26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Şiir ve hikâye dünyasının sessiz bir insanı: Faik Baysal Kadınlarlarla baslayan... "Öyküler', "Rezil Dünya', "Ateşi Yakanlar" adlı kifapların yazarı Faik Baysal 1922 doğumlu bir genç insan. 1973ten bu yana yalnızca çeviri yapan ve edebiyat uğraşını siirdüren Baysal askerliği sırasında Orhan Veli, Bülerıt Ecevit gibi isimlerle birlikte hapis yatmış. KEMAL ÖZMEN "Seviyorum nesi varsa şu dünyanın, Bu sabahlar <,Mİtiırtıyor beni en çok..." "Gecelerlebaşımhiçhoşdeğil, Güneş dediğin yanıbaşımda olmalı hep..." ~ Bizekendinizi tanıtırmısınız? Bu solıbeı toplamısi için teşelfkür ederim. 1.12.1922 yılında İstanbul'da doğdum. Ben doğar doğmaz anncm Fmlane vefat etmiştir. Annemi görmeden büyiidüm. Babaannemin elinde kaldım. Daha sonra Adapazarı'na gittik. Babam evlenmişti. Büyük tiic carlardandı. Edebiyat ile ilgihi yoktu. Çocukluğum Aılapa/.an'nda geçmiştir. tnsanlara dikkat ederdim. Olimpos gazozlarını severdim. Kapaklarındaki misketlere ilgi gösterirdim. Bir bisiklet isterdim. Keko dedikleri Kerim ismindeki birini orada tanıdım. Kerim Bey yaşlı bir adaındı. Şinıdi Serdivaıı olarak anılan Sarduvan kazası hakkında öyküler anlatırJı. Türkiye deki köylerin bir temsilcisi gibiydi Sarduvan kazası benim için. Daha sonra 1942 yılında Çankırı'nın Kurşıınlu kazasında ilk hikâye kitabımı ortaya koydıım. Sarduvan böyle yayımlanmıştı. Babanızınadıncydi? Elendim, benim adım Mustata Bavsal.* C) zaman soyadı yoktu. Babamın adı Mııstafa Faik'tir. İsmim babamdan ıntikal etmışoldu. Neticeolarak büy ükannenı ve babam benim okııl hayatım ile ilgilendiler. Babamı ziyare te giımedim okul boyunca. Okul hayatından memnundum. 11 yıl boyunca Tiirkçe konuşmadım. Ürta birinci sınıftan sonra Ingilizce eğicimi başladı. Bizim zamanımızda Saint ]oseph çok zordu. Birinci sınıfta 41 kişiydik. Son sınıf ta 4 kişi olduk. 1939 yılında mezun oldum. üyunlar sahneye konurdu. Kızları dışardan getirenıiyorlardı. Erkeklerkızkılığınagirıyordıı. Orta ikinci sınıha Atatürk'ün emri üe okula kadın öğretmen gelmişti. Çok sevindik. Bayram ettik. Bu sevincimi keş ke bir öykümde anlatsam... Dersçalışnıayı unuttuk. Üzellikle ben çok sevindim. Çünkü annem yoktu. Edebiyata da bu sıralardabulaştım. • Şiirlenasıltanıştımz? Ükul sıralarında iken amcam aradı. Yarın gelip seni alacağız, dedi. Arabada amcam ağlıyordu. Babaannen hasta, dedi. Hastaneye gittik, ziyaret ettik. Ertesi gün vefat etti. İlk şiirimi babaannem için yazmıştım. Bana olan ilgisi derin izler bırakııııştı. Gündüz adında bir dergide yayımlanmıştı bu şiiriın. Mezun olduktan sonra Fındıklı'daki Güzel Sanatlar Akademisi'ne girdim. İmtihanı kazandım. İmtilıan sırasında 2030 ki şi vardı. İmtihan sorusu da "Al bert Samen ile Ahmet Haşim arasındaki paralel konu"ydu. îmtihan Fransızca olarak yazılacaktı tabii. Bereket iki yazarı da çok seviyordum. Cevdet Perin yönetici idi. İmtihan sırasında epey dikkalli davranıyordu. Buna rağmen sıkıntıya diişmüş bir kız öğrenciye yardım ettim. Şimdi hâlâ görüşürüz. Nevin Ozkaya'dır adı. Bir yıl filolojiye devam ettim Bu arada Hitler Polonya'ya saldırdı. Bizim okulu bitirenler hemen evlenirdi. Ben ise daha para kazanıyordum. Amcam da beni evlendirmek istiyordu. Bir nevi kaçış yaptım. Ankara Radyosu Dıj Yayınlar Servisi'ni kazan Saint Josephten 1939 yılında mezun oldum. Askerde 1.5 ay hapis cezasi aldım.İki nöbetçi ile beni aşağıya indirdiler. İçerisi çok kalabalıktı. dım. Kısa dalgada spikerlik yapıyordum. Ankara'da Sabri Frtan vardı. CahitSıtkı'yı tanıdım ~ Askerlikhatıralarınızneler? Türkiye bu sıralar savaşa girdi giriyor. Askcre çağırmalar artıyor. 16. devre yedeksubay olarak Ankara'da başladım. Askerlik sırasında bir şiirim yayımlandı. Dergiyi Abidin Dino, Arif Dino, I Iasan İzzettin Dinamo hirlikte çıkarırdı. Şiirimbudergideçıktı. Birin ci bölükteydim. Topçu üsteğmen beni çağırdı. Komutan seni çağırıyor, dedi. Çıktım. Odasında bana bir gazete gösterdi. Bu kimin yazısı, dedi. Gazetede yayımlanan şiirin altında Faik Baysal yazıyordu. Hatırlamıyorum, dedim. Gazeteyi zor okurduk. Yalan söylüyorsun, dedi. Netice olarak bu şiir dolayısı ile beni mahkemeye çıkardılar. Suçum, jiirde kullandıgım ifade ile ilgiliymij. Şiirin son bölümii şöyleydi; "Karıma mektup" Karım çok sürmez belki, verilir ebedi tezkere Savaşa gidcrsck şu sıra, işimi bilmez ağlıyacağım tutuyor, Ama gözyaşı yasaktır askcre..." Hâkim beni azarladı. Askere gözyaşı nasü yasak olur, diyordu. Bir buçuk ay hapis cezasi verdi bana. İki nöbetçi ile beni aşağıdaki hapishaneye indirdiler. îçerisi çok kalabalıktı. Ben çok geç kalmışım. Bütün ressanılar, şairler, müzisyenler, hocalar hepsi içerde. Orhan Veli buradaydı. Ecevit bile buradaydt. Daha sonra çıkanları çavuş yaptılar. Mareşal Fevzi Çakmak işe el koydu ve çavuşlarınsubaylıklarıiadeedildi. Romançalışmanıznasıloldu? Çankın'nın Kurşıınlu kazasına gitmiştim. Bu devrede "Sarduvan" kitabımı hazırladım. llerkes şiir beklerken ben hikâyeye döndüm. Bu kitabımınyayımlanmasını da bir kadına borçluyum. İstanbul'da tanıdığım yayınevlerine gidiyorutn geliyorum bastırmak için bir i!;ik alamıyorunı. Kimsebenitanımıvor bu arada. Kadıköy'de bir pansiyonda oturuyordum. Vapura bindim. Alt kamarada otutuyoruın. Çalışmamı sarı bir deltere yazmıştım. Onu tetkik ediyorum. Bir hanım, "Bu sizin mi" diye sordu. "Evet benim efendim" dedim. "Tetkik edebilir nıiyim" dedi. Verdim. Biraz sonra, "Bu nıüthiş bir şey" dedi. Sonuç almadığımı öğrenince beni toplantı yaptıkları pastaneye davet etti. Beni davet eden hanım psikoloji fakültesinde asistanlık yapan Selvin Evrim Hanım idi. Büyük uğraşılardan sonra kitabımı yayımlattı. ~ Çalışmalarınıza daha sonra nasıl devamettiniz? Pertevniyal Lisesi son sınıflarında Fransızca ve İngilizce öğretmenliği yaptım. Beşaltı yıl sonra istifa ettim. Maaş yetersizdi. özel okullarda dil derslerine devam ettim. Sabah sekizde baslayan hocalığım, geceleri devam ederdi. Bu çalışma temposunu 15 yıl devam ettirdim. Daha sonra Meydan I.arousse ansiklopedisi yayın kadrosuna girdim. 1973ten itibaren sırf çeviri ve edebiyat yaptım. Genç yazarlara söyleyecekleriniz var mı? Şiir dünyasında son on yıldır bir bozulma görüyorum. Bu belki benim şiir anlayışımdan ileri geliyor. Şiir bir öykü değildir. Bence müziktir. Kalbe hitap eder. Kalbimizden beynimize gider sonra aklımıza gelir. D C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 1 5 S A Y F A 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear