28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

1 9 Ş U B A T 1 9 9 8 • Muzaffer Uyguner, Mehmet Başaran'ın son şiirlerini değerlendirdi s sayfada • Erendiz Atasü, Nihat Genç'in "Dün Korkusu"nu irdeledi u.sayfada U Öner Yağcı, Muzaffer llhan Erdost'utüm yapıtlarından hareketle yenıden gündeme getiriyor U) uıyfıtda ü Prof. Dr.Zeynep Davran, Arda Denkel'in tümyazılarını değerlendirdi H.sayfada Cumhuriyet P A R A t I Z E K Oguz Atay Prof. Dr. YILDIZ ECEVİT Yîrmi yıl once yitirmiştik onu KITAIP €> Oğuz Atay, başlangıcından bu yana etik ve siyasal çerçeveueki konusal kurgu kalıplariyla üreten bir edebiyatın ortasına, yetmişlerin ilk yillarında yabancı bir ınadde gibi indi yapıtlarıyla. Ellili yılların köy romanı dönemindcn ve altmışların yalnız Türkiye'de değil dünya genelinde toplumsal sorunlara çözüm arayan eğiliminden sonra, 'birey'i ve onun iç dünyasını odak alan ve bunu, o güne değin Türk edebiyatının hiç tanımadığı biçim/kurgu teknikleriyle sergileyen Atay, edebiyatımızda yeni bir dönemin başlangıcı oldu. 13 Aralık 1977'de yitirdiğimiz Oğuz Atay'ı sevgiyle anıyoruz. şadım benzer türde bir coijkuyu. lnşaat l'akültcsi öğrencilcrinin Oğuz Atay için kurdııklan bir edebiyat grııpları vardı. Mühendislik öğrencileri, kcndileri gibi müfıcndisolanyazaraduydııklaııhayranlıfiın coijkusuyla ama ciddi bir 'edebiyat' oğrencisinin 'bilgisiyle' katıldılar tartışmaya. Etkilcyiciydi. Yine bu yıllarda, Atay'ın bir öyküsünün adını baslık olarak taşıyan bir dcrginin varlığından habcrim oldu: "Beyaz Mantolu Adam". Kurallarııı dışında 'anlaşılmaz' yapıtlar üreten ve yasalla^miij cstetiğin bajjlangıcta dışladığı bir 'avangard' (öncü) sanat^ının, suskunluktan coşkuya dönüşen alımlaıınıasının öyküsüydü bu. Tanzimat'tan bu yana genel çizgisi 'ger(,ekçilık' olan Tiırk edebiyatı yetmişli yılların başında Oğuz Atay'ın lomanlarıyla birlikte tarihındeki en köktenei değişimi ya^ar. 1 üı k romanı, koklerini I ürk edebıyat geleneğin den almaz; ne ditıscl r.ıotiflerle süslu Divan edebiyatından ne de bomııt gerçeklığin dışında bir fantazilcr dünyahinı yansıtan halk nıasallanndan izler ta^ır; tümüyle Batı örneğine göre bıçimlenmiijtir. 1 ürkiye'de ronıan, Tan/imat'la basjlayan Türk aydınlanmasının, estetık düzlemdeki yan ürünü görünümündedir; insanları aydırılatmak/bilgilendirmek, onlara dofiru yolu göster mekle yukümlü b,ayar kendini. Bu nedenle dc, okurun metinueki iletiyi ozümsemesini zorlaştıracak yabatıcı biçimleri deneysellcmekten kaçmır; gereeği 'yabancılaş tırmadan' yansıtır; herkesin ranatlıkla izleyebileceği zamandizinsel öykülerle oluşturur kıırgusuııu. Oysa 20. yüzyıl başlannda Türkiye'de romanın yeni yeni uç verdiği yıllarda, Batı romanı, Türk romanının kendisinden ornek almib oldıığıı gelenekselgerçckci edebiyat anlayı^ını geriue bırakmıs, (oycelar/Kallca lar/Proust'larla farklı bir estetiğe doğru yol almakta dır. Batıda yerlcşik biçim/kıırgu/yapı ölçütlerini tcrs üz eden öncü ıomancılar birbiı ini izlcrken, aynı yıliarda yeni yaşam bulmaya başlayan Türk ronıanında ise 'deği^iklik' yalnızca konusal bağlamda olmaktaydı. İlk romancılanmızdan Ahmet Mithat'ın metinle rinde özgür davranışlar gösteren eğitiınli kadınları konu alması; ya da yirmili/otuzlu yıllarcia Türk '/ola'sı diye anılan, Selahaddin Enis'in doğalcı bir yaklaşım la cinsellik/fahişelik gibi konuları metınlcrinde oıla ğa otıırtması, edebiyat çevrelerınde olu^an yankılaı ın kaynagıydı; estetikten çok 'elik' özellik taşımaktaydı. Türk romaneısı uzun yıllar çoğunlukla DoğuBatı ya tla ezetıezilen karşıtlığı bağlamındaki tczını daha iyi vurgulayacak 'yeni' ve çarpıcı öykıilerin ardından ko^ tu; özgünlüğünü konusal bağlamda kanıtlamaya çalıştı. Oğuz Atay, başlangıcından bu yana etik vc siyasal çerçevedeki konusal kurgu kalıplariyla üreten bir cdc biyatın ortasına, yetmişlerin ilk yıllarında yabancı bir madde gibi indi yapıtlarıyla. Hllili yılların köy romanı döneminden ve altmışların yalnız Türkiye'de değil dünya genelinde toplumsal sorunlara <,"özüm arayan eğilimindcn sonra, 'Birey'i ve onun i<," dünyasını odak alan ve bunu, o güne değin Türk edebiyatının hiç tanımadığı biçim/kurgu teknikleriyle sergileyen Atay, edebiyatımızda yeni bir dönemin başlangıcı oldu. 1972 yılında ilk romanı "Tutunamayanlar"ı yayım ladı. Zamandizinsel öykü anlatımının delindiği, iç ve 2 / \ vu/.yıl Türk cdcbıyatında, cdebiyat ölçütlcI I linın dı^ına taşarak idollc^nıi^ üçyazarvarV y »dır. Bunlar farklı aşamaiarda toplumun nab/.ını tutıııu!j, okurunun bayrağı olmuijtur. Yazdıkları edebiyat türleri, kişiliklcri, okurları ilc butünleşme biçimlcri ve alınılanma düzlemindeki yaygınlıkları birbirlerinden çok farklt da olsa, bu üç yazarın ortak paydası, yasamı vc kcndilerini olagandışı bir dürüstlük ve içlenliklc ya^amaları vc dile getirıneleıidir. Bclki de onları okurlarıyla böylcsine bütiınlcştircn, güçlü sanatsal yctenckleri vc kcskın /.ekâlarının yanı sıra, sö/.ünu ctügimizbu oztlliklcridiı. Ayııı /amantia. Nâzıın Hikmct, Âziz Ncsin vc < >guz Atay'dır bu ü^ yazar. Doksanlı yılların başıydı. ()gLi/ Atay'ın bir öliinı yıl dönümündc konuşman olarak bir dcıııcgc cağrılmi!;tım. Sonıına tick d«lu olan salon tck bir yürck gibi atı yordıı. fjaşınnıijtım. Cierçibıredcbiyat ürünüylccoşkıılu bir biçimdc burıınlc^rıifyc yabancı değildim. Oguz Atay'ın romatılannı ilk okuduğumda yoğun duygula nm olrııuştu. Daha sonra bir araştırmacının ncsncl rncrakına dönüşcn duygulaıdı bıınlar. Ancak salondakı clckuik alı^ılmışın ciışındaydı. (iem, insanlardı dinkyiciler; çoğu 6£rcnciydi. Soru sormak ıçin sö/ alanlaı, onun yapıtlarından kimi bölümlcri ezbcre okuyorlardı. Atay'ın okur düzlemiııdeki alımlanmasında var olan sıradışı boyut ilk o zaman somutlaşmiijtı karşımda. Aynı yıllarda, yınc Atay'la ilgili bir konuşma yapmak iizcrc ()rta Doğu Tcknik Universitesi'ne gittiğinıdc ya^ KİTAP SAYI 418 l CUMHURİYET Devamı 4. sayfada.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear