Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Hüsevin Peker siiri Ne zaman bir Hüsevin Peker şiiri okusam, bir yol ayrımında duyumsarım kendimi. Bir nesaplaşmanın eşiğinde olduğumu . . düşünürüm. Neyle, kimle hesaplaştığım önemli değil, ama Dİr hesaplaşma duygusunun elimden tutmasına engel olamam. Asıl büyük hesaplaşma hayatla olacaktır elbette, bir de • geçmişimle. Ne hayattan, ne de geçmişten vazgeçebüir insan, onun için de hesaplaşma hiç bitmez, bu da şiirde, resimde, öyküde, romanda, müzikte, tiyatroda kendini gösterir. < ' Geçmişinden günümüze uzanan bir dizi olumsuzluğun kaya gibi önüme dikilmesine, engel oluşturmasına şaşırmiyor, işte bu noktada şiire sarılıyor ve Ferhadlaşıyorum kayaya karşı. Hüseyin Peker şiiri bu noktada imdadıma yetişiyor. GULTEKİN EMRE e zaman bir Hüseyin Peker şiiri okusam, Türk şiirinin pek çok ustası da benimle birlikte olur. Onların şiirindeki türküye sığınınm. Ustalann dizelerindeki dünya benim de yasanacak dünyamdır. Büyuk şairlerin şiirleriyle, imgeleriyle dostluğumu ilerletmeye çalışınm; o dünyadan bana yansryan aşklarla, dostluklarla, hayatlarla arkadaş olurum. Geçmişlerimiz ayrı, ama geleceklerimiz birdir. Ortak duygu ve düşünceler geliştiririm onlann yazdığı unutulmaz şiirler üstünden. Onlann açtığı yoldan yürümenin mutluluğunu yine Hüseyin Peker'in sevdiği şairlerle paylaşırım. Ne zaman bir Hüseyin Peker şiiri oku sam, 'şiiri hiçbir zaman yitirmem'. Şiir, bana da 'kapı arahğından' bakar. Ben de şiiri 'Dostum' olarak görürüm, 'dizeler'i de 'arkadaşım' sayanm. Ben de, onun gibi 'Dünyanın neresindeyim?' diye sorarım yanıtını kimden alacağımı bilmeden. 'Yaşımı' kime soracağımı, 'saatinıi' nasıl ayarlayacağımı bilemem. 'Olmek yerine 'yeniden' doğan bir Hüseyin Peker şiiri, o bir zamanlar "Kitapsız bir şair olarak kalacağım/ Adımı sanımı duymayacak bir sonrakiler/ .../Sözlüklerde antolojilerde P harfînde bir eksik olacak hep" dese de, "tnsan Arkadaşımndır" da (1997) ve "YerBezindenBirKöle'de (2000) şiirseverlerle buluştuğunu benden başka başkaları da biliyor. "Takılmayacak hiçbir jüri üyesinin/ Okumaktan yorulmuş terli gözlerine benim şdım" dese de o, "tnsan Arkadaşımndır" Arkadaş Z. Özger ŞürÖdülü'nü, "YerBezinden BirKöle*fir dosyası 2000 Ceyhun Atuf Kansu Şiir ÖdıJü'nü aldı. de olsa şaırlerin, yazarlann, gazetecilerin alınteriyle, kanlarıyla yikanmıştır; nice şaire, yazara, gazetecıye umut şınnga etmiştir. kitabı olmayanlar kitaba kavuşmuş, ünü olmayan üne ermiştir Cağaloğlu'nda ömür tükete tükete. Ne zaman bir Hüseyin Peker şiiri okusam, "Şu koskoca Cahit Sıtkı'yıTbile/ Bir şehrin asfaltında kaç kişi biliyor", diye düşünürüm. Cahit Sıtkı'nın şiirini halkımızın umursamamasına bir kez daha üzülürüm. "Kimsenin karanfil, lâle yetişmiyor içinde/ Kimsenin umru değil/ Yaşadığı acı bile", diyen Hüseyin Peker'e hak veririm. O şiirin içine 'pırlanta ayaklarla' basarsa, ben de onu izlerim; "Dudaklan kurumuş bir tarih atlasından" kurtulurum. "Külebi'yle, Necatigil'le, Cemal'le/ Aynı sayfalara dizildiğimize sevinirim. "Behçet hoca, Fazıl Hüsnü, Çetin Altan/ Dört Köşeli Üçgen/Viski Soda" da eksik olmadı yaşamımıza karışan, ufkumuzu genişleten.. Nerden nereye ya Hüseyin Peker'in gününu yorumlayan, etrafımızdaki gençlerin dünyasını betimleyen şu dizelerine de katdınm benim yetiştiğim dönemi düşünerek: "Artık herkes ozan da olamaz/ Dostoyevski'yi tanımak pek masraflı genç kusaklara/ Gömlek, Levi's daha ucuz oysa/ Geçir sırtına jeans'ini Kemaraltı, Mahmutpaşa bedava/ Yaz günleri soğuk limonata üstüne gitmiyor/ Bizim ucukaranlık şiirlerimizi okumak". Şiir herhangi bir yürekte kendine bir yuva kurmamtşsa, o yüreğe başkaları yuvalanır elbette, bunun ne yazık ki böyle olduğuna üzülerek hak veririm. Ne zaman bir Hüseyin Peker şiiri okusam, "Hayat diye inliyorum". "Kaldınm bizi çürüten duraktır/ Bürün şiirler orada yazıbr", diye düşünürüm. Sonra, hayattır! Yüzlerde, yüreklerde, ellerde, alınlarda yazılı öyküler, imgeler, düşler, geçmişler, sevdalar, yazgılar devşiriyor r lüseyin Peker sokaklann büyüsünden, diye düşünürüm. O, sokaklardaki hayatın peşini bırakmaz, sokaklan şiirinden, dizelerinden, imgelerinden geçirir. Sonra, o, şiirini 'rüzgâr'a da açar. "Bir çiçeği böl"er ve "kaderde ne var!" diye de sorar. Yazgımızın ortak olup olmamasına da önem verir, özen gösterir. Bu da olabildiğince acılanmız da, sevinçlerimiz de ortak demektir. Onun "el yazısında titrek Türkçe"ye rastlanmaz kendisi böyle yazdığını savlasa da. O, inanın yazdıkça "dili çözü"len bir şairdir. Şöyle de söylenebilir. O, "şiiri içine" döken de bir şairdir. Ben onunla "aynı kavganın damarında atıyo"rum demektir bu. Halbuki etrafimızda "Ne kadar şiirsiz" ne kadar basit ve soysuz günler yaşanıyor"dur ve kaç kişi bunun farkındadır. Bunun çetelesini lcim tutuyor, onu da bilmiyorum; belki de Hüseyin Peker'in şürinde buna ilişkin ipuçlan vardır. Oyleyse onun şiirlcrini bir dalıa okumalıyım. • • • • ^ J J U ^. J .ı İki kitabıyla Izmirli bir şair... Sokakhrn büyüsü N Ne zaman bir Hüseyin Peker şiiri okusam, ben de "Şafaktan, akasyadan biçiyorum tenimi". Dizelerini dilimden hiç düşürmüyorum. Sevdiğime bu dizeyi yazıyorum Denimmiş gibi, tepkisini ölçüyorum. Mektubunda desenler olursa, seviniyorum, dize yerini bulmuş, diyorum. Bir göçü, bir parçalanmişlığı bütünlemeye çalışıyorum Hüseyin Peker'in şiirlerini okurken. 1 layatımın dağılan parçalannı bulmaya, bulduklarımı da bir araya getirmek için uğraşıyorum. Hayatımı düzyazıyla şiir arasında nöbete kaldırıyorum. "İnsan Arkadaşınındır"daki şiirleri "20 yaşın enerjisi, İ0 yaşın durulması, sonra da dünyayı bir potadan süzme" olarak algılıyorum. Ne zaman bir Hüseyin Peker şiiri okusam, şiire geçerken suretim birbiri ardınca sarsıntıdan sarsıntıya sekerim. "Şatrtn Resmi Taribt"yle "Şıtrtn E/endtsi" arasındaki o kıldan ince küıçtan keskin yolda bulurum kendimi. "Sedef benzeri kelimelerle" yazılı bir şiirle sözlenirim. Ben de "Kelimelere ısı nırım, şiirin ortasını yara"nm, şiirin "buhanna sakla"nınm. Beni ancak şiirde bulursunuz bulursanız, Hüseyin Peker'in ektiği, diktiği şiirde. Ne zaman bir Hüseyin Peker şiiri okusam, onu nasıl bilirsin, diye soranm kendime. Sonra da şu dizeleri yinelerim dua raymı nynn parçaian . yerine: "Erken doğdum, çabuk kulaçladım günlerin ötesini/ Verdiler yaşadım, buz tuttum ne gördüysem/ Erken doğdum, bitirdim saaderin hepsini/ Sizi bulamadım, size doyamadım, kapınızı çalmadım/ Şu pencereden bakamadım, şu karanlığı tadamadım/ Yapamadım, bitiremedim yaşamın berisini". "Şehrin Şiiri"nc soyundum, çarpık yapılaşma, gecekondulaşma, yozlaşma, mafyalaşma... Ne ararsanız var bir dünya bayram edıyor Türkiye haritasında. îşaret parmağıyla gösterilen hayatla ne gibi bir ilişkim olabilir benim? lstebunu düşünüyonım. Çözüm olarak "tlk O/obüi"c atlayıp "bir öykünün satır aralığı gibi" kalakalmadan uzaklaşayım isterim bu çirkin haritadan. Beni bu "Gizli Hastalık'tan kurtaran yine Hüseyin Peker'in "Yent Bir Can" yoldaşlığı olur: Yani "Şiirin ortasına durdum, her türlü karanfil i yapraklan uçuştu". Her şairin, her şiirin biraz da "Kurvtulmuş Yapraklar, Şairler ve Çıçekler" içerdiğini düşünürüm "Şiriin diri kalan bir yanı var" diyen Hüseyin Peker'in şiirlerini okuyunca. Evet, kım söylemişse güzel söylemiş onun "Kelimeleri bıçak" yerine kullandığını. Ne zaman bir Hüseyin Peker şiiri okusam, elime şiirden bir demet tutuşturulmuş gibi duyumsarım. "Akdeniz ateşi" yanar yüreğimde. "Gök adalar yaratıyor" dizeleri "göz bebekleri"mde. "Kara kirli sayfada doğsa bile" o Hüseyin Peker şiiridir, alır basanm yüreğime. "Yer Bezinden BirKöle" şöyle derse bana, ne diyebilirim ki ben de ona? "Hangi rüzgâr ittiyse orda kaldım, beni bir daha düşleme!" "ağzımda çile odası" olsa da, "şiir yorgunu bir gençlik" geçirdiysem de "Gezgin Kr//"ya kaladım ya, ben ona bakanm! Zoriuyolar Evet, ne zaman bir I füseyin Peker şiiri okusam, dünyalar benim olur, onunla aynı silahı kullanmış gibi duyumsarım kendimi. Izmir'de aynı mahallede oturmuşuz gibi, oradan birbirimizi tanıyormuşuz gibi gelir bana. Halbuki daha yüz yüze büe gebnedik, iki laf etmedik, bir dublerakı bile içmedik. Aynı kıza âşık olmuşuz ve şiire ordan başlamışız gibıyim onun şiirlerini okurken. Aynı dergılerde şiir yaymladık. Aynı kavgada omuz omuza yer almasak onun şiiri nasıl benim de kanım, canım olurdu? Aynı evlere konuk olduğumuzu, düşünmem yanlış olamaz. Aynı kitaplan okuyup heyecanlandık, biliyorum. Onun şairleri benim de başucu şiirlerim. Onun ekmck parası benim de ekmek param. Onun sevdası benim de sevdam. Onun umutları benim de umudanm. Ben o değilim ama, o ben sanki. Ne zaman bir Hüseyin Peker şiiri okusam, bir yol aynmında olduğumu düşünürüm. Bir şeylere karar vermem gerektiğini, ama neye nasıl karar vereceğimi bilemem. Yürümem geıeken zorlu yolların hesabını yapanm onun her şiirinden sonra. Türkiye'nin halini düşünürüm, Türkiye'nin ne nale getirildiğini, ekonomik sıkıntıları, bir türlü aşılamayan siyasal sorunlan, kentlerin giderek büyüyen sorunlannı, halkımızın çıkmazın batağına daha çok battığını, ölümsüz aşkları falan da düşünürüm. Onun iki kıtapta toplanan şiirlerini bir kez daha okurum. Onu bir kez daha özlerim. Yeni bir şiirini büyük bir merakla beklerim. Nerede bir Hüseyin Peker romanı, şiiri görsem heyecanımı yenemenı, hemen okurum. Kârlı çıkan ben olurum! Onun üç romanı: "Yazıa ya da Bir Yol Romanı" (1966), "hmırlı" (1998), "Elı Torhalı Adam" (1999), iki şiir kitabı: utnsan Arkadasınındır" (1997) ve son yanıtı "Yer Bezinden Bir Kole" (2000) usta bir şairin ürünleri olarak kıtaplığınızda yer almayı bekliyorlar, haberiniz olsun! • tnsan Arkadaşınındır/f/«.yo7« Peker/ Şıır/ Yapı Kredı Yayınlart/ 1997/ 120 y Yer Bezinden Bir Köle/ Hüseyin Peker/Şıtr/ Om Yaytnlan/ 2000/ 84 s. K İ T A P Ne zaman bir Hüseyin Peker şiiri okusam, içinde mutlaka "Cağaloğlu ndan izler, imgeler kendini hemen belli eder ve şu iki dize her şiir okurunun gençliğini süsler. "Çok uzaktayım sizlerden/ O ünlü yokuşun gençliğinden". Cağaloğlu, ne SAYFA 10 Hüseyin Peker, sokaklann büvüsünden yazılı öyküler, İmgeler, düşler, geçmlsler, sevdalar, yazgılar devşlriyor. C U M H U R İ Y E T SAYI 58