Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Hüseyin Peker, 26 Mayıs 1946'da İzmir'de doğuu. İzmir, Atatürk Lisesfnden sonra Istanbul Gazetecilik Yüksek Okulu'nu bitirdi. Yazarlık hayatına 1965 yılında şiir yazarak başlayan Peker, Yapıtların elcştirmeyfe birlikte gelmesitezini; hem yazarı çaiışmaya, düşünmeye, irdelemeye itmek, hem savruk doğmayan kuşaklar yaratmak açısından yarar getirir, diyen Yordam dergisi etrafınua; Hüseyin Cöntürk, Haluk Aker, Güven Turan gibi eleştirmenyazarlarla birleşti. Eleştirme ve denemeye yönelik çalışmaları, herkese özendirme çabasıyla Yordameılar arasında yer alclı. Şiirleri Soyut, Papirüs, Yordam, Alan 67 , Dost, Somut, Yeni Edebiyat, Oluşum, Şiir Sanatı, Sanat Olayı ve Adam Sanat gibi dergilerde yayımlandı. Yazıcı ya da Bir Yol Romanı, yayımlanmış ilk kitabı. HÜSEYİN PEKER Aslında 'Yeni Hayat' ile dili benzeınez; o agdall, karmakarışık, yojUm bul.ındırı cı, koyu kıvamlı bir dille açıyor her şeyi. bcnsc seçiklikten yanayım, anlaşılıılığm içinde bir giz arıyorum. Okıırtı, yapılı anlarken vurmavı yc/Sİiyorum. Mııe oku ru Türk dilinin labiıentlerine sokup yitir miyorum, düşüucenin kılılınıla olup biti yor okurla aramdaki her şey. ()kur beni okurken usuna not alıyor, ezberleyerek sayfa atlıyor, yara alıyor. 'Yeni Hayat', Ankara (îüdül'tle bayileı toplaııtısı yapılıyor, sonra da belli beliısi/ ycrlerde, garajlarda konaklıyor, tralik kazalarına'karışıyor, otomobil ışıltıları, garaf pervaneleri, Cola imlaları, kan, bagır sak, şangırt.. 'Yazıcı'tla trafik kazası yok, onun yerine düşün kazaları \ar. Uslar, ya rall düşiinceler çarpışıyor. Rııh tleviniyor, silkiniyor, hcsaplaşıyor. Köylü düşiiniiyor, ya da düşüncmiyor. Ama ille birisi düşünüyor. 'Yazıcı'da yolları gezen ama gczdigi kadar yorumlayan, usa varan, dünyaya endeksleyen kişi ve kişiler var. Sonuçta iki yapıtın benzeıiiği, ikisinin yollarda gezinmesi, yolları konu etmesi, sonuçta ikisi de birer 'Yol Romanı'. Ama bence 'Yeni Hayat'm yolları seçik değil. Kaynağı olmayan. mavi boneuk tadında: Parlıyor, saydam hıkat dibi görünmıiyor. Benim yollarım hep kazılaıa tosluyor. tn san kavgalarma, sonııçsuzluğa. (Kitalıın bu halini Oruç Aruoba'ya adamak ne kadar isterdim. () da şiirlerinde hep bu 'uzak sonuçsuzluk' peşinde dizeler sıralı yor Onu bir kez salı toplantısında dinlc dim, böyle oldum.) Yeraltından Notlar (Dostoyevski) Bu ünlü romanı yeniden okuyunca bende açtığı deriıı ve geniş yarayı kolayca anla dıııı. 'Yazıcı'daki sıeak, içten tavır, anlatı mnndaki yürek yanıgı boşlugum, hep Yeraltından Notlar'ın dar açısından çıktı. () 'Ben hasta bir adamım' diyordu. Bcnsc hasta adamı, sajilıklı biriyıni^ gibi sundum. Vc kitapta Dostoycvski'nin sıcacık sarasına çok kestirme yoldan sarılmış vc de bırakamamış bir yürek bozgıınunu yaşatmaya çalışlım. Dostoyevski hayran llğının yılı ve yaşl yok. Yabancı (Albert (lamus) Kitabı yazmaya başlarken tüm amacım (laınus'nun 'Yabancı'daki başarısmı, bütünlüjiünü yakalamaktı. Onun ayarında ve tadında bir yapıt yaratarak okuıu bombardıınana tutmayı hedelliyoi'dıım. ()rtava bir şeyler çıktı, ama sayın okıırıım, bakın bakalım, iskeletimde romanın gö/ılesindc ^'abaııcı'nın sarsıcılığı, koyu gölgcsi lıissedilıvor 1 1 1 Yarkın'da ç.ılışırken ıliis kıııklığına 11? ugravan Poyraz, Karkın'da ılüşüş gösle recck; yazaılardan, yazından bilc uza£a, içkinin mor nek'Sİnc ufirayataktır. Orada ua tutunanıaz. Sonııç 2020 yılında düşe cc^i düşkünler eviılir. Yaşamı kıırtarmak için büyiik bir çabası yoktıır. (Jarkın tliş lilcrine kapılmıştır bir kere. Ronnmm bitimine yakın; aıkadaşı llasta nın yanına sığımrkcn, ncdcn ona 'Bize bizden fayda var' demiş ve sarılnııştır. Ne dcrnektir bize bizden fayda.1 Yabancı'nın; tlııası geri çevıilen rahibi, burada 'Hasta'mıdıı ? Yoksa hasta kinıdirr' Neyin nesidiı? Onun, buralara düşmesinde ilk pay salıibi olan kişi mi? Bütün bunları, okurdan duymak güzcl olurdu. Yanıtını isc okurun 'hiç' diye verdiğini duyar gibiyim. Iş te bu 'hiç' Yabancı'daki 'hiçliğin' Yazıcı'daki göstcrgesidir. Tablo: Karamsar. Her şeyin ötesi: Hiç! Küçük Prens (A. de Saint Kxupery) 'Yabancı' kadar yaratımdaki önemli et kcn 'Küçük Prens' olsa gcrck. Bunu son takıntıda da bclirttim. Kitabımın 'Küçük Prens'deki o başvuru, ya da el kitabı havasında olmasını istedim hep. Okuyan, birkaç kcz okusun, başkalanna salık ve rebilsin. Dolaylı olarak; okuma, etkinlik kazansın, görsel sanatların okıımaya çclmc attı^ı şu son dönemlerdc etkili yapıtlara yönelinsin istedim. Helc prcnsle lil kinin konuşmaları beni ne koyu ctkile miş. Tilki, dünyaya bir gezegenden dü şen Prens'e verilen görevlcri tekrarlar. Bu Ece Ayhan'ın karaşın dünyası da dc CUMHURİYET KİTAP SAYI 325 O nce adından başlamahyını: Yazıcı. Yazgımızdan başladlm söze. Yazarak bir şeylere varmak, kcndimi/i savunmak ilk uğraşımız. Elimizde bir deklanşör yok ki, toroğraf'çcker gibi bir yerlere basalım. Bunun yanısıra romanımın, yazın dünyasını anlatan yeri yok sayılır: Hepsi kendiın! Ufaktelek göndermelerle birkaç eleştirmeni, ozanı, romancıyı çağrıştıran, bazı satırları saymazsak bir 'Yazıcı'nın yazın dışındaki özel yaşamından ince çizgiler var burada. Hcn yaşadıgımız, ama çoğumuzun anlatnıaktan kaçtığı yaşam kırıntılarınm üstünc gittim. 'Bir Yol Romanı' diye cklenmesi de, 'Hayat' dcgil mi? I lcp bir yola benzer. Ordıiıı oraya gidersin, biter. Yol gibi hay.ıt. Kıvrım kıvrım, çeş^itli görüntüler sunuyor bize, geceli gündüzlü, karlı kışjı, güncşli çoğu da sevindiıici bir şey yaşam, vani vol.. Bir 'kara çalma'ydı beni romana başla taıı: Çalıştığım işyeriınin son yıllarında birkaç arkadaşla yaptığını tazladan, sıradışı, arkadaşlıklar, scvgi birliktelikleri türlii tiirlii anlaşıldı. Küçük bir kasabay dı. Tıpkı Yaşar Kcmal'in ünlü vc unııtulmaz yapıtı 'Teneke'deki gibi davulla karşılanıp tenckeyle u^urlanınak vardı sonunda. Ben dc yaşadıg'ım kasabaların adını dejîiştirerck bir kurmaca haline dönüştürdüm herşcyi. Karkın vc Yaykın; Ege'de, Izmir, Manisa yöresindc iki köyiin adı. Aslında olaylar yine oralara çok yakın bir başka yerlerde gcçri. Deuim ya.. Birçoğu kurmaca.. Ve en çok da kendinıi savunınaya yöncldim bu kitapta. Bcni dünyaya gctircn sebebe, yaşadığıııı çcvrcmc karşı kcndimi savundum. Bclki de dalıa çok battım. Bir de çok takıldıgnn bir konıı var: Ev lilik. pA'lilik konusıuıun üsriinc bu kitapta olduğu kadar, bundan sonra yazacaklarııııda da çok gideceğim. Çiinkii cvlilik üstünc kotıuşnıak bana yakışıyor. Bu işi bildiğiıni, acısıyla, tatlısıyla 22 seneyi aşkm yaşadığımı satııyorum. Kimsc beniın gibi, kış gccdcri sokuklarda sıkıntısından tcnckc toplamaz. I lcrkcsiıı tiyatroya, gala gccclcrinc cşiylc gittiği saatlerdc ben pardösümün kaldırılmıi} yakaları arasın Yaykın'dan Kankın'a da valnız bir cvliyi fazlasıyla oynadım. Çocuklarımı scvdi^im saatlcr, sc\cmcdigim saatlcrden daha azdır. IZvliliğin hcnı içinde ya^adım hem dışıın tanıdım. Bırakın ovlilij*i doya doya yazayıııı, ele^tireyim. Bana bu yii/ den Bukott'ski demcyin, anı.ı beni biraz scvmeyi dcncyin I)ostluğuııiLi/.dan pişmaıı olm.ı yacaksmız. Yalnızlar da sevilir, ama insam biraz sarhoş cderek. Soıuı usanç lıcr ijevin. Biten, kesiıı bir rüzgâr: ^'a^.ınıın lıcpsi. (îürültiilü, patır tılı arkadaşlıkların sorgıılandığı bir yjpı 'Yazıcı ya da Bir Yol Romanı' () 'ya da' cki beniın tııtarsızlığım, kararsızlığım sa nıyorsunuz de^il mi? Aslıntla dcğil. Belki luçbir ijcyin bana yotmedigi, az gcltliüi bir dünya lıurası. Kitaba birden fazla isim de takabilirdim: Bunu kamtlamaya çalıştım. Bclki de her kitabın en az üç ismi olmalı. Nc bilcyim beııim kitabımın ismi niye 'Yaykın'dan Karkın'a' olmadı, o da olabilirui. (J zamarı isimlcr üçlenirdi, istediğim dc olurdu. Seçmesi si/.in. Kitabın başlarında Nihat Behram'ın bana söylediği, czbcrletti^i bir dizesi var: Hangi kitabmdadır, bulanıadım. Onun da 'Fırtınayla, Borayla Dcnenmiş Arkadaşlıklar'dan haberi vardır olsa olsa. Zatcn lıep aynı çukurdan gelmedik mi? 'Onlarla başladım' derken işin içinde Relik Dıırbaş, Mustafa Oııe^, Aynur Sezer, Doğan 1 Iızlan, Aıkadaş Z. Ozger, Abdııllah ÖzkanC") yok mu sanıyorsunuz? Dudaklanna kavuniçi, günbatımı rengi rııj süren hanım arkadaşım, sizi çok er kek arkadaşıma dej>işmezdim: Keşke sizi bir gün Tarlabası'nda bir bataklıaneden toplaınasaydım. Işte ben o yüzden Istan bul'ıı terkcttim, buralara geldim. Bu ye îjilin canavar gibi konuştugıı F.ge'ye. Işte 'onlar' hepinizsiniz. İçinde olduğıımuz, durduğumuz herkes. Size adamakta ne kadar lıaklıyım:Siz o kadar çoksunuz ki! Arkadaşlarınızı sevin. Biraz daha sevin. Onlar dünyanın en iyileri. Belki çıkaıiarın bir birine en az dokunduğu yerde iirer gidcr arkadaşlık. Arkadaşlarm ar.ısında kalatı aralık; birbirlerini Iıııl.ı^ık olmava itmeyeıı ili^kilerin en giizeli. Ben o aralıklarm arasında çok durdıım,. Ve bu ronıan saylaları da sanıyorıım 'Ozyasamsal ögelcr taşıyan bir roman' degil, kendi deneylcrımi dile getirdim. Istedim ki benim saylalarım; altı kıırsıın kalemle çizilip ezberlcncn bir başueıı kitabı olsun. Yaykın'dan Karkın a, Sonra da yok olacagımızı bildiğimiz her yere. Kitabımın düzeltmeleri ve redaksiyonu sırasında Çetin Şan'la çalışırken, bana bir söz söylcmişti: Siz biraz daha burada kalırsanız romana birkaç sayfa daha ckleyeccksiniz. Çok do^ru Çetin Şan! Işte bu yazdığımız satırları da romana son takıntı olarak eklcycbilirsiniz. Roman durınuyor, gidiyor. Söz düzcni öyle.. Yazar; keııdı v.ıpııı lı.ıkkıııd.ı. en doğruları düsünendir, yanlışlannı görmezden gelir de, size en içaçıcı yanlannı gösterebilir. Yapıtınm az görülen yakalarına, onun sesiylc ulaşmak daha kolay olur. Işte 'Yazıcı Ya da Bir Yol Romam'nm yanına koyduğum bazı yapıtlarla birlikte düşiindüklerim: Yeni Hayat (Orhan Pamuk) Yapıtımı 1993'te bitirip editöıe teslim ettiktcn 35 ay sonra kitapçılarda 'Yeni Hayat'ı karşıladııi). Kitabı okuyııııca ilk düşüncem: 'Pamuk acaba benim yapıtımı editörden alıp okumuş mudur?' oldu. Hüseyin Peker, romanı "Yazıcı ya da Bir Yol Romanı"nı anlatıyor Kendl kendinin eleştlrmenl SAYFA 10