Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ve yönettiği dergiler ve yayınevleriyle yazın yaşamını etkilediği vc yönettiği tartışmasız bir gerçektir. Dönemin eleştirmen veyazarlarıylagirdıği tartışmalaıda eleştiri düzeyini korudu. Yinc dc, tartıştığı kişileri pck bağışlamadığı söylenir. Denemc ve clcştirilcrıni derlediği 10 kitabı, Şehir Tiyatrolarında yitıp gitmii; bir oyunıı, okıırlarının köb,e yazıfarından tanıdığı Arda adlı bir torunu var. Memet Fuat denemelerınde ilginç bir yol izler. Onun yönctimini Melih Cevdet Anday'ın tanımıyla anlatmak en iyisi: "Memet Fuat'm yazılarını okudunuzsa görmüşünüzdür, elc aldığı konularda aşırı karşıtları bir bir gözden geçirir, iki yandan da doğru olanları bulup göstermcye çalışır; böyle yaparken sanırsınız ki, kendi de sizinlc beraber arıyor, ya da arabulucukık ediyor, aşırılıklar arasında sağduyunun gösterdiği yolu iziemcyc çalışıyor." Memet Fuat, bu karşılaştırma ve araştırmayı, anlatmak ıstediği olayın altını sağlamca çizmek için yapar. Yazılarını kitaplaştırırken yazdtğı "sunu"larda, hem kitaplarının hem yazılarının yöntemini açıklar bence: "Dergilerde, gazetelerde yayımladığım bütün bu yazıları yazılış sıralarma göre kitaplaştırırken iki amaç güdüyorum: Birincisi, düşüncelerimin gelişmesini sergilemek... Hem kendim hem okurlarım için... Ikincisi, bir yazarın açısından da olsa, belli dönemlcrde yazın dünyamızda nclerin tartışıldığını, ne gibi çekişmeler yaşandığını yansıtabilmck... Günlerin getirdiği konular çerçevesinde dönenen, düşüncelerini, tartışmalar, değinmeler yoluyla açıklayan eleştirmenlerin böyle bir özelliği oluyor." (Eleştiri Sorumluluğu'nun Sunu'sundan) Memet Fuat, düşüncelerini "tartışmalar, değinmeler yoluyla açıklarken', iki şeyi gözetir; sanatsal işçilik, politika. Memet Fuat için sanatçının siyasaya, katılması, siyasal duyarlığı sanat yapıtına yansıdığı ölçüde önemlidir. Sanatçının, kişisel siyasal tavrı (toplumsalcı partileri desteklemek, desteklememek; protesto eylemlerine katılmak) kiiçiik politika; şiiri ya da öykü/romanında anlatmak için seçtiği insanlar, olaylar, onları ele alışı, değerlendirmesi yoluyla beliren siyasal bakış açısını ortaya koyuşu büyük politika olarak tanımlanır. Memet Fuat için, sanatçının "büyük politıka"sı önemlidir. (Befki de küçük polıtikası ilc biıyıık politikası çeüşmeyenlere daha çok değer vermektedir. Belki yerine kesinlıkle demcyi çok isterdim, ama elimde bunu söyleyecck veri yok. Bu sadece bir vorum). Sanatsal işçilik, Memet Fuat için, özgünlük daha doğrusu kendine özgülük ölçüsündc önemlidir. Ozgünlük, özgün olmak adına yapılan cambazlıklara dönüştüğünde, Memet Fuat'tan puan almaz, hiç değilse hoş görmediğini belirtir. Memet Fuat'ın sanat görüşünü açıklamaya, yorumlamaya kalkışmak onun sınırlamalarını aşıyor rau bilemiyorum. Ama bir yazar için salt tanıtma yazısı yazarken bile "yorum" gerckiyor. Burada onun sınırh hoşgörüsüne sığınarak bir yorum daha yapmak istiyorum: Memet l'uat, toplumsalcı sanattan yanadır, ancak... Ancak sanatçının baKiş açısının doğru, biçeminin kusursuz olmasını da ister. Ikinci elden olduğuna inandığı yargılarla yola çıkanların yapıtlarının açıklarını ya da açık verdiğine inandığı ycrleri acımasızca irdeler. Bu tutumu, onun toplumsalcılara daha "sert" davrandıöı kanısının yaygınlaşma nedenidir. Türk edebiyatında, sanıldığmın tersine, pek gözdesi yoktur. Yııreklendirdiöi, olanak tanıdığı yazarların ba^langıçtaki özelliklerini yitirmesine u/ulüp, kızdığı, yazılarının alt anlamında görülebılir. (Bu koC U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 4 0 3 Düşünceye Saygı man üstün tuttum. Benim için tartışılmayacak konu yoktur. yanılmaktan hiç korkmam, değişik dönemlerimde dcğişik yanıtlara ulaşmaktan da... Her şeyi bilen, tepeden konuşanları sevmem diyemem, onların da ayrı bir tadı vardır, ama onları gibi olmak istemem. tlk deneme kitabımın adı Düşünceye Saygı idi. Bu sözü bir liberal olarak değil, ırk, soy, dın ulus ayrımı gozetmeden, butün ınsanla rın mutluluğunu ozleyen, baskıya, sönıürüye, savaşa, kargaşaya karşı bir insan olarak söylemiştim. Otuzyıl sonra gene "Düşünceye Saygı" diyorum. Bugün bu sözü söylemenın çok daha kolaylaşmış olması beni sevindıriyor". (Açıklamalar, Ozgünlük Avı, s. 27071) Memet I'uat'ın eleştırmenlığinin, denemeciliğinin en çarpıcı yanı, kuşkusuz yadırgatıcılığıdır. Bu tavrı, ilk gençlik için hazırladığı kitaplardan birinden de ızleyebiliriz: " 1912 yılının ikinci yarısından, 1914 yılı sonlarına kadar iki yıldan fazla bir süre, bunca olay yaşanırken, Fikret'in suskunluğu şaşırtıcıdır. Halaskâr Zabitan Grubu'nun eylemi, Ittihat ve Terakki'nin altı ay memleket yönetiminden uzak tutulması, sopalı seçimlerle kurulan tttihatçı Meclisi'nin dağıtılışı, Trablusgarp Savaşı'nın yitirilişi, Balkan Savaşları, Babı Ali Baskmı, Edirne'nin yitirilişi, geri alınışı, yeni seçimler, ikinci bir Ittinatçı Meclisi'nin kuruluşu, Osmanlıların Birinci Dünya Savaşı'na girişi, Çanakkale Savaşı, bütün bunlar, daha önce örneğini gördüğümüz gibi Fikret'i coşturacak, şiirler yazmasına neden olacak olaylardı. Ama o, "Hânı Yağma"dan sonra, siyasal olaylardan esinlenen çıkışlar yapmadı. Bu suskunluğu, Ittihatçı düşmanlığıyla açıklamak yanlıştır. tttihatçılara karşı çıkanların yaptıkları kötü işlere sesini yükseltmemesi ya da tttihatçıların başarılarını alkışlamaması "düşmanlık" yüzünden olabilir. Ama Fikrct, dönemin olayları böyle bir düşmanlığın sergilenmesine pek çok fırsat çıkardığında (...)dasusmuştur. (...) son yıllarını hep çocuklara yönelik çalışmalarla geçirmiştir. Güncel olayları, siyasayı bir yana bırakmakla kalmamış, şiirini, dilini de değiştirerek, çok önem verdiği bir eğitim kavgasına katılmıştır. (...) Fikret yaşlandığı, yorulduğu, umııtsuzluğa kapıldığı için köşesine çekilip çocuk şiirleriyle oyalanmamıştı. Yaşlandığı, yorulduğu, umutsuzluğa kapıldığı, bir oranda elbette ki doğruydu, ama göz lerini siyasa alanının yakın umutlar uyan dınp düş kırıklıklarıyla sona eren eylemlerinden çevirip uzak umutlara bağlaması, ülkeyi kurtaracakları günü göremeyeceği çocukları yönlendirmek için siirler yazması, kişisel nıtelikler açısından, "ovalanma" sözcüğünc sığdırılamayacak, tam biryücclmeydi." (Tevfik Fikret s. 75, 76, 78, 79) Böyle bir Tevfik Fikret portresi, hele bize pek önemli gelmeyen Şermin ile 1 laluk'un Defteri karşılaştırması ilk anda yadırgatıcıdır. Ama yazarın gerekçelen incelendiğinde doğrudur da. Memet I'uat'ın yazılannı okumadan önce, ilk gençlik kitaplarına bir göz atmak gerekiyor bence. Onun, çok iyi bildiğimizi sandığımız, klasikleri değerlendirişi, onu anlamamızda bir ipucu olabilir. Biliyorum, onun tartışmalannı, özellikle Asım Bezirci ile tartışmalarını anımsayanlar, "anlamamız, hak vermemizi gerektirir mi?" diye soracaklar. Ben, Memet Fuat'ı okuyup, anlamanızı istiyorum. Her konuda ona hak vermenizi değil. Zaten onun, bütün yargılarına "doğru" diyecek bir okuru istediği de yok... Bir yazarı bütün söyledikleriyle olumlamak, onu anlamamak kadar kötü bence. Ben bunu Memet Fuat'tan öğrendim. Yanhş öğrenmiş olduğumu da sanmıyorum. ı SAYFA 7 Memet Fuat'ın Yadırgatıcılığı nuda örnek vermek çok kolay ama siz onun yazılarını biraz dikkatli okuyun, demelde yetineceğim.) Onun eleştirideki tutumu için kendi yorumumu bırakıp, onun açıklamalarını aktarmak daha dürüst bir tutum olacak: "İnsanları, kötü yönlerini bilerek, hıç kendimi kandırmadan, oldukları gibi severim. Belkı bu sevgiyi korumak için bir uzak duruşum var katılaşmış, olanlarına, ama biçimlenme dönemlcrindeki genç insanlarla sürekli ilgilenirim, olumlu gelişmelerini görürsem sevinirim. Üğretmen duyarlığı denebilir buna. Sanat alanında da böyle bir eğilimim olduğu açık.Yeni yetişenleri hep desteklemişimdır. Fleştiri anlayışımda en belirgin yan, "bildiren" bir kisj olmaktan kaçınmamdır. Arayan, sorular ortaya atıp yanıtlarını bulmaya çalışan bir yaklaşımı her za