Boğazlar'ı özellcş tirmeyi, açık açık öncrdıler, (Aimhuriyet'in savcılarının kılı kıpırdamadı. Beıı, (kuşkusuz, devrimci arkadaslarımın çektikleri beninı kat kat üstünuc) Deı sim hareketinin nasıl acımasız bir hareket olduğunu, şiirle anlattıııı, oıı yıla mahkum edildim. Bu gerçekler karşısın da, demokrasi savaşımının, halkın ço ğunluğunu oluşturan emekçi katmanla rın iktisadi cşitliğini, halkın özdeksel (maddi) güvenliğini sağlanıa alan, cinscl vc ırksal avrım gözetmeden, hcrkcsin vararlanabifeceği iktisadi, toplumsal, siy;i sal vc ckinscl (kültürel) haklar temcline dayanan bir yönetim için yapılması ge rekir. Saygın Server Tanilli'nin bu öncmlı yapıtını, demokrasi savaşımı vercn luııı ilericilere salık veriyorum. Kuşkusuz, kendilerirıi şeriatın ve ırkçılığın, kokıışmuş liberalizmin düşünce kalesine kapatmış olanlara daha çok. Nasıl Bir Demokrasi lstiyoruz / Scrver Tantllı / Adanı Yaytnları, İstciııhııl 2001. SAYFA 6 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 7 13