Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Henri Bergson'un 'Zihin Kudreti* kitabı Batı Klasikleri dizisinde U I: Ç M I Ş I N G E L E C E 6 I Yararlı bir dans kitabı Klasik Akademik Dans / Editha Alnıaçık / Çeviren: Prof, Dr. Melahat Özgü / 73 s. Doğanın yaratıcı devinimi "Eğer biri doğaya yaratıcı deviniminin nedenini sorsa ve o da kulak kabartıp yanıtlamaya gönüllü olsa şöyle der: Bana sorma, sessizce anla; benim sessizce konuştuğum gibi..." Henri Bergson İRİS KANTEMİR yüzyılda öncmli değişimlere uğrayan düşünce akımlarının öncülerinden olan Fransız düşünür Henri Berg0 son'un (18591941) babası Musevi, annesi İrlandalıydı. Felsefe ve edebiyat öğrenimini tamamladıktan sonra, taşrada ve Paris'te öğretmenlik yaptı, 1900 yılında da College de France'a profesör olarak atandı. 1941'de Fransız Akademisi üyeliğine, 1927'de de Nobel Edebiyat Ödülüne değer görüldü. H.B.Sorel ve Dewey gibi düşünürleri ve edebiyatta önemli bir yeri olan Proust'u etkiledi. Etkinliği nedeniyle çağının bellibaşlı düşünürlerinin yanı sıra geniş bir aydın kesiminin de ilgisini çekti. O zamana dek kuramsal ve soyut yöntemlerin egemen olduğu geleneksel düşünce sistemlerinden ayrılarak, bıreyin cvrene, yaşama ve iç dünyasına bakış açısına değişik bir boyut getirdi. Bergson'un düşünce çizgisi, toplumla doğa ve ruhla madde arasındaki diyalektik bağlantıyı irdelemckte yeterince güçlü olmamasına ve doğa ötesine yönelmesine karşın, bireyin gerçekliği kaçınılmaz olan madde dışında, doğal varsaydığı geleneksel gerçeklerin aslında öğreti ve koşullanma sonucunda, toplumsal düzeni ve rahatlığı sağlamaktan öte bir işlevleri olmadığını çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. 20. yüzyılın değişik düşünce akımlarının gelişmesine yol açan bir başlangıçtı bu. Örneğin, Bergson'a göre, evrenin kesintisiz akışı içinde birey aslında olmayan yapay bir zaman kavramına koşullanmak zorundadır. Bu örnekten yola çıkıldığında ve gerçek olduğu varsayılan tüm geleneksel kavramlar ele alındığında, bu kavramlann kuramsal ve soyut yöntemlerle öğrenılmiş kalıplar olduğu anlaşılır. İşlevleri dili zenginleştirerek pratik amaçlara yönelik yapay bir iletişime yardımcı olmaktır. Bu donuk kavramlar birbirlerinden kopuk ya da bırbırlerine karşıt oldukları için gerçek yaşamı yansıtmazlar, entelektüel düşünce çizgilerinin çözümlenmesi olanaksız yapaylığında sıkışıp kalırlar. Bergson'a göre, evrenin devingen akışı sürekliliğine tüm canlılar yaşamları boyunca kendi iç süreleriyle katılırlar. İnsanın diğer canlılardan üstünlüğü, düşünürler arasında ilk kez Bergson'un enerji olarak tanımladığı zihin gücüne sahip yaratıcı ve yapıcı bir canlı olmasıdır, ama bireyin zihin enerjisinın bir parçası olan zekâsı ancak maddesel yaşamını sürdürmesine yarayan kısıtlı bir araçtır. Birey zihinle madde arasındaki bağlantıyı eğitim ve koşullanma sonucunda kazandığı mekanik belleğiyle kurar. Oysa bu mekanik belleğin yanında Bergson'un "saf bellck" diye nitelendirdiği bilinçdışının da insan yaşamında önemli bir işlevi vardır ama, bu önemli etken sürekli göz ardı edilir. Bireyin yapay gerçekleri aşabilmesi, "gerçek" gerçeğe yönelmesi ve evrenin sürekli akışıyla kendi iç süresi arasındaki uyumu anlayabilmesi, koşullandırma sonucunda dcğil, anlık deneyimler yoluyla olur. Bu olguda zekâ MEÜH CEVOET ANOAY "Millî aile" gibi "millî balc" de son günleıde çok konuşulur oldu. Konservatuvar bale üğrencilerinin, "Biz davul zurııa ile sıçramak istemiyoruz" diye başkaldırdıklarını gazetelerde okuduk. Ü günlerde elınıe geçen Editha Alnıaçık'ın "Klâsik Akademik Dans" adlı kitabmı bu yüzden merakla okudum. Sayın Prof. Raik Alnıaçık, kitabı bana şu sanrla tanıtıyordu: "Eşimin kitabını «ay^ıyla sunuyoruz. Dalında 'l'ürkçe basılmış ilk hale kitîbıdır." bale ile ilgili okurlarıma salık verirken, kitabın bence ilginç bölümlerinden birini atlayarak sunmak isıiyorum. "Döncrek vapılan en eski danslar dönme ve topaç d.mslarıdır. Bütün antik Akdeniz kıvılarında buna burgaç daniları denirdi. İlkel toplumlarda, Keltlerde, Orta Asya Şaraanlarında, bazı Rus Ûrtodoks tarikatlarında ve Çinlilerde burgaç danslarının var olduğu biliniyor. Dönme danslarının bajlıca niteliği vecde dayalı eksıaz damları olduğudur. Dönme olayuıda ins.an lıem ruhsal, hem bcdensel bir ekstaz haline gelır." "Dönme danslarıntn cn ünlüsü, en sistematiği Mevlevî dervişlerinın yaptıfeı "sema" adı verilen bir tür ibadct dansıdır. Sema'yı ilk kez Konya'da XIII. yüzytlda Mevleviliğin kurucusu Celaleddin Rumi yeniden yarattı. Onun bu dönme türü üzerinde çok çalıjtığı bilinir. Daha sonra oğlu Baha Veled ve en yakın müridı Hüsamettin Çelebi, semayı grup dönme dansı olarak kurallara bağlamiilardır. Semanın Mevlevî dansındaki anlanu 'nıusikı nağmelerini dinleyerck \e ona uyarak rakscdip dönmektir." Aslında tandi ckseni etrafında dönme ihtiyacı ve istemi insanın cn doğal ihtiyaçlarından ve davranış biçimlerindendir. Çocuklar yürümeğe başlar başlamaz, kimse onlara haydi dön deıneden, belki çocuk daha lıiç dönen bir kimse (jörmeden dönme denemeleri yapar." Az sonra yazar diyor ki: "Ben şimdi bunu, klasik akademik dansa uyarlamaya çahşacağım. Klasik akademik dansın kendine özgü büyülü, geometrik bir biçimi v^rdır. Bu biçime Apolionik dans türü diyoruz. Dansçı buna dönme fıgürleri ae kattığı zaman, geometrik biçimin karşısında bir de vecd ile oluşan yeni bir tfğe doğar. Buna da Dionystik dans türü diyoruz. Böylece dansçı, klasik akademik bale dansında, Apolionik ve Dionvstik'in uyumlu beraberliğini birlikte yaratır." Hareketleri gösteren desenlerle süslü bu öğretici kitap Almanca olarak kaleme alınmijtır; onu dilımize çeviren ise eski dostunı Prof. Melahat Özgü'dür. "Klasik Akademik Dans"ın kitaplığınuz için büyük bir kazanç olduğu kanısındayım. Henri Louis Bergson (18591941) yetersiz kahr. Anlık duyusal algılama ve sezgi önem kazanır. Bergson'un düşünce çizgisinde gerçek, özünde ruhsal bir deneyimdir ve yapay olmayan gerçeklere yalnızca sezgi yoluyla ulaşılır. Son günlerde Milli Eğitim Bakanlığı'nın olumlu bir girişimle yeniden basımına karar verdiği Batı Klasikleri dizisinde yayımlanan "Zihin Kudreti" (L'Energie spirituelle), zihinsel ve ruhsal enerjiyi, devinim, bilinç, bilinçaltı ve bilinçdışını, zorunlu ve özgür iradeyi ve zaman kavramını değişik irdelemeleriyle çağdaş düşünce sistemlerine önemli katkısının yanı sıra ruhbilime de yeni boyutlar kazandırmış böyle bir düsünürün, Henri Bergson'un inceleme ve konferanslarını kapsıyor. Ancak Bergson gibi önemli Batılı düşünürlerinin ve yazarların yapıtlarının basımının yeniden gündeme geldiği günümüzde, Sayın Miraç Katırcıoğlu'nun değerli katkısını hiç unutmadan " g ü n ü m ü z d e " sözcüğünden yola çıkarak, bu yapıtların, Batı Klasikleri dizisinde eksik olan basımlarını tamamlamaya çalışan kitap meraklıları ve araştırmacıları aşarak, yeni kuşakların da bu önemli düşünür ve yazarların evrensel düşünce sistemlerinden yararlanabilmelerini sağlamak amacıyla, çeviri dilinin yeniden gözden geçirilerek, bu yapıtlara geniş kapsamlı toplumsal bir işlev kazandınlması dileğiyle. D TADIŞAHANALART BdgeseBnin usta yaan bu kez, bunalımlı yülann romanını yazrt Yalın ve suruJdeyid bir anlahmla ortaya koyduğu gerçcklcr, yenik düşmüş bir gençlik kesiminin buruk yaşamını sergiliyor. 211 savfa, 16İ)İDTL. \ Gaıete bayilerinde, kitapçilarda Hür Dağıtım S A Y F A 1 Geneldağıtım: CUMHURİYETKİTAPSAY/46