Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
O K U R L A R A îlk şiirlerini lisede okurken Demir Özlü ve Hasan Pulur'la yönetitnine kattldıh "Dönüm" dergisinde yayımlamıstı Hilmi Yavuz. Daha sonra çeşitli dergilerde sürdürdübu çalışmalarını. Bu arada felsefe, düşün ve sanat sorunlarına ilişkin inceletne yazılan ile kitap eleştirileri de yayımlamaya başladı. Hkşiirkitabı"Bakış Kusu" 1969yılında yayımlandt ve ünümüze kadar siir itaplarının sayısı 9'u buldu. Geçen aylarda şiirlerini toplu olarak iki kitapta yayımladt Hilmi Yavuz. Yavuz'un, \unce ve duyarltlıklaryansıtan şiirlerini toplu olarak okumak bambaşka keyifler veriyor insana. Dergimiz bu hafta içerik olarak bir hayliyoğun; ama bunlaraan ikisirie değinmek gerekiyor.Prof. Dr. Jale Baysalönemli bir konuya "Sahibine Ulaşmayan Kitaplar"a değiniyor, Ann Charters ise Halil Turhanlı'mn çevirisi ile bir dönemin simgesi olan Jack Kerouac'ın "Yolda"sını anlatıyor. Bol kitaplı günler!... TVRHAN GÜNAY Doğduğu kent ünlü yazan çeşitli açılardan tanıtmayı sürdürüyor 8. Hermann Hesse Kolokyumu'ndan İzlenimler Alman edebiyatının 20. yüzyıl romantik yazarı Hermann Hesse'nin doğum yeri, Karaormanlar'ın sevimli kenti Calw'da, Uluslararası Hesse Kolokyumu bu yıl 1215 mayıs tarihleri arasında yapıldı. Prof. Dr. Gürsel Aytaç, bu kolokyumdan izlenimler aktarıyor bize. PROF. DR. GÜRSEL AYTAÇ lman edebiyatının 20. yüzyıl romanıık yazarı Hermann Hesse'nin doîUim yeri, Karaormanlar'ın sevimli kcnti Cahv'da, Uluslararası Hesse Kolokyumu bu yıl 1215 mayıs tarihleri arasında yapıldı. "Hesse'nin Türkiye'de Yankısı" üzerine bir bildiriyle katıldığım bu toplantıdan izlenimlerimi özetle de olsa aktarmakistiyorum. keza oğullarını vaftiz ettirmemiş, onlara, "gerek duyuy Drsanız kendiniz yapır bu işi" demiş. Herman Hesse, bu kolokyumdaki bildirilerin çoğunda edebiyatta ahlakı estetiğin üstünde tutan bir yazar olarak karşımıza çıktı. Mektuplarında, kendine akıl soran, genç, yaşlı kesimden okuyucusuna şunu öğütlüyordu: "Kendinle barışık ol, yeter." Mutlu olmanın temel ilkesi buydu Hesse'ye göre. Goethe gibi, Novalis gibi o da biliyorau ki insan, kendi yeteneklerini, kendi mizacını tanır da hayatını ona göre düzenlerse uyum içine girer; uyum ise dengedir, mutluluktur. Demek oluyor ki Hesse, kendinden çok çeşitli konularda yardım isteyen kişilere doğrudan değil, dolaylı yardımı uygun bulmuştu. Onlara fikir vermek, akıl vermek değil, ilke göstermek istiyordu, bu ise karşısındakine kendi başının çaresine baksın diye yapılan bir yardımdı. Almancasıyla "Hilfe zur Selbsthilfe". Hesse, bireyciydi, bu yüzden din olsun ideoloji olsun toplu çarelere bel bağlamıyordu. "Basiteindirgemek" ona göre bütün bu "çare"lerin ortak yanlışıydı. Okulu, öğretmenin o, makamlarca onaylanmış yol göstericiliği, öğrenciye kendini bulma imkanını tanımayışı nedeniyle hiç tutmuyordu. Thomas Mann gibi o da insanın kendi kendini yetiştirmesi gerektiğine inanıyordu. Okul, din ve ideoloji bir yana küçük masum gruplara üye olmayı bile doğru bulmuyor, bunlann hepsinin insanın kişilik özgürlüğünükısıtlayan,insanı"sürüyekatan", damgalayan kurumlarolarak görüyordu. Volker Michels, Hesse mektuplannın mesela bir Rilke'ninki gibi amaç değil, araç olduğu üzerinde durdu. Mektubu bir edebi tür olarak, öteki kurmaca eserlerinin arasına katıp edebî mirasından saymıyordu Hesse. Kendinden bir şeyler bekleyen okuyuculanna cevap niteliğinden öteye gidemezdi bu mektuplar. Öte yandan kurmaca eserleri, romanları ve öyküleri de belli bir düşünce ve felsefe yüküne rağmen zor anlaşılır değildi. Bu özellik onun belki de Almanya dışında bu kadar geniş bir alanda okunurluğunun nedeni. Yalnız Avrupa'da değil, Asya'da, Amerika'da da tutunan, eskimeyen bir yazar Hesse. Doğum yeri Calw, uluslararası kolokyumlarla Hesse'ye çeşitli açılardan yorumlar getirmeyi gelenek edinmişe benziyor. • "Kendlnle barışık oT' f A Imtlyaz sahlbl: Berln Nadl o Basan ve Yayan: venl cun Haber AJansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. öCenel Yayın Koordlnatöru: Hlkmet çetlnkaya o Cenel Yayın Damsmani: Ortıan ErtnçoYazı Işlerl Mudürtert: Ibrahlm Yıldız, Dlnc Tayanç (Sorumlu) o Yayın Yönetmenl: Turhan Cunay o Craflk Yönetmen: Dllek llkoruroReklam: Reha l$ıtman L Almanya'nın ünlü yayınevlerinden Suhrkamp, Hesse'nin bütün eserlerini eksiksiz yayınlamayı üstlenmiş. Bu bağlamda "Mektuplar" başlıbaşına bir olay. Hesse'nin yeniden değerlendirilmesini gerekli kılacak kadar önemli belgeler bunlar. İki yıl önceki kolokyum yazarın Nazi Almanyası'nda, görünürdeki "suskunluğu"nun tam tersini belgelerle kanıtlamıştı. Bu kez toplantının konusu, Hesse'yi yorumlamakla ilgiliydi. Ahlak felsefesinin temeline DoğuBatı sentezini almış bilge kişi olarak Hesse, ömrü boyunca, en çok da yaşhlığında, okuyucularından aldığı sayısız mektupta kendini hep akıl danışılan kimse olarak hissetmekten rahatsızlık duymuş. Bu mektuplara yazdığı cevap, ortak paydada toplanacak nitelikte: "Kendi yolunu kendin bulacaksın!" anlamında "Die Antvvort bist du selbst" diyor Hesse. Işte sözünü ettiğim kolokyumun başlığı buydu. Mektupların yayıncılığını üstlenen Hesse uzmanı Dr. Micneis, yazarın 35.000'in üstünde mektup almış ve çoğunu cevaplandırmış olduğunu söylüyor. Hesse, 20. yy. Alman yazarları arasında Th. Mann, Rilke ve Kafka gibi mektup yazmak Hesss'yi yorumlamak tan hoşlanan birkaç yazardan biri. Yeni yayınlanan mektupları, onun çekingen mizaçlı, gösterişten, insan arasına çıkmaktan hoşlanmayan bir yazar olduğunu ortaya çıkarmış. Okuma günlerine ancak "katlandığını" yine mektuplarından öğreniyoruz. Hakikati "arayan", hiçbir şeyi kalıp nalinde kabullenmeyen kişiliği ise Hesse'nin eleştirici, dolayısıyla aydınlanmacı akılcı özelliğini gündeme getiriyor. Frankfurt okulu filozoflarından Prof. Dr. A. Schmidt, "Hesse'nin Mektuplarından Toplanan Felsefe Meyveleri" başlıklı konuşmasında bu mektupların üslubundaki sadeliğin, olsa olsa aydınlanmacı bir kafanın işareti olabileceğini savundu. Avrupa düşüncesi, Asya felsefesi gibi Hıristiyanlığı da kendi akıl süzgecinden geçiren, yaratıcı t i r kişilik çıkıyordu karşımıza. Tübingen radyosundan Dr. Vogel'in yönettiği yuvarlak masa toplantısında Hesse'nin Suabyalılığı söz konusu edilirken, oğlu Heiner Hesse, babasmın bir dünya vatandaşı olduğunu, bir misyoner ailesinden geldiği halde Hıristiyanlığın birçok kuralını uygulamadığını anlattı. Mesela üç kez evlenen Hesse, asla kilisede nikah kıydırmamış, Esklmeyen yazap DÜZELTME Sayın prof. Dr. Gürsel Aytaç'ın, geçen hafta yayımladığımız "Almanya'nın en ünlü edebiyat eleştirmeni: Marcel ReichRanicki" adlı yazısının son paragrafında yer alan "çarpıcı" kelimesi bir dizgi hatası sonucu "çarpık " olarak dizilmiştir. Bu yanlışlık sonucu anlamı büyük oranda değişen son paragrafın doğrusu söyle olacaktır:" ReichRanicki, açık seçik üslubu, akılcı ve çarpıcı yargılarıyla Alman edebiyatına damgasını vurmuş bir eleştirmen. Karşı görüşte olanlar kendisine, çoğu zaman da kişiliğine saldınyor, ama bu, tam tersine onu yüceltiyor." Prof. Dr. Gürsel Aytaç ve okurlarımızdan, bu yanlışlık nedeniyle, özür dileriz. S A Y F A 3 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Yİ 2 2 5