25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Y R I N T I Ö N E M L I I R YENİ ZAMANLAR/Der: S. Hall & M. Jacques 1990'larda PolİIİkanın Değİşen Çehresİ İnc«l«M* Ç«v.t Abdullah Yılme 20. yüzyıla her alanda damgasını vuran klasik solun argümanları çöküyor. Yeni bir yüzyılın eşiğinde yeni birManifesto kaleme almak gibi ağır ve iddialı bir girişimin koşulları çoktan oluştu. Eski düşünce kalıplarımız ve kavramlarımız, her gün bir yenisi su yüzüne çıkan sorunlar yığınıyla baş edemiyor. Ulusdevlet sınırları içinde mücadeleye girişen iki sınıfa dayalı anlayış, etnik, dinsel, cinsel ya da kültürel kimliklerin yeni talepleriyle sarsılıyor; "iktisadi aklın" ürünü olan ilerleme anlayışı, yaşanan ekolojik felaket karşısında tutunajnıyor. Bir yanda bilgisayar dünyasının göz kamaştıran hamleleri ve medyatik bombardıman, öte yanda kentlerin varoşlarını dolduran yoksul kesimleriniçler acısı ekmek kavgası ve her türlü radikalizme kucak açan bir gençlık... Yeni duyarlılıklar ve yeni hak arayışları ortaya çıkarken evrensel sorumluluklar da kendini her geçen gün daha fazla dayatıyor. Kısaca bazıları yeni, bazıları ertelenmiş birçok sorunun baş gösterdiği ve bunlara çözümlerin arandığı "Yeni Zamanlar"da yaşıyoruz. Sosyalizm şimdi ne söylemeli ki inandırıcı olsun? Elinizdeki kitap, "Yeni Zamanlar"ın gündemine sosyalist bir müdahale olanağı arayan anlayışın ürünüdür. Yazarlar, "tüm iktidar kişiye" diyebilmenin koşullarını araştırıyor; yıkıp yeniden kurmak yerine kendi dengeleyıci sistemlerimizi yaratabileceğimizi iddia ediyor; kendi değerlerimize uygun ev, sokak ve kent yaşamı hakkında düşünce sınırlarımızı zorluyor, eskinin parti ve devlet yapıları için alternatifler üretmenin koşullarını araştırıyor; kamusal alan/özel alan ayrımına yeni yaklaşımlar sunuyor; kısaca, yaşamın her alanında alternatifler üretip hayata geçirebijeceğimizi söylüyorlar. Sorunlar ağır ve karmaşık, ama başka düşünce akımlarına bakarak tereddütsüz şu söylenebilir: Tarihindeki eşitlik, özgürlük ve kardeşliğin izlerini sürerek radikal bir eleştiri süreci ile kendini aşan bir sosyalizm, günümüz sorunlarıyla baş etmede ve geleceğin kurulmasında hâlâ en yetkin dünya görüşüdür. Sevdiğimiz, ama içine girdiği mecradan dehşete düştüğümüz bu ülkede yaşamak, soluk alacağımız alanları, daha doğrusu geleceğimizi yaratma görevini veriyor bize. Yeni bir kavrayışla varolma uğraşına giren sosyalist güçlerin çözüm arayışlarına katkıda bulunabilecek soruları ve yanıtlarını içeren Yeni Zamanlar, bu yakıcı görevin ışığında okunmalı. Tarlh Ç*vlr*nt M. All Kıhfbay HOMO LUDENS/Johan Huizinga Oyunun Toplumsal İşlevi Üzerine Bir Peneme Biz insanların Homo Sapiens nitelemesini hak edecek kadar akıllı olmadığımız anlaşıldı... Birçok hayvanın da alet yapabildiği, dolayısıyla insana Homo Faber demenin de anlamsız olduğu görüldü... Peki biz kimiz? İnsana özgü üçüncü bir özellik olarak Homo Ludeng\, oyun oynayan insanı bu nitelemeler arasına katamaz mıyız? Johan Huizinga, Homo Ludens adlı bu temel eserinde yeryüzünde insana ait her şeyin başlangıcının oyun olduğunu gösteriyor. Önce oyun vardı! Oyun kurgusal olduğu bilinen ve gündelik hayatın dışında yer alan, bununla birlikte oyuncuyu da tamamen içine çeken gönüllü, özgür bir eylemdir. Sınırları özellikle belirlenmiş zaman ve mekân içinde gerçekleşen, her türlü maddi çıkardan ve yarardan uzak bu eylem, verili kurallara göre, belli bir düzen içinde yerine getirilir. Oyuncu ve kimi zaman da seyirci kendinden geçer, coşar... Bu şekilde tanımlanan oyun, tarih boyunca, hayatın her alanında kültürün temel öğesi olarak varlığını sürdürmüştür. Huizinga, kolektif hayatın bütün önemli biçimlerinin ibadet, şiır, müzik, dans, bilgelik, bilim, hukuk, mücadele ve savaş ortaya çıkışında oyunun son derece etkin bir rol oynadığını, Doğu ve Batı dünyasına ilişkin zengin tarihsel bilgi ve belgelere dayanarak gösteriyor. Fakat modern çağlarla birlikte oyun, hayatı zenginleştiren bir unsur olmaktan çıkıp bugünkü dar anlamına kapanınca, katlanılması daha güç, renksiz ve tekdüze hayatlar yaşamaya başladığımızı da Huizinga'dan öğreniyoruz: Ekonomik güç ve çıkariarın dünyanın gidişatını belirleyeceğine utanç verici biçimde inanıyoruz; ibadet eder gibi çalışıyor ve üretiyoruz; yavan ve kuru yarar duygusu, burjuva rahatlığı ideali zihniyetlerimizi etkiliyor. Oyuna toplumlarımızda artık yer yok; hayatın bütünlüğünden dışlanıp, sanayiye malzeme olsun diye bir köşeye atıldı... Yeniden oyun oynayan insanolmayı isteyenler için... BECERIKSIZ/Patricia Highsmith Kara Ayrıntı/Romaıt Çav.t Fü*wn Umar Hayatımızı biçimlendiren kimi yol ayrımları vardır; işimizi, yaşayacağımız coğrafyayı, sevgilimizi, arkadaşlarımızı seçmek, siyasal tercihimizi yapmak gibi... Bu ayrım noktalarında çoğunlukla birçok seçenekle karşı karşıya kalırız. Kendimizi ifade edecek yolu seçerken gerekli dikkati ve kararlılığı gösteremediğimiz zaman yalpalarız; hayatla aramıza mesafe girer, eksik yaşamaya başlanz... Kimi insanlar seçme kararlılığını göstermektense bütün seçenekleri birden denemek isterler. Hayatı kandırmaya, idare etmeye çalışırlar; kendilerini değil, parça parça başka hayatları yaşarlar. Beceriksizdirler... Patricia Highsmith bu kitabında eşini, işini, evini, arkadaşlarını seçmeyi beceremeyen birinin, hayatın gölgelerinde varlığını sürdüren "kara ayrıntılar"ın tutsaklığına nasıl sürüklendiğini ve hayat tarafından nasıl püskürtüldüğünü büyük bir ustalıkla anlatıyor... Piyer Loti Cad 17/2 34400 Çemberlıi aş/lslanbul Tel (0 212) 518 76 19 Fax: (0 212) 516 45 77 AYUNT1 AYRI NTI YA Y I N L A R I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear