Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
bir insanın midesi ve kendisinin bir insan tarafından yutulmuş olduğunu sanmış. Ama ölü olmadığını, acı da çekmediğini, üstelik üzerindeki insan yüküne karşın hareket edebildiğini görüncc devam etmiş yoluna. Ve işte bir adamın şapkası yavaş yavaş yol alıyormuş bir koruda. Kaplumbağa bir eve varmış. Yaşlı bir kadın çıkmış evden ve başlamış hayvana vurmaya, bir yanaan da bağırıyormuş, baban nerede? Ölü Kız "Taş senin için neyse 1928 New York City doğumlu. "Mucize şiirlerine gereksinimimiz var" diyen şair "Şiir tanımından kurtulmuş bir şiir, kurmacanın gereklerinden kurtulmuş bir düzyazı, başka yazılar tarafından değil, mutsuzluk tarafından kurulmuş ve mutluluğun yolunu böylece bulmuş kişisel bir ton" arayışı içindedir. Bir "fabl" olarak okunabilen şiirleri gerçeküstücü şair Henri Michaux'nun şiirlerini anımsatır. Bir Taş Kimsenin Değildir Bir adanı bir taşa pusu kurmıış. Onu yakalamış. Tutsak ctmiş. Taşı karanlık bir odaya koyup kalan ömrü boyunca başında nöbet tutmuş. Neden böyle yaptığını sormuş annesi. Taşı clc geçirdiğini, taşın bir tutsak olduğunu söylemiş adam. Bak, demiş anncsi, taş uyuyor, bir bahçede olup olmadığını bile bilmiyor. Sonsuzluk ve taş ana kız gibidiner; yaşlanan sensin. Taş yalnızca uyuyor. Ama bcn yakaladım onu anne, onu ele geçirdim ve benim olciu dcmiş adam. Bir taş kimsenin değildir, kendisinin bilc. Kle geçen sensin; tutsağın üstüne titriyorsun çünkü tutsak kendinsin, çünkü dışarı çıkmaya korkuyorsun, dcmiş annc. Evet evet, korkuyorum çünkü beni hiç sevmedin demiş adam. Haklısın, çünkü taş senin için neyse sen de benim için oydun, diye yanıtlamış anne. akşam; aynı yarılmış kafatası, aynı dağlanmış kürk; korkunç biçimde ölmüi; biri gibi. Bunlara akşam yemcği ueğil ceset tahlili denir. Damağını dcnc bir de. Ağzını ekmekle doldurdum, dedi anne. Oğğ, kıısmuk dolu bir ağıza benziyor. Ağzından ckmcklcr taşarken onıın yanaklarını nasıl ısıraoilirim? dive bağırdı baba. kulaklardan birini kopar, öyle çıtırlar ki, dedi anne. Allahın cezası, şu maymunlara hiç olmazsa çamaşır, hatta suspansuar giydiremez mıyılin? diye haykırdı baba. Baba, ne cesaretle maymunu basit bir cttcn başka türlü gördüğümü ima cdebilirsin, diye çığlık attı anne. Bu aletin ctrafında fiyonk yapılmış kurdela ne öyleyse? diye bağırdı baba. Bu iğrcnç yaratıöa aşık olduğumu mu söylüyorsun yani? Kadınlık halkamı bu vahşiye sundıım, mutfakta ycrde scviştikten sonra kafasını tavayla yarıp onu fırına koydum; sonra ihanctimin kanıtın yesin diye kocamın önüne koydum öyle mi....? Yalnızca her akşam maymun yemekten bıktım usandım, diye bağırdı baba. Russell Edson/ Şiirler/ Çeviren: Nazmi Ağıl Kadının biri kalk, bir şey ölüyor, dedi başka bir şeye. Başka bir şey babasıydı. Bana başka bir şey deme dedi. Kahvaltıda ölü bir şey mi olacak? dedi kadın. Annen hep ölü bir şey verir kocasına dedi baba, benim ölü kızım gibi, kendi içinde taşıdığı; canlı hiçbir sey yok oraua, bir kalp, bir çocuk yok. Bu doğru değil dedi kız, bcn burada yaşamaya çalışıyorum ama korkuyorum dışarı çıkmaya. Eğer oradaysan gel ne olur, çok özel bir yiyecek var sofrada, kahvaltı icin ölü kız, öğlcn için ölü kız, akşam yemeği için ölü kız ve hatta yine ölü kız kalan ömrümüz için. Oyuncakçı ; Bir oyuncakçı oyuncak bir kadın ve oyuncak bir çocuk yapmış. Bir oyuncak cv, birkaç oyuncak yıl yapmış. Yaşlanan bir oyuncak ve ölen bir oyuncak yapmış. Oyuncak bir ccnnet ve oyuncak bir tanrı yapmış. Ama en çok oyuncak bok yapmayı sevmiş. Yönetim konıısıııulaki kilapları satış rekoıian kıran Ken Blanchard'ın Yönetici Dünyasını sarsacak kitabı Işaretçiyi Bekliyor Bir kadın benim kızım nerede diye sordu annesi.ic. Annesi dedi ki, sertden, benden ve büyük annendcn, bütün kadınların içinden bir tren gibi iniyor, siirüycrck kumral saçlarını ardında griden bcyaza doğru akan; gelmek için işaretçi adamın feneri kaldırmasını bekliyor. Niçin bekliyor? dedi kadın. işaretçi adamın feneri kaldırmasını bekliyor, önünü görsün ki gclcbilsin. Kavga Adamın biri bir kahvc fincanıyla kavgaya tutuşuyor. Kurallar: Fincanı kırmak ya da kahvcyi dökmek yok; fincana da adamın kemiklcıin kırmak ya da kanını akıtmak yasak. Adam öff canı cchcnnemc dedi fincanı yere süpürürkcn. Fincan kırılmadı ama kahve dökülüverdi zaten açık olan kendisinden. Fincan inledi canımı yakma, lütfen canımı yakma; kımıldayamam ki bcn, işc yararlığım dışında bir savunmam yok ki, kahvcni taşımak için kullan beni. Organizasyonunuzu Dünya standartlarına uluştırmak, bugün olduğıı gibi yarın da yaşatmak vc gclcccginizi yönetmek istiyorsam/ bu kilabı mullaka okumalısınız. Maymun Maymunu bitirmedin dedi anne babava. Babanın bıyıklannda maymun tüyleri ve kan vardı. Veterince maymun yedim diye bağırdı baba. Elleri yemeuin dedi anne. Parmakları tek tek soğan halkalarıyla süslemek için ne kadar uğraştım oysa. Almndan bir parça kemiririm o kadar dedi baba. Burnuna sarmısak doldurdum dedi anne tam senin scvdiğin gibi. Bu maymunları neden kasaba parçalattırmıyorsun sanki? Koca şeyi nıasanın üstüne seriyorsıın her SAYFA 14 Bir Hayvan ya da Bir Koruda Olanlar Iri bir hayvan koruda yaşlı bir adamı öldürmüş bir gün. Vc yaşlı adamın giysilerini giymiş üstüne. Hayvan bir ihtiyarın ayakkabılarının nasıl bağlanacağını bilmiyormuş. Oncmli değilmiş bu. Şimdi de önemli değil. Yaşlı adamın ayakkabılarından birini kafasına geçirmiş, şapkasını da bir ayağına. Ama böyle yürümekten yorulunca basmış tekmeyi şapkaya. Şapka uçmuş bir kaplumbağanın üstüne konmuş. Kaplumbağa dış dünyadan soyutlanm.ış, karanlıkta, insan kokusuyla sarılı bulmuş kendini. Once şapkanın Tcmin ivın: YONET1M (İELIŞTIRME MERKFZİ Harhaıos liulvarı. Munolv;ı Apl. Nıı: 211/2 Hiilıuiiiııcıı İslanhul Tcl: (0212) 274 KS 4K/41» 26h 85 5» Kaks: (0212) 274 46 78 CUMHURİYET KİTAP SAYI 3S9