25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

CELAL SOYCAN "Menhir ve Pelerin"den sonra ikinci şiir kitabıyla okur karşısında zengin sözcüklü paletini şaşırtıcı imge vurguları için kullanarak bulmıış Vay îskender'den: Anlıyorum yazdıkça derinleşiyor yalmzlıg'ımtz Her karesinde bir kardan adam daha eriyor aramızda Her kerestnde iskender daha bir iskendere benzemiyor (...) apolet, öpsem, berber, Suca Dündar,sık aralıkla Suyu geçmişiz arttk zamanı paylaşmamız linç, makyaj, fren, e$zor kitap yayımlamayan kıya, kompartıman, Şair, sürece eklemlenmeden sözünü şairferimizden. îkinci ateskes, kaaın, verem, kurmak üzere kendi şiir zamanını belirügül, hukuk. kitabıyla geldi okurlarının yor. Akmayan, devinmeyen, algı boyutunHer sözcük, hic tedan kopuk bir zamaru var Suca Dündar'ın. karşısına. laşlanmadan şiire KenKımılaayan (seğiren?), anlıklarla bezeli, di gücünü taşıyor ve kavramla nesne arasına gerili, kendinde yüzey yapıdan derin de, uysal bir şiiri bir anda ateş çemberine açıklanan bir zaman. Belki de böylece, aa yapıya yönelen güçlü dönüştüren sözcüğü avlıyor: duyma/incinme hallerine bile gönül indirimgelere omuz veriKör bıçakla tras olmu$ kurbağalar gıbi meyen bir baluş zamanı. (Martılar Maytn) Durdurulmu} bir zamandtr kulede saat Sözcük seçimindeki bu ataklığın berikulağtna tozlu bir kaz sesi gibi kaçmayayedi (Stop Tutanağt) sınde, yeryüzünde olmanın gerilimini aşcak (Zorunlu Hizmet) Karanhkta kaybolmuş bir anahtar gıbi Geldiler ezberlenmtş bir ştş gtbı aldılar ma çabası yatıyor. Şarkı iüylüyor iesine badurdun kıyor arkasından (Prova) gibi varoluş soyerlennı (Dahalardan Bıri) Bir kapı tokmağınt kerteriz tutarak (Kisnek bir oryantalle geliyorlar cehen runsalını özenle ayarlannuş bir düşünsel (...) hatta sorguluyor. Vay lskender şiirinde iyinem hınktırmıı (Palto) Tıpkt bir gecikmeydiyaşamdan kurtardıce kristalize olan konuşamama halini dıl3) Suca Dündar şiirinde akışkan görünğtn de terörize etmenin yolunu, Suca Dündar, tü ve plastik kurgu öncmli bir oğc. SineDurdun ayağında bir virgül aksant ma ve resımle ilgısi ne ölçüde bılmiyorum, ama sözcüklerin varlığına saygıb, oniann Paltonu çıkarttın tuttun kendine giydiranlam alanlannı zora sokmayan bir görsel din (Durdun) atmosferi şiirsel mekân kurgusuna ustaca Suca Dündar, her has şair gibi, duyusal yerleştiriyor. Keske Bandosu adli şiir, bu algı karmaşasını şiirle ıslah etmiş bir şair. bağlamda başanlı bir örnek. Bu şıırle birDilin kırbacı önce kendinde şaklıyor, sonlikte "Durdun" adlı şiir, Suca Dündar şira kendinde dinleniyor. Okur, bu serüveirinin ses özelliklcrini de bütün renklenyne inanarak, pavlaşarak, çoğaltıyor eklemle kuşanmış. Dış sesten neredeyse bütün leniyor. Orada'lığı dilde oir yaşantıya döşiirlerde özenlc uzak durulmuij, iç ses isc nüştüren Suca Dündar, bunun sözcük, vıırgu yapmadan nesne, şiirsel anlam, şiirsel mekân ve zaAynı şiirde, farklı söyleııılerden güvenman boyutunda hesabını vermek üzere le sökülüp alınmış sözcükler, şairin özgün burada... Burası mı? Bir labirent gibi vaimge kurgusunu omuzluyor. Dikkatsiz bir roluşu dolanan tıkalı, cinnctli, dısarda sts kullanınıda, şiirin derin yapısını tahrip vardı btrpencere açtlsa boğulurduk (Dahaedebilecek bu tercih, yukarda değindiğim lardan Biri) ölçüsünde yabancı bir yeryügibi, bazen bir tek sözcüğün şiire katabizüne kapanmış Gök Çıkmazı • leceği algı travmasını yaratan başarıya neden olabiliyor. Biraz üpmek adlı şiirdeki Gök Çıkmazı / Suca Dündar / Bumeşu sözcüklere dikkat edelim: tılki, ganyan, rang Kttaplar Yayınevt / 80 s 1 \ Şiirin sahiciliğini sınadığımız öl1 çütler içinde şairin Orada'lığı hep J tartışma konusu olmııştur. Şiirsel yaratıyı yönlendiren Bilinç tçeriği'yle Yaşantı Içeriği arasındaki geçirgeruik, okurun şıirden şaire yürümesi için çekici bir nedendir. Diğer sanat disipfinlcrindc sanatçının yaşamıyla yaratısı arasındaki olası kayma, şiirde pek unaylanmaz. Dil yasanüsmı karşılamayan Orada'lık, şiirin sanicılığini her zaman zedelemiştir. Sanatsal anlatı elbette düz anlamıyla bir boşalma değildir; ama sanatçının gözlediği/yaşadığı dünyayı kendi ben'inin prizmasından geçirmeden malzemeyle buluşturamayacağını da biliyoruz .Hele "Ben bir başkasıdır" diyen Rimbaud'dan bu yana, sanatçının ben'i ötekinin varoluşunu duyarlık âlanına kattıktan sonra... Şiirsel anlamla şairin kullandığı malzemenin imkânlan, şairin yaşanu/bilinç içeriğiyle kesişmiyorsa, şiir sallantıda kalır. Şiirin sahicuiğine ket vuran ciddi bir lurılmadır bu. Üysa imge kurgusundan dilsel yasantının uğradığı dönüşümlere, sözcük yelpazesinden ses, ritim, şiirsel zaman ve meKân kurgusuna kadar tüm şiirsel öğelerin bütünlüklü bir işleyişe ulaştığı şiirin gerisinde malzemenin imkânlanyla doğru kurulmuş bir hesaplasma yatar. Şairin bir başkası olan ben'i bu hesaplaşmanın tam orta ycrindedir. 2) Suca Diindar'ın ikinci şiir kitabı olan Gök Çıkmazı, tnodern şiirin şairiyle aradığı denklemi doğru kurmuş ve çözmüş örneklerle dolu. Bir biliriç kategorisine dönüşen yaşantı içeriğini dil içinde kurgulayan ve bunun için şiirsel söylemin dinamiğini kısıtlayacak hiçbir uslup kaygısına izin vermeyen Suca Dündar, alabildığine genışbir sözcük ve tema yelpazesine sahıp. Ülkenin doğu ucunda başlayan hayatını, kentli bir şiirin gövdesine öylesine ustaca giydiriyor ki, Türkçe şiirin en güzel beyazlanndan birisi, ojıun dizelerine kurulmuş: S. Dündar Sokağında 'Gök Çıkmazı' Testıden suyu tçmemış başından aşağı dökmü'ştü Tcni beyaz bir mürekkep gtbı gıysilertnde yürümüştü Suca Dündar, belli ki antolojiyi özümsemış. Temanın kendi söyleyiş biçimini bilinçle yönlendirdiöini, kitabın bütünündc görmek mümkün. Oyle ki, birazcık uzak okuma halinde kolayca üslup savrukluğu gibi gözükebilecek bir riski, şair güvenle üstlenmiş. Garip, İkinci Yeni, Ustgerçekçi dolavunlara ya da Ece Ayhan, AttHâ Ilhan şiirlerine kılcal damarlarla bağlı bir söyleyiş var. Şu dizeleri, ait oldukları şiirin bütünündeki havayı solumamız için örnekliyorum. Söyleyişteki mesafeler ilginç: Uzun bir beyazolduk benibatırla (Mektup) Durdun çatılara en eski dili (Durdun) lnsan ayrta kesilse göz veremi olur (Bıraz Öpmek) Kül bir sessizlik eşyaları kanatmıştır (Keske Bandosu) Sanki yelkovana battdan bir artı martı (Stop Tutanağt) Ortak bir orgammızdır çok Bir iç deniz sart (Bir Çiçek) Şiirden dize çekerek konuşmanın şiirin bütününe haksızlık, dahası yanhş olduğunu unutmadan, bu dizelerin üzennden rahatlıkla bütünü düşünebiliriz. Suca Dündar, temanın gerektirdiği ses, ritim ve dil kurgusunu, elbette ana daman oluşturan yan lcollar halinde gerektiği biçimde yönlendirebiliyor. Geniş bir sözcük yelpazesi kullanarak, kimi zaman aynı şiire zor sığabilecek çağnşım alanları arasında gergin, şaşırtıcı imgeıerle Barok bir şiir kuruyor. Durdun, Biraz Opmek, lş Bozumu, Zıvana Hatırası ve özellikle kopmuş düğmesınden üşüyor içimde bir kardan adam dizesiyle Palto, plastik dokusu sağlam şiirler. Çoğalarak yalnızlasan kentli bireyde, gövdeye sıkısan "ben "le ötedeki hayat arasındaki gerilim, sahici bir dil yaşantısı halinSAYFA 12 Gök Çıkmazı YILMAZ YEŞİLDAO S E uca Dündar, Menhir ve Pelerin'den sonra Gök Çıkmazı'yla okur karşısında. Yazma süreci gözönüne alınırsa yayımlamakta oldukça geç kalmış bir şair; ya da ürünlerinin demlenme sürecini çok önemseyen bir şair, gibi biri belirleme yanlış olmaz sanırım. Gök Çıkmazı'na göz attığımız Suca Dündar'ın şiirinin çıkıs noktasına ilişkin oldukça fazla ipucu bulabiliriz. Onun şiiri; "lnsan yaşamdaki bütünlük duygusunun dagıldığı, parça ve bütün kavramlannın birbirine kanştıgı, insanın bütüri içindeki verinden saptığı yerde insanın bir ezgisi, bütüne olan özlemi" olarak tanımlanabilir: "Durdun arkanda durdular babksırtı/ Bir adım kadar vardı ölüme yakılığın/ Nehir bir siire dua gibi başlayarak/ Son dize' bitiraiğinde vurulacağını sandığın/Tıpbir gecikmeydi vaşamdan kurtardiğın/ Durdun ayağında bir virgül aksanı" (s. 13) Yaşamdan neleri kurtarmaya çabalamadık kı?.. Kimimiz geçmişimizi aradık yaşamın satırlarında, kimimiz bir aşkın ilk neyecanını... Ne ki bize kalan anıların patlattığı dizeler oldu hep: "Kompartımana birden mıknatıs gibi girdi/ Ben kirpi oldum bir yerlerine battım/ Teni hiç kanamıyor mum gibi duruyor hcm/ Herkes uyuyorr tutsam biraz öpsem/ Gizli bir ateşkesikorktumbozabilir" (s. 17) Ve yapmayı isteyip de yapamadıkları mı/. "Saçlarından baslayıp imdat frenlerini çeksem/ Cîecekondu aşlc mı olur, eşkıyam mı çıkar raylarda/ Bu kadını tutsam biraz öpsem" (s. 19) Suca Dündar, kimi şiirlerinde farklı bir söylemin peşinde kosarak arıyor özgünlüğü. Yüklem görevinaeki eylemlerinkipleriyle oynayarak yapıyor bunu. Kim şiirlerde hâkim olan istek kipi, yer yer yerini geçmiş zamanın farklı kiplerine bırakıyor. Bu da onun arayışını sürdürdüğünü gösterirken, alışılagelmişin dışmda bir söyleme doğru koşmasına neden oluyor: Telefon sabaha kadar hiç çalmamışUr/ Kül bir sessizlik eşyalan kanatmıştır/ Hep aşağı inmek için dizilmiş merdivenden/ Sanki kapıyı açmış biri yukarı çıkmamıştır/ Yoksa Zeynep ışıklan söndürmeden gitmez/ Hele perdeleri çekmeden hiç gitmez/ kapınm önünde sallanıyor anantarlan/ tam o çıkmış ben girmişim içeri" (s. 23) Gök Çıkmazı, insanın içsel sesine, özlemlerine, yanıt arayan düşüncelerine ilişkin şiirlerle dopdolu. öyle ki imgelerin kuruluş ve şiirin kurgusu anlatıcı ile anlatılanın ortak sesini, üçüncü kişinin gözlemiyle aktaracak denli güçlü... Dizelerin kırılışı ve dizilişinin yanı sıra sözcük seçimi anlatılmak istenenle birebir çakışıyor: "Şarkı söylüyor sesine bakıyor arkasuıdan/ Öyle bir ses istiyor ki teline lir kuşu konsun/ Ağzında yanar döner eğirdiği/ Susuyor apansız tam burada alkışlanacak/ Gözlerindeki düğmeleri tek tek ilikliyor/ Sesini geri topluyor masalardah/ Biraz bir yağmurun baslayıp vazgeçtiği" (s. 51) Şiirdeki iç gerilim seçilen sözcüklerdeki iniş çıkışla veriürken okur da bu gerili min içine çağrışımlar yoluyla çekiliyor. Onun şiiri dalgaları göğe doğru alçalıp yükselen bir denizi andırıyor... Kimi dizeler hiç anımsanamayacak anları anımsatmak, gün yüzüne çıkarmak ereğiyle kurulmuşsa da zaman zaman anlaşuma'zorrluğu tasıdığı ya da çok uzak çağrışımlara yöneldiği için okuru zorluyor: "Ejger bir avcı onlarca kuşu vurmamışsa/ Kıfotoğrafta silah sesi duyulmuyor/.../ Bir kadının gızli yerlerine nazi bakıyorlar." (s. 54) Suca Dündar, şiirin ve şairin islevinin bilincinde olan bir şair. Gerek Menhir ve Pelerin'de gerekse Gök Çıkmazı'nda etik ve estetik değerlere sahip çıkma tavnnı çok açık sergîiiyor. Onda şiir, salt bir boşalım aracı olmaktan çok uzaktır. Çünkü, şiirin temel islevinin anlık duygulanımlardan yola çıkarak okuru coşturmak olmadığmı çok iyi biliyor. Bu yüzden de unutturulmaya çalışılan kimi değerleri, insana ilişkin, insansı öğeleri sıkıştınyor satırlarına. Ki insan olmanın, duyarlı olmanın gerekliliğini anımsatmaya çabalıyor: "Aradan budak zamanlar geçmiş/ Bir vestiyerde bile yan yana durmamışken paltomuz/ Paydos bir ilkokulun puslu camlannda/ Müthiş bir senaryo yazmaya çalışıyoruz çocukluğumuzdan" (s. 49) Suca Dündar ın bu yapıtındaki şiirler, insansal üişkilerdeki çarpıklıklann yargılanmasından çok olması gereken güzellıklerin özlemiyle, doğainsan bütünlüğüne eğilen, soran, sorguTayan, yanıtlar peşinde koşan dizelerle sürüp gidiypr. Yerel damardan beslenen Batılı Dİr şiirin şairi Suca Dündar. Gök Çıkmazı'nda yitip gitmek için daha ne bekliyorsunuz?.. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 5 9 6
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear