05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Georges Duby kitabtnda ortaçağın aynntıh dünyasını yansıtıyor Ortaçağ bir zihin hali mi? Ortaçağ însanları ve Kültürü / Georges Duby / Çeviren: M. Ali Kılıçbay / Imge Kitabevi / 240 s. / 8.500 TL. / CKK Kod No: 308.048 İNSAM.AKI İSMAh. MURAT Ortaçağ... Şatoları, şövalyeleri, Haçlı Seterleri ve engizisyonu ile bugünden bakıldığında bize pek «,ok yönleriyle yabancı gelen imgeteri zihnimizde canlandıran bir sözcük. ' Ortaçağın bize bu kadar uzak ve yabancı olması belki yalnızca zamansal değil. Bugün bizi gerçekliğe bağlayan birçok kategorinin ortaçağda geçerfi olmaması, söz konusu uzaklığın nedeni olabilir mi? Öte yandan ortaçağ yaşamı ve kültürünü bir tür "çocukluk" dönetni olarak görmek de, onun bugünün gerçekliğinin 'ilkel' ve 'gelişmemiş' tarihi önaşamalarından biri olarak kabul etmek de ortaçağ insanını bize yaklaştırmıyor. Ortaçağın toplumsal gerçekliğine ona özgü kategori ve kurumllra yönelen bir tarihçi "gözü" tarımsaitekniklerden feodal turnuvalara kadar tarihin cetrefil akışı içinde birçok karmaşık ilişkiyi ayirt edebilecektir. Ortaçağ însanları ve Kültürü kitabında bu tarihçi "göz", konusunda yetkin bir uzman olan Georges Duby'ye ait. Duby soyluları, serfleri, manastırları ile okura ortaçağın kesitinden öte, aynntıh dünyasını da yansıtıyor. Ancak kitaptaki makalelerin rahat bir anlatı kcyfi ile okunacağı sanılmasın. İlginçliklerinden doğan tüm tarihsel çekıcılerine karşm Duby'nin metinlerini okumak azımsanmayacak bir zihinsel enerji gerektiriyor. Bunun bir nedeni de kuşkusuz ortaçağa özgü birçok kavramın Türk kültürü ve Türkçeye tümüyle Geçmlşi kendi gerçeklljji içinde kavramak ıstıyorsak onun uzgün yapısına girmek zorundayız. Bu,ftzellikleortaçafi için vazgeçilmez önkoşu!. yabancı olması. Neyse ki kitabın sonundaki küçük sözlük bu yabancılığı azaltmakta. Tarihin çeşitli dönemlerinde çeşitli insan toplulukları farkh kültürler yaratarak dünyayı kendilerine göre tanıdılar ve kavradılar. Bunu yaparken de kendi özgün, tarihsel dünya tasarımlarını oluşturdular, kendi tarihlerini kurdular. Ve biz şimdi, geçmişi 'kendi gerçekliği içinde' anlamak istiyorsak ona uygun ölçütlerle yola çıkmalı, içkin bir çalışmayla incelenen geçmişin özgün yapısına eirmelı ve bize özgü modern anlayış ve tahminlerin kalıbına geçmişi uydurmaya çalışmaktan şiddetle kaçınmalıyız. Bu, özeliikle ortaçağ gibi "çok kendine özgü" bir dönemin doğru anlaşılması için vazgeçilmez bir koşul niteliğinde. Kitabın çevirmeni Mehmet Ali Kılıçbay'ın önsözde değindiği 'feodalite' örneği dördüncü makale tarihe ilişkin yanlı> algılarımızı gösteriyor: "Ülkemizde çoğu zaman dar kapsamh olan tarih araştırmaları, ne yazık ki feodaliteyi ancak ekonomik veçhesiyle ve bunu da ancak çok eksik bir şekilde görüp çerçeveleyebilmişler; bu sosyal formasyonun toplumsal, siyasal ve en önemlisi de zihinsel çerçevesini görememişlerdir. Böylesine bir araştırma ve kavrama kısırlığı içinde üretilen yapay özdeşliklere bağlı olarak Osmanlı tarihiyle Batı Avrupa tarihi arasında hayali paralellikler kurulup bir de bunların üzerine siyasal teoriler oturtulunca iş iyice çığrından çıkmıstır." Duby, Batı'ya özgü bir oluşumu, bir "zihin hali" olarak gördüğü feodaliteyi zaman ve mekân olarak sınırlı, evrenselleşmemiş bir tarz olarak kabul eder. Duby, ortaçağın içine kapanık, atıl bir çağ olduğunu vadsır. Ortaçağ efendiler arasındaki kazanç rekabeti, köylü isyanları, zanaatçılann yönetime katılma talepleri, kitle kıpırdanmalarıyla bunları yaratan şiddetli basınçların bileşkesinde aranmalıdır. Bunun nasıl yapılması gerektiğini Dubv'den dinleyelim: "Ve artık üretim iiişkilerinin bağlantıları içinde yer alan çatısma tohumlarının tam yönünün ne olduğu sorulabilir. Kaynakların niteliğinden teşvik bulan siyasal tarih de bazı cevap unsurları getirmektedir. Bu tarih, bu ayaklanmalarda devletin yapılannın yaşlanarak güçsüzleşmesi ve rnali baskılara karşı cevaplar bulmaya vönelmektedir. Ancak tamamen tatmin edici sonuçlara varabilmck için tabii ki zihinsel tavırları büyük ölçüde hesaba katmak gerekmektedir. Bu hareketlerin, aynı zamanda, henüz kaba olan bir dinselliğin Mesih'in dünyaya tekrar geleceğine dair temsillcriylc ve Hıristiyanlığın alt tabakalar intikaline refakat eden su tedrici eğitim aracılığıyla, dilenci rahiplerin ve tiyatronun olusturduğu su güçlü eğitim araçlanyla da sarsalanıp sarsalamlmadığını sormak. Bu toplumsal tarih sorunu dinscl duyarlık incelemcsinc, arkadaşlık örgütleri ve tarikatların, nihayet sözel edebiyat ve sanat eserlerinin temalarının dinsel duyarlıklarının incelenmesine başvurulmadan aydınlatılmaz. Zaten Duby'nin ortaçağ incelemelerinde önemli olan, ekonomik olguların inceîenmesinin zihniyetlerin incelenmesine sıkıca bağlanması ve iki olgu dizisi arasındaki tutarhk ve sapmaların gözlenmesı. D S A Y F A 11 CUMHURİYET KİTAP SAYI 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear