05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kimse birbirini tanımasa da, gösterirdik sıçrayıp naşıl Üç dört kere sıyrıldıklarıni kendi içlerinden, sonra Nasıl kendilerine döndüklerini hiç zorlanmadan, tlmik atarcasına teknenin omurgasına suların altında. Sezmeliydik yunusların daha da derinlere indiklerini, Oysa az sonra koca tankerler arasında buldtık kendimizi. onlann zincirleri altında, karanlık sularda. Yunusları görememiştik; uyandık gözlerimizi kırpıjtırarak. ünümüze bakıp hiç belli etmeden düş kırıklığımızı, Dağıldık, karaya, şehre çıkmaya hazırlandık. Kanlantnız Ayrışınca Kanlarımız ayrışınca işlemeye başlıyor saat. Yeniden rüzgârı duyuyorum kalplerimiz yakışınca. Bir halkaydık biz: saat işlemeye başlardı çevremizO anda ve yön değiştirirdi rüzgâr. Saat her şeyi kemiğe işliyor gagasıyla. Rüzgâr evlerin kırılan gözlerinden Ve açık ağızlarından girip ücağın küllerini savuruyor. Sen uyu. Sakın elimi bırakma. Eşek Arılan Ağaçta elmalar eşek arısı dolu; AJ al elmalar, kalpler gibi yarışta. Yaz Dilini sokuyor kışın gırtlağına. Ama bugün aJtıda, yağmur gibi, ilk damlalar gibi, Eşek arılan gelip yavaşça çarptılar siyah cama. Işığı arıyorlar, soğuk arkalarında kalmış. Geçen yıl o sabah açık unutulmuş ışıkta O garip oda yüreğimi ürpertti içimue, Bir yere yerleştiremedim kendimi, tanıyamadım Kendi böcek karalamalarımı: sonra eşek arılarının Yumuşak tüylerini gördüm; karın altlarını, o uzun Siyah cam ziyaretçilerle sapsarı kaynıyordu, cam Uğulduyordu sanki. Kutsadım hayatımı bunca canlılığa istek duyduğu için. 'Acıyın sarhoşlara' Acıyın sarhoşlara şu Nisan sonu karında. Geçen hafta şapkalarını, paltolarını satıp içtiler. Güneşe dokundular, eriyen karlann üzerinde gezdiler. Parklarda otururken gördük onlan, neşeli Bir ateşin başında, ellerinde paçavraya sarılı Elma şarabı şişesi. Ne yazık, kimileri şimdiden Donmuştur morglarda, baharla baştan çıkıp Şuraya buraya gitmeye kalkan garipler; Walkden'e, Cumbenvell'e ya da Leeds'e gitmek için Ellerinden geleni yapanlar. Ama yağan kar Tam yol kavşağında yakaladı onlan. Ne şapkaları vardı, ne paltolan onlan koruyacak, Bir iki tur attılar, öksüre tıksıra. Sonra bir tur daha atıp çekip gittiler. David Constantine/ Şiirler/ Çeviren: Cevat Çapan "Acıvın sarhoşlara" David Constantine 1944'te Salford'da doğdu. Durham Üniversitesi'nde Alman Edebiyatı okudu. Oxford Ünivesitesi'nde Alman Edebiyatı dersleri veriyor. Şiirlerinde klasik bir biçimselliği gerçekleştirmeye çalışan (Constantine romantik bir duyarlılığı da gizleyemez. Genel olarak başarıyla çevirdiei Hölderlin'in şiirlerinin ve dcliliğinin onun şiirlerinin içeriğini etkileaiği de söylenebilir. Yakınlarının özel yaşantılarından esinlendigi zaman, eîe aldığı tema bir kişinin özel yaşantısı değil, bir insanlık durumudur. Şiir kitapları A Brightness to Cast Shadotvs (1980), Watchingfor the Dolphins (1983), Talıtha Cumi (1983) ve Madder (1985). Bloodaxe tarafından yayımlanmıştır. "Uzaksin, şimdiden bırakıp gidiyorsun" Uzaksın, şimdiden bırakıp gidiyorsun Yalnızca iki tren arası, buradaymış gibi olacaksin Biz de sanki ancak beklerken buluşmuşuz En son isteyeceğin de gözlerimizin sende olması. I Iiçbir şey söylememiş, hiçbir şey yapmamış Olacağız, bu arada hoşumuza gidecek Hiçbir şey düşmemiş olacak payımıza Sen uzaklara bakmış olacaksin ve pencerenin Ardında, yalnızca yabancıların yanında Ycrine oturuşun, bııradan götüriilüşün Vedalaşma vakti olmadığından belki de giılümseyeceksin Ve o zaman gözyaşlarının o küçük avuntusunu Bağışlayacaksın yüzüne. Kuş Sesleri Çoğu uyuyor, bazıları da Ûmutsuzca acınmayı beklemişler, Otekiler bunun için bile kalmayı düşünmüyorlar. Oysa nice mutluluklara kavuşmak Göz kırpmayan bizler, şafagın Türkülerle söktüğünii duyduk Yağan çiy damlacıklan gini. Bir ağaçlar korosıı olmalı birlikte Çıkacağımız yolda. Gözler Yunuslarda Yaz aylarında, Pire'ye her geçişte, Bakarsınız birtakım yolcular hemen Dolu salondaki yerlerinden kalkıp Ciddi yüzlerle ve kim bilir ne amaçla Dar kapıdan çıkar, yunıısları seyre Geminin burnuna giderler. Sanki Yitirmişlerdir öbür isteklerini. Sevgililer bile Gözlerini denize çevirmişler, şişman Bir adam, olayın resmini çekmek için Boynunda fotoğraf makınesi, bir aziz gibi Bakıyor çift odaklı acıklı göztüöüyle; başkaları Kendileri iimidi kesmış, yunıısları görürse Çocuklar görür diye onlara bakıyorlar. Günlerce Ya da bu onlar için son fırsatmış gibi hepsi kararsız Bakıyorlar acaba durgun bir deniz mi elverişli. Yoksa deniz, güneş ve rüzgârın yunuslara benzer Bir şey yaratmak için el ele vermesi mi diye. Gökten Çığlıklarla incn, ya da onemsiz bir yerde, sessiz bir okıılda Tüneyen martılar bir işaret olabilir mi? Her yüz SAYFA 18 de, 1 T / . K N1 / 1 t, M l. 'Mı\ •$• iII H Ri i1 I P rW H I A ^. Kendine göre yalvanyordu denize. Hepsi, Şaşkın, bekledıkleri gorünsün istiyordu. Göm Çınlasın ve onlan öıkelendiren Ege zil, çan ve davuf Sesleriyle yankdansın dive yakarıyorlardı, Başka dua gelmiyordu alclımıza, eğer yunuslar Dalgalar üstünde, özlemimizin doruğunda Görünselerdi kalkık bıırunlarıyla ve kubbeler yapa rak Sıçrayışlarıyla, gülerek havaya kaldırırdık çocukJan, z e n g ı n b i r g ı n b i r d a ğ ı t ı m Yeni bir dünya için... Sanatm, edebij'atın, bilimin içinden geçerek anlamak, elestirmek ve değigtirmek... 12. D a g ı t ı m yıla girerken, okurlarımıza daha zengin bir içerik ve daha ,/aygm bir dagıtımla sesleni^oruz ... a k s a k l ı k 0 2 1 2 3 6 1 0 9 0 7 n o ' l u t e l e f o n a b ı l d ı r i m i z a r t . ı k Y A Y S A T y i l e r i nd KİTAP SAYI 673 CUMHURİYET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear